Sorun Verilerin Korunması mı Verilerin Olması mı? Mahremiyet hakkında bir yazı
You can not select more than 25 topics Topics must start with a letter or number, can include dashes ('-') and can be up to 35 characters long.
 
Sorun_Verilerin_Olmasi/sorun_verilerin_olmasi.md

3.1 KiB

Sorun Verilerin Korunması mı Verilerin Olması mı?

Kişisel veriler ve mahremiyet konularında yumurta tavuk gibi bir çıkmazın içindeyiz. Yakın zamanda gerçekleşen ve devletler tarafından hızlı bir takip sistemi saldırısına dönüşen covid-19 salgını ile birlikte tüm dünya insanlarının bu konuyu tekrar tartışması gerekiyor. Mesele verilerin korunması mı yoksa sorun verilerin sadece var olması mı?

Homo sapiens'in yükselişi örgütlenme yetisine dayanıyor. Bu yetinin gerekliliklerinden biri ait olunan topluluktaki üyeler hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirdiğinden aslında toplumla birey arasındaki mahremiyet hep çatışma içindedir.[buraya yazılardan birine gönderme] Avrupa tipi demokrasiler, anayasal düzenlemeler ve haklar hukuku etrafında şekillenen medeniyetimiz ile birlikte mahremiyet sorununu kurallara bağlamaya başladık. Bu kurallar ha konut dokunumazlığı oldu ha özel hayatın gizliliği. Temel haklar günümüz sayısal dünyasının koşullarını korumaya yetmeyince(!) "kişisel veri" ve bekçisi kişisel veri koruma hukukunu ortaya çıkardık. Basitçe insanların yaşamlarının organik özgünlüğünün indirgendiği "verileri" korumak için elimize kuraldan ve kanundan bol bir şey yok durumunda.

Gelin görün ki; gördüğümüz tek şey kuralların çiğnenişi! Her krizde, toplumun korku içinde düştüğü her gün devletlerin aklına gelen neredeyse ilk ve tek önlem; o gün imkan olan en geniş alana izleme, kayıt ve takip sistemlerini genişletmek. Kanunlar bunun dengeli yapılmasını söylerken kim söz dinler? İfade hep aynı: "ortada bir kriz var vatandaşlar, bunu çözmek için sizin(!) fedakarlıklarınız gerek!". "Vatandaşların" 20. yüzyıl ve soğuk savaşı izleyen dönemde dünyanın tek fedakarlık kaynağı olduğu düşünülürse bu istikrarlı gidişe şaşırmamak gerekir sanırım.

Bilinen bir gerçek var ki; korku ile özgürlüklere gelen sınırlamaların zamanla hem baskıyla hem rahatlama ile kanıksandığı ve kaybedilen özgürlük alanlarının ya hiç ya da çok zorluklarla yıllar sonra geri kazanılabildiği. Yakın tarih bunun hem yerel hem kürel örnekleri ile dolu.

#1862 California kanunu ve 1984 D.C. Williams telgrafları dinleyip hissedarlara bilgi satmaktan hüküm giyiyor.

#1928'de Prohibition? devletin dinleme yapması yargı tarafından kılıfa uyduruluyor.

#1950'lerde özel dedektiflerce yapılan dinelemlerin devletçe de yayılan telefon hatlarında yapılabileceği endişesi başlıyor.

https://www.theguardian.com/world/2020/mar/06/more-scary-than-coronavirus-south-koreas-health-alerts-expose-private-lives https://www.theguardian.com/world/2020/mar/25/mobile-phone-industry-explores-worldwide-tracking-of-users-coronavirus https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/coronavirus-israel-cases-tracking-mobile-phone-nso-spyware-covid-19-a9410011.html https://techcrunch.com/2020/03/18/israel-passes-emergency-law-to-use-mobile-data-for-covid-19-contact-tracing/ https://news.sky.com/story/coronavirus-nhs-unveils-data-platform-to-track-beds-staff-and-ventilators-11964216