|
|
|
@ -0,0 +1,52 @@ |
|
|
|
|
--- |
|
|
|
|
title: "Linux falan derken, ekoloji de nereden çıktı?" |
|
|
|
|
summary: > |
|
|
|
|
Yazılım özgürlüğü teknik bir konu olarak ele alınması sebebiyle politik önemi genelde gözden kaçırılan bu konu, diğer pek çok hak mücadelesine de dahil. Yazılım özgürlüğü teknolojik eşitsizliklerin, ifade özgürlüğü mücadelesinin, feminizmin ve hatta ekoloji mücadelesinin dahi bir parçası. “Bu özgür yazılım dedikleri Linux, Minux, Ubuntu, Libreoffice bir şeyler değil miydi, nereden çıktı ekoloji?” dediğinizi duyar gibiyiz. Bu yazıda yazılım özgürlüğü ve ekoloji ilişkisi; dijital varlıkların yeniden kullanılabilirliği, iyileştirilebilirliği, donanımların kullanım ömrünün mümkün olan en uzun şekilde olması ve tamir hakkı ekseninde ele alınacak. |
|
|
|
|
date: 2022-08-17T13:38:03+03:00 |
|
|
|
|
author: Neslihan Turan |
|
|
|
|
categories: |
|
|
|
|
- ozgurluk |
|
|
|
|
photo: |
|
|
|
|
url: /images/yazilar/electronic-boards.jpg |
|
|
|
|
urlband: /images/yazilar/electronic-boards.jpg |
|
|
|
|
author: by Kojotisko, CC0 |
|
|
|
|
alt: electronic-boards |
|
|
|
|
--- |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bilgi ve yazılım özgürlüğü diğer hak mücadeleleriyle birlikte var olması gereken, bütüncül bir özgür toplum idealinin parçalarından yalnızca biri. Teknik bir konu olarak ele alınması sebebiyle politik önemi genelde gözden kaçırılan bu konu, diğer pek çok hak mücadelesine de dahil. Yazılım özgürlüğü teknolojik eşitsizliklerin, ifade özgürlüğü mücadelesinin, feminizmin ve hatta ekoloji mücadelesinin dahi bir parçası. “Bu özgür yazılım dedikleri Linux, Minux, Ubuntu, Libreoffice bir şeyler değil miydi, nereden çıktı ekoloji?” dediğinizi duyar gibiyiz. Bu bağlantının doğrudan kurulamaması esasen şaşırtıcı bir durum da değil. Zira, ekoloji mücadelesi fiziksel kaynakların kullanımına odaklanıyorken, bilgi ve yazılım özgürlüğü mücadelesi dijital alanlarda sürüyor. Teknolojik okur-yazarlık eksikliğinin de etkisiyle, dijital alanları adeta bir boşlukta, başka bir boyutta varoluyorlarmışçasına fiziksel alanlardan ayrı değerlendiren genel toplumsal bakış açısı, bu dijital üretimlerin gezegene fiziksel maaliyetlerini ilk bakışta görmemizi egelleyen bir ilüzyona yol açıyor. Aslında dijital alanlardaki tüm varlıklar; telefonlarımızdaki uygulamalar, ne zaman kaydolduğumuzu hatırlamadığımız listelerden gelen e-postalar, Instagram fotoğrafları, TikTok videoları, akıllı buzdolabımızın verileri, yani aklımıza gelebilecek her şey gezegenin kaynakları kullanılarak üretilir. Bu bakımdan ortak kaynaklar kullanılarak üretilmiş bir bardaktan farksızdırlar. Yazının ilerilerinde de ziyaret edeceğimiz bu bardak analojisinden hareketle, tıpkı kullandığımız fiziksel ürünlerin ekolojik etkisini azaltmayı umursadığımız gibi, kullandığımız dijital varlıkların üretim şekilleri ve kullanım haklarını dikkate alınarak politik tercihler yapmak da mümkün. Yalnızca tüketici olarak yapacağımız bireysel tercihlerden bahsetmiyoruz, bunun da ötesinde sizi örgütlü özgür yazılım mücadelesiyle ile yazılım üreticileri, şirket ve devletler üzerinde bir denetim mekanizması olmaya davet ediyoruz. Bu yazıda yazılım özgürlüğü ve ekoloji ilişkisi; dijital varlıkların yeniden kullanılabilirliği, iyileştirilebilirliği, donanımların kullanım ömrünün mümkün olan en uzun şekilde olması ve tamir hakkı ekseninde ele alınacak. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
**Özgür yazılımların kullanım ömürleri şirketlerin keyfi tercihleriyle sonlandırılamaz, toplum o yazılıma ihtiyaç duyduğu sürece kullanılabilirler.** |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Özgür yazılımlar en basit tanımıyla; kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme özgürlüklerinin sağlandığı yazılımlardır. Sıfır numaralı özgürlük yani kullanma özgürlüğü, yazılımı istediğiniz amaç için kullanabilmeniz anlamına gelir. Özgür olmayan (mülk) yazılımlar ise okunamamak üzere yazılan ve kullanıcıya bir seçimmiş gibi sunulsalarda adeta birer yasal dayatma olan kullanıcı sözleşmeleri(EULA) aracılığıyla, kullanım amacımızı kısıtlayabilirler. Bu bir anlamda “Bardağınızı yalnızca bardak olarak kullanabilirsiniz ancak onunla ceviz kıramazsınız. Bu iş için bir ceviz kıracağı satın almanız gerekir.” demek gibidir. Bir numaralı özgürlükse kullanılan yazılımın kaynak kodunu araştırma özgürlüğüdür. Bu özgürlük üç numaralı özgürlük (geliştirme özgürlüğü) için bir önkoşuldur. Kaynak kodunu görebildiğimiz yazılımı geliştirebilir böylece yazılımı iyileştirerek kullanım ömrünü uzatabilir veya onu kullanarak farklı yazılımlar inşa edebiliriz. İki durumda da yazılımın üretilmesine harcanan kaynaklardan mülk bir yazılıma kıyasla daha uzun kullanım ömrü elde etmiş oluruz. Bir şirketin geliştirdiği ve özgür yazılım prensiplerini sağlamayan mülk bir yazılım, şirket yazılımdan artık kar edemediği ve desteğini çektiği noktada bir çöp olmaya mahkumdur. Zira yazılım araştırma ve geliştirme özgürlüklerini sağlamadığından bir başkası tarafından sürdürülemez. Oysa özgür bir yazılım, şirket desteğini çekse dahi tüm kaynak kod ve bilgi herkesçe erişilebilir halde olduğundan topluluk tarafından geliştirilebilir. Böylece kullanım ömrünü en uzun şekilde değerlendirir. Dolayısıyla mülk bir yazılım, kullanım ömrü şirketin inisiyatifinde olan tek kullanımlık bir plastik bardakken bir özgür yazılım tekrar tekrar kullanılabilecek çelik bir kupadır. Bardak olarak uzun yıllarca kullanılabilir ve/veya geliştirilerek başka bir işlevle de topluma hizmet etmeyi sürdürebilir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
**Özgür yazılımların algoritmaları enerji tasarruflu hale getirilebilir, mülk yazılımlarda bu konu şirketin insafına kalmıştır.** |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Araştırma ve geliştirme özgürlüklerinin bize sağladığı bir diğer avantaj ise bunun yazılımı iyileştirmemize olanak sağlamasıdır. Bir yazılımda kullanılan algoritma enerji harcamasını etkiler. Koda erişimimiz olmayan kapalı kutu mülk yazılımlar söz konusuysa, geliştiren şirketin en ekolojik kararı aldığına güvenmekten başka çaremiz yoktur. Çoğumuzun da tahmin edeceği gibi neredeyse her zaman gerçek bunun tam aksidir. Tıpkı düşük kaliteli, kısa ömürlü kıyafetler üreten hızlı moda zincirleri gibi; rekabetçi bir sektörde olan yazılım geliştirme şirketleri de kar etmeyi ekolojik zararı azaltmanın önüne koyar. Hatta bazı durumlarda siz farklı amaçlı bir yazılımın kullandığınızı sanarken içine gizli bir Bitcoin madenciliği yazılımı eklemekten ve bunu kullanıcı sözleşmesiyle utanmazca yasallaştırmaktan da imtina etmezler.[1] Öte yandan özgür bir yazılımda şeffaflık sağlanmış olduğundan topluluğun verimsiz bir algoritmayı tespit edebilme ve iyileştirme şansı her zaman mevcuttur. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
**Özgür yazılımların uzun ömürlülüğü eski donanımların desteklenmesini ve kullanılabilmesini mümkün kılar.** |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Donanım alanında ise her fırsatta yeni ürünler çıkarıp bizi onlara ihtiyacımız olduğuna inandıran, eski cihazlarını kasti olarak yavaşlatan[2] veya yazılım desteğini kesen[3] bir avuç şirketin esareti altındayız. Özgür yazılım, eski yazılımların geliştirilmesine devam etmeye imkan sağladığından dolayı cihazların kullanım ömrünü uzatır.[4] Böylece eskiyen cihazlarınız artık şirket yazılım desteği vermediği durumda bir çöp olmaz, kullanılabilmeye devam eder. Sonuç olarak bu da yeni cihaz ihtiyacını ve tüketimini engeller. Pil veya çip gibi bilgisayar donanımlarının üretiminin yarattığı ekolojik kıyım, insanlık dışı koşullarda zorla çalıştırılan çocuk işçiler ve ömrünü tamamlamadan çöp olan donanımlarla büyüyen elektronik çöplüğü göz önüne alındığında, özgür yazılımın sağladığı ekolojik fayda yadsınamaz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
**Tamir hakkı, pil üretimi, yeni donanım üretme zorunluluğu** |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu pil ve çip üretme ve tüketme çılgınlığının eski cihazların yazılım sürümlerinin desteklenmemesinin yanında bir boyutu daha var; donanım özgürlüğü ve tamir hakkı. Apple gibi markaların genel standartlara oturmayan, kendi bağımlılıklarını yayarak kullanıcıları sıkışık ekosistemlerine hapsetmeye çalışan, normal tornavidalarla açamadığınız, pillerini çıkartamadığınız tasarımları, sahip olduğumuz ürüne dair tamir hakkımızın gaspıdır. Bu durum, cihazı başka bir amaçla kullanmamızı kısıtladığı gibi arıza durumunda da bizi şirkete mecbur bırakır. Bizim inisiyatifimizde olmayan sebeplerle cihaz tamir edilemediği veya şirket için tamir etmektense yeni bir cihaz vermek daha “karlı” olduğu durumda da daha fazla kaynak tüketimi gerçekleşir. Ayrıca tüm bu cihazların yaşam ömrü şirketin o cihazı desteklediği süreyle, en iyi ihtimalle şirketin ömrüyle sınırlıdır. Bir gün Apple şirketi battığında veya eski cihazlarına tamir hizmeti vermemeye karar verdiğinde hepimiz, üstünde ısırılmış elmalarıyla elektronik bir çöplükle başbaşa kalacağız. Oysa ki bu cihazlar özgür donanımlar olsaydı, tasarımlarına erişebildiğimiz için tamir edilebilir, parçaları alınıp başka cihazlara takılabilir yani kullanım ömürleri uzatılabilir veya yeniden kullanılabilir olacaklardı. Dünyada her yıl 40 milyon ton elektronik atık üretiliyorken[5], hepimiz evlerimizde artık kullanamadığımız eski telefonlarla ve sayısız farklı girişli şarj aletiyle (AB yakın zamanda şarj girişlerini UCB-C standartına sabitleme yolunda[6] ve beklendiği üzere Apple buna ayak diremekte) dolu çekmecelere sahipken ekoloji için donanım özgürlüğü yanında saf tutmaktan başka bir çaremiz yok. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
**Diğer djital varlıkların da özgür lisanslanması** |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dijital varlıkların tamamı yazılımlar değil elbette. Üretilen her türlü dosya (bunları çoğunlukla ses, görüntü ve metin formatlarında görürüz) bir işlemci gücüyle oluşturulmuş ve bir bilgisayardan size servis edilen bir dijital varlıktır. Dolayısıyla ortak kaynaklar kullanılarak üretilen her türlü bilginin geliştirilip sürdürülebilmesi için özgürlüğü ve paylaşılabilmesi garanti altına alınmalıdır. Zira bilginin erişilmez olması, aynı bilginin tekrar elde edilmesi için aynı kaynakların tekrar tüketilmesi kaçınılmaz sonucunu doğurur. Söz konusu bilgi Elsevier gibi akademi tekellerine esir olmuş bir akademik çalışmaysa ScienceHub ile onu kamulaştırabilir, çektiğimiz bir fotoğrafsa Creative Commons lisanslarıyla herkesçe kullanılabilmesini sağlayabiliriz. Wikipedia gibi yaygın kullanılan özgür bilgi kaynaklarının da varlığıyla, yazılıma kıyasla bu cephede elimiz daha güçlü görünüyor. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Boşa yanan bir ampulu söndürmek hepimiz için bir refleksken bir avuç şirket tekelindeki teknoloji dünyasının ekolojiye verdiği zarara dair farkındalığımız yok denecek kadar az. Kar hırsıyla doğal kaynakları sömüren şirketlere karşı özgür yazılım ve donanımlar kullanmak, bu mücadelelerin içinde bulunmak, örgütlenmeyi büyütmek bizim elimizde. Hepinizi, önümüzde açılan bir web sitesinin çok uzaklarda karbon salan açık bir bilgisayarın varlığı anlamına geldiğini, mülk yazılım ve donanımların bir gün çöp olmaya mecbur kaynak harcamaları olduğunu, özgür yazılım ve donanımlarınsa cihazları en uzun süre kullanmamızın tek yolu olduğunu düşünerek ekoloji mücadelesinin bir parçası olan özgür yazılım hareketini savunmaya çağırıyoruz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Referans sitelerin bazıları gözetim mekanizmaları içermekte, dijital güvenlik önlemlerinizi almadan girmenizi önermiyoruz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[1] https://www.schneier.com/blog/archives/2013/12/the_problem_wit_5.html |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[2] https://www.bbc.com/news/technology-51413724 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[3] https://support.microsoft.com/en-us/windows/windows-7-support-ended-on-january-14-2020-b75d4580-2cc7-895a-2c9c-1466d9a53962 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[4] https://fsfe.org/activities/upcyclingandroid/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[5] https://u.osu.edu/hardwarsustainability/what-cant-be-recycled/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
[6] https://www.npr.org/2022/06/07/1103493025/european-union-to-require-mobile-devices-to-have-usb-c-ports |