**Eğer özgür yazılımla yeni tanışacaksanız veya soru işaretleriniz varsa,**
* [Özgür yazılım nedir?](/yazilar/ozgur-yazilim) yazımızı okuyarak başlayabilirsiniz.
* [Donanım özgürlüğü](/yazilar/donanim-ozgurlugu), [Neden açık kaynak değil özgür yazılım?](/yazilar/acik-kaynak), [Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!](/yazilar/ozgurluk-tercih-degildir), [DRM tehlikesi](/yazilar/drm), [Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji](yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji) yazılarımız ilginizi çekebilir.
* Özellikle [Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0](/yazilar/bugun-ozgur-yazilim-neden-daha-onemli/) yazımız, içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi sürecinde okunmaya değer bir yazı.
title: "Açık kaynak neden özgür yazılımın özünü kaçırıyor?"
summary: >
"Özgür yazılım" ve "açık kaynak" terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.
date: 2020-03-31T00:38:03+03:00
author: Richard M. Stallman
categories:
- ozgurluk
---
_Çeviri: Alper Atmaca_
"Özgür yazılım" ve "açık kaynak" terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.
Bir yazılıma "özgür" dediğimizde, aslında o yazılımın kullanıcının; yazılımı çalıştırma, nasıl çalıştığını öğrenme ve değiştirme, değiştirilmiş veya değiştirilmemiş kopyalarını dağıtma gibi temel özgürlüklerine saygılı olduğunu ifade ederiz. Bu ücret değil bir özgürlük meselesidir. Bu yüzden yazılım özgürlüğünden bahsedildiğinde "fikir özgürlüğünü" koşullarında düşünmelisiniz.
Söz konusu özgürlükler hayati önemdedir. Sadece kullanıcıların bireysel koşulları için değil, bir bütün olarak toplumsal fayda için önemlidirler çünkü sosyal dayanışmayı desteklemekle paylaşımı ve imeceyi yaygınlaştırır. Bu özgürlükler kültürümüzün ve yaşamımızın giderek sayısallaştığı bir dünyada çok daha önemli olmaktadır. Sayısal sesler, görüntüler ve kelimeler dünyasında özgür yazılım artarak genel olarak özgürlük için elzem olmaktadır.
Dünya çapında yüz milyonlarca insan artık özgür yazılım kullanmakta. Hindistan'ın ve İspanya'nın belirli bölgelerindeki devlet okulları artık öğrencilerine özgür GNU/Linux işletim sisteminin nasıl kullanılacağını öğretmekte. Buna rağmen çoğu kullanıcı bu sistemi ve özgür yazılım topluluğunu oluşturmamıza sebep olan ahlaki sebepleri bilmemekte çünkü bu günlerde bu sistem ve topluluk sıklıkla "açık kaynak" olarak söz konusu özgürlüklerden neredeyse hiç bahsetmeyen bir felsefenin adı ile anılmakta.
Özgür yazılım hareketi 1983'ten beri bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışmalarda bulunmakta. 1984'te özgür işletim sistemi GNU'nun çalışmalarını başlattık ki; kullanıcıların özgürlüklerini tanımayan özgür olmayan işletim sistemlerini kullanmaktan kaçınabilelim. 1980'ler boyunca işletim sisteminin çoğu temel parçasını geliştirdik ve yayınlamak için özellikle yazılımların kullanıcılarını özgürlüklerini koruyabilmesi için GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL)'i geliştirdik.
Özgür yazılımın tüm kullanıcıları ve geliştiricileri özgür yazılım hareketinin hedefleri ile ortaklaşmış değildi. 1998'de özgür yazılım topluluğunun bir kısmı koparak "açık kaynak" ismi altında çalışmaya başladı. İfade aslen "özgür yazılım"(ingilizce free software- free bedava anlamına da gelmekte) ifadesindeki olası kavram karmaşasını atlatabilmek üzere önerilmişti fakat çok geçmeden özgür yazılım hareketinin felsefi görüşünden bir hayli farklı bir görüşün taraf ile ilişkilendi.
Açık kaynağın bazı destekçileri ifadeyi şirket yetkililerine yazılımın pratik faydalarını gösterip doğru ve yanlışlar üzerine duymak istemediklerini saklayarak hoşlarına gitmek üzere, özgür yazılım için bir "pazarlama" kampanyası olarak gördüler. Bazı diğer destekçiler ise dümdüz özgür yazılım hareketinin ahlaki ve sosyal değerlerini reddettiler. Görüşleri ne olursa olsun, "açık kaynak" için çalışırken kimse değerlere ne gönderme yaptı ne de savundu. "Açık kaynak" ifadesi hızla güçlü ve güvenilir yazılımlar geliştirmek gibi pratik faydalara ilişkin fikir ve iddialar ile ilişkilendi. Açık kaynağın çoğu destekçisi zamanla aynı çizgiye geldiler. "Açık kaynak" üzerine çoğu tartışma doğru ve yanlışa dikkat etmez, sadece yaygınlığa ve başarıya önem verir. Azınlıktaki bir grup açık kaynak destekçisi bu günlerde özgürlüğü mesele etmektedir fakat aksi görüşteki çoğunluğun içinde kaybolmaktadırlar.
İki görüşte neredeyse aynı tipte yazılımları tanımlamaktadır fakat onlar(açık kaynak) temel olarak farklı bir görüşün savunusunu yapmaktalar. Özgür yazılım hareketi için özgür yazılım bir ahlaki zorunluluktur ve kullanıcıların özgürlüğü için gereklidir. Aksine açık kaynağın felsefesi sorunu, yazılımı nasıl "daha iyi" yaparız yönüyle görmektedir. Bu bakımdan özgür olmayan yazılımları eldeki soruna yönelik yetersiz bir çözüm olarak tanımlamaktadırlar.
Özgür yazılım hareketi için ise özgür olmayan yazılımlar sosyal bir problemdir ve çözümü kullanmayı bırakmak ve özgür yazılımlara geçmektir.
"Özgür yazılım" ve "açık kaynak" eğer aynı (neredeyse) yazılımı ifade ediyorsa hangisini kullandığımız fark eder mi? Evet eder çünkü farklı kelimeler farklı fikirleri iletir. Özgür bir yazılım herhangi bir ad altında size aynı özgürlükleri veriyor olsa da özgürlüğü kalıcı olarak sağlamak için gerekli olan insanlara özgürlüğün değerini öğretmektir. Eğer bu yolda yardımcı olmak istiyorsanız özgür yazılımdan bahsetmek elzemdir.
Özgür yazılım hareketi olarak biz açık kaynağı düşman olarak görmüyoruz. Düşman mülk(özgür olmayan) yazılımlardır. Fakat insanların bizim özgürlükten yana durduğumuzu bilmesini istiyoruz ve yanlış şekilde açık kaynak destekçileri olarak anılmaya karşı çıkıyoruz. Bizim peşinde olduğumuz "açık kaynak" değil ve karşısında durduğumuz "kapalı kaynak" değildir. Altını çizmek için bu terimleri kullanmaktan kaçınıyoruz.
## Özgür yazılım ile açık kaynak arasındaki pratik farklılıklar
Pratikte açık kaynak, özgür yazılıma göre daha biraz daha gevşek bir duruş sergilemekte. Bildiğimiz kadarı ile yayınlanmış olan tüm özgür yazılım kodları açık kaynak tanımına uymaktadır. Neredeyse tüm açık kaynak yazılımlar özgür yazılımdır fakat istisnalar bulunmakta. Öncelikle bazı açık kaynak lisansları çok kısıtlayıcı olduğundan özgür lisans olarak değerlendirilemezler. Örnekle, "Open Watcom" özgür değildir çünkü ruhsatı değiştirilmiş bir kopya üretmeye ve şahsi kullanımına izin vermemektedir. Talihimize çok az yazılım bu tip ruhsatlar kullanmaktadır.
Dahası bir programın kaynak kodu copyleft olmayan zayıf bir ruhsata tabi olduğunda programın çalıştırılabilir dosyaları başkaca özgür olmayan koşullar taşıyabilir. Örneğin Microsoft Visual Studio ile bunu yapmaktadır.
Eğer bu çalıştırılabilir dosyalar yayınlanan kaynak ile tamamen eşleşiyor ise açık kaynak olarak tanımlanabilmekte fakat özgür yazılım olamamakta. Lakin, bu durumda kullanıcı kaynak kodunu derleyerebilmekte ve özgür olarak derlediği çalıştırılabilir dosyayı dağıtabilmekte.
Son ve en mühim konu olarak pratikte bilgisayar içeren çoğu ürünün çalıştırılacak koda ilişkin kullanıcıları başkaca yazılım çalıştırmaktan men etmek üzere imza kontrolü yapması gelmekte. Sadece ayrıcalıkli tek bir şirket cihaz üzerinde çalışacak yazılım üretebilmekte ve cihazın tüm işlevlerine erişebilmekte. Biz bu tip cihazları "tiran" olarak anıyoruz ve uygulamaya ilk örneğini gördüğümüz üründen (TiVo) esinlenerek "tivolamak" (tivoization) diyoruz. Çalıştırılabilir dosyalar özgür kaynak kodundan elde edilmiş ve özgür bir lisansla yayında olsa bile kullanıcı değiştirilmiş versiyonlarını çalıştıramamakta ve hali ile çalıştırılabilir dosya de-facto özgür olmamakta.
Çoğu Android ürünü kaynak kodu GNU GPLv2 ile ruhsatlı olmasına rağmen özgür olmayan tivolanmış çalıştırılabilir Linux kodları içermektedir.
Açık kaynak için kaynak kodunun ruhsatından başka bir endişe kaynağı yoktur. Böylelikle açık kaynak ve özgür Linux'tan elde edilmiş kodla derlenen çalıştırılabilir dosyalar açık kaynaktır ama özgür değildir.
# "Özgür Yazılım" ve "Açık Kaynak" ile İlgili Yanlış Bilinenler
"Özgür yazılım" ifadesi yanlış anlaşılmaya açıktır. Kullanılacak "bedelsizce alabileceğiniz yazılım" ifadesi ile amaçlanan "kullanıcıya belirli özgürlükleri veren yazılım" ifadesi aynı anda "özgür yazılım" teriminden çıkarılabilir(özgür kelimesi İngilizce'de bedava ile eş anlamlı olduğu için). Biz bu soruna özgür yazılımın tanımını yayınlayarak ve "özgür ifade gibi düşünün bedava bira gibi değil" diyerek çözümlüyoruz. Bu ideal bir çözüm değil ve sorunu kökünden çözmesi mümkün değil. Eğer başkaca bir soruna yol açmayacak olsaydı kesin ve doğru bir terim çok daha iyi olurdu.
Ne yazık ki İngilizde'deki diğer tüm ihtimaller kendince sorunlar içermekte. İnsanların önerdiği pek çok öneriyi değerlendirdik fakat hiç biri geçiş yapmak için açıkça "doğru" gelmedi. (Mesela, bazı bağlamlarda Fransızca ve İspanyolca olan "libre" kelimesi iyi olmakta fakat Hindistan'daki insanlar bu kelimeyi hiç tanımamakta.) "Özgür yazılım" için teklif edilen her değişiklik bir çeşit anlamsal sorun içermekte ve bu sorun "açık kaynak yazılım'ı" da içermekte.
"Açık kaynak yazılımın" resmi tanımı (Açık Kaynak Girişimi tarafından yayınlanan ve buraya eklemek için çok uzun olan) özgür yazılım için bizim belirlediğimiz kriterlerden doğrudan türetilmiştir. Aynısı değildir ama bazı yönlerden daha gevşektir. Yine de tanımları birçok noktada bizim tanımlarımız ile örtüşmektedir.
Ne var ki; "açık kaynak yazılım" tabirinden anlaşılan doğal anlam - ki pek çok insan bu anlama geldiğini düşünmekte- "kaynak koduna bakılabilmesidir". Bu sınıflandırma özgür yazılım tanımından çok daha zayıftır, aynı zamanda açık kaynağın kendi tanımından da bir o kadar zayıftır. Bu tanım ne özgür ne de açık kaynak pek çok yazılımı kapsamaktadır.
"Açık kaynağın" bariz anlamı onu savunanların amaçladığından farklı olduğuna göre sonucun çoğu insan tarafından terimin yanlış anlaşılması şaşırtıcı değildir. Yazar Neal Stephenson'a göre herkesin kaynak kodunun bir kopyasını alabilmesinden ötürü "Linux 'açık kaynak' yazılımdır. Kanımca kendisi bilerek terimin resmi tanımının duruşuna karşı çıkmış veya eleştirmiş değildir. Düşünceme göre basitçe İngilizce dilinin basit bir dönüşümü ile terime anlam bulmuştur. Kansas(ABD) eyaleti de benzer bir tanım yayınlamıştır: "Açık kaynak yazılımlardan faydalanın(OSS). OSS, öznel ruhsat koşulları kod ile yapılabilecekleri belirlese bile kaynak kodu serbestçe ve açıkça elde edilebilen yazılımdır."
New York Times bir makalesinde tanımı iyice esneterek, yazılımlara ön versiyonlarında beta test yaparak gizli geri dönüşler yapan kullanıcıları kapsayacacak şekilde genişletmiştir. Halbuki mülk yazılımlar bunu on yıllardır zaten yapmaktaydılar.
Terim, patentsiz yayınlanan donanım tasarımlarını kapsayacak kadar bile genişletilmiştir. Patentsiz donanım tasarımları topluma çok değerli katkılardır fakat "kaynak kod" bu tasarımların bir parçası değildir.
Açık kaynak destekçileri bu durumla mücadele etmek için resmi tanımlarına gönderme yapmakta fakat bu doğrulama çabası bizim için olduğundan daha etkisiz olmakta. "Özgür yazılım" terimi iki doğal anlama sahip. Biri kastedilen anlamı yani bir kişi bir kez "fikir özgürlüğü" ile "bedava bira" arasındaki fikir farklılığını kavradıktan sonra tanımı bir daha karıştırmayacaktır. Fakat "açık kaynak" terimi doğal olarak bir anlama gelmektedir ve o anlam da destekçilerinin amaçladığından farklıdır. Bu durumda remi tanımı haklı çıkarmak ve açıklamak için öz bir yol yoktur. Bu çok daha kötü bir kafa karışıklığı yaratmaktadır.
"Açık kaynağa" ilişkin bir başka yanlış anlaşılma da "GNU GPL kullanılmaması" olduğudur. Çoğunlukla bu durum bir başka yanlış anlaşılma olarak "özgür yazılımın" "GPL ile ruhsatlanmamış yazılım" olduğu yanılgısı ile birlikte gelmektedir. Bu ifadelerin ikiside yanılmaktadır çünkü GNU GPL açık kaynak ruhsatı olarak değerlendirilmekte ve çoğu açık kaynak ruhsatları da özgür yazılım ruhsatı sayılmaktadır. GNU GPL dışında pek çok özgür yazılım ruhsatı bulunmaktadır.
"Açık kaynak" tanımı yazılım ruhsatının konu olmadığı, kaynak kodun bir parçasını oluşturmadığı; devlet, eğitim ve bilim gibi alanlarda kullanılmakla daha da esnetilmiştir. Bu eylemler ile ortak bulunulan tek taraf bir şekilde insanların katılmaya davet edilmiş olmasıdır. Terimi öyle bir esnetmişlerdir ki; "katılımcı" veya "şeffaf" veya daha azı anlamına gelmeye başlamıştır. Daha kötüsü ifadesiz bir moda sözcüğe dönüşmüştür.
## Farlı Değerler Farklı Sonuçlara Çıkabilir - Her Zaman Değil
1960'larda radikal gruplar fraksiyonlaşma ile tanırlardı. Bazı organizasyonlar strateji detayları üzerinden bölünmüş ve iki kardeş grup birbirlierine benzer hedef ve değerleri olmasına rağmen düşman kesilmişlerdir. Sağ siyaset bunu çokça sola karşı kullanmış ve eleştirilerine alet etmiştir.
Kimileri radikal grupların ayrılıkçılıklarını örnek verek özgür yazılım hareketini kötülemeye çalışmıştır. Kendileri durumu tersten anlamaktadır. Biz açık kaynak tarafı ile temel hedef ve değerler üzerinden anlaşamıyoruz fakat onların görüşü ile bizimki özgür yazılımların geliştirilmesine yönelik aynı pratik davranışları desteklemektedir.
Sonuç olarak özgür yazılım hareketi ve açık kaynak tarafı çoğunlukla yazılım geliştirmesi gibi pratik konularda birlikte çalışmaktadır. Farklı felsefi görüşlerin farklı insanların aynı projelerde birlikte çalışabilmesi dikkate değerdir. Her halde temelli olarak farklı görüşlerin çok farklı eylemlere yol açtığı durumlar da vardır.
Açık kaynağın arkasında durduğu fikir, kullanıcılarının yazılımları değiştirmesinin ve tekrar dağıtmasının yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılacağıdır. Fakat bu kesin değildir. Tüm mülk yazılımların geliştiricileri doğal olarak yetersiz değildir. Kimi zamanlar kullanıcı özgürlüğüne saygılı olmasalar da güçlü ve güvenilir yazılımlar üretmektedirler. Bu duruma özgür yazılım aktivistleri ve açık kaynak destekçileri çok farklı şekilde tepki vereceklerdir.
Özgür yazılım ideallerinden fazla etkilenmemiş, saf bir açık kaynak destekçisi şunu söyleyebilir: "bizim geliştirme modelimizi kullanmadan bu kadar iyi bir yazılım geliştirebilmene şaşırdım. Nasıl bir kopyasını alabilirim?" Bu tutum sadece özgürlüğü ortadan kaldıracak davranışları ödüllendirecektir.
Özgür yazılım aktivisti ise şunu diyecektir: "Yazılımın çok çekici fakat ben özgürlüğüme daha fazla değer veriyorum. Bu sebeple yazılımını reddediyorum. İşimi bir başka şekilde göreceğim ve özgür bir alternatif geliştirilmesine katkı sunacağım." Eğer özgürlüğümüze değer veriyorsak bunu sürdürebilir ve savunabiliriz.
## Güçlü, Güvenilir Yazılımlar Kötü Olabilir
Yazılımların güçlü ve güvenilir olmasının arkadaşında bulunan fikrimiz yazılımların kullanıcılarına hizmet etmesi gerekliliğine dayanmaktadır. Eğer yazılım güçlü ve güvenilir ise bu kullanıcılarına daha iyi hizmet edeceklerini ifade edecektir.
Fakat yazılım kullanıcılarının özgürlüğüne değer verdiği sürece onlara hizmet edebilir. Yazılım kullanıcıların esir etmek üzere tasarlandı is ene olacaktır? Bu durumda yazılımın güçlü olması zincirlerin daha dayanıklı, güvenilir olması da sökülmesinin daha zor olması anlamına gelecektir. Kullanıcılarını gözetlemek, kısıtlamak, arka kapılar ve zorlanmış güncellemeler gibi kötücül özellikler mülk yazılımlarda yaygın durumlardır ve bazı açık kaynak destekçileri de benzer uygulamaları açık kaynak yazılımlarda kullanmak istemektedirler.
Film ve müzik endüstrisinin baskısı altında bireysel kullanıma özgülenmiş yazılımlar giderek kullanıcılarını kısıtlamaya yönelmektedir. Bu kötücül özellik Dijital Kısıtlama Yönetimi (Digital Restrictions Management) (defectivebydesign.org) yani DRM olarak bilinir ve özgür yazılımın savunduğu özgürlük ruhunun antitezidir. Sadece ruhen değil aynı zamanda DRM'in amacı özgürlüğünüzü çiğnemek olduğundan DRM geliştiricileri DRM'i sağlayan yazılımların değiştirilmesini zor, imkansız ve hatta yasadışı kılmaya çalışır.
Yine de bazı açık kaynak destekçileri "açık kaynak DRM" diye bir yazılım teklif etmişlerdir. Sizin şifrelenmiş içeriğie erişiminizi kısıtlamak için tasarlanmış yazılımın kaynak kodunu yayınlamak ve değiştirilmesine izin vermekle sizin gibi kullanıcıları daha iyi kısıtlayacak yazılımlar elde edilmesi tekliflerinin temel fikridir. Daha sonra yazılım size değiştirmenize izin verilmeyen cihazlar içinde sunulacaktır.
Söz konusu yazılım açık kaynak olabilir ve geliştirme modeli açık kaynak esaslarına dayanabilir fakat bu onu özgür yazılım yapmayacaktır çünkü yazılımı çalıştıran kullanıcıların özgürlüğüne saygı duymamaktadır. Eğer açık kaynak geliştirme modeli bu tip bir yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılmakta başarıya ulaşırsa özgürlük konusu çok daha kötü olacaktır.
## Özgürlük Korkusu
Özgür yazılım hareketinden ayrılan açık kaynak tarafının kararındaki temel motivasyon "özgür yazılım" fikrinin etik duruşunun bazı insanları rahatsız ettiği idi. Bu doğrudur: özgürlük gibi etik meseleleri gündem yapmak, rahatlık ve sorumluluklardan bahsetmek aslında insanlara gözardı etmeyi arzuladıkları davranışlarının etik duruşu gibi şeyleri düşünmeye sevk etmektir. Bu rahatsızlık yaratabilir ve kimi kimseler dümdüz bunu düşünmeyi reddedebilir. Bu durum bahsettiğimiz konular hakkında konuşmamıza mani değildir.
Açık kaynak liderlerinin yapmayı seçtiği ise tam olarak budur. Etik ve özgürlük konularında sessiz kalarak ve sadece belirli özgür yazılımların anlık pratik faydalarından bahsederek yazılımları şirketler gibi kimi kullanıcılara daha etkili bir şekilde "satabileceklerini" fark etmişlerdir.
Açık kaynak yandaşları yukarıdaki durumdan biraz daha derin düşündüklerinde genellikle açık kaynağı insanlığa bir "hediye" olarak sunmaktan bahsederler. Bunu bir hayır olarak sunmak ahlaki olarak gerekenin ötesindedir ve mülk yazılımları kaynak kodu olmadan dağıtmayı ahlaki olarak haklı olduğunu farzeder.
Bu yaklaşım kendi içinde etkili olmuş sayılır. Açık kaynak retoriği bir çok şirketi ve bireyi özgür yazılım kullanmaya ve geliştirmeye ikna etmiş fakat topluluğumuzu sadece yüzeysel ve pratik seviyede ilerletmiştir. Açık kaynağın sadece pratik değerler üzerine kurulu felsefesi, özgür yazılımın daha derin anlamlarına ket vurmaktadır. Çokça yeni kullanıcıyı topluluğumuza katmakta fakat onlara topluluğun nasıl savunulacağını öğretmemektedir. Bu gelişme bir bakıma iyi fakat özgürlüğü kalıcı kılmaya yeterli değil. Kullanıcıları özgür yazılıma çekmek, özgürlüklerini korumak adına harekete geçmelerinin sadece bir kısmıdır.
Bir noktada bu kullanıcılar kimi pratik faydalar için mülk yazılımlara geri dönmeye davet edileceklerdir. Sayısız şirket bu tip tekliflerle akıl çelmeye, hatta kimileri mülk yazılımlarını bilabedel sunmaktadır. Kullanıcılar neden bunu reddedsin ki? Keşke özgür yazılımın onlara verdiği özgürlüğün kendinden ve kendisi için olan değerinin önemini kimi pratik veya teknik rahatlıktan önemli olduğunu öğrenmiş olsalardı. Bu fikri yaymak için özgürlük üzerine daha çok konuşmalıyız. Topluluğun yararı adına bir miktar "sessizlik" şirketlere yanaşmak için faydalı olabilir ama özgürlüğe düşkün olmanın bir gariplik olmasına sebep olarak kadar yaygınca sessiz kalmak tehlikeli olacaktır.
Bu tehlike tam olarak içinde bulunduğumuz durumu ifade eder. Özellikle dağıtımcılar olmak üzere özgür yazılımla uğraşan çoğu insan özgürlük hakkında çok az konuşur çünkü şirketler tarafından "daha kabul edilebilir" olmak arzularıdır. Neredeyse tüm GNU/Linux işletim sistemi dağıtımları mülk paketleri temel olarak sistemlerine eklemekte ve kullanıcılarına bu durumu bir kusurdan ziyade avantaş olarak sunmaktadırlar.
Mülk eklentiler ile kısmen özgür olmayan GNU/Linux dağitimları kendilerine rahatça yol bulabilmekte çünkü topluluğumuz çoğu yazılımlarının özgürlüğü konusunda ısrarcı değildir. Bu rastgele olmuş değildir. Çoğu GNU/Linux kullanıcıları aramıza özgürlük adına tek kelime söylemeyen "açık kaynak" tartışmaları ile dahil olmuştur. Özgürlüğü el üstünde tutmayan çabalar ve özgürlük hakkında tek kelime etmeyen konuşmalar birlikte yol almaktadır. Bu eğilimi aşmak için daha az değil, daha çok özgürlük üzerine konuşmalıyız.
## "FLOSS" ve "FOSS"
FLOSS ve FOSS (Özgür ve libre[1] açık kaynak yazılım ve özgür ve açık kaynak yazılım) terimleri özgür yazılım ile açık kaynak arasında olmak için kullanılmaktadır. Eğer tarafsızlık niyetiniz ise "FLOSS" ikisi arasında iyi olan tercihtir keza gerçekten tarafız bir ifadedir. Fakat özgürlüğün tarafında durak istiyorsanız tarafsız bir ifade kullanmak doğru sayılmaz. Özgürlüğük için mücadele etmek insanlara özgürlüğü desteklediğinizi de göstermeyi gerektirir.
## Tüketici Bilinci için Mücadele
"Özgür" ve "açık" tüketicinin farkındalığı için rakiptirler. "Özgür yazılım" ve "açık kaynak" farklı fikirlerdir fakat yazılım üzerine düşünen çoğu insan için aynı kavramın farklı ifadeleridir. İnsanlar için "açık kaynak" düşünmeye alışılması, özgür yazılım hareketinin felsefesi üzerine düşünmeye ve algılamaya bir engel oluşturur. Eğer insanlar bizimle ve yazılımlarımız ile "açık" kelimesi ile tanıştıysalar, bizim aslında başka bir düşüncenin tarafında olduğumuzu algılamaları için onları entellektüel olarak sarsmamız gerekmekte. "Özgür" kelimesini içeren her etkinlik özgür yazılım hareketinin etrafına çekilmiş bu perdeyi daha da genişletmektedir.
Haliyle özgür yazılım aktivistleri kendine "açık" diyen her türlü çalışmayı reddetmelidir. Eğer bir etkinlik kendi içinde iyi ise de yapılan her katkı açık kaynak fikrini yayarak bir miktar da zarara yol açacaktır. Kendine "özgür" veya "libre" diyen pek çok iyi çalışma ve etkinlik vardır. Bu projelere yaplan her katkı aynı zamanda özgür yazılım fikri adına da fayda gösterir. Bunca yararlı proje içinden neden fazladan fayda göstere projeler seçilmesin ki?
## Sonuç
Açık kaynak tarafı topluluğumuza yeni kullanıcılar çekerken biz özgür yazılım aktivistleri özgürlük meselesini onların dikkatine sunmanın yükü altına giriyoruz. Biz her zamankinden daha fazla ve yüksek sesle "Bu özgür yazılımdır ve size özgürlük sağlar!" demeliyiz. "Açık kaynak" yerine "özgür yazılım" dediğiniz her an amacımıza destek olmuş olursunuz.
Lakhani ve Wolf'un makalesine göre hatrı sayılır bir grup yazılım geliştiricisi özgür yazılımın temel özelliği olarak özgürlüğü görmektedir. Bu sonuç ahlaki olarak bir endişesi olmayan SourceForge gibi bir siteden geliyor olmasına rağmen ortaya çıkmıştır.
title: "Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!"
summary: >
Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmektedir. O kadar çok cümle "benim özgürlüğüm" ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.
date: 2020-03-31T00:38:03+03:00
author: Alper Atmaca
categories:
- ozgurluk
---
_Alper Atmaca_
Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmekte. O kadar çok cümle "benim özgürlüğüm" ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.
Özgürlük pek çok şey gibi diyalektik eşi ile tanımlanır. Gölgenin ışık olmadan var olamaması gibi özgürlük de baskının olmadığı durumda var olmaz. Eğer "özgür olunacak" bir baskı ortada olmazsa özgürlük diye bir kavramı tanımlamaya ne gerek olur ki? Bask bir kişiden, kurumdan hatta yerçekimi gibi fiziğin kendisinden dahi gelebilir. Bu konuda bir ayrım yok. Kamusal bir kural tarafından sınırlandırılmak ile yerçekiminin etkisi arasında bir fark yok; sonuçta tam olarak özerklik gösteremezsiniz. Bu özgürlüğü toplumsal olarak hepimizin paylaştığı ve birlikte ilerlettiği bir kaynak yapar.
Yerçekimi hepimizin ayrımsız paylaştığı bir baskı. Yerçekimi yüzünden dilediğimiz kadar zıplayamıyor veya kayarsak düşüyoruz. Sadece bir kimsenin Dünya'nın bir yerinde uçakla uçuyor olması o kişinin yerçekimine karşı bir çeşit kişisel özgürlüğü olduğu anlamına gelmiyor. Uçaktaki kişi yerçekimine; hava kirliliği, uçağı imal eden işçileirn sömürüsü ve sınırlı hava sahası gibi yerdeki tüm insanların olan ortak kaynakları tüketerek erişiyor.
Özgürlük fikri homo sapiens sapiens'in içkin bir özelliğidir. İnsanlık, tarihinde ürettiği aletleri uzaydan gelmiş siyah bir blok sebebi ile değil, doğanın kötü hava, yırtıcılar gibi tüm baskılarına karşı koymanın saf ihtiyacı ile yaptı. Bu araçlar insanlın özgürlüğünü kısıtlayan tüm doğa etmenleri ile mücadele etmek ve insanlığı bugünlere getirimek için kullanıldı. Bu sebeptendir ki hapis edilmek bir cezadır ve köle kılınmaya hiç bir zaman gerçekten rıza verilmemiştir.
Mülk yaılımlar ve hizmetler kullanmak adına bir özgürlüğünüz yok! Sayısal ve bugün neredeyse fiziksel efendilerimize kendinizi köle kılmak için size verilmiş şahsi bir hakkınız yok. Aksini iddia etmek ya cehalet ya da homo sapiens sapiens olmamakla eşdeğerdir. Gerçekten kabul edilebilir alternatiflerin olmadığı durumda özgür irade yoktur ve neredeyse her koda ve cihaza bir avuç şirket tarafından hükmedildiği bir durumda siz özgürce karar veremezsiniz.
Eğer sayısal köleliğe bir alternatif olduğu gerçeğinden habersizseniz bu tartışmadan muafsınız fakat özgür yazılımın, özgür donanımın, tamir etme hakkı hareketinin varlığından ve kendi kaderini tayin ve gücü halka nasıl geri iade etmeye uğraştıklarını biliyorsanız köleliği seçemezsiniz! Bir alternatifi varken yüklediğiniz her mük yazılım, üye olduğunuz her özgür olmayan hizmet, kullandığınız kamu kaynağı emen aracı ile aslında dünyadaki diğer tüm insanlardan bir parça özgürlük çalıyorsunuz, efendilerinize besliyorsunuz ve tabakta kalanlarını da kendi bencil ihtiyaçlarınız için kullanıyorsunuz!
Bu gerçeğin ne inkarı ne de etrafından dolanmanın bir yolu var. Bu, insanlık tarihinde daha önce yaşandı. İnsanlar yaşamları için ayaklandı ve bugün özgürlük ile haklar olarak bildiğimiz herşey onların mücadelesi ve acılarının üzerine kuruldu. Eğer özgürlüğünüzden vazgeçmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olduğunun farkında olmanız gereklidir.
Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve hali ile tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan insanların oluşturduğu bir topluluktur. Özgür Yazılım Derneği insanların özgürlüğünü, yazılımların özgürlüğünden başlamak üzere, donanımların, İnternet’in ve hizmetlerin özgürlüğü ile bağlantılı olarak savunur.
</p>
<p> Özgür Yazılım Derneği olarak, üç ayda bir yayımlayacağımız bültenlerin ilk sayısını çıkardık, aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz. </p>
<description><p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan</strong><br />
<description><p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan</strong><br>
<strong>Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Davet</strong></p>
<p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00&rsquo;da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)&lsquo;de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.</p>
<p>Bilgilerinize sunarız.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse&rsquo;ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse&rsquo;ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan &ldquo;özgün&rdquo; bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse&rsquo;ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika&rsquo;yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse'ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse'ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan &ldquo;özgün&rdquo; bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse'ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika&rsquo;yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>Bu iki açıdan bizim için önemliydi: Birincisi, boşa emek harcamak yerine zaten var olan birikimi kullanmak; ikincisi ise <strong>özgür yazılım kültürünü</strong> anlatacak çok temel bir örnek oluşturmak. Çünkü özgür yazılım kültürünün temeli, paylaşma ve türetmeye dayanır. Bildiğimiz birçok özgür yazılım, başka özgür yazılımlar üzerinde yükselir, hatta bazı özel mülk yazılımlar bile. Maalesef ki içinde yaşadığımız toplumda, toplum normlarına göre özgün olmayan üretimler veya türetimler değer görmemekte, hatta toplum nezdinde aşağı görülmektedir. Bu özgünlük sevdası maalesef ki her türlü alanda bize yalnızca prangalar vuruyor. İnsanlığın ortak birikiminden faydalanmadan herhangi bir çıktı üretebilmek mümkün müdür?</p>
<p>Sitemiz hala geliştiriliyor, önümüzdeki birkaç ay muhtemelen ufak tefek eklemeler çıkarmalarla rayına oturmuş olacaktır. Gördüğünüz bir sorun olursa, bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bize bildirmeyi unutmayın.</p>
<description><p>16 Şubat 2020 Pazar günü, <a href="https://takortak.org">Tasarım Atölyesi Kadıköy</a>&lsquo;de dernek üyemiz <a href="https://twitter.com/neslihannturan">Neslihan Turan</a>&lsquo;ın mentörlüğünde &ldquo;Vikimaraton Özgür Yazılım&rdquo; etkinliği düzenlendi.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <a href="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:ÖY">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <a href="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:%C3%96Y">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlikte;</p>
<ul>
<li>6 yazar olarak çalışıldı.</li>
<li>5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül&rsquo;ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons&rsquo;a yüklendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül'ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons&rsquo;a yüklendi.</li>
<li>Etkinlik bilgi kutusu şablonu oluşturuldu.</li>
<li>Dört kullanıcı kutusu, bir de Vikimaraton özel şablonu oluşturuldu.</li>
<p>Etkinliğin hedeflerinden biri olan seçkin madde oluşturma hedefi ise maalesef tutturulamamıştır.</p>
<p>Etkinlikten bir kare:</p>
<p><img src="../../images/vmoy.jpg" alt="Vikimaraton Özgür Yazılım'dan bir kare" /><br />
<p><img src="../../images/vmoy.jpg" alt="Vikimaraton Özgür Yazılım&rsquo;dan bir kare"><br>
<a href="https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Vikimaraton_%C3%96zg%C3%BCr_Yaz%C4%B1l%C4%B1m_16_%C5%9Eubat_2020.jpg"><em>Farklı çözünürlükler için Commons</em></a></p>
Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.
"Özgür yazılım" ve "açık kaynak" terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.
Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmektedir. O kadar çok cümle "benim özgürlüğüm" ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.
<footer>
<timedatetime="2020-2-23">2020/02/23</time>
<timedatetime="2020-3-31">2020/03/31</time>
</footer>
</div>
</article>
@ -113,23 +135,44 @@
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/kullanmaktan-kacinilmasi-gereken-kelimeler/">Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji/">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</a></h1>
Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.
Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile "doğal" olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb... Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.
İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak, dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.
<footer>
<timedatetime="2020-2-22">2020/02/22</time>
<timedatetime="2020-3-27">2020/03/27</time>
</footer>
</div>
</article>
@ -138,23 +181,44 @@
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/sifre-degil-parola/">Neden "şifre değil parola"?</a></h1>
Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli "şifre değil parola" diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden "şifre değil parola" diye söyleyip duruyoruz?
Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya'dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan "sözleşmesinin bittiği" gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.
Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.
<footer>
<timedatetime="2020-2-22">2020/02/22</time>
<timedatetime="2020-3-27">2020/03/27</time>
</footer>
</div>
</article>
@ -163,7 +227,7 @@
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/dating/">"Dating" bir özgür yazılım problemidir</a></h1>
İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.
Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/kullanmaktan-kacinilmasi-gereken-kelimeler/">Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
@ -197,14 +259,35 @@
</div>
</div>
</header>
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey... Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir "şey", bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.
Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.
Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli "şifre değil parola" diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden "şifre değil parola" diye söyleyip duruyoruz?
<footer>
<timedatetime="2019-12-2">2019/12/02</time>
<timedatetime="2020-2-22">2020/02/22</time>
</footer>
</div>
</article>
@ -213,7 +296,7 @@
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/ozgur-yazilim/">Özgür yazılım nedir?</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../../yazilar/dating/">"Dating" bir özgür yazılım problemidir</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
@ -222,18 +305,63 @@
</div>
</div>
</header>
Özgür yazılım nedir, nereden çıktı, nasıl gelişti? Özgür yazılımı kim ortaya attı? Özgür yazılım satılabilir mi?
İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.</p>
<p>Bir yazılıma &ldquo;özgür&rdquo; dediğimizde, aslında o yazılımın kullanıcının; yazılımı çalıştırma, nasıl çalıştığını öğrenme ve değiştirme, değiştirilmiş veya değiştirilmemiş kopyalarını dağıtma gibi temel özgürlüklerine saygılı olduğunu ifade ederiz. Bu ücret değil bir özgürlük meselesidir. Bu yüzden yazılım özgürlüğünden bahsedildiğinde &ldquo;fikir özgürlüğünü&rdquo; koşullarında düşünmelisiniz.</p>
<p>Söz konusu özgürlükler hayati önemdedir. Sadece kullanıcıların bireysel koşulları için değil, bir bütün olarak toplumsal fayda için önemlidirler çünkü sosyal dayanışmayı desteklemekle paylaşımı ve imeceyi yaygınlaştırır. Bu özgürlükler kültürümüzün ve yaşamımızın giderek sayısallaştığı bir dünyada çok daha önemli olmaktadır. Sayısal sesler, görüntüler ve kelimeler dünyasında özgür yazılım artarak genel olarak özgürlük için elzem olmaktadır.</p>
<p>Dünya çapında yüz milyonlarca insan artık özgür yazılım kullanmakta. Hindistan'ın ve İspanya&rsquo;nın belirli bölgelerindeki devlet okulları artık öğrencilerine özgür GNU/Linux işletim sisteminin nasıl kullanılacağını öğretmekte. Buna rağmen çoğu kullanıcı bu sistemi ve özgür yazılım topluluğunu oluşturmamıza sebep olan ahlaki sebepleri bilmemekte çünkü bu günlerde bu sistem ve topluluk sıklıkla &ldquo;açık kaynak&rdquo; olarak söz konusu özgürlüklerden neredeyse hiç bahsetmeyen bir felsefenin adı ile anılmakta.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi 1983&rsquo;ten beri bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışmalarda bulunmakta. 1984&rsquo;te özgür işletim sistemi GNU&rsquo;nun çalışmalarını başlattık ki; kullanıcıların özgürlüklerini tanımayan özgür olmayan işletim sistemlerini kullanmaktan kaçınabilelim. 1980&rsquo;ler boyunca işletim sisteminin çoğu temel parçasını geliştirdik ve yayınlamak için özellikle yazılımların kullanıcılarını özgürlüklerini koruyabilmesi için GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL)&lsquo;i geliştirdik.</p>
<p>Özgür yazılımın tüm kullanıcıları ve geliştiricileri özgür yazılım hareketinin hedefleri ile ortaklaşmış değildi. 1998&rsquo;de özgür yazılım topluluğunun bir kısmı koparak &ldquo;açık kaynak&rdquo; ismi altında çalışmaya başladı. İfade aslen &ldquo;özgür yazılım&rdquo;(ingilizce free software- free bedava anlamına da gelmekte) ifadesindeki olası kavram karmaşasını atlatabilmek üzere önerilmişti fakat çok geçmeden özgür yazılım hareketinin felsefi görüşünden bir hayli farklı bir görüşün taraf ile ilişkilendi.</p>
<p>Açık kaynağın bazı destekçileri ifadeyi şirket yetkililerine yazılımın pratik faydalarını gösterip doğru ve yanlışlar üzerine duymak istemediklerini saklayarak hoşlarına gitmek üzere, özgür yazılım için bir &ldquo;pazarlama&rdquo; kampanyası olarak gördüler. Bazı diğer destekçiler ise dümdüz özgür yazılım hareketinin ahlaki ve sosyal değerlerini reddettiler. Görüşleri ne olursa olsun, &ldquo;açık kaynak&rdquo; için çalışırken kimse değerlere ne gönderme yaptı ne de savundu. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; ifadesi hızla güçlü ve güvenilir yazılımlar geliştirmek gibi pratik faydalara ilişkin fikir ve iddialar ile ilişkilendi. Açık kaynağın çoğu destekçisi zamanla aynı çizgiye geldiler. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; üzerine çoğu tartışma doğru ve yanlışa dikkat etmez, sadece yaygınlığa ve başarıya önem verir. Azınlıktaki bir grup açık kaynak destekçisi bu günlerde özgürlüğü mesele etmektedir fakat aksi görüşteki çoğunluğun içinde kaybolmaktadırlar.</p>
<p>İki görüşte neredeyse aynı tipte yazılımları tanımlamaktadır fakat onlar(açık kaynak) temel olarak farklı bir görüşün savunusunu yapmaktalar. Özgür yazılım hareketi için özgür yazılım bir ahlaki zorunluluktur ve kullanıcıların özgürlüğü için gereklidir. Aksine açık kaynağın felsefesi sorunu, yazılımı nasıl &ldquo;daha iyi&rdquo; yaparız yönüyle görmektedir. Bu bakımdan özgür olmayan yazılımları eldeki soruna yönelik yetersiz bir çözüm olarak tanımlamaktadırlar.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi için ise özgür olmayan yazılımlar sosyal bir problemdir ve çözümü kullanmayı bırakmak ve özgür yazılımlara geçmektir.</p>
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; eğer aynı (neredeyse) yazılımı ifade ediyorsa hangisini kullandığımız fark eder mi? Evet eder çünkü farklı kelimeler farklı fikirleri iletir. Özgür bir yazılım herhangi bir ad altında size aynı özgürlükleri veriyor olsa da özgürlüğü kalıcı olarak sağlamak için gerekli olan insanlara özgürlüğün değerini öğretmektir. Eğer bu yolda yardımcı olmak istiyorsanız özgür yazılımdan bahsetmek elzemdir.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi olarak biz açık kaynağı düşman olarak görmüyoruz. Düşman mülk(özgür olmayan) yazılımlardır. Fakat insanların bizim özgürlükten yana durduğumuzu bilmesini istiyoruz ve yanlış şekilde açık kaynak destekçileri olarak anılmaya karşı çıkıyoruz. Bizim peşinde olduğumuz &ldquo;açık kaynak&rdquo; değil ve karşısında durduğumuz &ldquo;kapalı kaynak&rdquo; değildir. Altını çizmek için bu terimleri kullanmaktan kaçınıyoruz.</p>
<h2 id="özgür-yazılım-ile-açık-kaynak-arasındaki-pratik-farklılıklar">Özgür yazılım ile açık kaynak arasındaki pratik farklılıklar</h2>
<p>Pratikte açık kaynak, özgür yazılıma göre daha biraz daha gevşek bir duruş sergilemekte. Bildiğimiz kadarı ile yayınlanmış olan tüm özgür yazılım kodları açık kaynak tanımına uymaktadır. Neredeyse tüm açık kaynak yazılımlar özgür yazılımdır fakat istisnalar bulunmakta. Öncelikle bazı açık kaynak lisansları çok kısıtlayıcı olduğundan özgür lisans olarak değerlendirilemezler. Örnekle, &ldquo;Open Watcom&rdquo; özgür değildir çünkü ruhsatı değiştirilmiş bir kopya üretmeye ve şahsi kullanımına izin vermemektedir. Talihimize çok az yazılım bu tip ruhsatlar kullanmaktadır.</p>
<p>Dahası bir programın kaynak kodu copyleft olmayan zayıf bir ruhsata tabi olduğunda programın çalıştırılabilir dosyaları başkaca özgür olmayan koşullar taşıyabilir. Örneğin Microsoft Visual Studio ile bunu yapmaktadır.</p>
<p>Eğer bu çalıştırılabilir dosyalar yayınlanan kaynak ile tamamen eşleşiyor ise açık kaynak olarak tanımlanabilmekte fakat özgür yazılım olamamakta. Lakin, bu durumda kullanıcı kaynak kodunu derleyerebilmekte ve özgür olarak derlediği çalıştırılabilir dosyayı dağıtabilmekte.</p>
<p>Son ve en mühim konu olarak pratikte bilgisayar içeren çoğu ürünün çalıştırılacak koda ilişkin kullanıcıları başkaca yazılım çalıştırmaktan men etmek üzere imza kontrolü yapması gelmekte. Sadece ayrıcalıkli tek bir şirket cihaz üzerinde çalışacak yazılım üretebilmekte ve cihazın tüm işlevlerine erişebilmekte. Biz bu tip cihazları &ldquo;tiran&rdquo; olarak anıyoruz ve uygulamaya ilk örneğini gördüğümüz üründen (TiVo) esinlenerek &ldquo;tivolamak&rdquo; (tivoization) diyoruz. Çalıştırılabilir dosyalar özgür kaynak kodundan elde edilmiş ve özgür bir lisansla yayında olsa bile kullanıcı değiştirilmiş versiyonlarını çalıştıramamakta ve hali ile çalıştırılabilir dosya de-facto özgür olmamakta.</p>
<p>Çoğu Android ürünü kaynak kodu GNU GPLv2 ile ruhsatlı olmasına rağmen özgür olmayan tivolanmış çalıştırılabilir Linux kodları içermektedir.</p>
<p>Açık kaynak için kaynak kodunun ruhsatından başka bir endişe kaynağı yoktur. Böylelikle açık kaynak ve özgür Linux&rsquo;tan elde edilmiş kodla derlenen çalıştırılabilir dosyalar açık kaynaktır ama özgür değildir.</p>
<h1 id="özgür-yazılım-ve-açık-kaynak-ile-ilgili-yanlış-bilinenler">&ldquo;Özgür Yazılım&rdquo; ve &ldquo;Açık Kaynak&rdquo; ile İlgili Yanlış Bilinenler</h1>
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ifadesi yanlış anlaşılmaya açıktır. Kullanılacak &ldquo;bedelsizce alabileceğiniz yazılım&rdquo; ifadesi ile amaçlanan &ldquo;kullanıcıya belirli özgürlükleri veren yazılım&rdquo; ifadesi aynı anda &ldquo;özgür yazılım&rdquo; teriminden çıkarılabilir(özgür kelimesi İngilizce&rsquo;de bedava ile eş anlamlı olduğu için). Biz bu soruna özgür yazılımın tanımını yayınlayarak ve &ldquo;özgür ifade gibi düşünün bedava bira gibi değil&rdquo; diyerek çözümlüyoruz. Bu ideal bir çözüm değil ve sorunu kökünden çözmesi mümkün değil. Eğer başkaca bir soruna yol açmayacak olsaydı kesin ve doğru bir terim çok daha iyi olurdu.</p>
<p>Ne yazık ki İngilizde&rsquo;deki diğer tüm ihtimaller kendince sorunlar içermekte. İnsanların önerdiği pek çok öneriyi değerlendirdik fakat hiç biri geçiş yapmak için açıkça &ldquo;doğru&rdquo; gelmedi. (Mesela, bazı bağlamlarda Fransızca ve İspanyolca olan &ldquo;libre&rdquo; kelimesi iyi olmakta fakat Hindistan&rsquo;daki insanlar bu kelimeyi hiç tanımamakta.) &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; için teklif edilen her değişiklik bir çeşit anlamsal sorun içermekte ve bu sorun &ldquo;açık kaynak yazılım'ı&rdquo; da içermekte.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynak yazılımın&rdquo; resmi tanımı (Açık Kaynak Girişimi tarafından yayınlanan ve buraya eklemek için çok uzun olan) özgür yazılım için bizim belirlediğimiz kriterlerden doğrudan türetilmiştir. Aynısı değildir ama bazı yönlerden daha gevşektir. Yine de tanımları birçok noktada bizim tanımlarımız ile örtüşmektedir.</p>
<p>Ne var ki; &ldquo;açık kaynak yazılım&rdquo; tabirinden anlaşılan doğal anlam - ki pek çok insan bu anlama geldiğini düşünmekte- &ldquo;kaynak koduna bakılabilmesidir&rdquo;. Bu sınıflandırma özgür yazılım tanımından çok daha zayıftır, aynı zamanda açık kaynağın kendi tanımından da bir o kadar zayıftır. Bu tanım ne özgür ne de açık kaynak pek çok yazılımı kapsamaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynağın&rdquo; bariz anlamı onu savunanların amaçladığından farklı olduğuna göre sonucun çoğu insan tarafından terimin yanlış anlaşılması şaşırtıcı değildir. Yazar Neal Stephenson&rsquo;a göre herkesin kaynak kodunun bir kopyasını alabilmesinden ötürü &ldquo;Linux &lsquo;açık kaynak&rsquo; yazılımdır. Kanımca kendisi bilerek terimin resmi tanımının duruşuna karşı çıkmış veya eleştirmiş değildir. Düşünceme göre basitçe İngilizce dilinin basit bir dönüşümü ile terime anlam bulmuştur. Kansas(ABD) eyaleti de benzer bir tanım yayınlamıştır: &ldquo;Açık kaynak yazılımlardan faydalanın(OSS). OSS, öznel ruhsat koşulları kod ile yapılabilecekleri belirlese bile kaynak kodu serbestçe ve açıkça elde edilebilen yazılımdır.&rdquo;</p>
<p>New York Times bir makalesinde tanımı iyice esneterek, yazılımlara ön versiyonlarında beta test yaparak gizli geri dönüşler yapan kullanıcıları kapsayacacak şekilde genişletmiştir. Halbuki mülk yazılımlar bunu on yıllardır zaten yapmaktaydılar.</p>
<p>Terim, patentsiz yayınlanan donanım tasarımlarını kapsayacak kadar bile genişletilmiştir. Patentsiz donanım tasarımları topluma çok değerli katkılardır fakat &ldquo;kaynak kod&rdquo; bu tasarımların bir parçası değildir.</p>
<p>Açık kaynak destekçileri bu durumla mücadele etmek için resmi tanımlarına gönderme yapmakta fakat bu doğrulama çabası bizim için olduğundan daha etkisiz olmakta. &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; terimi iki doğal anlama sahip. Biri kastedilen anlamı yani bir kişi bir kez &ldquo;fikir özgürlüğü&rdquo; ile &ldquo;bedava bira&rdquo; arasındaki fikir farklılığını kavradıktan sonra tanımı bir daha karıştırmayacaktır. Fakat &ldquo;açık kaynak&rdquo; terimi doğal olarak bir anlama gelmektedir ve o anlam da destekçilerinin amaçladığından farklıdır. Bu durumda remi tanımı haklı çıkarmak ve açıklamak için öz bir yol yoktur. Bu çok daha kötü bir kafa karışıklığı yaratmaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynağa&rdquo; ilişkin bir başka yanlış anlaşılma da &ldquo;GNU GPL kullanılmaması&rdquo; olduğudur. Çoğunlukla bu durum bir başka yanlış anlaşılma olarak &ldquo;özgür yazılımın&rdquo; &ldquo;GPL ile ruhsatlanmamış yazılım&rdquo; olduğu yanılgısı ile birlikte gelmektedir. Bu ifadelerin ikiside yanılmaktadır çünkü GNU GPL açık kaynak ruhsatı olarak değerlendirilmekte ve çoğu açık kaynak ruhsatları da özgür yazılım ruhsatı sayılmaktadır. GNU GPL dışında pek çok özgür yazılım ruhsatı bulunmaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynak&rdquo; tanımı yazılım ruhsatının konu olmadığı, kaynak kodun bir parçasını oluşturmadığı; devlet, eğitim ve bilim gibi alanlarda kullanılmakla daha da esnetilmiştir. Bu eylemler ile ortak bulunulan tek taraf bir şekilde insanların katılmaya davet edilmiş olmasıdır. Terimi öyle bir esnetmişlerdir ki; &ldquo;katılımcı&rdquo; veya &ldquo;şeffaf&rdquo; veya daha azı anlamına gelmeye başlamıştır. Daha kötüsü ifadesiz bir moda sözcüğe dönüşmüştür.</p>
<h2 id="farlı-değerler-farklı-sonuçlara-çıkabilir---her-zaman-değil">Farlı Değerler Farklı Sonuçlara Çıkabilir - Her Zaman Değil</h2>
<p>1960&rsquo;larda radikal gruplar fraksiyonlaşma ile tanırlardı. Bazı organizasyonlar strateji detayları üzerinden bölünmüş ve iki kardeş grup birbirlierine benzer hedef ve değerleri olmasına rağmen düşman kesilmişlerdir. Sağ siyaset bunu çokça sola karşı kullanmış ve eleştirilerine alet etmiştir.</p>
<p>Kimileri radikal grupların ayrılıkçılıklarını örnek verek özgür yazılım hareketini kötülemeye çalışmıştır. Kendileri durumu tersten anlamaktadır. Biz açık kaynak tarafı ile temel hedef ve değerler üzerinden anlaşamıyoruz fakat onların görüşü ile bizimki özgür yazılımların geliştirilmesine yönelik aynı pratik davranışları desteklemektedir.</p>
<p>Sonuç olarak özgür yazılım hareketi ve açık kaynak tarafı çoğunlukla yazılım geliştirmesi gibi pratik konularda birlikte çalışmaktadır. Farklı felsefi görüşlerin farklı insanların aynı projelerde birlikte çalışabilmesi dikkate değerdir. Her halde temelli olarak farklı görüşlerin çok farklı eylemlere yol açtığı durumlar da vardır.</p>
<p>Açık kaynağın arkasında durduğu fikir, kullanıcılarının yazılımları değiştirmesinin ve tekrar dağıtmasının yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılacağıdır. Fakat bu kesin değildir. Tüm mülk yazılımların geliştiricileri doğal olarak yetersiz değildir. Kimi zamanlar kullanıcı özgürlüğüne saygılı olmasalar da güçlü ve güvenilir yazılımlar üretmektedirler. Bu duruma özgür yazılım aktivistleri ve açık kaynak destekçileri çok farklı şekilde tepki vereceklerdir.</p>
<p>Özgür yazılım ideallerinden fazla etkilenmemiş, saf bir açık kaynak destekçisi şunu söyleyebilir: &ldquo;bizim geliştirme modelimizi kullanmadan bu kadar iyi bir yazılım geliştirebilmene şaşırdım. Nasıl bir kopyasını alabilirim?&rdquo; Bu tutum sadece özgürlüğü ortadan kaldıracak davranışları ödüllendirecektir.</p>
<p>Özgür yazılım aktivisti ise şunu diyecektir: &ldquo;Yazılımın çok çekici fakat ben özgürlüğüme daha fazla değer veriyorum. Bu sebeple yazılımını reddediyorum. İşimi bir başka şekilde göreceğim ve özgür bir alternatif geliştirilmesine katkı sunacağım.&rdquo; Eğer özgürlüğümüze değer veriyorsak bunu sürdürebilir ve savunabiliriz.</p>
<h2 id="güçlü-güvenilir-yazılımlar-kötü-olabilir">Güçlü, Güvenilir Yazılımlar Kötü Olabilir</h2>
<p>Yazılımların güçlü ve güvenilir olmasının arkadaşında bulunan fikrimiz yazılımların kullanıcılarına hizmet etmesi gerekliliğine dayanmaktadır. Eğer yazılım güçlü ve güvenilir ise bu kullanıcılarına daha iyi hizmet edeceklerini ifade edecektir.</p>
<p>Fakat yazılım kullanıcılarının özgürlüğüne değer verdiği sürece onlara hizmet edebilir. Yazılım kullanıcıların esir etmek üzere tasarlandı is ene olacaktır? Bu durumda yazılımın güçlü olması zincirlerin daha dayanıklı, güvenilir olması da sökülmesinin daha zor olması anlamına gelecektir. Kullanıcılarını gözetlemek, kısıtlamak, arka kapılar ve zorlanmış güncellemeler gibi kötücül özellikler mülk yazılımlarda yaygın durumlardır ve bazı açık kaynak destekçileri de benzer uygulamaları açık kaynak yazılımlarda kullanmak istemektedirler.</p>
<p>Film ve müzik endüstrisinin baskısı altında bireysel kullanıma özgülenmiş yazılımlar giderek kullanıcılarını kısıtlamaya yönelmektedir. Bu kötücül özellik Dijital Kısıtlama Yönetimi (Digital Restrictions Management) (defectivebydesign.org) yani DRM olarak bilinir ve özgür yazılımın savunduğu özgürlük ruhunun antitezidir. Sadece ruhen değil aynı zamanda DRM&rsquo;in amacı özgürlüğünüzü çiğnemek olduğundan DRM geliştiricileri DRM&rsquo;i sağlayan yazılımların değiştirilmesini zor, imkansız ve hatta yasadışı kılmaya çalışır.</p>
<p>Yine de bazı açık kaynak destekçileri &ldquo;açık kaynak DRM&rdquo; diye bir yazılım teklif etmişlerdir. Sizin şifrelenmiş içeriğie erişiminizi kısıtlamak için tasarlanmış yazılımın kaynak kodunu yayınlamak ve değiştirilmesine izin vermekle sizin gibi kullanıcıları daha iyi kısıtlayacak yazılımlar elde edilmesi tekliflerinin temel fikridir. Daha sonra yazılım size değiştirmenize izin verilmeyen cihazlar içinde sunulacaktır.</p>
<p>Söz konusu yazılım açık kaynak olabilir ve geliştirme modeli açık kaynak esaslarına dayanabilir fakat bu onu özgür yazılım yapmayacaktır çünkü yazılımı çalıştıran kullanıcıların özgürlüğüne saygı duymamaktadır. Eğer açık kaynak geliştirme modeli bu tip bir yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılmakta başarıya ulaşırsa özgürlük konusu çok daha kötü olacaktır.</p>
<p>Özgür yazılım hareketinden ayrılan açık kaynak tarafının kararındaki temel motivasyon &ldquo;özgür yazılım&rdquo; fikrinin etik duruşunun bazı insanları rahatsız ettiği idi. Bu doğrudur: özgürlük gibi etik meseleleri gündem yapmak, rahatlık ve sorumluluklardan bahsetmek aslında insanlara gözardı etmeyi arzuladıkları davranışlarının etik duruşu gibi şeyleri düşünmeye sevk etmektir. Bu rahatsızlık yaratabilir ve kimi kimseler dümdüz bunu düşünmeyi reddedebilir. Bu durum bahsettiğimiz konular hakkında konuşmamıza mani değildir.</p>
<p>Açık kaynak liderlerinin yapmayı seçtiği ise tam olarak budur. Etik ve özgürlük konularında sessiz kalarak ve sadece belirli özgür yazılımların anlık pratik faydalarından bahsederek yazılımları şirketler gibi kimi kullanıcılara daha etkili bir şekilde &ldquo;satabileceklerini&rdquo; fark etmişlerdir.</p>
<p>Açık kaynak yandaşları yukarıdaki durumdan biraz daha derin düşündüklerinde genellikle açık kaynağı insanlığa bir &ldquo;hediye&rdquo; olarak sunmaktan bahsederler. Bunu bir hayır olarak sunmak ahlaki olarak gerekenin ötesindedir ve mülk yazılımları kaynak kodu olmadan dağıtmayı ahlaki olarak haklı olduğunu farzeder.</p>
<p>Bu yaklaşım kendi içinde etkili olmuş sayılır. Açık kaynak retoriği bir çok şirketi ve bireyi özgür yazılım kullanmaya ve geliştirmeye ikna etmiş fakat topluluğumuzu sadece yüzeysel ve pratik seviyede ilerletmiştir. Açık kaynağın sadece pratik değerler üzerine kurulu felsefesi, özgür yazılımın daha derin anlamlarına ket vurmaktadır. Çokça yeni kullanıcıyı topluluğumuza katmakta fakat onlara topluluğun nasıl savunulacağını öğretmemektedir. Bu gelişme bir bakıma iyi fakat özgürlüğü kalıcı kılmaya yeterli değil. Kullanıcıları özgür yazılıma çekmek, özgürlüklerini korumak adına harekete geçmelerinin sadece bir kısmıdır.</p>
<p>Bir noktada bu kullanıcılar kimi pratik faydalar için mülk yazılımlara geri dönmeye davet edileceklerdir. Sayısız şirket bu tip tekliflerle akıl çelmeye, hatta kimileri mülk yazılımlarını bilabedel sunmaktadır. Kullanıcılar neden bunu reddedsin ki? Keşke özgür yazılımın onlara verdiği özgürlüğün kendinden ve kendisi için olan değerinin önemini kimi pratik veya teknik rahatlıktan önemli olduğunu öğrenmiş olsalardı. Bu fikri yaymak için özgürlük üzerine daha çok konuşmalıyız. Topluluğun yararı adına bir miktar &ldquo;sessizlik&rdquo; şirketlere yanaşmak için faydalı olabilir ama özgürlüğe düşkün olmanın bir gariplik olmasına sebep olarak kadar yaygınca sessiz kalmak tehlikeli olacaktır.</p>
<p>Bu tehlike tam olarak içinde bulunduğumuz durumu ifade eder. Özellikle dağıtımcılar olmak üzere özgür yazılımla uğraşan çoğu insan özgürlük hakkında çok az konuşur çünkü şirketler tarafından &ldquo;daha kabul edilebilir&rdquo; olmak arzularıdır. Neredeyse tüm GNU/Linux işletim sistemi dağıtımları mülk paketleri temel olarak sistemlerine eklemekte ve kullanıcılarına bu durumu bir kusurdan ziyade avantaş olarak sunmaktadırlar.</p>
<p>Mülk eklentiler ile kısmen özgür olmayan GNU/Linux dağitimları kendilerine rahatça yol bulabilmekte çünkü topluluğumuz çoğu yazılımlarının özgürlüğü konusunda ısrarcı değildir. Bu rastgele olmuş değildir. Çoğu GNU/Linux kullanıcıları aramıza özgürlük adına tek kelime söylemeyen &ldquo;açık kaynak&rdquo; tartışmaları ile dahil olmuştur. Özgürlüğü el üstünde tutmayan çabalar ve özgürlük hakkında tek kelime etmeyen konuşmalar birlikte yol almaktadır. Bu eğilimi aşmak için daha az değil, daha çok özgürlük üzerine konuşmalıyız.</p>
<h2 id="floss-ve-foss">&ldquo;FLOSS&rdquo; ve &ldquo;FOSS&rdquo;</h2>
<p>FLOSS ve FOSS (Özgür ve libre[1] açık kaynak yazılım ve özgür ve açık kaynak yazılım) terimleri özgür yazılım ile açık kaynak arasında olmak için kullanılmaktadır. Eğer tarafsızlık niyetiniz ise &ldquo;FLOSS&rdquo; ikisi arasında iyi olan tercihtir keza gerçekten tarafız bir ifadedir. Fakat özgürlüğün tarafında durak istiyorsanız tarafsız bir ifade kullanmak doğru sayılmaz. Özgürlüğük için mücadele etmek insanlara özgürlüğü desteklediğinizi de göstermeyi gerektirir.</p>
<h2 id="tüketici-bilinci-için-mücadele">Tüketici Bilinci için Mücadele</h2>
<p>&ldquo;Özgür&rdquo; ve &ldquo;açık&rdquo; tüketicinin farkındalığı için rakiptirler. &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; farklı fikirlerdir fakat yazılım üzerine düşünen çoğu insan için aynı kavramın farklı ifadeleridir. İnsanlar için &ldquo;açık kaynak&rdquo; düşünmeye alışılması, özgür yazılım hareketinin felsefesi üzerine düşünmeye ve algılamaya bir engel oluşturur. Eğer insanlar bizimle ve yazılımlarımız ile &ldquo;açık&rdquo; kelimesi ile tanıştıysalar, bizim aslında başka bir düşüncenin tarafında olduğumuzu algılamaları için onları entellektüel olarak sarsmamız gerekmekte. &ldquo;Özgür&rdquo; kelimesini içeren her etkinlik özgür yazılım hareketinin etrafına çekilmiş bu perdeyi daha da genişletmektedir.</p>
<p>Haliyle özgür yazılım aktivistleri kendine &ldquo;açık&rdquo; diyen her türlü çalışmayı reddetmelidir. Eğer bir etkinlik kendi içinde iyi ise de yapılan her katkı açık kaynak fikrini yayarak bir miktar da zarara yol açacaktır. Kendine &ldquo;özgür&rdquo; veya &ldquo;libre&rdquo; diyen pek çok iyi çalışma ve etkinlik vardır. Bu projelere yaplan her katkı aynı zamanda özgür yazılım fikri adına da fayda gösterir. Bunca yararlı proje içinden neden fazladan fayda göstere projeler seçilmesin ki?</p>
<h2 id="sonuç">Sonuç</h2>
<p>Açık kaynak tarafı topluluğumuza yeni kullanıcılar çekerken biz özgür yazılım aktivistleri özgürlük meselesini onların dikkatine sunmanın yükü altına giriyoruz. Biz her zamankinden daha fazla ve yüksek sesle &ldquo;Bu özgür yazılımdır ve size özgürlük sağlar!&rdquo; demeliyiz. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; yerine &ldquo;özgür yazılım&rdquo; dediğiniz her an amacımıza destek olmuş olursunuz.</p>
<p>Lakhani ve Wolf&rsquo;un makalesine göre hatrı sayılır bir grup yazılım geliştiricisi özgür yazılımın temel özelliği olarak özgürlüğü görmektedir. Bu sonuç ahlaki olarak bir endişesi olmayan SourceForge gibi bir siteden geliyor olmasına rağmen ortaya çıkmıştır.</p>
</description>
</item>
<item>
<title>Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</title>
<p>Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmekte. O kadar çok cümle &ldquo;benim özgürlüğüm&rdquo; ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.</p>
<p>Özgürlük pek çok şey gibi diyalektik eşi ile tanımlanır. Gölgenin ışık olmadan var olamaması gibi özgürlük de baskının olmadığı durumda var olmaz. Eğer &ldquo;özgür olunacak&rdquo; bir baskı ortada olmazsa özgürlük diye bir kavramı tanımlamaya ne gerek olur ki? Bask bir kişiden, kurumdan hatta yerçekimi gibi fiziğin kendisinden dahi gelebilir. Bu konuda bir ayrım yok. Kamusal bir kural tarafından sınırlandırılmak ile yerçekiminin etkisi arasında bir fark yok; sonuçta tam olarak özerklik gösteremezsiniz. Bu özgürlüğü toplumsal olarak hepimizin paylaştığı ve birlikte ilerlettiği bir kaynak yapar.</p>
<p>Yerçekimi hepimizin ayrımsız paylaştığı bir baskı. Yerçekimi yüzünden dilediğimiz kadar zıplayamıyor veya kayarsak düşüyoruz. Sadece bir kimsenin Dünya&rsquo;nın bir yerinde uçakla uçuyor olması o kişinin yerçekimine karşı bir çeşit kişisel özgürlüğü olduğu anlamına gelmiyor. Uçaktaki kişi yerçekimine; hava kirliliği, uçağı imal eden işçileirn sömürüsü ve sınırlı hava sahası gibi yerdeki tüm insanların olan ortak kaynakları tüketerek erişiyor.</p>
<p>Özgürlük fikri homo sapiens sapiens&rsquo;in içkin bir özelliğidir. İnsanlık, tarihinde ürettiği aletleri uzaydan gelmiş siyah bir blok sebebi ile değil, doğanın kötü hava, yırtıcılar gibi tüm baskılarına karşı koymanın saf ihtiyacı ile yaptı. Bu araçlar insanlın özgürlüğünü kısıtlayan tüm doğa etmenleri ile mücadele etmek ve insanlığı bugünlere getirimek için kullanıldı. Bu sebeptendir ki hapis edilmek bir cezadır ve köle kılınmaya hiç bir zaman gerçekten rıza verilmemiştir.</p>
<p>Mülk yaılımlar ve hizmetler kullanmak adına bir özgürlüğünüz yok! Sayısal ve bugün neredeyse fiziksel efendilerimize kendinizi köle kılmak için size verilmiş şahsi bir hakkınız yok. Aksini iddia etmek ya cehalet ya da homo sapiens sapiens olmamakla eşdeğerdir. Gerçekten kabul edilebilir alternatiflerin olmadığı durumda özgür irade yoktur ve neredeyse her koda ve cihaza bir avuç şirket tarafından hükmedildiği bir durumda siz özgürce karar veremezsiniz.</p>
<p>Eğer sayısal köleliğe bir alternatif olduğu gerçeğinden habersizseniz bu tartışmadan muafsınız fakat özgür yazılımın, özgür donanımın, tamir etme hakkı hareketinin varlığından ve kendi kaderini tayin ve gücü halka nasıl geri iade etmeye uğraştıklarını biliyorsanız köleliği seçemezsiniz! Bir alternatifi varken yüklediğiniz her mük yazılım, üye olduğunuz her özgür olmayan hizmet, kullandığınız kamu kaynağı emen aracı ile aslında dünyadaki diğer tüm insanlardan bir parça özgürlük çalıyorsunuz, efendilerinize besliyorsunuz ve tabakta kalanlarını da kendi bencil ihtiyaçlarınız için kullanıyorsunuz!</p>
<p>Bu gerçeğin ne inkarı ne de etrafından dolanmanın bir yolu var. Bu, insanlık tarihinde daha önce yaşandı. İnsanlar yaşamları için ayaklandı ve bugün özgürlük ile haklar olarak bildiğimiz herşey onların mücadelesi ve acılarının üzerine kuruldu. Eğer özgürlüğünüzden vazgeçmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olduğunun farkında olmanız gereklidir.</p>
</description>
</item>
<item>
<title>Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</title>
<p>Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile &ldquo;doğal&rdquo; olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb&hellip; Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.</p>
<p>Tarih temelde ekonomik bir paylaşım sorununa kılıf yapılmış bu tip ideolojik ayrıcalıklara örneklerle doludur. Pratik karşılıkları olan bu ayrımcılık unsurları çoğunlukla tarafların kültürel, fiziksel veya fikirsel ayrımları üzerine konumlandırılır ve eşitsiz bir kaynak dağıtımına temel oluşturulur. Bir meşruiyet aracı ihtiyacından doğan bu &ldquo;propoganda&rdquo; unsurları kimi zaman durumun kaynağı gibi görünse de aslında sadece kılıftan ibarettir.</p>
<p>On dokuzuncu yüzyılda yeni dünyanın sömürüsünü ve kaynaklarının yağmasını şekillendiren işgal, katliamlar ve kölecilik temelde &ldquo;medeniyet&quot;siz olanlara medeniyet götürmek, feodal toprak ağalarının serflere karşı aristokrasi ve toprak mülkiyeti iddiaları, bugün dünyanın açlıktan ölen insanlarını sosyal darvinizm ile açıklamak gibi sayısız örnek tarihin sayfalarında yer almaktadır. Temelde olan ise hakim sınıfın bu &ldquo;kılıfların&rdquo; yaratıcısı ve kar edeni olmasıdır. Söz konusu ayrımın günlük yansımaları herkesin hayatında bugün dahi bulunmakta. Bu durumun bir şekilde &ldquo;doğallaştırılmış&rdquo; veya &ldquo;meşrulaştırılmış&rdquo; olması gerçekliği pek az değiştirmekte.</p>
<p>Eğitim temel bir hak ama parası olan daha iyisini alabilmekte, yaşamak için sağlıklı besin bir gereklilik ama zehirlenmiş tarım ürünerinin haricinde &ldquo;organik&rdquo; besin alabilen sadece küçük bir kesim, barınmak için gereken kamusal kaynakların çoğu bir avuç kişinin elinde toplanmışken sokakta yaşam mücadelesi veren insanlar var&hellip;. Bit bit kurduğumuz dijital ve gözetim toplumunda hayatta kalmak ve insanca bir yaşam sürmek için gereken bilgi, donanım ve imkana erişim ise göz ardı edilen bir alan olmasına rağmen pek farklı bir tablo çizmemekte.
IMAGE:abakus.eps:Ayrıcalıkları fark etmek iyi bir başlangıçtır.:center:h
Toplumun bir kısmının ayrıcalıklı olduğunu söyleyebilmek için belirli şartlar oluşmalıdır. Öncelikle bir kesimin ayrıcalıklı olarak yararlanabildiği toplumsal bir kaynağın var olması gerekir. Elbette bu kaynağın üretimi için gerekli olan üretim araçlarının tamamı veya önem arz edecek miktarının toplumun mülkiyetine ait olmaması, yani özel mülkiyette veya devlet özel mülkünde olması gereklidir. Böylece söz konusu kaynağın üretimi ve dağıtımı konusundaki kararların alınmasındaki süreçler toplumdan uzaklaştırılmış olur. Toplumsal örgütlenmeye hakim olan sınıf kaynağın yönetimine de sahip olduğu gibi doğal olarak bunu kendi lehine de kullanır.</p>
<p>Basit bir inceleme bugün yaşadığımız dijital dünyanın 21. yüzyıl demokrasilerinin mücadele ile kazanılmış sosyal demokrasi haklarından dahi ari olan vahşi orta çağ sömürüsü düzeninde olduğunu gözler önüne serecektir. Birkaç tane şirket (Microsoft, Oracle, Apple, Dell, Alphabet/Google, Amazon), dijital yaşantımıza ait kaynakların neredeyse tamamına hakimler. Sözleşmeler, ruhsatlar ve politik sermaye güçleri ile topluma bireylerin kullanım alışkanlıklarını yöneterek hakim oluyorlar. Bugün çağdaş yaşamda bilgisayarsız veya İnternetsiz yaşamak mümkün değilken bu yaşam kaynağına sahiplik(!) iddiası ile dünyayı şekillendiriyorlar. Bireylerin ve toplumların konuya ilişkin yapabilecekleri ise sınırlı durumda. Bahsedilen şirketlerin toplam sermayesi dünyadaki pek çok ülkenin toplamından bile fazla eder durumda. Bu şirketler toplumsal kaynakları sömürerek ve mahremiyet başta olmak üzere bireysel özgürlükleri talen ederek para kazanıyor ve tarihin diğer tüm sömüren sınıfları gibi üretim araçlarını ellerinde tutuyorlar. Bireylerin ise bu duruma karşı koyması için benzer şekilde sermaye ortaya koyması gerekiyor ve bu sermaye insanlar arasında eşit bulunan bir kaynak değil.</p>
<p>Bu noktada bir gerçeklik ortaya çıkmakta. Toplum ve üretim araçları hızla dijital yönelimde şekil değiştirken bu kaynağa erişim, yararlanma ve korunma imkanları da toplumun genel eşitsizlik düzenini yansıtan hatta katlayan bir nitelikte eşitsiz dağılmakta.</p>
<p>Dijital dünyanın uyumlu vatandaşının ilk sahip olması gereken şey bilgi. Bilişim sistemlerine ve kullanımına ilişkin bilgi. Bu konuda formal bir eğitim veya bazen İnternet üzerinden erişilebilen kaynaklara ulaşım bile dünyada yaygın olarak sahip olunulan bir durum değil ve sadece gelişmiş ülekeler çevresinde yaşan insanların ayrıcalığı durumunda ki buna bu ülkelerdeki gelir adeletsizliğinin getirdiği erişim kısıtları eklenirse bir homojenliğin söz konusu olmadığı görülebilir. Bu durumda eğitim farklılığının bireyler arasında doğurduğu farkın kapanmasının pek mümkün olmadığı söylenebilir.</p>
<p>Dijital dünyanın ikinci gerekliliklerinden biri donanım. Nihayetinde dijital bir donanım olmadan biz analog insanların bu yeni dünyaya bağlanamayacağımız aşikar. Fakat günümüzde WEB&rsquo;in giderek JavaScriptler ile ağırlaştığı, yazılımların giderek daha fazla kaynak talep ettiği bir durumda kişilerin yeterli(!) bir bilişim aygıtına erişimini garanti edecek bir ortam bulunmamakta. Bir bilgisayar sahibi olmanın lüks olduğu yerler hala var ve sadece bilgisayarın var olması değil bunun modern anlamda kullanılabilir olması da gerekiyor.</p>
<p>Her üretim aracı gibi dijital araçlarımız da öğrenmek, etkin şekilde kullanabilmek ve gerektiğinde geliştirebilmek için emek ve hali ile zaman gerektiriyor. Belki bu anlamda bildiğimiz eski dünyanın her aracından daha fazlasını gerektiriyor. Zengin batı medeniyetlerine ait olup bu ülkelerin zengin kesimlerinde bulunmayanlar için emek ve zaman çoğunlukla fazlası bulunmayan bir kaynak olarak yaşamsal giderlere özgülenmek zorunda. Bu koşullarda bir bilgisayar sadece bir eğlence aracı olarak bile zahmetli, pahalı ve gereksiz konuma düşebilmekte.</p>
<p>Bu adaletsizlik her şekil ve koşulda kendini tüm toplumlarda göstermekte;</p>
<ul>
<li>Bilişim teknolojileri ile uğraşanlar toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yansıması olarak çoğunlukla erkek olmakta</li>
<li>Eğitime veya donanıma sahip olamayan kesimler dönüşümün dışında kalmakta</li>
<li>Dijital devrime son gençliklerinde yetişen kişiler bu alt kültürlere gençler kadar kolay dahil olamamakta, dolayısıyla kuşak farkı bir dezavantaj oluşturmakta</li>
<li>Temel bilişim ihtiyaçlarına gücü yetmeyen insanlar şirketlerin sömürüsüne özgür olmayan yazılım ve servisler aracılığı ile erişmeye çalışmakta</li>
<li>Mahremiyet şirketlerce pazarlanmaya (Apple) ve bir insan hakkı olmaktan bir meta olmaya sürüklenmekte, parası olmayanlar yaşam kaynaklarını hakları ile ödemek zorunda bırakılmakta</li>
<li>Özgür alternatiflerle bir dijital yaşam sahibi olmaya çalışmak; eğitim, emek ve kapital sermayesi gerektirmekte bunlara zamanında erişimi olmamış bireylerin dezavantajlı durumu asla kapanmamakta</li>
</ul>
<p>Dijitalleşme sadece üretim araçlarını değil aynı zamanda tüketim araçları ile sosyal araçları da kapsamakta. Bu anlamda sadece üretime değil tüketime katılmak için de benzer bir yabancılaşmanın kurbanı olmak mümkün. Koşulsal olarak mücadele imkanlarından son 30 yılda fazlasıyla arındırılmış insanlık için hiç kontrol sahibi olmadıkları bir toplum düzeninde bireyin güçlenmesine ilişkin hiç bir umut kalmamakta. Bu durumun pratik olarak fazlasıyla yansıması bulunmakta;</p>
<ul>
<li>Bu bakımdan pek çok yeni nesil dijital &ldquo;hizmet&rdquo; toplumsal araçları talan ederek eskiden pratik olarak var olmayan tekel aracılar haline gelmekte[1]. En temel insan ilişkileri bile tekelleşmekte[2].</li>
<li>İnsanlar dijital toplumun bir bileşeni olmaktan sadece tüketen ve sömürülen kaynaklar konumuna itilmekte[3].</li>
<li>Bu anlamda sınıfsal bir birliktelik altında dijital dünya vatandaşları bir araya gelememekte ve günümüzde sahip olunan sınır ayrımları teknolojik açıdan pekişmekte[4].</li>
<li>İnsanlar mahremiyetlerini kaybetmekte ve kişisel bilgileri üzerinden kitlesel bir manipülasyona maruz bırakılmakta[5].</li>
<li>Gig ekonomisi, dijital dönüşüm ile beslenen parça başı iş kavramı bir yaşantı halinde güvencesiz ve istikrarsız çalışmayı bir standart haline getirmekte.</li>
</ul>
<p>Dünyada pek çok kurum ve insan bu gidişata karşı direnmekte ve alternatifler dahil olmak üzere çözümler üretmekte. Tüm bu insanların belki de en ortak noktası teknolojik ayrıcalıkların sahibi olan sınıfa ait olmaları. Sınıf aidiyeti bir kabahat olmamakla birlikte sınıfsal nitelikleri aşan ilerici çalışmalar yaparken kişilerin sahip oldukları ayrıcalıkların &ldquo;doğal&rdquo; kabullerine saplanmaları mümkün. Dijital mahremiyet çalışmaları yaparken şifreleme teknolojilerini öne çıkarırken bu işlemin berim yükünü kaldıramayacak donanımarla hayatlarını geçiren binlerce insan unutulmakta çünkü çözümlerin üretildiği çevrelerdeki en basit elektronik aygıtın bile işlem gücü dünya nüfusunun pek çoğunun erişemediği kadar yüksek olabilmekte. Benzer şekilde tüm çalışmaların yayınlanması için web ve özgür olmayan bazı diğer hizmetlerden yararlanılırken dünyada hala 56k modem ile internet bağlantısı kurabilen hatrı sayılır miktardaki insana erişememe ihtimali göz ardı edilmekte[3].</p>
<p>Elbette bizi birbirimizden ayıran ayrıcalıkların farkına varmak mücadele için iyi bir başlangıç. Kimi mücadele alanları bu ayrıcalığın gölgesinde ilerlemek zorunda kalabilir, kimileri bu ayrıcalığın yarattığı sosyal çatışmaları doğrudan değiştirmeyi hedef alabilir. Önemli olan dijtal bir insan medeniyetinin kurulduğu bu ilk günlerde geleceğin temelinin birliktelik üzerine atılması. Gerçek birlikteliğin de mutlak özgürlük olmadan gerçekleşmeyeceğinin bilincine varılması.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: http://u.oyd.org.tr/zt0
2: http://u.oyd.org.tr/dtn
3: http://u.oyd.org.tr/D5Y
4: http://u.oyd.org.tr/xlc
5: http://u.oyd.org.tr/mhr
</code></pre></description>
</item>
<item>
<title>Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</title>
<p>Bugün özgür yazılım her zamankinden daha da önemli[1]. İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak[2], dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler[3] doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.</p>
<p>Geleneksel okulunuzda sınıflarınıza dağılırken, her sabah kapıda bir şirketin sizi özgürlüklerinizi kısıtlayan bir lisans sözleşmesini imzalamaya mecbur bırakıldığınızı düşünün. Okul kitabınızı eve götürme, arkadaşlarınızla paylaşma, kitabınızın üstüne notlar alma, kitapta yazanları deftere geçme, kitabın bazı &ldquo;yasaklanan&rdquo; sayfalarını okuma veya sayfalarını yırtıp kağıttan uçak yapma özgürlüğünüzün bir şirketin tahakkümüne girdiğini düşünün. Bu kitabın yalnızca o şirket tarafından üretilen bir gözlükle okunabildiğini, içindeki bilgilerin de sizin haberiniz olmadan değiştirilebildiğini de bu kurguya ekleyin. Oldukça anlamsız görünüyor değil mi? Şimdi bunun eğitim hakkınıza uzaktan erişirken başınıza geldiğini hayal edin. Sistemde özgür olmayan yazılımların kullanılması, kullanılan içeriğin özgür lisanslanmaması, materyallerin özgür olmayan bir belge formatında bulunması veya DRM ile kısıtlanması[4] durumunda, bahsettiğimiz absürt kurgu, bizim yeni yakın geleceğimiz olabilir. En temel haklarınızdan birine erişebilmek için özgürlüğünüzü feda etmek zorunda bırakılmakla mücadele etmez miydiniz?</p>
<p>Krizler, farklı yıkıcılık ve etki alanlarıyla tarihin olağan parçaları olarak belirmeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz salgın, bulaşıcılık yönüyle sınıf bariyerini aşarak herkesi etkilemesi ve olumsuz sonuçlarını hızlı göstermesi sebebiyle, kapitalizm ve iklim krizinden farklı olarak, toplumun önlem mekanizmalarını harekete geçirebilmiş durumda. Bu devinim geleneksel üretim biçimlerini, sosyalleşme şekillerimizi, sanatı yapma ve aktarma yöntemlerimizi, yani yaşamın şeklini etkisi altına alırken; hayatta kalma arzusu, şirketlerin ekonomik çıkarlarını koruma kaygısıyla normalleştirilen kavramları alaşağı ediyor. Bu yüzdendir ki; New York valisinin, maske için öncekinden 10 kat daha fazla ödemesine tepkiyle, tıbbi malzeme üreten tüm şirketlerin kamulaştırması çağrısı yaptığı bir güne şahit olduk[5].</p>
<p>İnsanlığın ortak bilgisi üzerinde patentler aracılığıyla yasal bir tahakküm kurulmasının meşru olduğu ve bunun bilimsel gelişmeye ve topluma katkısı olacağı sanrısı kaybolmakta. Tekeller ve onların ticari çıkarları doğrultusunda hareket eden ilaç şirketlerinden kamu yararına hareket etmelerini neden bekliyoruz[6]? Büyük ilaç şirketleri çok kazanç sağlamayacakları ölümcül bulaşıcı hastalıklar üzerinde çalışmak yerine kazanç sağlayabilecekleri konulara, mesela kellik veya sivilce tedavisine, odaklanırlar[7]. Beklenen SARS-CoV-2 aşısı da bulunduğunda (tabi insanlığın virüslere dair biriktirdiği kolektif bilgisini kullanarak bulunmuş olacak), çok geçmeden yozlaşmış patent ızdırabıyla buluşacak ve tüm insanlığın geleceği bir ilaç şirketinin kar zarar eğrisi üzerinde kendi yerini bulacak.</p>
<p>Bilginin özgürlüğü için mücadele eden alt kültürler ise ivedilikle kamu yararına harekete geçiyorlar. Bu dayanışma duygusu, mevzubahis topluluklarda sıklıkla rastladığımız bir durum, örneğin 2010 Haiti depreminde, OpenStreetMap ile alanın gönüllülerce haritalanmasını hatırlayabiliriz. Virüs hakkında doğru bilgi kaynakları üretmek için emek haryacanlardan tutun da, üç boyutlu yazıcılar kullanılarak tıbbi techizat üretimi yapan ekiplere[9], becerileri dahilinde halkın bilgisini ona geri ödeyen topluluklar oluştu. Bu tıbbi techizat üretim çalışmaların bir kısmı şirketlerin kazançlarını azalttıkları ve tasarımı itibariyle kusurlu, kırılgan, patentlerinin ihlal edildiği bahanesiyle baltalanmaya çalışıldıysa da biliyoruz ki özgür yazılım gibi özgür donanım da özgür toplumun bileşenlerindendir. Nasıl ki çakmak taşıyla ateş yakmamız veya bir sopanın ucunu sivriltip onu alet olarak kullanmamız patentlerle engellenemezse, tıbbi araçların üretimi de diğer tüm araçlar gibi kimsenin tekelinde olamaz. Ne kadar karmaşık olursa olsun her donanım, kullanılan ilk alet gibi insanlığın ortak bilgisinin ürünüdür ve ona aittir. Salgın anında bu ihtiyacın su yüzüne çıktığı üzere dün, bugün ve yarın donanım özgürlüğünü tüm bilginin özgürlüğü ile birlikte savunuyoruz[10].</p>
<p>Devlet ve şirketlerin tüm kaynaklarına rağmen kifayetsizliği ortadayken, bu inisiyatiflerin acil duruma refleks gösterebilmelerinin sebebinin, olağan durumda da özgür bilgi için mücadele eden örgütlü yapıların varlığı olduğunu görmezden gelmemek gerekir. Acil bir durumda eğitim dijitalleşecekse, özgür bir eğitim yazılımı (örneğin Moodle), sağlık personeli için yüz kalkanları basılacaksa özgür belge formatları (örn. stl), virüsün yayılımının kalman filtresiyle tahmini yapılacaksa özgür bir programlama dili (örn. R), bir hastane bilgi sistemi gerekiyorsa özgür bir yazılım (örn. GNU Health) insanlığın ortak üretimi ve malı olarak özgürlüğümüzü ihlal etmeden kullanılabilir. Bu olağan dışı süreçte yine bilgi özgürlüğü adına gibi görünen, ancak aslında çok temelden özgürlükle çatışan, bir davranış daha gözlemliyoruz. Bazı akademik yayınlar, kabuklarına çekilen insanlar okuyabilsinler diye yayınlarını &ldquo;açık erişime&rdquo; açtılar[11]. Bu noktada bir soru beliriyor, bunca zaman, hayatlarımız olağan akışındayken, bu akademik yayınlara erişmemiz, onları okumamız istenmiyor muydu yani? Hal böyleyken açık erişim ağzınıza bir parmak bal çalıp, aynı zamanda özgürlüklerinizi de çalmaya devam etmektir. Bilim, insanlık tarafından ve insanlık içinken; bu yayınların bunca zaman erişim kısıtlamalarına tabi tutulması ile devletin bir web sitesini sansürlemesi arasında teknik olarak bir fark yoktur. İkisi de çoğunlukla yasaldır. Sorun meşru olmayışlarıdır.</p>
<p>Günlerdir yapılan #evdekal çağrısının sebebi, bu konunun yalnızca bizim bireysel sağlığımızla ilgili olmayışıdır. Evde kal çağrıları toplumun bütün olarak güvende kalabilmesi için bireysel fedakarlık talebinde bulunmakta ve &ldquo;kişisel özgürlüğü&rdquo; adına sokağa çıkanları herkesi tehlikeye attıkları gerçeği karşısında ayıplamaktadır. Özgür yazılımlar kullanmamaya tam da aynı sebeple, şahsi bir tercihmiş gibi yaklaşamayız[12]. Bu sözde şahsi tercih, diğer tüm insanların özgürlük hakkından çalmak anlamına gelir. İmkan varken özgür yazılımlar ve hizmetler kullanmayarak boyun eğdiğimiz haksızlıkları, içinde bulunduğumuz topluluklara bir virüs gibi bulaştırdığımızı söylersek, yersiz bir benzetme yapmış olamayız. Her yaygınlık kazanan özgür olmayan yazılım ve hizmet toplumun kaynaklarından ve özgürlüğünden çalmakta ve semirmekte. O yüzden ekliyoruz,<br>
#evdekalınveözgürleşin!</p>
<p>Çoğu sorun yaşantımızın günlük bir parçasıdır ancak bazı olaylar bizim dünyayı algılayış şeklimizi değiştirmek ve esas sorunları görünür kılmak gibi bir güce sahiptir. Yaşadığımız salgının ortak deneyimleri, yaygınlaşan dijital yaşamlarımızın getirdiği değişiklikleri belirginleştirdi. Dijital yaşamlarımızın en temel sınırları &ldquo;mülkiyet&rdquo; kavramları ile şekilleniyor. Bu noktada ortaklığı neredeyse olmayan patent, marka ve telif konularını hatalı bir şekilde kapsamaya çalışan sözde &ldquo;fikri mülkiyet&rdquo; şemsiyesini[13] tartışmalı, özgür yazılımlar, özgür donanımlar ve özgür belge biçimlerini konuşmalıyız.</p>
<p>Analog hayatlarımızla dijital yeni yaşantımız arasındaki sınırlar bulanıklaşırken eski hayatlarımızdaki haliyle özgürlük kavramının, dijital bir kopyasını oluşturmazsak absürtün olağanlaşmasını kanıksamak zorunda kalacağız. Tüm insanlığa ait olan bilgi, zincirlerinden kurtarılmalıdır. Kurtarılmalıdır ki; medeniyeti bugünlere getiren bilgi paylaşımı geleceğimizi de aydınlatsın. Yaşam konusu donanımların patent zincirlerine vurulduğu, bilimsel araştırmaların kar için yağmalandığı bir dünyanın geleceği olamaz. Dolayısıyla bu metin özgür yazılım ve tüm özgürlükler için bir mücadele çağrısıdır.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/fsmi
2: u.oyd.org.tr/aaot
3: u.oyd.org.tr/oy
4: u.oyd.org.tr/drm
5: u.oyd.org.tr/Xra
6: u.oyd.org.tr/qdY
7: u.oyd.org.tr/mw4
8: u.oyd.org.tr/MIJ
9: u.oyd.org.tr/Py6
10: u.oyd.org.tr/do
11: u.oyd.org.tr/l2d
12: u.oyd.org.tr/otd
13: u.oyd.org.tr/fm
</code></pre></description>
</item>
<item>
<title>DRM tehlikesi</title>
<link>https://www.oyd.org.tr/yazilar/drm/</link>
<pubDate>Fri, 27 Mar 2020 00:38:03 +0300</pubDate>
<p>Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya&rsquo;dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan &ldquo;sözleşmesinin bittiği&rdquo; gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.</p>
<p>Hayatlarımızı dijital dünyaya bu denli göç ettirmeden önce, medyaları çoğunlukla fiziksel olarak edinerek kullanmaktaydık. Örneğin müziklerimiz kasetlerde veya CD&rsquo;lerde duruyordu, eğer müzik dinlemek istiyorsak ya bir dükkana gidip fiziksel olarak o albümün bir nüshasını alıp evdeki kasetçalarımıza takıp keyfimize bakmamız, ya da akşama kadar radyonun başında sevdiğimiz şarkının çalmasını beklememiz gerekiyordu. Filmler için de durum benzerdi, filmler VHS ya da Betamax gibi kaset medyalarda ya da DVD&rsquo;lerde (bir dönem ise maalesef VCD&rsquo;lerde) satılıyordu, filminizi alıp ya da kiralayıp, soğuk bir bira ve atıştırmalıklar eşliğinde istediğiniz gibi izleyebilirdiniz, eğer evinizde o medyayı oynatabilecek bir oynatıcı varsa tabi.</p>
<p>Müzik veya film gibi dijital medyalarda hep bir &ldquo;format savaşı&rdquo; [1] vardı, bir film Beta&rsquo;ya çıkar sizde VHS vardır, MiniDisc oynatıcı almışsınızdır sevdiğiniz sanatçının sadece kaset albümü çıkmıştır, hayranlık duyarak aldığınız LaserDisc oynatıcınız için bir de bakmışsınız artık film çıkmıyor&hellip; Bu sorunları yaşamadığımız yegane medya ise kitaplar olmuştur, gözleriniz görüyorsa ve ortam yeteri kadar aydınlıksa kitap okumanızın önünde bir engel yoktur, hatta körler için Braille alfabesinde yazılan kitaplar vardır. Kitaplar optik ve bant medyalar gibi dayanıksız da değildir ayrıca, ciddi şekilde ıslanmadığı, &ldquo;yakılmadığı&rdquo; [2] veya gümüşçükler tarafından yenmediği sürece çoğunlukla dayanır, 20 sene öncesinden sorunsuz çalışan bir kaset bulmak imkansıza yakınken, 16. yüzyılda basılan kitaplar olduğu gibi durmaktadır.</p>
<p>Konu sadece dayanıklılıktan veya medyayı kullanabilme özgürlüğünden ibaret değildir, bir film, albüm veya kitap &ldquo;nüshası&rdquo; satın aldığınızda o nüsha artık sizindir. Aldığınız bir DVD filmi ister DVD oynatıcıya takarsınız, ister bilgisayarınızda izlersiniz; medyanın dayanıksızlığını göz önüne alıp &ldquo;ripleyip&rdquo; bilgisayarınıza kopyalayabilirsiniz, filmi izlemek isteyen bir arkadaşınıza verebilirsiniz, üzerine gülen suratlar çizebilirsiniz, en nihayetinde de eğer ondan kurtulmak istiyorsanız satabilirsiniz. Kitaplar için de durum çok benzerdir, istediğiniz yerde okuyabilir, fotokopisini çekebilir, kitabı tarayabilir, sandalye olarak kullanabilir, bir kütüphaneye bağışlayabilirsiniz. Çünkü kitabın veya DVD&rsquo;nin içerisideki veri sizin olmasa bile, &ldquo;nüshası&rdquo; sizindir.</p>
<p>Ancak mevcuttaki dijitalleşme içerisinde, fiziksel medyalardan dijital akışlara doğru bir eğilim içerisindeyiz. Normalde fiziksel medyada istense de uygulanamayan özgürlük kısıtlamaları maalesef ki dijital mecralarda uygulanabilir hale geldi. Spotify&rsquo;dan dinlediğiniz bir müziği, &ldquo;Premium&rdquo; aboneliğiniz bitince cihazınıza indirmiş olsanız dahi dinleyebilir misiniz? Netflix&rsquo;te var olan bir diziyi video oynatma yeterliliğine sahip olsa bile &ldquo;Netflix uygulaması&rdquo; çalışmayan bir cihazda izleyebilir misiniz? İşte bunları yapmanızı engelleyen &ldquo;teknoloji&rdquo; DRM&rsquo;dir.</p>
<p>DRM, orijinal açılımıyla &ldquo;Dijital Haklar Yönetimi&rdquo;, doğru ifadesiyle &ldquo;Dijital Kısıtlamalar Yönetimi&rdquo;; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir tahakküm aracıdır. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, kopyalamanızı, paylaşmanızı veya yedeklemenizi engeller. Bunun ötesinde, DRM’in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM’in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Amazon&rsquo;dan bir e-kitap &ldquo;satın aldığınızda&rdquo;, ki kitabı aslında satın alamazsınız, yalnızca kitabı belirli koşullar dahilinde &ldquo;okuma hakkını&rdquo; [3] edinirsiniz, ilk paragrafta bahsedilen durumu canlı canlı yaşarsınız. Kitapları yalnızca Amazon&rsquo;un ürettiği Kindle cihazlarında okuyabilir, onun istediği yerlere not alabilirsiniz. Hatta mahremiyetinize [4] de saygı gösterilmez, aldığınız notlar Amazon tarafından okunur.</p>
<p>Çok ironik bir biçimde, Amazon kullanıcıların &ldquo;satın aldıklarını düşündükleri&rdquo; George Orwell&rsquo;in 1984 kitabını, kitabın yayıncısıyla olan sözleşmesinin bittiği gerekçesiyle uzaktan silmiştir [5]. Bu hissi anlamak için şöyle hayal edin, bir gece uyumadan önce 1984'ü okuyorsunuz, kitaplığınıza koyuyorsunuz, sabah kalktığınızda bulamıyorsunuz. Çiftartı iyi!</p>
<p>Hatta DRM marifetiyle özgürlüğümüzü ortadan kaldırmaya yemin etmiş bazı firmalar, kitaplarının &ldquo;lisans sözleşmelerine&rdquo; kitabı yüksek sesle okumanızın yasak olduğuna dair bir madde eklemekten bile utanmamışlardır.</p>
<p>Son tahlilde, DRM özgürlüğümüze düşman bir yapıdır, tasarımı gereği kusurludur [6]. Ancak elbette DRM olmadan dijital dünyadan faydalanmak da mümkündür, eskiden olduğu gibi fiziksel medyalar kullanarak, kullanıcılarını DRM&rsquo;e zorlamayan hizmetleri tercih ederek [7], mümkün olmayan durumlarda ise bilgiyi ve veriyi &ldquo;özgürleştirerek&rdquo; DRM&rsquo;siz yaşayabilir ve özgürlüğünüzü koruyabilirsiniz.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/UI9
2: 451°F
3: u.oyd.org.tr/JEy
4: u.oyd.org.tr/mhr
5: u.oyd.org.tr/wat
6: u.fsf.org/dbd
7: defectivebydesign.org/guide
</code></pre></description>
</item>
<item>
<title>Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</title>
<p>Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.</p>
<p>Yetmişli yıllarla birlikte bilişim dünyasındaki bütün yazılımlar mülk hale gelmişti. Seksenlere girilirken, bir bilişim sisteminin maliyetinin çoğunu artık yazılımlar oluşturmaktaydı. Dolayısıyla bilgisayarlar çoğunlukla şirketlerde ve üniversitelerde bulunmaktaydı. Burada &ldquo;Ama benim Commodore 64'üm veya Amstrad'ım vardı&rdquo; diyenleriniz olabilir, ama onlar &ldquo;ev bilgisayarları&rdquo; veya &ldquo;mikrobilgisayarlar&rdquo;, bahsettiğim konunun dışındalar.</p>
<p>Bu süreçte, binlerce dolar ödeyip satın aldığınızı düşündüğünüz yazılımları aslında satın almış olmuyordunuz, sadece yazılım size belirli koşullar altında kullanmanız için lisanslanıyordu. Yazılım artık ticari bir üründü, ama diğer ticari ürünlerden çok önemli bir farkı vardı. Elinizde 1 ton buğday olduğunu düşünün. Yaptığınız her satışta elinizdeki buğday azalacak ve en nihayetinde bitecektir. Bunun haricinde buğdayı elde etmek için yaptığınız elle tutulur masraflar vardır; traktörlerin ve biçerdöverlerin yaktığı mazot, tarlada çalışan tayfanın yevmiyeleri, buğdayın tarladan depoya ve depodan satılan yere nakliye hizmetleri, buğdayların konulduğu çuval&hellip;</p>
<p>Yazılım buradaki farkı şu, eğer elinizde bir tane yazılım varsa istediğiniz kadar satın elinizdeki yazılım &ldquo;azalmayacaktır&rdquo;. Depolaması ve nakliyesi ya masrafsız ya da birkaç disket kadar masrafa sahiptir. Ayrıca yazılımı oluştururken illa ki &ldquo;tayfa&rdquo; çalıştırmak zorunda değilsiniz, kendi başınıza da yazmış olabilirsiniz.</p>
<p>Ayrıca bir yazılımı temelde &ldquo;sıfırdan oluşturmuş&rdquo; olmanız mümkün değildir. Yazdığınız her yazılım, insanlığın ortak birikiminin bir ürünüdür. Bilgi, insanlık tarihi boyunca kümülatif olarak mevcut noktaya gelmiştir. Yazılımı geliştirirken de, bu birikimden faydalanırız; matematikten, fizikten, elektronikten ve bunların alt dallarından yazılımın yazıldığı donanımdan üzerinde geliştirildiği işletim sisteminden, yazılımın yazıldığı programlama diline ve onun derleyicisine kadar pek çok parça, çok ayrı zamanlarda çok ayrı insanlar ve topluluklar tarafından geliştirilmiştir. Bu koşullar altında yazılımın &ldquo;yaratıcısı&rdquo; olarak bu yazılımı &ldquo;mülk edinmek&rdquo; ve insanların yazılıma erişimini kısıtlamak ne kadar doğrudur?</p>
<p>1983 yılında Richard M. Stallman, MIT&rsquo;deki ofislerinde bulunan bir yazıcıda yaşadığı bir kağıt sıkıştırması sorununu, yazıcının bellenim (firmware) yazılımı mülk olduğu için tüm imkanlara sahipken çözemedi ve bu noktadan hareketle özgür yazılım kavramını ortaya atmıştır. Ayrıca dönemin en yaygın kullanılan işletim sistemi olan UNIX&rsquo;in, bire bir uyumlu bütünen özgür bir halini oluşturmak için GNU işletim sistemi projesini başlatmıştır. Çünkü kendi ifadesiyle &ldquo;bir yazılımı sevdiyseniz onu başkalarıyla paylaşabilmeniz gerekir&rdquo;.</p>
<p>Bu noktada yazılım özgürlüğü de ilk defa ifade edilmiştir. Bir yazılımın özgür olabilmesi için dört temel özgürlüğü sağlaması gerekir:</p>
<ul>
<li>Kullan: Yazılımı her koşulda kullanabilme özgürlüğü.</li>
<li>Araştır: Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirebilme özgürlüğü.</li>
<li>Paylaş: Yazılımı kopyalama ve paylaşma özgürlüğü.</li>
<li>Geliştir: Yazılımı değiştirip, değiştirilmiş ve geliştirilmiş hallerini dağıtma özgürlüğü.</li>
</ul>
<p>Bu noktadan itibaren yıllar içerisinde geliştirilmeye devam edilen GNU işletim sistemi, en nihayetinde 1991 yılında geliştirilmeye başlanan Linux çekirdeği ile bir araya geldi ve bugün kullandığımız GNU/Linux işletim sistemi ortaya çıktı. GNU/Linux başta olmak üzere bu süreçte geliştirilen bütün özgür yazılımlar tek bir ortak amaç doğrultusunda yazıldı: Kullanıcıların özgürlüğünü sağlamak.</p>
<p>Ancak özgürlük, kendi başına politik bir kavram olarak vardır. Bir tahakküm unsuruna karşı bir mücadele doğrultusunda var olur. Özgürlükten söz ettiğinizde, doğal olarak taraf olur ve özgürlüğünüzü elinizden almaya çalışan bir şeye karşı cephe alırsınız. Yazılım özgürlüğü özelinde bu durum bazı insanları rahatsız etmekteydi, çünkü yazılım özgürlüğü doğası ve karakteristiği gereği politik bir alan olarak var olmak durumundaydı ancak dönemin özgür yazılım topluluğu içerisinde apolitik olmak isteyen bir kitle mevcuttu. Bununla beraber, şirketler ve devletler &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesinden ve özgürlük felsefesinden pek hoşnut değildi.</p>
<p>Bu gelişmelerle birlikte 1998 yılında ilk defa &ldquo;açık kaynak&rdquo; tanımı &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesinin yerine ortaya atıldı. Açık kaynak, özgür yazılımın politik duruşu ve felsefik yaklaşımının aksine, kullanıcıların ve geliştiricilerin katılımını ve yazılımın oluşumu ve gelişimini, kalitesini ön plana alan pragmatik bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Başlarda bütünen özgür yazılımın yerini alması istense de, doğal olarak topluluk buna karşı çıktı. Çünkü topluluğun içerisinde konuyu yalnızca yazılım geliştirme olarak değil, bir özgürlük mücadelesi olarak addeden çok geniş bir kitle mevcuttu.</p>
<p>Bu noktada bir ayrımı daha yapmak gerekir, &ldquo;açık kaynak&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak kod&rdquo; da birbirinden ayrı iki kavramdır. &ldquo;Açık kaynak kodlu yazılım&rdquo;, kaynak koduna erişebildiğiniz herhangi bir yazılım anlamına gelir. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; ise, özgür yazılıma benzer şekilde kullanıcıların bazı &ldquo;haklarını&rdquo; tanımlar. Örneğin TrueCrypt ismindeki bir disk şifreleme yazılımı, &ldquo;açık kaynak kodludur&rdquo; ancak yazılımı çalıştırabilmek bazı koşullara bağlandığı için ve yazılımın kopyalanması hususunda bazı noktalara şerh düşüldüğü için &ldquo;ne özgürdür ne de açık kaynaklıdır&rdquo;.</p>
<p>Özgür yazılım ve açık kaynak arasındaki temel fark, yaklaşım farkıdır. Özgür yazılım kullanıcının özgürlüğünü esas alır, temel dayanağı budur. Mülk olanın ve mülk edinmeye çalışanın karşısında durur. Basın özgürlüğü gibi, ifade özgürlüğü gibi, düşünce özgürlüğü gibi bir özgürlük mücadelesidir. Açık kaynak ise bir yazılım geliştirme stratejisidir, yazılımın gelişmişliğini ön plana alır. Daha çok katılımcıya ulaşmaya ve daha kaliteli yazılımlar elde etmeye çalışır.</p>
<p>Eğer özgür olmak ve özgürlük sizin için önemliyse, özgür bir dünyada yaşama hayaliniz varsa &ldquo;özgür yazılım&rdquo; kavramını kullanın. Özgürlüğün kişisel tercihiniz olmadığını, ancak hepimiz özgür olmak için çabaladığımızda gerçekten özgür olabileceğimizi unutmayın.</p>
<description><p>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu. Mahremiyet tam olarak bu olguların özel kalmasının konusu.</p>
<p>Mahremiyeti örneklemek gerekirse; Bir kimsenin kabaca tuvalette ne yaptığı tahmin edilebilir. Yine de tuvaletin kapısı kapatılır çünkü gerçekte neler olabileceği bilinse bile bunun gözler önünde olması arzulanmaz. Fakat tuvalete gidildiği gerçeği gizlenmeye gerek duyulmaz, mahremiyet arzulanır yani &ldquo;kimse ben bir mutfakta su içeyim&rdquo; diyerek tuvelete usulca kaçmaz. Latince özel anlamına gelen &ldquo;privatus&rdquo; kelimesinin 12. yüzyılda Fransızca&rsquo;da &ldquo;privé&rdquo; olarak tuvalet anlamında kullanılması hali ile şaşırtıcı değildir.</p>
<p>Gizlilik ise mahremiyetten farklı olarak açıkça bir olgunun gizlenmesi amacını gerektirir. Bu bir kasa ile örneklenebilir. Kasanın içinde ne olduğunu bilemezsiniz. Kasaya bir şey koyan da kasanın bunu koruması kadar gizlemesini de arzular. Hali ile şeffaf kasalarımız olmadığı gibi kasaların içinde genel olarak ne olduğuna dair bir fikrimiz de yoktur.</p>
<p>Nihayetinde tüm benliğimiz ve sosyal yapımız insanların kendilerine ait yaşantıları olmasına dayalı. Porno izlediğiniz tahmin edilebilir ama ne izlediğinizin bilinmesi gerekmez, nerelerden alışveriş yaptığınız bilinebilir ama bunu ne sıklıkla yaptığınızın bilinmesi gerekmez, bedeninizden memnun olmadığınız düşünülebilir ama bununla ilgili endişelerinizin tüm açıklığı ile bilinmesi gerekmez. Örnekler sürdürülebilir ama mahremiyet bir lüks değil bir haktır, varoluş halidir ve bugün tüm insanlığın elinden hızla alınmaya çalışılmakta.</p>
<p>Elbette mahremiyetin bir kavram olarak var olması bunun karşısında bir güç olduğunun da kanıtı. Devletler, şirketler, insanlar&hellip; İnsanların mahremiyetine karşı tüm bu tehditlere rağmen bireyler hakkında ulaşılabilecek bilgi bir yüz yıl önce oldukça azdı. Bugün ise sayısal teknolojilerin ve İnternet&rsquo;in imkanlarının büyümesi ile korkutucu miktarda veriyi çok uzun süreler saklayabiliyor, bunları kolaylıkla işleyip sonuç çıkarabiliyoruz. Bu gerçekliğin etrafına kümelenmiş bi grup şirket ve devletin durumu kar ve kontrol arzusu ile daha da körüklemesi insanlık için durumu çok daha kötü hale getirmekte.</p>
<p>Mahremiyete yönelen saldırı ve insanların inkarı sadece soyut bir gözlem değil. Bugün gözün görebildiği neredeyse her yerde bir zamanlar insanların lehine çalışan sistemler giderek onların aleyhine güç sahiplerine çalışmaya başlamış durumda. <a href="https://www.eff.org/deeplinks/2019/08/amazons-ring-perfect-storm-privacy-threats">Amazon Ring Kapı Kameraları</a>, <a href="https://www.eff.org/wp/law-enforcement-use-face-recognition">Çevrimiçi Reklamcılık</a>, <a href="https://apnews.com/9156fb1226356ac0953598fddc878d1b">Yüz Tanıma Sistemleri</a>&hellip;</p>
<p>İnsanların mahremiyetinin kenara itilmesi, toplumsal tepkinin yeterince gösterilmemesi, insanlara &ldquo;saklayacak bir şeyleri&rdquo; olmadığına, saklayacak şeyleri olmayanların da &ldquo;korkmak&rdquo; için bir sebebi olmadığına dair bir inancın aşılanması ile durum giderek kötüleşmekte. Her türlü verinizi çalan cep telefonları, en basit işlevi kişisel verilerinizi talep etmeden yapmayan yazılımlar, şehirleri sarmış kamera sistemleri, yüz tanıma sistemleri ile giderek belirsizleşen bir &ldquo;suçlunun&rdquo; takibi, sosyal puanlama ile toplum kontrolü&hellip; Tüm bunlar bir distopya denemesi değil bugün yaşanan gerçekler!</p>
<p><strong>Mahremiyet tali değil aslidir!</strong></p>
<p>-Kendiniz dahil herkesin mahremiyetinine önem vermek kişisel bir tercih değil toplumsal bir gerekliliktir.</p>
<p>-Saklayacak bir şeyiniz yoksa bile mahremiyetinizin olmadığı bir dünyada muktedirler tarafından sizi korkutacak bir şey yaratılabilir.</p>
<p>-Hayatınızın her köşesinin izlenmesine bugün razı gelirseniz ileride istemediğinizde geç olacaktır.</p>
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br />
Özgür yazılım kullanın.<br />
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br />
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br />
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br>
Özgür yazılım kullanın.<br>
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br>
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br>
Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna olmayın.</p>
</description>
</item>
@ -53,86 +263,45 @@ Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna o
<pubDate>Sat, 22 Feb 2020 11:38:03 +0300</pubDate>
<p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<description><p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<h3 id="açık">Açık</h3>
<p>Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, &ldquo;özgür&rdquo; yerine &ldquo;açık&rdquo; ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını &ldquo;özgürlük&rdquo; noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür &ldquo;x&rdquo; veya &ldquo;x özgürlüğü&rdquo; ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz. Bu yüzden <strong>&ldquo;açık kaynak&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür yazılım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık donanım&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür donanım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık belge&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür belge&rdquo;</strong> ifadelerini kullanmak daha doğru olacaktır.</p>
<h3 id="bayan">Bayan</h3>
<p>Kadınlardan bahsederken lütfen &ldquo;bayan&rdquo; ifadesini kullanmayın. Kadın kadındır.</p>
<p>Dünyanın neredeyse bütün dillerine &ldquo;ücretsiz&rdquo; ve &ldquo;özgür&rdquo; iki ayrı kelimeyle ifade edilirken, maalesef ki _lingua franca_mız İngilizce&rsquo;de ikisi aynı kelimeyle ifade ediliyor. Bu da, İngilizce&rsquo;den çevirilen metinlerde, &ldquo;free software&rdquo; ifadesinin hem &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; hem de &ldquo;özgür yazılım&rdquo; olarak çevirilebilmesine olanak sağlıyor. &ldquo;Free software&rdquo; ifadesi, yalnızca yazılımın özgürlüğüne vurgu yapar, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin &ldquo;ücretsiz&rdquo; anlamıyla bir ilgisi yoktur.</p>
<h3 id="bulut">Bulut</h3>
<p>&ldquo;Bulut (bilişim)&rdquo; veya &ldquo;cloud (computing)&rdquo; ifadeleri, temelde anlamı açık olmayan ifadelerdir. İnternet&rsquo;e bağlı olmak veya İnternet üzerinden iletişim kurmak haricinde birbiriyle ilgisi olmayan birçok alan için ortak olarak kullanılmakta, bu da kavramsal bir karmaşaya sebebiyet vermektedir. Bulut denilen şey temelde uzakta bulunan bir bilgisayar veya bilgisayarlardan ibarettir, ancak kelimenin kendisi (özellikle de serverless gibi yeni kelimelerin de etkisiyle) kullanıcının üzerinde sanki karşı tarafta bir bilgisayar yokmuş gibi bir algı yaratır.</p>
<p>Hazır veri depolama sunucusu hizmetleri de, SaaSS sistemleri de, uzak VPS sunucular da, Nextcloud gibi kendi sunucularınızı kurabileceğiniz yapılar da ortak olarak bulut ifadesini kullanmaktadır. Bunlardan özellikle hazır veri depolama sunucuları (Örn: Google Drive, Yandex.Disk veya OneDrive gibi) ve SaaSS&rsquo;lar birer gözetim aracıdır ve mahremiyet düşmanı haline gelebilir.</p>
<p>Bulut yerine &ldquo;uzak sunucu&rdquo;, &ldquo;depolama sunucusu&rdquo; veya &ldquo;VPS&rdquo; gibi amacına uygun kelimeler kullanmayı tercih edebilirsiniz.</p>
<p>Creative Commons, basitçe yazılım olmayan içerikler için kullanılan bir lisans grubudur. Creative Commons lisanslarından bazıları özgür, bazıları ise değildir. Bir medya için &ldquo;Creative Commons ile lisanslı&rdquo; ifadesini kullandığınızda, özgür olup olmadığına dair herhangi bir ifade kullanmış olmazsınız. Çünkü CC lisanslarından yalnızca üç tanesi (CC0, CC BY, CC BY-SA) özgür lisanslardır, diğerleri ise <strong>mülktür</strong>.</p>
<p>Bu sebepten, eğer özgür bir CC lisansı ile lisanlanmış bir içeriğin özgür olduğunu ifade etmek istiyorsanız, &ldquo;özgür CC lisanslı&rdquo; veya örneğin &ldquo;CC BY-SA lisanslı&rdquo; ifadelerini kullanmanız daha doğru olacaktır.</p>
<p>DRM, sadece kullanıcılar üzerinde tahakküm kurmak ve kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir yöntemdir. DRM&rsquo;in açılımındaki &ldquo;haklar&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Rights Management) ifadesi, sadece kara propaganda amacıyla kullanılmaktadır, gerçeklikle örtüşmemektedir. Bu yüzden, tepkinizi göstermenizi ve DRM için gerçekten bir açılıma ihtiyacınız varsa &ldquo;Dijital Kısıtlamalar Yönetimi&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Restrictions Management) ifadesini kullanmak duruma daha uygun olacaktır.</p>
<p>Özgür yazılım topluluğu veya özgür yazılımları bir &ldquo;ekosistem&rdquo; olarak tanımlamak yanlıştır. Çünkü ekosistem, özgür iradenin ve etik anlayışın yokluğunu, güçlü olanın zayıf olanı, büyüğün küçüğü yemesini ifade eder. Doğada hayvanların birbirini yemesi olağandır, ancak özgür yazılım topluluğunda &ldquo;barış içerisinde bir arada bulunmak&rdquo; esastır, güçlü zayıfı ez(e)mez. Bu sebepten lütfen özgür yazılıma ve ilintili konulara &ldquo;ekosistem&rdquo; etiketini yapıştırmayın.</p>
<h3 id="erişim">Erişim</h3>
<p>Erişim, özellikle de &ldquo;açık erişim&rdquo;, açık kaynaktan daha tehlikeli ifadelerdir. Genellikle akademi çevresinden olan insanların kullanırken &ldquo;ağız alışkanlığı&rdquo; olarak tanımladığı &ldquo;açık erişim&rdquo; ifadesi, özgür yazılım felsefesinin getirdiği temel özgürlükleri hiçe sayar, yalnızca yazılıma veya veriye ulaşabilmeyi hedefler. Örneğin Vikipedi&rsquo;yi özgür yapan şey, üzerindeki maddelerin ve diğer içeriğin 4 temel özgürlüğü sağlamasıdır, açık erişim ise ilgili veriyi yalnızca okuyabilmeyi (eyes only) savunmaktadır. Bu yüzden &ldquo;açık erişimli yazılım&rdquo; veya &ldquo;erişilebilir yazılım&rdquo; gibi ifadeler yerine &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak daha doğrudur.</p>
<p>Bir web araması yaparken kullanabileceğimiz tek arama motoru Google değildir. <a href="https://duckduckgo.com">DuckDuckGo</a> gibi mahremiyetinize saygı gösteren arama motorları da vardır. Bu sebeple web aramasından bahsederken &ldquo;web&rsquo;de aramak&rdquo; veya sadece &ldquo;arama yapmak&rdquo; ifadelerini kullanmak daha uygundur.</p>
<h3 id="kapalı">Kapalı</h3>
<p>Özgür olmayan yazılımlar, <strong>mülk yazılımlardır</strong>; mülk yazılımları &ldquo;kapalı&rdquo; ifadesiyle nitelemek, açık kaynağa bir referans vermektedir. Bu yüzden doğru ifade &ldquo;mülk yazılım&rdquo; (<em>İng.</em> proprietary software) olacaktır.</p>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, &ldquo;Linux, Apache, MySQL, PHP&rdquo;dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım &ldquo;GLAMP&rdquo; (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, &ldquo;Linux, Apache, MySQL, PHP&quot;dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım &ldquo;GLAMP&rdquo; (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<h3 id="linux-işletim-sistemi">Linux işletim sistemi</h3>
<p>Linux, 1991 yılında Linus Torvalds tarafından geliştirilmeye başlanan yekpare (monolitik) bir işletim sistemi çekirdeğidir. Linux, yanında bir işletim sistemi olmadan hiçbir işe yaramaz, ayrıca işletim sisteminin görece küçük bir parçasıdır. İşletim sisteminin adı GNU&rsquo;dur, GNU ve Linux çekirdeği bir araya gelerek GNU/Linux işletim sistemini oluşturur. Bu yüzden, hem GNU projesinin itibarı için hem de işletim sisteminin kalanını çekirdekten ayırmak için <strong>GNU/Linux</strong> ifadesini kullanmanızı tavsiye ederiz.</p>
<h3 id="foss">FOSS</h3>
<p>FOSS ifadesi, özgür yazılım ve açık kaynak arasında orta yolculuk görevini üstlenmesi amacıyla uydurulmuş bir kelimedir. Açılımı &ldquo;Free and open source software&rdquo; (<em>Trk.</em> Özgür ve açık kaynak yazılım) olsa da, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin İngilizce&rsquo;de hem özgür hem de bedava anlamına gelmesinden mütevellit maalesef ki genelde &ldquo;Ücretsiz ve açık kaynaklı yazılım&rdquo; olarak algılanmaktadır.</p>
<p>Eğer orta yolcu olmak istiyorsanız, FOSS yerine FLOSS ifadesini kullanmanız bir miktar daha doğru olacaktır (Free, libre and open source software). Ancak özgürlüğün tarafındaysanız, en doğrusu <strong>özgür yazılım</strong> demenizdir.</p>
<h3 id="pc">PC</h3>
<p>PC ile bu noktada kastedilen elbette ki &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamındaki &ldquo;PC&rdquo; değil, Windows çalıştıran makineler için &ldquo;PC&rdquo; ifadesini kullanmaktır. Bunu en çok, bir yazılımı kendi sitesinden indirirken &ldquo;PC/Mac/Linux&rdquo; şeklinde görürsünüz. PC, üzerinde çalışan işletim sisteminden bağımsız olarak &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamına gelmektedir.</p>
<p>Windows çalıştıran bilgisayarlar için &ldquo;WC&rdquo; ifadesini öneriyoruz.</p>
<p>Microsoft PowerPoint, sunum hazırlamak için kullanılan tek program değildir, LibreOffice Impress veya LaTeX&rsquo;te beamer sınıfı gibi farklı özgür sunum yazılımları da vardır. Bu yüzden sunum hazırlama yazılımları ve sunular için lütfen &ldquo;PowerPoint&rdquo; ifadesini kullanmayın.</p>
<p>Çevrimiçi görüntülü görüşme için &ldquo;skype yapmak&rdquo; ifadesi ziyadesiyle yaygınlık kazanmıştır. Ancak Skype, Microsoft tarafından geliştirilen mülk bir yazılım, aynı zamanda kullanıcılarını gözetleyen bir mahremiyet düşmanıdır. Skype için bir alternatif arıyorsanız, <a href="https://meet.jit.si/">Jitsi</a> öneriyoruz.</p>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için gereken ilk özgürlük, yazılımı her koşulda çalıştırabilme özgürlüğüdür. Dolayısıyla, özgür bir yazılım <strong>ticari amaçlarla da kullanılabilir</strong>. Ayrıca ticari kullanım için hazırlanmış bir yazılım (Ör: GNU Health, GNU Cash, GNU Taler vb.) bütünen özgür olabilir. Bu yüzden, özgür olmayan yazılımları tanımlamak için &ldquo;ticari yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak yanlıştır. Ayrıca özgür ticari yazılımlar topluluğumuza ve kültürümüze çok önemli bir katkıdır, bu sebeple özgür ticari yazılımları desteklememiz gerekir.</p>
</description>
</item>
@ -143,31 +312,20 @@ Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna o
<pubDate>Sat, 22 Feb 2020 10:38:03 +0300</pubDate>
<description><p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p>Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?</p>
<p><strong>Şifre</strong> (<em>İng.</em> cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir. Örneğin, &ldquo;Özgür yazılım, özgür toplum&rdquo; mesajını <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/AES">AES-256</a> algoritması ile şifrelediğimizde aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz:</p>
<p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
</code></pre><p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
<p><strong>Parola</strong> (<em>İng.</em> password), bir sisteme veya alana girmek veya tanımlanmak için kullanılan sırra verilen isimdir. Örneğin misafirliğe gittiğiniz evin kablosuz ağının <strong>parolasını</strong> istersiniz, <strong>şifresini değil</strong>. Ancak yönlendirici ile bilgisayarınız arasındaki iletişim <strong>şifreli</strong> iletişimdir.</p>
<p>Bu noktada akıllarda temel bir soru oluşuyor: <em>Ha parola demişim ha şifre ne fark eder ki?</em></p>
<p>Evet; özgür yazılım felsefesi ve kültürü ile tanışmamış olan, hack kültürü ile uzaktan yakından bağlantısı olmayan insanlar için muhtemelen fark etmeyecektir. Ancak özgür yazılım <strong>altkültürü</strong> içerisinde bu durum böyle değildir.</p>
<p>Dil, iletişimimizin ve kültürümüzün en temel araçlarından biridir. Her altkültür, kendi <strong>jargonunu</strong> taşır. Jargon, altkültürün üyelerini birbirine bağlayan yegane unsurdur ve üyelerin birbirileriyle aynı noktadan iletişim kurmalarını sağlar. &ldquo;Şifre değil parola&rdquo;, &ldquo;Linux değil GNU/Linux&rdquo;, &ldquo;Gizlilik değil mahremiyet&rdquo; gibi sürekli kullanılan ifadeler, genelde altkültüre dahil olmaya çalışan yeni insanlara işbu jargon nesnelerini kazandırabilmek için bu kadar sık kullanılır. Ayrıca pek çok noktada kavram kargaşasını da engeller.</p>
<p>Örneğin, &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken şifreyi açacak şifreyi unutmuşum.&rdquo; ifadesinin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu fark ettiniz mi? Ancak bu cümle şöyle olsaydı çok daha anlaşılır olacaktı: &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken anahtarı açacak parolayı unutmuşum.&rdquo;</p>
<p>Olması gereken yerde &ldquo;şifre&rdquo; yerine &ldquo;parola&rdquo; ifadesini kullanmak bir jargon nesnesi olduğu gibi, aynı zamanda dilin doğru ve etkin kullanımına da olanak sağlayacaktır.</p>
<!-- oo -->
<!-- raw HTML omitted -->
</description>
</item>
@ -177,38 +335,21 @@ pupPvsc==LA9X
<pubDate>Fri, 14 Feb 2020 16:19:03 +0300</pubDate>
<p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<description><p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<p>Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.</p>
<p>O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine. Sevgililer günü ise, bu düşüncelerimi insanlarla paylaşmak için çok iyi bir şans bence.</p>
<p>Pek çok tanışma sitesi mülk JavaScript&rsquo;ler çalıştırıyor. JavaScript kodları, web sitelerinin çeşitli özellikler kazanabilmeleri için bilgisayarınızda çalıştırdığı yazılımlardır. Mülk JavaScript&rsquo;ler, özgür bir sistem kullanmanızı engelleyen bir <strong>tuzaktır</strong>, ayrıca çeşitli güvenlik riskleri de içerir. Herhangi bir yazılım kötü amaçlı olabilir, ancak mülk JavaScript&rsquo;ler bunu bir adım öteye taşıyor. Neredeyse tüm JavaScript&rsquo;ler, siz bir siteye girdiğiniz anda otomatik olarak çalışır, bu da siz farkında bile olmadan sizi <strong>hedef haline getirebilir</strong>.</p>
<p>Mülk JavaScript, web sitelerini kullanabilmek için elbette tek yol değildir. Bir JavaScript kodu <strong>özgür de olabilir</strong>; LibreJS projesi, gereksiz veya mülk olan JavaScript&rsquo;leri engelleyerek, yalnızca özgür ve gerekli olan JavaScript kodlarını çalıştırmanızı sağlar ve bu yolla <strong>özgürlüğünüzü korur</strong>.</p>
<p>Birçok müsakeşe uygulaması (Örn. Tinder) da mülk yazılımlardır, yalnızca Apple App Store ve Google Play Store&rsquo;da bulunur. İki uygulama mağazası da mülk yazılım çalıştırmayı zorunlu tutar.</p>
<p>Çevrimiçi tanıştığınız kişiyle yüzyüze buluşmak istediğinizde veya birlikte vakit geçirmek istediğinizde, dışarı da çıksanız, evde de otursanız daha fazla mülk yazılım sizi kollarına almak için sırada bekler. Birçok restoran ve otel, rezervasyonlarını mülk yazılımlar çalıştıran web siteleri üzerinden alır. (B)iTaksi veya Scotty gibi taksi uygulamaları da, kullanıcıları ve şoförlerini aynı risklerin altına sokmaktadır. Eğer evinizde romantik bir akşam geçirmeyi planlıyorsanız, yemek veya farklı ihtiyaçlarınızı dışarıdan söylemek istediğinizde Yemeksepeti&rsquo;nin mülk uygulamaları veya Netflix gibi DRM içeren aktarım servisleri sizi cezbedebilir.</p>
<p>DRM; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir <strong>tahakküm aracıdır</strong>. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, araştırmanızı, paylaşmanızı veya geliştirmenizi kısıtlar. Bunun ötesinde, DRM&rsquo;in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM&rsquo;in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- TODO: seçenekler? --></p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- raw HTML omitted --></p>
<h1 id="birkaç-önemli-nokta-daha">Birkaç önemli nokta daha</h1>
<p>İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.</p>
<p>Birbirimizle mülk yazılımlar üzerinden iletişim kurduğumuzda, aslında güvenmememiz gereken teknolojilere <strong>ilişkilerimizin ayrıntılarını, sırlarımızı, özel fotoğraflarımızı teslim etmiş oluruz</strong>. Yazılım özgürlüğü, bilişim teknolojileri ile aramızda bir güven oluşturmak için en temel adımlardan birisidir. Yazılımın aslında ne yaptığını bildiğimizde; hem yazılıma ve yazılımı yazan kişiye güvenebilir, hem de yazılımı kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme özgürlüklerimizi koruyabiliriz.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü, hayatımızın her alanında olduğu gibi ilişkilerimiz için de ziyadesiyle önemlidir. İlişkilerimiz içerisinde özgürlüğe önem vererek sadece kendimizin değil, karşımızdaki kişinin özgürlüğüne de saygı duymuş oluruz.</p>
<p><em><strong>Dipnot</strong>: Bu yazının yerelleştirilmesi sürecinde, &ldquo;dating&rdquo; kelimesinin Türkçe kullanımı üzerine yoğun tartışmalar yaşandı. Bazı öneriler şunlardı: randevulaşmak, buluşmak, sevişmek, flört etmek&hellip; Eğer bu konuda bir yorumunuz varsa lütfen bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bizimle paylaşın.</em></p>
</description>
</item>
@ -219,42 +360,23 @@ pupPvsc==LA9X
<pubDate>Mon, 02 Dec 2019 09:06:00 +0300</pubDate>
<p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<description><p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<p>Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey&hellip; Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur. Bir şeyin yapılması için gerek ve merak var ise; o şey yapılır. Aracın karmaşıklaşması sadece toplumsal örgütlenmenin ilerlemesi ve insanlığın bilgi birikiminin artmasının bir sonucudur.</p>
<p>Artan örgütlenmenin ve yaşamımıza etki eden üretim biçimlerinin bireyler için giderek artan bir etkisi söz konusudur: Yabancılaşma. Bir çubuğun ucunu sivriltmek için gereken bilgi rahatlıkla aktarılabilecek bir bilgidir ve eylem de bir birey tarafından tekrar edilebilecek kolaylıktadır. Körelen çubuğunuzu tekrar bileyebilir, gerekirse kırılan çubuğunuzun yerine bir yenisini yapabilirsiniz. Fakat modern üretim araçlarının ve yaşam ihtiyaçlarının durumunun çok farklı olduğunu kabul etmek durumundayız.</p>
<p>Bu durum, sadece bu yazıyı okuduğunuz aracın karmaşık yapısından kaynaklanmamaktadır. Bu araçların üreticilerinin; aracın üretimine ve çalışmasına ilişkin sırları paylaşmamasından, keşfedilen yöntemleri engellemeye çalışmasından da kaynaklanmaktadır. Bir bilgisayar karmaşık bir nesne olabilir, ama tüm Dünya gezegeninde bunu bir araya getirebilecek sadece sınırlı sayıda insan yoktur; bahsedilen engeller nedeni ile şu anda bunu gerçekleştirebilecek sınırlı sayıda &ldquo;şirket&rdquo; vardır.</p>
<p>Tarihin, insanlar ve nesneler ile ilgili ortaya koyduğu bir diğer kavram ise mülkiyettir. Toplumsal veya bireysel olsun, üretim araçları bir aitlik ile birlikte gelir. Bu aitlik, hukukun tanımlandığı ilk günden beri belirli hakları da beraberinde getirir; kullanma, yararlanma ve semerelerinden faydalanma hakları. Şayet &ldquo;sahip&rdquo; olduğunuz bir şeyi dilediğiniz gibi kullanamıyor, istediğiniz gibi değiştiremiyor, bozulduğunda tamir edemiyorsanız o şeye; sivriltilmiş bir çubuktan daha az sahip olduğunuz gerçeğini de kabullenmeniz gerekir.</p>
<p><strong>Özgürlük bir bütün olarak gelir.</strong> Bir &ldquo;şey&rdquo;, bir kısım özgür bir kısım esir <strong>olamaz</strong>. Söz konusu haklar, şimdiye kadar sahip olduğumuz şeylerin o kadar ayrılmaz bir parçasıydı ki üzerine düşünmek bile yersiz kalmaktaydı. Fakat hayatımızın parçası ve hatta bazı durumlarda kendisi olan araçlarla aramıza giren onlarca engel, sadece araçları kullanma şeklimizi değil artık kültürümüzü ve kimliğimizi de şekillendirmektedir.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir. Yazılımın koştuğu donanımın özgürlüğü, iki kavramın da amacı için zorunludur.</p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80&rsquo;lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983&rsquo;te Richard M. Stallman&rsquo;ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80&rsquo;lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983&rsquo;te Richard M. Stallman'ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Bilgisayarların kişisel kullanımı, 90&rsquo;lara kadar çoğunlukla hobi kullanıcılarının garajlarında kalmış durumdaydı. Ev bilgisayarlarının patlama yaşadığı dönemde cihazlarında fiziksel değişiklikler yapanlar ve bunları arkadaşlarıyla paylaşan hackerlar ve onların oluşturduğu topluluklar; donanım tasarım ve protokollerinin giderek özgürlüğünü yitirmesi ile hack, tamir, değişiklik ve tekrardan oluşturma haklarından mahrum bırakıldılar.</p>
<p>1956&rsquo;da IBM&rsquo;in, ABD&rsquo;nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM&rsquo;in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD&rsquo;deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <a href="https://repair.org"><sup>1</sup></a><a href="http://teyit.link/xjljauy"><sup>2</sup></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran &ldquo;ekosistemi&rdquo; <a href="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><sup>3</sup></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple&rsquo;ın eski model iPhone&rsquo;ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <a href="http://teyit.link/XaoTRaj"><sup>4</sup></a></p>
<p>1956&rsquo;da IBM&rsquo;in, ABD&rsquo;nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM&rsquo;in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD&rsquo;deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <a href="https://repair.org"><!-- raw HTML omitted -->1<!-- raw HTML omitted --></a><a href="http://teyit.link/xjljauy"><!-- raw HTML omitted -->2<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran &ldquo;ekosistemi&rdquo; <a href="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><!-- raw HTML omitted -->3<!-- raw HTML omitted --></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple'ın eski model iPhone&rsquo;ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <a href="http://teyit.link/XaoTRaj"><!-- raw HTML omitted -->4<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Özgür donanım ise giderek güçlenmekte ve geleceğin özgürlükte olduğunu küçük ama önemli örneklerle ortaya koymaktadır.</p>
<p>Özgür donanımın zaferine en basit iki örnek Arduino ve RepRap projeleridir. Arduino projesi, ilk günden itibaren donanım tasarımlarını ve yazılımlarını özgürleştirerek hack kültürüne ve özgürlük mücadelesine çok büyük katkıda bulundu. Bugün Arduino&rsquo;nun sayısız çatallaması ve sınırsız hack kabiliyeti sayesinde, 3 yaşından başlayarak herkes elektronik programlamaya girişebiliyor. Bu bağlamda çıkan pek çok çalışma, hayatımızın içerisinde yer edinmiş durumda.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü <strong>dağıtılabilecekti</strong>. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: <strong>Patentler.</strong></p>
<p>2009 yılında RepRap&rsquo;ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap&rsquo;a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü **dağıtılabilecekti**. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: **Patentler.**</p>
<p>2009 yılında RepRap'ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap&rsquo;a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<h3 id="özgür-donanım-bize-ne-sağlıyor">Özgür donanım bize ne sağlıyor?</h3>
<p>Özgür yazılım ile insanlık olarak dijitale geçirebildiğimiz bilgilerimizi, özgür donanımlar ile hür olarak hayatımıza taşımamızı sağlıyor. Evimizde sıfırdan bir üç boyutlu yazıcı yapmak, kütüphanemizdeki kitapları otomatik bir şekilde tarayıp bilgisayara aktaran sistemler kurmak ya da çok basit bir şekilde, bir cumartesi günü evimiz için kartlı giriş sistemi yapabilmek, ürettiğimiz üç boyutlu yazıcı ile engelli bireyler için protez imal etmek&hellip; Bunlar özgür donanımın bize sağladığı şeylerdir, temel haklarımızdır.</p>
<p>*<em>Arge kelimesi başlangıçta bir kısaltma (araştırma-geliştirme) olarak var olmuş olsa da, biz artık kendisini dile yerleşmiş bir kelime olarak görüyor, bu yüzden herhangi bir kelime gibi yazmayı tercih ediyoruz.</em></p>
<h3 id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<description><h3 id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<p>Doğrusunu söylemek gerekirse özgür yazılım, <strong>özel mülk</strong> yazılımlardan daha önceden vardı.</p>
<p>Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &ldquo;At yarışı kuponu&rdquo; benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal &ldquo;1&rdquo; delinmeyen kısımlar ise mantıksal &ldquo;0&rdquo; anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve &ldquo;kaynak koduna&rdquo; erişebilmekteydi. Bu yüzden, yapılan bir yazılım her koşulda özgürdü. Yazılıma baktığınızda <em>nasıl çalıştığını anlayabiliyor, onu değiştirebiliyor veya yeni bir karta kolayca delikleri geçirip onu kopyalayabiliyordunuz.</em> Ayrıca yazılımı <em>değiştirip dağıtmanızda</em> da hiçbir engel yoktu elbette.</p>
<p>Ardından geçen birçok yılın ardından, teknoloji ilerlemiş ve C dili ortaya çıkmıştı. Ayrıca bilgisayarlar birkaç &ldquo;0 veya 1&rdquo; ile değil, yüz binlerle ifade edilen &ldquo;0 veya 1&rdquo; lerle çalışır hale gelmişti. Ayrıca yazdığınız bir C kodu, <strong>derleme</strong> adı verilen bir işlemden geçiriliyor ve bu işlemin sonucunda 0-1&rsquo;lere yani makina diline dönüşüyordu. Bu işlemin ise geri döndürülmesi çok zordu. Dolayısıyla derlenmiş bir C programının yanında kaynak kodu verilmez ise ilgili yazılımın nasıl çalıştığını anlamak veya onu değiştirmeye çalışmak imkansız hale gelmişti. Yazılım geliştiricileri de artık yazılımları birer <strong>meta</strong> olarak görmekteydi. Yazılımların yalnızca çalıştırılabilir &ldquo;binary&rdquo; dosyaları, birçok kısıtlama ile birlikte kullanıcıya veriliyordu. Yazılımlar üzerinde çalışmak, değişiklik yapmak <strong>yazılım lisanslarına göre</strong> suçtu.</p>
<p>MIT&rsquo;de ise, 70&rsquo;lerden o zamana kadar devam eden <strong>hacker</strong> kültürü bir nebze sekteye uğramıştı. MIT AI laboratuvarında çalışan <strong>hacker</strong>&lsquo;ların önemli bir kısmı yazılım firmaları için çalışmaya başlamıştı.</p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox&rsquo;a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman&rsquo;ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman&rsquo;ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox&rsquo;a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman'ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman'ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bahsedilen dönemde, bilgisayarların büyük çoğunluğu UNIX adı verilen bir işletim sistemini çalıştırmaktaydı. UNIX işletim sistemi de, Amerikan telekomünikasyon şirketi olan AT&amp;T&rsquo;nin mülküydü. Fahiş lisans ücretleri altında dağıtıldığı için çoğu bir kişinin UNIX&rsquo;e erişimi yoktu. UNIX, yüksek oranda ancak büyük kurumların bilgisayarlarında kullanılabiliyordu.</p>
<p>27 Kasım 1983&rsquo;te Richard M. Stallman, UNIX&rsquo;in Usenet haber gruplarına <strong>Free Unix!</strong> başlıklı bir duyuru gönderdi. Bu duyuru ile dünya ilk defa <strong>özgür yazılım</strong> kavramıyla tanışıyordu.</p>
<p>Richard M. Stallman, dönemin popüler özel mülk işletim sistemi UNIX ile birebir uyumlu bir işletim sistemi geliştirmeye başladı. Bu işletim sisteminin adı ise <strong>GNU</strong> idi. <strong>GNU</strong>, özgür olarak dağıtılacaktı.</p>
<h3 id="özgür-yazılım-nedir">Özgür yazılım nedir?</h3>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için sağlaması gereken dört temel özgürlük vardır.</p>
<ol>
<ol start="0">
<li>Yazılımı herhangi bir amaç için herhangi bir koşulda çalıştırma özgürlüğü. (Kullan)</li>
<li>Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirme özgürlüğü. (Araştır)</li>
<li>Yazılımı kopyalama ve dağıtma özgürlüğü. (Paylaş)</li>
<li>Yazılımın değiştirilmiş ve geliştirilmiş kopyalarını dağıtma özgürlüğü. (Geliştir)</li>
</ol>
<p>Bu dört özgürlüğün tamamını sağlayan yazılımlar, özgür yazılımlardır.</p>
<p>Özgürlük, para ile ilişkili değildir. Özgür yazılım, &ldquo;ticari olmayan yazılım&rdquo; veya &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; anlamına gelmez. Özgür yazılımlar <strong>ticari amaçlarla kullanılabilir</strong>, ayrıca kopyaları ücret karşılığında <strong>satılabilir</strong>. Yazılımı nasıl edindiğiniz bu konuda hiçbir şey değiştirmez, satın aldığınız bir özgür yazılımı ücretsiz veya ücretli olarak dağıtabilirsiniz.</p>
<p>Özgür bir yazılım, kopyalarını edinen tüm kullanıcılara dört temel özgürlüğü sağlamalıdır. &ldquo;Kübalılar ve Kuzey Koreliler bu yazılımı kullanamaz&rdquo;, &ldquo;bu yazılım yalnızca araştırma amaçlı kullanılabilir&rdquo;, &ldquo;bu yazılımı yalnızca geliştiricisine yıllık 2000 Türk lirası öderseniz kullanılabilir&rdquo; gibi durumlar içeren yazılımlar <strong>özgür değildir</strong>.</p>
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur.">
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey... Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir "şey", bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.
<footer>
<timedatetime="2019-12-2">2019/12/02</time>
</footer>
</div>
</article>
<article>
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../../../yazilar/ozgur-yazilim/">Özgür yazılım nedir?</a></h1>
<p>Her insan topluluğu gibi Özgür Yazılım Derneği de emek ve para ile hayatını sürdürmektedir. Dernek faaliyetleri, çoğu zaman bu kaynakları bir şekilde kullanmaktadır, dolayısıyla derneğimizin sürekli olarak kaynağa ihtiyacı vardır.</p>
<p>Emeğiniz var ise;</p>
<ul>
<li>Derneğimizin toplantılarına gelebilir; konuşulan konularda fikir ve çözüm önerebilir, en küçüğünden büyüğüne katkıda bulunabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimizin projelerine; kod, çeviri, sistem ve çözüm katkısı verebilirsiniz.</li>
@ -95,11 +93,9 @@ Emeğiniz var ise;
<li>Derneğimizin ilan ettiği ihtiyaçlara cevap verebilecek bir imkanınız veya yeteneğiniz varsa bununla katkıda bulunabilirsiniz.</li>
<li>Özgür Yazılım Derneği’ni çevrenizde anlatabilir, özgür yazılım felsefesini çevrenize yayabilirsiniz.</li>
</ul>
<p>Paranız var ise;</p>
<ul>
<li>Derneğimizin destekçi üyesi olarak çalışmalarımızı kolaylaştırabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>‘e göndererek destekçi üyeliğinizi başlatabilirsiniz.<br/></li>
<li>Derneğimizin destekçi üyesi olarak çalışmalarımızı kolaylaştırabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>‘e göndererek destekçi üyeliğinizi başlatabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimize bağış sayfası aracılığı ve SMS yolu ile nakdi bağışta bulunabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimizin ihtiyaç listesinde bulunanları ayni olarak bağışlayabilirsiniz.</li>
<p>İnsanlık tarihi ilerledikçe bilgisayarlar ve yazılımlar hayatımızda daha büyük yer buluyor. Bugün toplumun 30 sene önce sahip olduğundan hayal edilemeyecek kadar daha fazla işlem gücüne, veriye ve bağlantıya sahibiz ve yaşamlarımız giderek bu kaynaklar tarafından şekillendiriliyor.</p>
<p>İnsanlık tarihi ilerledikçe bilgisayarlar ve yazılımlar hayatımızda daha büyük yer buluyor. Bugün toplumun 30 sene önce sahip olduğundan hayal edilemeyecek kadar daha fazla işlem gücüne, veriye ve bağlantıya sahibiz ve yaşamlarımız giderek bu kaynaklar tarafından şekillendiriliyor.</p>
<p>İnsanların özgürlüğü dünyada ne kadar önemli ise bilişim sistemlerin de o derece önemli. Özgürlük hayatı şekillendiren güçler üzerine söz sahibi olmak demektir ve bugün dijital yaşamlarımızın konusu olan sistemler üzerinde en az söz sahibi olanlar kullanıcılardır.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve hali ile tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan insanların oluşturduğu topluluktur. Özgür Yazılım Derneği “<strong>Kullan, Araştır, Paylaş, Geliştir!</strong>” sloganı ile insanların özgürlüğünü, yazılımların özgürlüğünden başlamak üzere, donanımların, İnternet’in ve hizmetlerin özgürlüğü ile bağlantılı olarak savunur.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneğinin ideal dünyasında;</p>
<ul>
<li>Tüm yazılımlar herkesin kullanması, araştırması, paylaşıp geliştirmesi için özgürdür,</li>
<li>Tüm donanımlar istenildiği gibi erişilebilir, incelenebilir, değiştirilebilir ve en önemlisi tamir edilebilir,</li>
<li>İnternet, insanlığın yarattığı en büyük ve özgürleştirici makine olarak amaçlandığı ve hak ettiği şekilde özgür, erişilebilirdir,</li>
<li>Mahremiyet tali değil aslidir. İnsanların özel hayatlarına ilişkin detayları güven içinde saklayabilir.</li>
</ul>
<p>Bu amaçla Özgür Yazılım Derneği,</p>
<ul>
<li>GNU felsefesini ve özgür yazılımların kullanımını yaygınlaştırmak amacı ile eğitimler ve yaygınlaştırma çalışmaları gerçekleştirmektedir.</li>
<li>Kamunun ve sivil toplumun çalışmalarının faydalarının tüm insanlıkça paylaşılabilmesi için özgür yazılımlar kullanmaya ve katkı vermeye teşvik eder.</li>
@ -111,12 +103,9 @@
<li>Bilimsel ve teknolojik birikimin, kişisel veya özel mülk olmasına karşı çıkar.</li>
<li>Bu ortak birikimler üzerinde toplum yararına olmayan bir tahakküm kuran patent ve lisanslara karşı, paylaşımcı üretim modellerini ve lisanslarını savunur.</li>
</ul>
<p>Özgür Yazılım Derneği, temelleri Richard M. Stallman tarafından atılan “<strong>Özgür yazılım, özgür toplum</strong>” hedefine varmak için çalışır.</p>
<pclass="member-description">2014’ten beri özgür yazılım kullanıcısı. Şu anda bir özgür yazılımın geliştiricilerinden biri. Feminist, vikipedist, fotoğraf çeker, kedileri sever, bilişsel bilimlere meraklıdır. Bilgi özgürlüğü ve tüm özgürlük mücadelelerinin kesişimlerinde dolanır.</p>
Abone Ol Abonelikten Çık Arşiv ÖYD Tartışma Listesi (oyd-genel@liste.oyd.org.tr) Dernek ve derneğin faaliyet alanlarıyla ilgili konuların tartışıldığı, fikir ve argümanların ilerletildiği e-posta listesidir.
Abone Ol Abonelikten Çık Arşiv ÖYD Sorular Listesi (oyd-sorular@liste.">
Abone Ol Abonelikten Çık Arşiv ÖYD Sorular Listesi (oyd-sorular@liste.oyd.org.tr) Özgür yazılım, özgür donanım, özgür bilgi, özgür sanat, kişisel mahremiyet gibi konularla ilgili soruları sorabileceğiniz ve cevap alabileceğiniz e-posta listesidir.">
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaname="robots"content="index, follow"/>
@ -92,6 +92,8 @@
<p>
Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve hali ile tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan insanların oluşturduğu bir topluluktur. Özgür Yazılım Derneği insanların özgürlüğünü, yazılımların özgürlüğünden başlamak üzere, donanımların, İnternet’in ve hizmetlerin özgürlüğü ile bağlantılı olarak savunur.
</p>
<p> Özgür Yazılım Derneği olarak, üç ayda bir yayımlayacağımız bültenlerin ilk sayısını çıkardık, aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz. </p>
<description><p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan</strong><br />
<strong>Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Davet</strong></p>
<p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00&rsquo;da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)&lsquo;de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.</p>
<p>Bilgilerinize sunarız.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu</p>
<description><p>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu. Mahremiyet tam olarak bu olguların özel kalmasının konusu.</p>
<p>Mahremiyeti örneklemek gerekirse; Bir kimsenin kabaca tuvalette ne yaptığı tahmin edilebilir. Yine de tuvaletin kapısı kapatılır çünkü gerçekte neler olabileceği bilinse bile bunun gözler önünde olması arzulanmaz. Fakat tuvalete gidildiği gerçeği gizlenmeye gerek duyulmaz, mahremiyet arzulanır yani &ldquo;kimse ben bir mutfakta su içeyim&rdquo; diyerek tuvelete usulca kaçmaz. Latince özel anlamına gelen &ldquo;privatus&rdquo; kelimesinin 12. yüzyılda Fransızca&rsquo;da &ldquo;privé&rdquo; olarak tuvalet anlamında kullanılması hali ile şaşırtıcı değildir.</p>
<p>Gizlilik ise mahremiyetten farklı olarak açıkça bir olgunun gizlenmesi amacını gerektirir. Bu bir kasa ile örneklenebilir. Kasanın içinde ne olduğunu bilemezsiniz. Kasaya bir şey koyan da kasanın bunu koruması kadar gizlemesini de arzular. Hali ile şeffaf kasalarımız olmadığı gibi kasaların içinde genel olarak ne olduğuna dair bir fikrimiz de yoktur.</p>
<p>Nihayetinde tüm benliğimiz ve sosyal yapımız insanların kendilerine ait yaşantıları olmasına dayalı. Porno izlediğiniz tahmin edilebilir ama ne izlediğinizin bilinmesi gerekmez, nerelerden alışveriş yaptığınız bilinebilir ama bunu ne sıklıkla yaptığınızın bilinmesi gerekmez, bedeninizden memnun olmadığınız düşünülebilir ama bununla ilgili endişelerinizin tüm açıklığı ile bilinmesi gerekmez. Örnekler sürdürülebilir ama mahremiyet bir lüks değil bir haktır, varoluş halidir ve bugün tüm insanlığın elinden hızla alınmaya çalışılmakta.</p>
<p>Elbette mahremiyetin bir kavram olarak var olması bunun karşısında bir güç olduğunun da kanıtı. Devletler, şirketler, insanlar&hellip; İnsanların mahremiyetine karşı tüm bu tehditlere rağmen bireyler hakkında ulaşılabilecek bilgi bir yüz yıl önce oldukça azdı. Bugün ise sayısal teknolojilerin ve İnternet&rsquo;in imkanlarının büyümesi ile korkutucu miktarda veriyi çok uzun süreler saklayabiliyor, bunları kolaylıkla işleyip sonuç çıkarabiliyoruz. Bu gerçekliğin etrafına kümelenmiş bi grup şirket ve devletin durumu kar ve kontrol arzusu ile daha da körüklemesi insanlık için durumu çok daha kötü hale getirmekte.</p>
<p>Mahremiyete yönelen saldırı ve insanların inkarı sadece soyut bir gözlem değil. Bugün gözün görebildiği neredeyse her yerde bir zamanlar insanların lehine çalışan sistemler giderek onların aleyhine güç sahiplerine çalışmaya başlamış durumda. <a href="https://www.eff.org/deeplinks/2019/08/amazons-ring-perfect-storm-privacy-threats">Amazon Ring Kapı Kameraları</a>, <a href="https://www.eff.org/wp/law-enforcement-use-face-recognition">Çevrimiçi Reklamcılık</a>, <a href="https://apnews.com/9156fb1226356ac0953598fddc878d1b">Yüz Tanıma Sistemleri</a>&hellip;</p>
<p>İnsanların mahremiyetinin kenara itilmesi, toplumsal tepkinin yeterince gösterilmemesi, insanlara &ldquo;saklayacak bir şeyleri&rdquo; olmadığına, saklayacak şeyleri olmayanların da &ldquo;korkmak&rdquo; için bir sebebi olmadığına dair bir inancın aşılanması ile durum giderek kötüleşmekte. Her türlü verinizi çalan cep telefonları, en basit işlevi kişisel verilerinizi talep etmeden yapmayan yazılımlar, şehirleri sarmış kamera sistemleri, yüz tanıma sistemleri ile giderek belirsizleşen bir &ldquo;suçlunun&rdquo; takibi, sosyal puanlama ile toplum kontrolü&hellip; Tüm bunlar bir distopya denemesi değil bugün yaşanan gerçekler!</p>
<p><strong>Mahremiyet tali değil aslidir!</strong></p>
<p>-Kendiniz dahil herkesin mahremiyetinine önem vermek kişisel bir tercih değil toplumsal bir gerekliliktir.</p>
<p>-Saklayacak bir şeyiniz yoksa bile mahremiyetinizin olmadığı bir dünyada muktedirler tarafından sizi korkutacak bir şey yaratılabilir.</p>
<p>-Hayatınızın her köşesinin izlenmesine bugün razı gelirseniz ileride istemediğinizde geç olacaktır.</p>
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br />
Özgür yazılım kullanın.<br />
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br />
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br />
Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna olmayın.</p>
</description>
</item>
<item>
<title>Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</title>
<p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<h3 id="açık">Açık</h3>
<p>Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, &ldquo;özgür&rdquo; yerine &ldquo;açık&rdquo; ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını &ldquo;özgürlük&rdquo; noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür &ldquo;x&rdquo; veya &ldquo;x özgürlüğü&rdquo; ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz. Bu yüzden <strong>&ldquo;açık kaynak&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür yazılım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık donanım&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür donanım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık belge&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür belge&rdquo;</strong> ifadelerini kullanmak daha doğru olacaktır.</p>
<h3 id="bayan">Bayan</h3>
<p>Kadınlardan bahsederken lütfen &ldquo;bayan&rdquo; ifadesini kullanmayın. Kadın kadındır.</p>
<p>Dünyanın neredeyse bütün dillerine &ldquo;ücretsiz&rdquo; ve &ldquo;özgür&rdquo; iki ayrı kelimeyle ifade edilirken, maalesef ki _lingua franca_mız İngilizce&rsquo;de ikisi aynı kelimeyle ifade ediliyor. Bu da, İngilizce&rsquo;den çevirilen metinlerde, &ldquo;free software&rdquo; ifadesinin hem &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; hem de &ldquo;özgür yazılım&rdquo; olarak çevirilebilmesine olanak sağlıyor. &ldquo;Free software&rdquo; ifadesi, yalnızca yazılımın özgürlüğüne vurgu yapar, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin &ldquo;ücretsiz&rdquo; anlamıyla bir ilgisi yoktur.</p>
<h3 id="bulut">Bulut</h3>
<p>&ldquo;Bulut (bilişim)&rdquo; veya &ldquo;cloud (computing)&rdquo; ifadeleri, temelde anlamı açık olmayan ifadelerdir. İnternet&rsquo;e bağlı olmak veya İnternet üzerinden iletişim kurmak haricinde birbiriyle ilgisi olmayan birçok alan için ortak olarak kullanılmakta, bu da kavramsal bir karmaşaya sebebiyet vermektedir. Bulut denilen şey temelde uzakta bulunan bir bilgisayar veya bilgisayarlardan ibarettir, ancak kelimenin kendisi (özellikle de serverless gibi yeni kelimelerin de etkisiyle) kullanıcının üzerinde sanki karşı tarafta bir bilgisayar yokmuş gibi bir algı yaratır.</p>
<p>Hazır veri depolama sunucusu hizmetleri de, SaaSS sistemleri de, uzak VPS sunucular da, Nextcloud gibi kendi sunucularınızı kurabileceğiniz yapılar da ortak olarak bulut ifadesini kullanmaktadır. Bunlardan özellikle hazır veri depolama sunucuları (Örn: Google Drive, Yandex.Disk veya OneDrive gibi) ve SaaSS&rsquo;lar birer gözetim aracıdır ve mahremiyet düşmanı haline gelebilir.</p>
<p>Bulut yerine &ldquo;uzak sunucu&rdquo;, &ldquo;depolama sunucusu&rdquo; veya &ldquo;VPS&rdquo; gibi amacına uygun kelimeler kullanmayı tercih edebilirsiniz.</p>
<p>Creative Commons, basitçe yazılım olmayan içerikler için kullanılan bir lisans grubudur. Creative Commons lisanslarından bazıları özgür, bazıları ise değildir. Bir medya için &ldquo;Creative Commons ile lisanslı&rdquo; ifadesini kullandığınızda, özgür olup olmadığına dair herhangi bir ifade kullanmış olmazsınız. Çünkü CC lisanslarından yalnızca üç tanesi (CC0, CC BY, CC BY-SA) özgür lisanslardır, diğerleri ise <strong>mülktür</strong>.</p>
<p>Bu sebepten, eğer özgür bir CC lisansı ile lisanlanmış bir içeriğin özgür olduğunu ifade etmek istiyorsanız, &ldquo;özgür CC lisanslı&rdquo; veya örneğin &ldquo;CC BY-SA lisanslı&rdquo; ifadelerini kullanmanız daha doğru olacaktır.</p>
<p>DRM, sadece kullanıcılar üzerinde tahakküm kurmak ve kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir yöntemdir. DRM&rsquo;in açılımındaki &ldquo;haklar&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Rights Management) ifadesi, sadece kara propaganda amacıyla kullanılmaktadır, gerçeklikle örtüşmemektedir. Bu yüzden, tepkinizi göstermenizi ve DRM için gerçekten bir açılıma ihtiyacınız varsa &ldquo;Dijital Kısıtlamalar Yönetimi&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Restrictions Management) ifadesini kullanmak duruma daha uygun olacaktır.</p>
<p>Özgür yazılım topluluğu veya özgür yazılımları bir &ldquo;ekosistem&rdquo; olarak tanımlamak yanlıştır. Çünkü ekosistem, özgür iradenin ve etik anlayışın yokluğunu, güçlü olanın zayıf olanı, büyüğün küçüğü yemesini ifade eder. Doğada hayvanların birbirini yemesi olağandır, ancak özgür yazılım topluluğunda &ldquo;barış içerisinde bir arada bulunmak&rdquo; esastır, güçlü zayıfı ez(e)mez. Bu sebepten lütfen özgür yazılıma ve ilintili konulara &ldquo;ekosistem&rdquo; etiketini yapıştırmayın.</p>
<h3 id="erişim">Erişim</h3>
<p>Erişim, özellikle de &ldquo;açık erişim&rdquo;, açık kaynaktan daha tehlikeli ifadelerdir. Genellikle akademi çevresinden olan insanların kullanırken &ldquo;ağız alışkanlığı&rdquo; olarak tanımladığı &ldquo;açık erişim&rdquo; ifadesi, özgür yazılım felsefesinin getirdiği temel özgürlükleri hiçe sayar, yalnızca yazılıma veya veriye ulaşabilmeyi hedefler. Örneğin Vikipedi&rsquo;yi özgür yapan şey, üzerindeki maddelerin ve diğer içeriğin 4 temel özgürlüğü sağlamasıdır, açık erişim ise ilgili veriyi yalnızca okuyabilmeyi (eyes only) savunmaktadır. Bu yüzden &ldquo;açık erişimli yazılım&rdquo; veya &ldquo;erişilebilir yazılım&rdquo; gibi ifadeler yerine &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak daha doğrudur.</p>
<p>Bir web araması yaparken kullanabileceğimiz tek arama motoru Google değildir. <a href="https://duckduckgo.com">DuckDuckGo</a> gibi mahremiyetinize saygı gösteren arama motorları da vardır. Bu sebeple web aramasından bahsederken &ldquo;web&rsquo;de aramak&rdquo; veya sadece &ldquo;arama yapmak&rdquo; ifadelerini kullanmak daha uygundur.</p>
<h3 id="kapalı">Kapalı</h3>
<p>Özgür olmayan yazılımlar, <strong>mülk yazılımlardır</strong>; mülk yazılımları &ldquo;kapalı&rdquo; ifadesiyle nitelemek, açık kaynağa bir referans vermektedir. Bu yüzden doğru ifade &ldquo;mülk yazılım&rdquo; (<em>İng.</em> proprietary software) olacaktır.</p>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, &ldquo;Linux, Apache, MySQL, PHP&rdquo;dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım &ldquo;GLAMP&rdquo; (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<h3 id="linux-işletim-sistemi">Linux işletim sistemi</h3>
<p>Linux, 1991 yılında Linus Torvalds tarafından geliştirilmeye başlanan yekpare (monolitik) bir işletim sistemi çekirdeğidir. Linux, yanında bir işletim sistemi olmadan hiçbir işe yaramaz, ayrıca işletim sisteminin görece küçük bir parçasıdır. İşletim sisteminin adı GNU&rsquo;dur, GNU ve Linux çekirdeği bir araya gelerek GNU/Linux işletim sistemini oluşturur. Bu yüzden, hem GNU projesinin itibarı için hem de işletim sisteminin kalanını çekirdekten ayırmak için <strong>GNU/Linux</strong> ifadesini kullanmanızı tavsiye ederiz.</p>
<h3 id="foss">FOSS</h3>
<p>FOSS ifadesi, özgür yazılım ve açık kaynak arasında orta yolculuk görevini üstlenmesi amacıyla uydurulmuş bir kelimedir. Açılımı &ldquo;Free and open source software&rdquo; (<em>Trk.</em> Özgür ve açık kaynak yazılım) olsa da, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin İngilizce&rsquo;de hem özgür hem de bedava anlamına gelmesinden mütevellit maalesef ki genelde &ldquo;Ücretsiz ve açık kaynaklı yazılım&rdquo; olarak algılanmaktadır.</p>
<p>Eğer orta yolcu olmak istiyorsanız, FOSS yerine FLOSS ifadesini kullanmanız bir miktar daha doğru olacaktır (Free, libre and open source software). Ancak özgürlüğün tarafındaysanız, en doğrusu <strong>özgür yazılım</strong> demenizdir.</p>
<h3 id="pc">PC</h3>
<p>PC ile bu noktada kastedilen elbette ki &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamındaki &ldquo;PC&rdquo; değil, Windows çalıştıran makineler için &ldquo;PC&rdquo; ifadesini kullanmaktır. Bunu en çok, bir yazılımı kendi sitesinden indirirken &ldquo;PC/Mac/Linux&rdquo; şeklinde görürsünüz. PC, üzerinde çalışan işletim sisteminden bağımsız olarak &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamına gelmektedir.</p>
<p>Windows çalıştıran bilgisayarlar için &ldquo;WC&rdquo; ifadesini öneriyoruz.</p>
<p>Microsoft PowerPoint, sunum hazırlamak için kullanılan tek program değildir, LibreOffice Impress veya LaTeX&rsquo;te beamer sınıfı gibi farklı özgür sunum yazılımları da vardır. Bu yüzden sunum hazırlama yazılımları ve sunular için lütfen &ldquo;PowerPoint&rdquo; ifadesini kullanmayın.</p>
<p>Çevrimiçi görüntülü görüşme için &ldquo;skype yapmak&rdquo; ifadesi ziyadesiyle yaygınlık kazanmıştır. Ancak Skype, Microsoft tarafından geliştirilen mülk bir yazılım, aynı zamanda kullanıcılarını gözetleyen bir mahremiyet düşmanıdır. Skype için bir alternatif arıyorsanız, <a href="https://meet.jit.si/">Jitsi</a> öneriyoruz.</p>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için gereken ilk özgürlük, yazılımı her koşulda çalıştırabilme özgürlüğüdür. Dolayısıyla, özgür bir yazılım <strong>ticari amaçlarla da kullanılabilir</strong>. Ayrıca ticari kullanım için hazırlanmış bir yazılım (Ör: GNU Health, GNU Cash, GNU Taler vb.) bütünen özgür olabilir. Bu yüzden, özgür olmayan yazılımları tanımlamak için &ldquo;ticari yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak yanlıştır. Ayrıca özgür ticari yazılımlar topluluğumuza ve kültürümüze çok önemli bir katkıdır, bu sebeple özgür ticari yazılımları desteklememiz gerekir.</p>
</description>
</item>
<item>
<title>Neden "şifre değil parola"?</title>
<description><p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p>Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?</p>
<p><strong>Şifre</strong> (<em>İng.</em> cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir. Örneğin, &ldquo;Özgür yazılım, özgür toplum&rdquo; mesajını <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/AES">AES-256</a> algoritması ile şifrelediğimizde aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz:</p>
<p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
<p><strong>Parola</strong> (<em>İng.</em> password), bir sisteme veya alana girmek veya tanımlanmak için kullanılan sırra verilen isimdir. Örneğin misafirliğe gittiğiniz evin kablosuz ağının <strong>parolasını</strong> istersiniz, <strong>şifresini değil</strong>. Ancak yönlendirici ile bilgisayarınız arasındaki iletişim <strong>şifreli</strong> iletişimdir.</p>
<p>Bu noktada akıllarda temel bir soru oluşuyor: <em>Ha parola demişim ha şifre ne fark eder ki?</em></p>
<p>Evet; özgür yazılım felsefesi ve kültürü ile tanışmamış olan, hack kültürü ile uzaktan yakından bağlantısı olmayan insanlar için muhtemelen fark etmeyecektir. Ancak özgür yazılım <strong>altkültürü</strong> içerisinde bu durum böyle değildir.</p>
<p>Dil, iletişimimizin ve kültürümüzün en temel araçlarından biridir. Her altkültür, kendi <strong>jargonunu</strong> taşır. Jargon, altkültürün üyelerini birbirine bağlayan yegane unsurdur ve üyelerin birbirileriyle aynı noktadan iletişim kurmalarını sağlar. &ldquo;Şifre değil parola&rdquo;, &ldquo;Linux değil GNU/Linux&rdquo;, &ldquo;Gizlilik değil mahremiyet&rdquo; gibi sürekli kullanılan ifadeler, genelde altkültüre dahil olmaya çalışan yeni insanlara işbu jargon nesnelerini kazandırabilmek için bu kadar sık kullanılır. Ayrıca pek çok noktada kavram kargaşasını da engeller.</p>
<p>Örneğin, &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken şifreyi açacak şifreyi unutmuşum.&rdquo; ifadesinin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu fark ettiniz mi? Ancak bu cümle şöyle olsaydı çok daha anlaşılır olacaktı: &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken anahtarı açacak parolayı unutmuşum.&rdquo;</p>
<p>Olması gereken yerde &ldquo;şifre&rdquo; yerine &ldquo;parola&rdquo; ifadesini kullanmak bir jargon nesnesi olduğu gibi, aynı zamanda dilin doğru ve etkin kullanımına da olanak sağlayacaktır.</p>
<description><p>16 Şubat 2020 Pazar günü, <a href="https://takortak.org">Tasarım Atölyesi Kadıköy</a>&lsquo;de dernek üyemiz <a href="https://twitter.com/neslihannturan">Neslihan Turan</a>&lsquo;ın mentörlüğünde &ldquo;Vikimaraton Özgür Yazılım&rdquo; etkinliği düzenlendi.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <a href="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:ÖY">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlikte;</p>
<guid>https://www.oyd.org.tr/yazilar/</guid>
<description><p><strong>Eğer özgür yazılımla yeni tanışacaksanız veya soru işaretleriniz varsa,</strong></p>
<ul>
<li>6 yazar olarak çalışıldı.</li>
<li>5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül&rsquo;ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons&rsquo;a yüklendi.</li>
<li>Etkinlik bilgi kutusu şablonu oluşturuldu.</li>
<li>Dört kullanıcı kutusu, bir de Vikimaraton özel şablonu oluşturuldu.</li>
<li><a href="./yazilar/ozgur-yazilim">Özgür yazılım nedir?</a> yazımızı okuyarak başlayabilirsiniz.</li>
<li><a href="./yazilar/donanim-ozgurlugu">Donanım özgürlüğü</a>, <a href="./yazilar/acik-kaynak">Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</a>, <a href="./yazilar/ozgurluk-tercih-degildir">Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</a>, <a href="./yazilar/drm">DRM tehlikesi</a>, <a href="yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</a> yazılarımız ilginizi çekebilir.</li>
<li>Özellikle <a href="./yazilar/bugun-ozgur-yazilim-neden-daha-onemli/">Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</a> yazımız, içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi sürecinde okunmaya değer bir yazı.</li>
</ul>
<p>Etkinliğin hedeflerinden biri olan seçkin madde oluşturma hedefi ise maalesef tutturulamamıştır.</p>
<p>Etkinlikten bir kare:</p>
<p><img src="./images/vmoy.jpg" alt="Vikimaraton Özgür Yazılım'dan bir kare" /><br />
<a href="https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Vikimaraton_%C3%96zg%C3%BCr_Yaz%C4%B1l%C4%B1m_16_%C5%9Eubat_2020.jpg"><em>Farklı çözünürlükler için Commons</em></a></p>
</description>
</item>
<item>
<title>"Dating" bir özgür yazılım problemidir</title>
<p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<p>Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.</p>
<p>O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine. Sevgililer günü ise, bu düşüncelerimi insanlarla paylaşmak için çok iyi bir şans bence.</p>
<p>Pek çok tanışma sitesi mülk JavaScript&rsquo;ler çalıştırıyor. JavaScript kodları, web sitelerinin çeşitli özellikler kazanabilmeleri için bilgisayarınızda çalıştırdığı yazılımlardır. Mülk JavaScript&rsquo;ler, özgür bir sistem kullanmanızı engelleyen bir <strong>tuzaktır</strong>, ayrıca çeşitli güvenlik riskleri de içerir. Herhangi bir yazılım kötü amaçlı olabilir, ancak mülk JavaScript&rsquo;ler bunu bir adım öteye taşıyor. Neredeyse tüm JavaScript&rsquo;ler, siz bir siteye girdiğiniz anda otomatik olarak çalışır, bu da siz farkında bile olmadan sizi <strong>hedef haline getirebilir</strong>.</p>
<p>Mülk JavaScript, web sitelerini kullanabilmek için elbette tek yol değildir. Bir JavaScript kodu <strong>özgür de olabilir</strong>; LibreJS projesi, gereksiz veya mülk olan JavaScript&rsquo;leri engelleyerek, yalnızca özgür ve gerekli olan JavaScript kodlarını çalıştırmanızı sağlar ve bu yolla <strong>özgürlüğünüzü korur</strong>.</p>
<p>Birçok müsakeşe uygulaması (Örn. Tinder) da mülk yazılımlardır, yalnızca Apple App Store ve Google Play Store&rsquo;da bulunur. İki uygulama mağazası da mülk yazılım çalıştırmayı zorunlu tutar.</p>
<p>Çevrimiçi tanıştığınız kişiyle yüzyüze buluşmak istediğinizde veya birlikte vakit geçirmek istediğinizde, dışarı da çıksanız, evde de otursanız daha fazla mülk yazılım sizi kollarına almak için sırada bekler. Birçok restoran ve otel, rezervasyonlarını mülk yazılımlar çalıştıran web siteleri üzerinden alır. (B)iTaksi veya Scotty gibi taksi uygulamaları da, kullanıcıları ve şoförlerini aynı risklerin altına sokmaktadır. Eğer evinizde romantik bir akşam geçirmeyi planlıyorsanız, yemek veya farklı ihtiyaçlarınızı dışarıdan söylemek istediğinizde Yemeksepeti&rsquo;nin mülk uygulamaları veya Netflix gibi DRM içeren aktarım servisleri sizi cezbedebilir.</p>
<p>DRM; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir <strong>tahakküm aracıdır</strong>. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, araştırmanızı, paylaşmanızı veya geliştirmenizi kısıtlar. Bunun ötesinde, DRM&rsquo;in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM&rsquo;in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- TODO: seçenekler? --></p>
<h1 id="birkaç-önemli-nokta-daha">Birkaç önemli nokta daha</h1>
<p>İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.</p>
<p>Birbirimizle mülk yazılımlar üzerinden iletişim kurduğumuzda, aslında güvenmememiz gereken teknolojilere <strong>ilişkilerimizin ayrıntılarını, sırlarımızı, özel fotoğraflarımızı teslim etmiş oluruz</strong>. Yazılım özgürlüğü, bilişim teknolojileri ile aramızda bir güven oluşturmak için en temel adımlardan birisidir. Yazılımın aslında ne yaptığını bildiğimizde; hem yazılıma ve yazılımı yazan kişiye güvenebilir, hem de yazılımı kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme özgürlüklerimizi koruyabiliriz.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü, hayatımızın her alanında olduğu gibi ilişkilerimiz için de ziyadesiyle önemlidir. İlişkilerimiz içerisinde özgürlüğe önem vererek sadece kendimizin değil, karşımızdaki kişinin özgürlüğüne de saygı duymuş oluruz.</p>
<p><em><strong>Dipnot</strong>: Bu yazının yerelleştirilmesi sürecinde, &ldquo;dating&rdquo; kelimesinin Türkçe kullanımı üzerine yoğun tartışmalar yaşandı. Bazı öneriler şunlardı: randevulaşmak, buluşmak, sevişmek, flört etmek&hellip; Eğer bu konuda bir yorumunuz varsa lütfen bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bizimle paylaşın.</em></p>
<p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<p>Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey&hellip; Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur. Bir şeyin yapılması için gerek ve merak var ise; o şey yapılır. Aracın karmaşıklaşması sadece toplumsal örgütlenmenin ilerlemesi ve insanlığın bilgi birikiminin artmasının bir sonucudur.</p>
<p>Artan örgütlenmenin ve yaşamımıza etki eden üretim biçimlerinin bireyler için giderek artan bir etkisi söz konusudur: Yabancılaşma. Bir çubuğun ucunu sivriltmek için gereken bilgi rahatlıkla aktarılabilecek bir bilgidir ve eylem de bir birey tarafından tekrar edilebilecek kolaylıktadır. Körelen çubuğunuzu tekrar bileyebilir, gerekirse kırılan çubuğunuzun yerine bir yenisini yapabilirsiniz. Fakat modern üretim araçlarının ve yaşam ihtiyaçlarının durumunun çok farklı olduğunu kabul etmek durumundayız.</p>
<p>Bu durum, sadece bu yazıyı okuduğunuz aracın karmaşık yapısından kaynaklanmamaktadır. Bu araçların üreticilerinin; aracın üretimine ve çalışmasına ilişkin sırları paylaşmamasından, keşfedilen yöntemleri engellemeye çalışmasından da kaynaklanmaktadır. Bir bilgisayar karmaşık bir nesne olabilir, ama tüm Dünya gezegeninde bunu bir araya getirebilecek sadece sınırlı sayıda insan yoktur; bahsedilen engeller nedeni ile şu anda bunu gerçekleştirebilecek sınırlı sayıda &ldquo;şirket&rdquo; vardır.</p>
<p>Tarihin, insanlar ve nesneler ile ilgili ortaya koyduğu bir diğer kavram ise mülkiyettir. Toplumsal veya bireysel olsun, üretim araçları bir aitlik ile birlikte gelir. Bu aitlik, hukukun tanımlandığı ilk günden beri belirli hakları da beraberinde getirir; kullanma, yararlanma ve semerelerinden faydalanma hakları. Şayet &ldquo;sahip&rdquo; olduğunuz bir şeyi dilediğiniz gibi kullanamıyor, istediğiniz gibi değiştiremiyor, bozulduğunda tamir edemiyorsanız o şeye; sivriltilmiş bir çubuktan daha az sahip olduğunuz gerçeğini de kabullenmeniz gerekir.</p>
<p><strong>Özgürlük bir bütün olarak gelir.</strong> Bir &ldquo;şey&rdquo;, bir kısım özgür bir kısım esir <strong>olamaz</strong>. Söz konusu haklar, şimdiye kadar sahip olduğumuz şeylerin o kadar ayrılmaz bir parçasıydı ki üzerine düşünmek bile yersiz kalmaktaydı. Fakat hayatımızın parçası ve hatta bazı durumlarda kendisi olan araçlarla aramıza giren onlarca engel, sadece araçları kullanma şeklimizi değil artık kültürümüzü ve kimliğimizi de şekillendirmektedir.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir. Yazılımın koştuğu donanımın özgürlüğü, iki kavramın da amacı için zorunludur.</p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80&rsquo;lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983&rsquo;te Richard M. Stallman&rsquo;ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Bilgisayarların kişisel kullanımı, 90&rsquo;lara kadar çoğunlukla hobi kullanıcılarının garajlarında kalmış durumdaydı. Ev bilgisayarlarının patlama yaşadığı dönemde cihazlarında fiziksel değişiklikler yapanlar ve bunları arkadaşlarıyla paylaşan hackerlar ve onların oluşturduğu topluluklar; donanım tasarım ve protokollerinin giderek özgürlüğünü yitirmesi ile hack, tamir, değişiklik ve tekrardan oluşturma haklarından mahrum bırakıldılar.</p>
<p>1956&rsquo;da IBM&rsquo;in, ABD&rsquo;nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM&rsquo;in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD&rsquo;deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <a href="https://repair.org"><sup>1</sup></a><a href="http://teyit.link/xjljauy"><sup>2</sup></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran &ldquo;ekosistemi&rdquo; <a href="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><sup>3</sup></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple&rsquo;ın eski model iPhone&rsquo;ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <a href="http://teyit.link/XaoTRaj"><sup>4</sup></a></p>
<p>Özgür donanım ise giderek güçlenmekte ve geleceğin özgürlükte olduğunu küçük ama önemli örneklerle ortaya koymaktadır.</p>
<p>Özgür donanımın zaferine en basit iki örnek Arduino ve RepRap projeleridir. Arduino projesi, ilk günden itibaren donanım tasarımlarını ve yazılımlarını özgürleştirerek hack kültürüne ve özgürlük mücadelesine çok büyük katkıda bulundu. Bugün Arduino&rsquo;nun sayısız çatallaması ve sınırsız hack kabiliyeti sayesinde, 3 yaşından başlayarak herkes elektronik programlamaya girişebiliyor. Bu bağlamda çıkan pek çok çalışma, hayatımızın içerisinde yer edinmiş durumda.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü <strong>dağıtılabilecekti</strong>. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: <strong>Patentler.</strong></p>
<p>2009 yılında RepRap&rsquo;ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap&rsquo;a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<h3 id="özgür-donanım-bize-ne-sağlıyor">Özgür donanım bize ne sağlıyor?</h3>
<p>Özgür yazılım ile insanlık olarak dijitale geçirebildiğimiz bilgilerimizi, özgür donanımlar ile hür olarak hayatımıza taşımamızı sağlıyor. Evimizde sıfırdan bir üç boyutlu yazıcı yapmak, kütüphanemizdeki kitapları otomatik bir şekilde tarayıp bilgisayara aktaran sistemler kurmak ya da çok basit bir şekilde, bir cumartesi günü evimiz için kartlı giriş sistemi yapabilmek, ürettiğimiz üç boyutlu yazıcı ile engelli bireyler için protez imal etmek&hellip; Bunlar özgür donanımın bize sağladığı şeylerdir, temel haklarımızdır.</p>
<p>*<em>Arge kelimesi başlangıçta bir kısaltma (araştırma-geliştirme) olarak var olmuş olsa da, biz artık kendisini dile yerleşmiş bir kelime olarak görüyor, bu yüzden herhangi bir kelime gibi yazmayı tercih ediyoruz.</em></p>
<h3 id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<p>Doğrusunu söylemek gerekirse özgür yazılım, <strong>özel mülk</strong> yazılımlardan daha önceden vardı.</p>
<p>Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &ldquo;At yarışı kuponu&rdquo; benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal &ldquo;1&rdquo; delinmeyen kısımlar ise mantıksal &ldquo;0&rdquo; anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve &ldquo;kaynak koduna&rdquo; erişebilmekteydi. Bu yüzden, yapılan bir yazılım her koşulda özgürdü. Yazılıma baktığınızda <em>nasıl çalıştığını anlayabiliyor, onu değiştirebiliyor veya yeni bir karta kolayca delikleri geçirip onu kopyalayabiliyordunuz.</em> Ayrıca yazılımı <em>değiştirip dağıtmanızda</em> da hiçbir engel yoktu elbette.</p>
<p>Ardından geçen birçok yılın ardından, teknoloji ilerlemiş ve C dili ortaya çıkmıştı. Ayrıca bilgisayarlar birkaç &ldquo;0 veya 1&rdquo; ile değil, yüz binlerle ifade edilen &ldquo;0 veya 1&rdquo; lerle çalışır hale gelmişti. Ayrıca yazdığınız bir C kodu, <strong>derleme</strong> adı verilen bir işlemden geçiriliyor ve bu işlemin sonucunda 0-1&rsquo;lere yani makina diline dönüşüyordu. Bu işlemin ise geri döndürülmesi çok zordu. Dolayısıyla derlenmiş bir C programının yanında kaynak kodu verilmez ise ilgili yazılımın nasıl çalıştığını anlamak veya onu değiştirmeye çalışmak imkansız hale gelmişti. Yazılım geliştiricileri de artık yazılımları birer <strong>meta</strong> olarak görmekteydi. Yazılımların yalnızca çalıştırılabilir &ldquo;binary&rdquo; dosyaları, birçok kısıtlama ile birlikte kullanıcıya veriliyordu. Yazılımlar üzerinde çalışmak, değişiklik yapmak <strong>yazılım lisanslarına göre</strong> suçtu.</p>
<p>MIT&rsquo;de ise, 70&rsquo;lerden o zamana kadar devam eden <strong>hacker</strong> kültürü bir nebze sekteye uğramıştı. MIT AI laboratuvarında çalışan <strong>hacker</strong>&lsquo;ların önemli bir kısmı yazılım firmaları için çalışmaya başlamıştı.</p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox&rsquo;a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman&rsquo;ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman&rsquo;ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bahsedilen dönemde, bilgisayarların büyük çoğunluğu UNIX adı verilen bir işletim sistemini çalıştırmaktaydı. UNIX işletim sistemi de, Amerikan telekomünikasyon şirketi olan AT&amp;T&rsquo;nin mülküydü. Fahiş lisans ücretleri altında dağıtıldığı için çoğu bir kişinin UNIX&rsquo;e erişimi yoktu. UNIX, yüksek oranda ancak büyük kurumların bilgisayarlarında kullanılabiliyordu.</p>
<p>27 Kasım 1983&rsquo;te Richard M. Stallman, UNIX&rsquo;in Usenet haber gruplarına <strong>Free Unix!</strong> başlıklı bir duyuru gönderdi. Bu duyuru ile dünya ilk defa <strong>özgür yazılım</strong> kavramıyla tanışıyordu.</p>
<p>Richard M. Stallman, dönemin popüler özel mülk işletim sistemi UNIX ile birebir uyumlu bir işletim sistemi geliştirmeye başladı. Bu işletim sisteminin adı ise <strong>GNU</strong> idi. <strong>GNU</strong>, özgür olarak dağıtılacaktı.</p>
<h3 id="özgür-yazılım-nedir">Özgür yazılım nedir?</h3>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için sağlaması gereken dört temel özgürlük vardır.</p>
<ol>
<li>Yazılımı herhangi bir amaç için herhangi bir koşulda çalıştırma özgürlüğü. (Kullan)</li>
<li>Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirme özgürlüğü. (Araştır)</li>
<li>Yazılımı kopyalama ve dağıtma özgürlüğü. (Paylaş)</li>
<li>Yazılımın değiştirilmiş ve geliştirilmiş kopyalarını dağıtma özgürlüğü. (Geliştir)</li>
</ol>
<p>Bu dört özgürlüğün tamamını sağlayan yazılımlar, özgür yazılımlardır.</p>
<p>Özgürlük, para ile ilişkili değildir. Özgür yazılım, &ldquo;ticari olmayan yazılım&rdquo; veya &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; anlamına gelmez. Özgür yazılımlar <strong>ticari amaçlarla kullanılabilir</strong>, ayrıca kopyaları ücret karşılığında <strong>satılabilir</strong>. Yazılımı nasıl edindiğiniz bu konuda hiçbir şey değiştirmez, satın aldığınız bir özgür yazılımı ücretsiz veya ücretli olarak dağıtabilirsiniz.</p>
<p>Özgür bir yazılım, kopyalarını edinen tüm kullanıcılara dört temel özgürlüğü sağlamalıdır. &ldquo;Kübalılar ve Kuzey Koreliler bu yazılımı kullanamaz&rdquo;, &ldquo;bu yazılım yalnızca araştırma amaçlı kullanılabilir&rdquo;, &ldquo;bu yazılımı yalnızca geliştiricisine yıllık 2000 Türk lirası öderseniz kullanılabilir&rdquo; gibi durumlar içeren yazılımlar <strong>özgür değildir</strong>.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse&rsquo;ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse&rsquo;ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan &ldquo;özgün&rdquo; bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse&rsquo;ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika&rsquo;yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>Bu iki açıdan bizim için önemliydi: Birincisi, boşa emek harcamak yerine zaten var olan birikimi kullanmak; ikincisi ise <strong>özgür yazılım kültürünü</strong> anlatacak çok temel bir örnek oluşturmak. Çünkü özgür yazılım kültürünün temeli, paylaşma ve türetmeye dayanır. Bildiğimiz birçok özgür yazılım, başka özgür yazılımlar üzerinde yükselir, hatta bazı özel mülk yazılımlar bile. Maalesef ki içinde yaşadığımız toplumda, toplum normlarına göre özgün olmayan üretimler veya türetimler değer görmemekte, hatta toplum nezdinde aşağı görülmektedir. Bu özgünlük sevdası maalesef ki her türlü alanda bize yalnızca prangalar vuruyor. İnsanlığın ortak birikiminden faydalanmadan herhangi bir çıktı üretebilmek mümkün müdür?</p>
<p>Sitemiz hala geliştiriliyor, önümüzdeki birkaç ay muhtemelen ufak tefek eklemeler çıkarmalarla rayına oturmuş olacaktır. Gördüğünüz bir sorun olursa, bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bize bildirmeyi unutmayın.</p>
<description><p>Her insan topluluğu gibi Özgür Yazılım Derneği de emek ve para ile hayatını sürdürmektedir. Dernek faaliyetleri, çoğu zaman bu kaynakları bir şekilde kullanmaktadır, dolayısıyla derneğimizin sürekli olarak kaynağa ihtiyacı vardır.</p>
<p>Emeğiniz var ise;</p>
<ul>
<li>Derneğimizin toplantılarına gelebilir; konuşulan konularda fikir ve çözüm önerebilir, en küçüğünden büyüğüne katkıda bulunabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimizin projelerine; kod, çeviri, sistem ve çözüm katkısı verebilirsiniz.</li>
@ -411,11 +41,9 @@ pupPvsc==LA9X
<li>Derneğimizin ilan ettiği ihtiyaçlara cevap verebilecek bir imkanınız veya yeteneğiniz varsa bununla katkıda bulunabilirsiniz.</li>
<li>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;ni çevrenizde anlatabilir, özgür yazılım felsefesini çevrenize yayabilirsiniz.</li>
</ul>
<p>Paranız var ise;</p>
<ul>
<li>Derneğimizin destekçi üyesi olarak çalışmalarımızı kolaylaştırabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>&lsquo;e göndererek destekçi üyeliğinizi başlatabilirsiniz.<br /></li>
<li>Derneğimizin destekçi üyesi olarak çalışmalarımızı kolaylaştırabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>&lsquo;e göndererek destekçi üyeliğinizi başlatabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimize bağış sayfası aracılığı ve SMS yolu ile nakdi bağışta bulunabilirsiniz.</li>
<li>Derneğimizin ihtiyaç listesinde bulunanları ayni olarak bağışlayabilirsiniz.</li>
</ul>
@ -428,25 +56,17 @@ pupPvsc==LA9X
<pubDate>Mon, 01 Jan 0001 00:00:00 +0000</pubDate>
<guid>https://www.oyd.org.tr/hakkimizda/</guid>
<description>
<p>İnsanlık tarihi ilerledikçe bilgisayarlar ve yazılımlar hayatımızda daha büyük yer buluyor. Bugün toplumun 30 sene önce sahip olduğundan hayal edilemeyecek kadar daha fazla işlem gücüne, veriye ve bağlantıya sahibiz ve yaşamlarımız giderek bu kaynaklar tarafından şekillendiriliyor.</p>
<description><p>İnsanlık tarihi ilerledikçe bilgisayarlar ve yazılımlar hayatımızda daha büyük yer buluyor. Bugün toplumun 30 sene önce sahip olduğundan hayal edilemeyecek kadar daha fazla işlem gücüne, veriye ve bağlantıya sahibiz ve yaşamlarımız giderek bu kaynaklar tarafından şekillendiriliyor.</p>
<p>İnsanların özgürlüğü dünyada ne kadar önemli ise bilişim sistemlerin de o derece önemli. Özgürlük hayatı şekillendiren güçler üzerine söz sahibi olmak demektir ve bugün dijital yaşamlarımızın konusu olan sistemler üzerinde en az söz sahibi olanlar kullanıcılardır.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve hali ile tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan insanların oluşturduğu topluluktur. Özgür Yazılım Derneği &ldquo;<strong>Kullan, Araştır, Paylaş, Geliştir!</strong>&rdquo; sloganı ile insanların özgürlüğünü, yazılımların özgürlüğünden başlamak üzere, donanımların, İnternet&rsquo;in ve hizmetlerin özgürlüğü ile bağlantılı olarak savunur.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneğinin ideal dünyasında;</p>
<ul>
<li>Tüm yazılımlar herkesin kullanması, araştırması, paylaşıp geliştirmesi için özgürdür,</li>
<li>Tüm donanımlar istenildiği gibi erişilebilir, incelenebilir, değiştirilebilir ve en önemlisi tamir edilebilir,</li>
<li>İnternet, insanlığın yarattığı en büyük ve özgürleştirici makine olarak amaçlandığı ve hak ettiği şekilde özgür, erişilebilirdir,</li>
<li>Mahremiyet tali değil aslidir. İnsanların özel hayatlarına ilişkin detayları güven içinde saklayabilir.</li>
</ul>
<p>Bu amaçla Özgür Yazılım Derneği,</p>
<ul>
<li>GNU felsefesini ve özgür yazılımların kullanımını yaygınlaştırmak amacı ile eğitimler ve yaygınlaştırma çalışmaları gerçekleştirmektedir.</li>
<li>Kamunun ve sivil toplumun çalışmalarının faydalarının tüm insanlıkça paylaşılabilmesi için özgür yazılımlar kullanmaya ve katkı vermeye teşvik eder.</li>
@ -456,12 +76,9 @@ pupPvsc==LA9X
<li>Bilimsel ve teknolojik birikimin, kişisel veya özel mülk olmasına karşı çıkar.</li>
<li>Bu ortak birikimler üzerinde toplum yararına olmayan bir tahakküm kuran patent ve lisanslara karşı, paylaşımcı üretim modellerini ve lisanslarını savunur.</li>
</ul>
<p>Özgür Yazılım Derneği, temelleri Richard M. Stallman tarafından atılan &ldquo;<strong>Özgür yazılım, özgür toplum</strong>&rdquo; hedefine varmak için çalışır.</p>
<p class="member-description">2014&rsquo;ten beri özgür yazılım kullanıcısı. Şu anda bir özgür yazılımın geliştiricilerinden biri. Feminist, vikipedist, fotoğraf çeker, kedileri sever, bilişsel bilimlere meraklıdır. Bilgi özgürlüğü ve tüm özgürlük mücadelelerinin kesişimlerinde dolanır.</p>
<p>Madde 3: Dernek aşağıda sıralanan amaçları gerçekleştirmek amacı ile çalışmalarda bulunur ve insanları bir araya getirir:</p>
<ol>
<li>Özgür Yazılım ve GNU felsefesinin tanıtılmasını ve yaygınlaştırılmasını sağlamak ve destekleyen çalışmalar yapmak,</li>
<li>Türkiye&rsquo;de ve dünyada bilişim okuryazarlığını artırmak için eğitimler ile seminerler düzenlemek, bu alanda içerik üretmek ve yayımlamak,</li>
@ -696,11 +320,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>İnternet kullanımı ve özgür yazılım alanlarında yaşanan ulusal ve genel sorunlara çözüm aramak,</li>
<li>Ulusal ve uluslararası kongre, konferans vb. etkinlikler düzenlemek, yapılan etkinliklere etkin katılım sağlamak,</li>
<p>Madde 4: Dernek, Madde 2′de belirlenen amaçlarına ulaşmak üzere aşağıdaki çalışmaları yapar;</p>
<ol>
<li>Faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar yapar,</li>
<li>Bilişim teknolojileri ile özgür yazılımın; tanıtımı, eğitimi ve yeni teknolojilerin tanıtılıp aktarılması, ortak kullanıcı sorunlarına çözüm bulunması amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde seminer, sergi, kurs, konferans, sempozyum vb. toplantılar düzenler, başka kişi ve kuruluşlar tarafından düzenlenmiş olanlarına temsilcileri aracılığı ile katılır,</li>
@ -721,45 +342,32 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Derneğin amacı ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, diğer derneklerle veya vakıf, sendika, siyasi partiler ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek için plâtformlar oluşturur,</li>
<li>Derneğin amacına ulaşmasını için gerekli olan olanakları sağlamak adına iktisadi işletme kurar,</li>
<p>Madde 5: Dernek üyelikleri aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Üye: Derneğin kuruluş amacı ve değerlerini benimseyen, çalışmalarına katılmak konusunda iradesi bulunan, kanuni gerekliliklere haiz, 6. maddede belirtilen üyelik usullerine ilişkin süreci tamamlamış olan gerçek ve tüzel kişiler.</li>
<li>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir. Destekçi üyeliğin koşulları Yönetim Kurulunca belirlenir ve Yönetim Kurulu kararıyla üyeliğe alınılır. Destekçi üyeler, onursal üye olarak kabul edilir.</li>
<li>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile Dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişilere Genel Kurul tarafından onursal üyelik unvanı verilebilir. Onursal üyeler Genel Kurulda oy kullanamazlar.</li>
<p>Madde 6: Dernek üyelikleri aşağıdaki usulleri takip eder;</p>
<ol>
<li><p>Gerçek Kişiler</p>
<li>
<p>Gerçek Kişiler</p>
<p>Yönetim kurulu tarafından belirlendiyse ilgili tarihte, belirlenmediyse her yılın başlangıcından itibaren en fazla 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri oluşturulur. Başvuranların üyelik süreçleri başvuru tarihlerini takip eden dönem itibari ile başlatılır.</p>
<p>Başvuran, Derneğin Web sayfasında yayınlanan formları doldurarak Dernek merkezi veya temsilciliklere başvuruda bulunur. Kayıt dönemleri arasında yapılan başvurular Yönetim Kurulunca 30 gün içinde bir sonraki kayıt dönemi belirtilerek cevaplandırılır.</p>
<p>Başvurucunun kayıt tarihini takip eden bir yıl boyunca Dernek çalışmalarına bizzat katılması ve Dernek görevlerinde bulunması gereklidir. Yıl süresince yapılan çalışma ve toplantıların 5’te birine Yönetim Kurulunca kabul gören bir mazeret haricinde katılmayan katılımcıların katılım süreçleri sonlandırılır.</p>
<p>Başvuru sürecinin sonunda başvuranlar, çalıştıkları Dernek biriminde bulunan kişilerin salt çoğunluğu ile veya bulundukları ildeki/ilçedeki Dernek üyelerinin %25’inin ve her halde 10 Dernek üyesinin oyu ile üyeliğe teklif edilirler. Teklif, başvuranı teklif eden üyelerin yazılı imzası ile Genel Kurula sunulmak üzere Yönetim Kuruluna verilir.</p>
<p>Dernek üyeliğine teklif edilenler, başvuru sürecini takip eden ilk olağan veya olağanüstü Genel Kurulda gündeme alınır ve her Başvurana söz verilerek Genel kurulca nitelikli çoğunlukla oylanarak üyeliğe kabul edilir.</p></li>
<li><p>Tüzel Kişiler</p>
<p>Dernek üyeliğine teklif edilenler, başvuru sürecini takip eden ilk olağan veya olağanüstü Genel Kurulda gündeme alınır ve her Başvurana söz verilerek Genel kurulca nitelikli çoğunlukla oylanarak üyeliğe kabul edilir.</p>
</li>
<li>
<p>Tüzel Kişiler</p>
<p>Tüzel kişi Başvuran, Dernek amacı doğrultusundaki çalışmalarını veya bu yöndeki niyetlerini belirten yazılı bir mektup ile Derneğe üyelik için başvurur.</p>
<p>50.000 Türk Lirasından az olmayacak şekilde Yönetim Kurulunca belirlenen giriş ödentisinin başvuran tarafından kabulü ve yıllık olağan üyelik aidatının ödenmesi ile Genel Kurulda üyeliğe teklif edilir.</p></li>
<p>50.000 Türk Lirasından az olmayacak şekilde Yönetim Kurulunca belirlenen giriş ödentisinin başvuran tarafından kabulü ve yıllık olağan üyelik aidatının ödenmesi ile Genel Kurulda üyeliğe teklif edilir.</p>
</li>
</ol>
<p><strong>Dernek Üyeliğine İlişkin Genel Esaslar</strong></p>
<p>Madde 7: Üyelik aşağıdaki hükümlere tabidir;</p>
<ol>
<li>Her kişi sadece bir üyelik türüne dâhil olabilir.</li>
<li>Tüzel kişilerin temsilcileri, Derneğin gerçek kişi üyelerinden olamaz.</li>
@ -769,90 +377,75 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Engelleri sebebi ile 6. Maddede sayılan koşullara uyamayacak başvuranlara, talepleri doğrultusunda gerekli tüm kolaylık sağlanır.</li>
<li>Üyelik usulüne ilişkin detayları, madde hükümleri çerçevesinde gösterecek bir yönerge Yönetim Kurulunca hazırlanır.</li>
<p>Madde 8: Üyelikten ayrılmak için aşağıdaki usul takip edilir;</p>
<ol>
<li>Her üye, Yönetim Kurulu&rsquo;na yazılı olarak bildirmek kaydıyla, Dernekten çıkabilir. Çıkan üyenin, birikmiş aidat borçlarını ödemesi ve Dernek mal varlığına verdiği bir zarar söz konusu ise tazmini ile üzerinde bulunan Dernek demirbaşlarını yönetime teslimi zorunludur.</li>
<li>Üyenin ücret karşılığı edinmiş olduğu kurumsal kimliği temsil eden eşyalar, kalan kullanım değerinin karşılığı Dernekçe ödenerek, ayrılan üyeden geri talep edilir. Derneğin teklif ettiği fiyatın kabulü zorunludur.</li>
<li>Üyelikten kendi talebi üzerine çıkan kişi talep etmesi durumunda üyelik statüsüne üyelik usulünde belirtilen koşullardan bağımsız olarak tekrar alınır.</li>
<li>Bir kurum veya kuruluştaki görevi nedeniyle &ldquo;Onur Üyesi&rdquo; olarak kabul edilen kişilerin, bu görevlerinin sona ermesi ile birlikte üyelikleri de kendiliğinden son bulur.</li>
<p>Madde 9: Aşağıdaki hallerde üye Dernekten çıkarılır;</p>
<ol>
<li><p>Yönetim Kurulunca yapılan soruşturma sonucunda Genel Kurulca kabul edilen Disiplin Yönergesine göre üyelikten çıkarmayı gerektiren disiplinsizliği tespit edilenler,</p></li>
<li><p>Genel Kurula iki kere, Genel Kurulca kabul edilecek geçerli bir nedenle ve 1 kere sebepsiz şekilde katılmayanlar,</p>
<p>Yönetim Kurulu kararı ile üyelikten çıkarılır.</p></li>
<li><p>Üyelikten çıkarılanlar Dernek mallarında hak iddia edemezler. Yönetim Kurulu kararları Denetim Kuruluna itiraza açıktır. Denetim kurulunun kararı Genel Kurula taşınabilir ve Genel kurul kararı Dernek bünyesinde bağlayıcı olup bu kararlara karşı genel mahkemelerde kanun yolu açıktır.</p></li>
<li><p>Mahkeme tarafından kararın iptali durumunda üye, çıkarma kararı hiç verilmemiş olarak üyeliğine devam eder.</p></li>
<li><p>Olağanüstü Genel Kurul kararı alındıktan sonra üye çıkarma işlemi yapılamaz.</p></li>
<li>
<p>Yönetim Kurulunca yapılan soruşturma sonucunda Genel Kurulca kabul edilen Disiplin Yönergesine göre üyelikten çıkarmayı gerektiren disiplinsizliği tespit edilenler,</p>
</li>
<li>
<p>Genel Kurula iki kere, Genel Kurulca kabul edilecek geçerli bir nedenle ve 1 kere sebepsiz şekilde katılmayanlar,</p>
<p>Yönetim Kurulu kararı ile üyelikten çıkarılır.</p>
</li>
<li>
<p>Üyelikten çıkarılanlar Dernek mallarında hak iddia edemezler. Yönetim Kurulu kararları Denetim Kuruluna itiraza açıktır. Denetim kurulunun kararı Genel Kurula taşınabilir ve Genel kurul kararı Dernek bünyesinde bağlayıcı olup bu kararlara karşı genel mahkemelerde kanun yolu açıktır.</p>
</li>
<li>
<p>Mahkeme tarafından kararın iptali durumunda üye, çıkarma kararı hiç verilmemiş olarak üyeliğine devam eder.</p>
</li>
<li>
<p>Olağanüstü Genel Kurul kararı alındıktan sonra üye çıkarma işlemi yapılamaz.</p>
</li>
</ol>
<p><strong>Üye Hak ve Yükümlülükleri</strong></p>
<p>Madde 10: Üye, Destekçi Üye ve Başvuran Hak ve Yükümlülükleri</p>
<ol>
<li><p><strong>Başvuran:</strong> Başvuran, Derneğe üye olmak amacı ile başvurmuş 6. maddedeki üyelik usulü sürecinde dahil olmuş, Derneğin değerlerini benimseyen ve çalışmalarına katılan kişiyi ifade eder.</p>
<li>
<p><strong>Başvuran:</strong> Başvuran, Derneğe üye olmak amacı ile başvurmuş 6. maddedeki üyelik usulü sürecinde dahil olmuş, Derneğin değerlerini benimseyen ve çalışmalarına katılan kişiyi ifade eder.</p>
<p>Başvuran, seçme ve seçilme hakkına sahip değildir.</p>
<p>Derneğin disiplin kuralları Başvurana uygulanabilir ve üyelikten çıkarma cezası olarak başvuranın başvuru sürecini sonlandırılabilir. Başvuran hakkında yapılan tüm işlemlere karşı Başvuran doğrudan Genel Kurulda şikâyet hakkına sahiptir.</p></li>
<li><p><strong>Üye:</strong> Dernek Tüzüğündeki tüm koşulları kabul eden, üyelik haklarından eşit olarak yararlanan, Derneğe ilişkin her türlü yükümlülüğü üstlenmiş gerçek ve tüzel kişidir.</p>
<p>Üyelerin yükümlülükleri; oluşturulan ya da oluşturulacak çalışma birimlerine, etkinliklere, eğitimlere katılarak etkin şekilde Dernek işlerinde yer almak, Genel Kurul toplantılarına katılmak ve oy kullanmak, aidatları zamanında ödemek, Dernek amaç ve hizmet konularına bağlı olarak gereken çabayı harcamak ile Derneğin toplum içindeki olumlu görüntüsünü sürdürmektir.</p></li>
<li><p><strong>Destekçi Üye:</strong> Destekçi üyeler, Derneğe göstermekle yükümlü oldukları desteği şartları uyarınca sürdürmekle ve Derneğin değerlerini topluluk içinde taşımakla yükümlüdürler.</p></li>
<p>Derneğin disiplin kuralları Başvurana uygulanabilir ve üyelikten çıkarma cezası olarak başvuranın başvuru sürecini sonlandırılabilir. Başvuran hakkında yapılan tüm işlemlere karşı Başvuran doğrudan Genel Kurulda şikâyet hakkına sahiptir.</p>
</li>
<li>
<p><strong>Üye:</strong> Dernek Tüzüğündeki tüm koşulları kabul eden, üyelik haklarından eşit olarak yararlanan, Derneğe ilişkin her türlü yükümlülüğü üstlenmiş gerçek ve tüzel kişidir.</p>
<p>Üyelerin yükümlülükleri; oluşturulan ya da oluşturulacak çalışma birimlerine, etkinliklere, eğitimlere katılarak etkin şekilde Dernek işlerinde yer almak, Genel Kurul toplantılarına katılmak ve oy kullanmak, aidatları zamanında ödemek, Dernek amaç ve hizmet konularına bağlı olarak gereken çabayı harcamak ile Derneğin toplum içindeki olumlu görüntüsünü sürdürmektir.</p>
</li>
<li>
<p><strong>Destekçi Üye:</strong> Destekçi üyeler, Derneğe göstermekle yükümlü oldukları desteği şartları uyarınca sürdürmekle ve Derneğin değerlerini topluluk içinde taşımakla yükümlüdürler.</p>
<p>Madde 11: Dernek, üyelerle kanuni zorunluluklar dahil olmak üzere tüm iletişimini aşağıdaki şekilde yapar;</p>
<ol>
<li>E-posta adresini Dernek ile paylaşan üyelere yapılacak bildirim ve yazışmalar öncelikli Dernekçe sağlanan kayıtlı e-posta adresinden yapılır ve üyenin paylaştığı e-posta adresinden durum kendisine bildirilir.</li>
<li>Telefon numarası ve e-posta adresi bulunan Dernek üyeleri ile idari konularda sözlü ve yazılı iletişim için söz konusu kanallar kullanılabilir. Kanuni zorunluluklar dahilinde yapılacak bildirimler sözlü olarak telefon ile yapılamaz</li>
<li>Kayıtlı yazışma adresi bulunan üyelerele, e-posta adresleri bulunmaması durumunda söz konusu adres üzerinden yazılı iletişim kurulabilir. Yazışma adresi ile kurulan her iletişim üyenin e-posta adresinin de bulunması durumunda e-posta ile de gönderilir lakin yazılı cevap esas kabul edilir.</li>
<li>Dernek üyesinin herhangi bir iletişim bilgisinin bulunmaması durumunda, Türkiye’de yayınlanan en yüksek tirajlı 3 gazeteden birinde ilan aracılığı ile bildirim yapılır.</li>
<p>Madde 13: Genel kurul, Derneğin en yetkili karar organı olup; Derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel Kurul;</p>
<ol>
<li>Üç yılda bir Mart ayı içinde, Yönetim Kurulunca belirlenecek merkez ili dahilindeki bir yerde ve zamanda olağan olarak toplanır,</li>
<li>Yönetim kurulunca gerekli görülmesi veya üyelerin beşte birinin yazılı talebi üzerine olağanüstü olarak il merkezi dahilinde otuz gün içinde toplanır.</li>
<li>Genel Kurul, Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağrılmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine sulh hukuk hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.</li>
<li>Genel Kurul tarihi ve yapılacağı yer Derneğin Web sitesinde ilan edilir. Ayrı bir bölümde olmak üzere toplantılar kamuya ve basına açık olarak sürdürülür. Ses ve görüntü kaydı sadece toplantı açıldıktan sonra Genel Kurulca verilecek karar üzerine Dernekçe yapılır.</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurulun Yetki ve Görevleri</strong></p>
<p>Madde 14: Genel Kurulun görev ve yetkileri aşağıdaki gibidir;</p>
<p>Madde 15: Genel Kurul aşağıda yazılı usul üzerine toplanır;</p>
<ol>
<li>Genel Kurul toplantısına hazırlık olarak Yönetim Kurulu, toplantıya katılmaya hakkı olanları içeren bir liste düzenler. Toplantıdan en az otuz gün önce toplantının günü, saati, yeri ve toplantıya katılmaya hakkı olan üyelerin listesi üyelere bildirir.</li>
<li>Toplantıda çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantının, yedi günden erken olmaksızın altmış gün içinde olacak şekilde erteleneceği gün de belirtilir. İkinci toplantıda da toplantı yeter sayısının sağlanamaması durumunda mevcut üyeler ile toplantıya başlanır.</li>
<li>Toplantıda çoğunluk sağlanamaması dışında bir nedenle toplantı ertelenir ise erteleme nedeni ikinci bir ilan ile üyelere duyurulur. Yeni toplantı iki ay içerisinde yapılır.</li>
<p>Madde 16: Genel Kurul toplantıları aşağıdaki usulü takip eder;</p>
<ol>
<li>Genel Kurulu, Yönetim Kurulunun belirlediği yer ve zamanda bitiş saati olmaksızın toplanır.</li>
<li>Genel Kurula katılma hakkı olan üyelere ait liste görülür bir yere asılır ve bir nüshasına üyeler kimlik ibraz edip imza atmak sureti ile toplantı yerine alınır.</li>
@ -899,11 +486,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Genel Kurul toplantısı ancak, gündemde bulunan tüm konuların alınan sözlerin kullanılması üzerine karara bağlanması ile sona erer.</li>
<li>Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.</li>
</ol>
<p><strong>Toplantısız ve Çağrısız Alınan Kararlar</strong></p>
<p>Madde 17: Aşağıdaki usule uymak koşulu ile toplantısız ve çağrısız karar alınabilir.</p>
<ol>
<li>Türk Medeni kanunun ilgili maddesi uyarınca üyelerin bir araya gelmeksizin tamamının katılımı ile alınan yazılı kararlar geçerlidir.</li>
<li>Tüm üyelerin 1/30’unun başvurusu üzerine yazılı karar alınması için Yönetim Kurulunca harekete geçilir. Yazılı karar talep eden üyelerce, talep edilen karar ve gerekçeleri belirtilir. Belirtilen karar ve gerekçeleri tüm üyelere değiştirilmeden iletilir.</li>
@ -912,42 +496,30 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Tüm üyeler cevaplarını olumlu veya olumsuz olarak verilen süre içinde yazılı ve imzalı olarak Dernek merkezine iletir.</li>
<li>Alınan kararlar yönetim kurulunca derhal uygulamaya koyulur.</li>
</ol>
<p><strong>Oy kullanma ve Karar Alma</strong></p>
<p>Madde 18: Genel Kurulda aşağıdaki usul ile oy kullanılır ve karar alınır.</p>
<ol>
<li>Genel Kurulda, toplantıda özellikle aksi kararlaştırılmadıysa; katılan üyelerin sayısının yarısından bir fazla olumlu oy ile karar alınır.</li>
<li>Dernek organlarının seçimi çarşaf liste usulüne göre yapılır. Divan Heyetince kurullara aday olan üyelerin isimleri toplanır ve listeler herkesin görebileceği şekilde oylama öncesi ilan edilir.</li>
<li>Dernek organlara ilişkin oylama gizli oy ve açık sayımla yapılır. Aksine bir Genel Kurul kararı olmadıkça, diğer oylamalar açık olarak yapılır. Gizli oylar, toplantı başkanı tarafından mühürlenmiş kağıtların veya oy pusulalarının üyeler tarafından gereği yapıldıktan sonra içi boş bir kaba atılması ile toplanan ve oy vermenin bitiminden sonra açık dökümü yapılarak belirlenen oylardır.</li>
<li>Genel Kurul kararları, katılan üyelerin çoğunluğu ile alınır. Ancak Derneğin feshi ve tüzük değişikliği ile ilgili kararlar üçte iki çoğunlukla alınır.</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurul Sonuç Bildirimi</strong></p>
<p>Madde 19: Her Genel Kuruldan sonra aşağıdaki usulde sonuç bildirimi yapılır.</p>
<ol>
<li>Olağan veya olağanüstü Genel Kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, Yönetim ve Denetim Kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren Genel Kurul Sonuç Bildirimi mülki idare amirliğine verilir.</li>
<li>Genel Kurul toplantısında tüzük değişikliği yapılması halinde; Genel Kurul toplantı tutanağı, tüzüğün değişen maddelerinin eski ve yeni şekli, her sayfası Yönetim Kurulu üyelerinin salt çoğunluğunca imzalanmış Dernek tüzüğünün son şekli, bu fıkrada belirtilen süre içinde ve bir yazı ekinde mülki idare amirliğine verilir.</li>
<p>Madde 20: Yönetim Kurulunun Teşkili</p>
<ol>
<li>Yönetim Kurulu beş asıl ve beş yedek üye olarak genel kurulca seçilir. Seçilen üyelerden en yüksek oyu alan başkanlık görevini alır.</li>
<li>Yönetim Kurulu, seçimden sonraki ilk toplantısında bir kararla görev bölüşümü yaparak başkan yardımcısı, sekreter, sayman ve üye’yi belirler.</li>
<li>Yönetim Kurulu, tüm üyelerin üç gün önceden haber edilmesi şartıyla her üye tarafından toplantıya çağrılabilir. Üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alınır.</li>
<li>Yönetim Kurulu asıl üyeliğinde istifa veya başka sebeplerden dolayı boşalma olduğu taktirde Genel Kurulda aldığı oy sıralamasına göre yedek üyeler göreve çağrılır</li>
</ol>
<p><strong>Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri</strong></p>
<p>Madde 21: Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Genel Kurul’da alınan kararları yürütmek,</li>
<li>Derneği temsil etmek üzere bir veya birden fazla Yönetim Kurulu üyesine yetki vermek,</li>
@ -966,11 +538,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Dernek amacının gerektirdiği çalışmaları yapmak ve bu doğrultuda alınan kararları uygulamak,</li>
<li>Derneğe Destekçi ve Onur Üyesi alınması veya tüm üyelikten çıkarılma hususlarında karar vermek,</li>
<p>Madde 22: Yönetim Kurulu toplantısı aşağıdaki usulde toplanır ve yürütülür;</p>
<ol>
<li>Yönetim Kurulu gerekli gördüğü zamanlarda Dernek merkezinin il merkezi dâhilinde başka bir yerde toplanmaya gerek görmedikçe, Dernek merkezinde toplanır.</li>
<li>Üyelerden görüşülmesi istenen gündem toplantı zamanından en az 72 saat önce talep edilir. Toplantı yeri, zamanı ve gündemi en az 24 saat önceden üyelere bildirilir.</li>
@ -980,33 +549,23 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Toplantılar Dernek üyelerine açık olarak yapılır. Üyeler gündemler üzerine söz alabilir.</li>
<li>Toplantılar sadece üyelerin erişebileceği şekilde teknik imkânlarla yayınlanır ve kaydedilerek 5 yıl için arşivlenir.</li>
<p>Madde 23: Denetim Kurulunun oluşumu aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur.</li>
<li>Denetim kurulu asıl üyeliğinde istifa veya başka sebeplerden dolayı boşalma olduğu taktirde Genel Kurulda aldığı oy sırasına göre yedek üyeler göreve çağrılır.</li>
</ol>
<p>Madde 24: Denetim Kurulunun Görev ve Yetkileri;</p>
<ol>
<li>Denetim Kurulu; Derneğin, tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve Dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, Dernek Tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna, toplandığında genel kurula ve talepleri üzerine üyelere sunar.</li>
<li>Denetleme Kurulu, tüzükle kendisine verilmiş olan şikayetleri kendisine yapılan başvuruyu takiben 30 gün içinde inceler ve karara bağlar. Sürenin yeterli olmaması durumunda 30 güne kadar daha süreyi uzatabilir ve başvurana uzatma sebebi ile uzatılan süreyi başvuru tarihinden 30 gün içinde yazılı olarak bildirir.</li>
<li>Denetim Kurulu üyelerinin istemi üzerine, her türlü bilgi, belge ve kayıtların, Dernek yetkilileri tarafından gösterilmesi veya verilmesi, yönetim yerleri, müesseseler ve eklentilerine girme isteğinin yerine getirilmesi zorunludur.</li>
<li>Denetim Kurulu, gerektiğinde Genel Kurulu toplantıya çağırır.</li>
<p>Madde 25: Denetim kurulu tarafından en geç yılda bir defa derneğin denetimi gerçekleştirilir. Dernekte iç denetim, Denetim Kurulunca yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da yaptırılabilir. Bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.</p>
@ -1019,30 +578,21 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Derneğin, amacını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu geliri temin etmek amacıyla giriştiği ticari faaliyetlerden elde edilen kazançlar,</li>
<li>Derneğin mal varlığından elde edilen gelirler,</li>
<p>Madde 27: Üyelik aidatlarının belirlenmesi ve toplanması aşağıdaki usule tabidir;</p>
<ol>
<li>Başvuranlar; üyeliğe kabul edilmeleri öncesinde destekçi üye aidatı, üye olmaları üzerine giriş ödentisi öderler. Ödenecek giriş ödentisi miktarı her olağan toplantıda Genel Kurulca bir sonraki olağan toplantıya kadar geçerli olmak üzere belirlenir.</li>
<li>Üyeler, yıllık olarak bir seferde veya 12 eşit taksit halinde her ayın 15’inde ödenmek üzere aidat öderler. Ödenecek aidat miktarı, Genel Kurulca her olağan toplantıda bir sonraki toplantıya kadar olmak üzere kararlaştırılır.</li>
<li>Yüksek öğrenim ve lise dengi okulların örgün programlarına devam eden öğrencilerin giriş ödentisi ve aidatları; talepleri üzerine, eğitimlerine devam ettikleri süre boyunca Genel Kurulca belirlenecek oranda Yönetim Kurulunca indirim yapılabilir. Bu haktan yararlanmak her yıl öğrenci üyelerin belgelendirmelerine bağlıdır.</li>
</ol>
<p><strong>Destekçi Üye Aidatları</strong></p>
<p>Madde 28: Destekçi üye ödentilerinin belirlenmesi ve toplanması aşağıdaki usule tabidir;</p>
<ol>
<li>Destekçi Üyeler, her ayın 15’inde olağan toplantıda Genel Kurulca belirlenen miktarın altında olmamak üzere düzenli olarak Derneğe ayni veya nakdi katkıda bulunur.</li>
<li>Destekçi üyelere verdikleri desteğin miktarına bağlı olarak Dernekçe çeşitli hizmet ve payeler verilebilir. Verileceklerin niteliği Yönetim Kurulunca belirlenir ve her olağan Genel Kurul toplantısında geriye dönük olarak onaylanır.</li>
<p>Madde 32: Dernek gerekli gördüğü yerlerde Yönetim Kurulunun kararı ile Dernek faaliyetlerini yürütmek amacıyla temsilcilik açabilir.</p>
<ol>
<li>Temsilciliğin tüzel kişiliği ve organları yoktur.</li>
<li>Yönetim Kurulunca ilk temsilci atanır. Temsilciliklerde temsilciler, yapılan ilk atamanın ardından temsilcilik dahilinde bulunan üyelerin sayısının onu geçmesini müteakip temsilcilik dahilindeki üyelerce olağan Genel Kurul toplantısı tarihinden altmış gün önce yapılacak seçimle belirlenir.</li>
<li>Temsilciliğin adresi, Genel Kurulca atanan ilk temsilci tarafından temsilciliğin bulunduğu yerdeki mülki amirliğe otuz gün içinde yazılı olarak bildirilir.</li>
</ol>
<p><strong>Uluslararası Faaliyetler, Yabancı Dernek ve Kuruluşlarla İlişkiler</strong></p>
<p>Madde 33: Dernek, Tüzükte gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette veya işbirliğinde bulunabilir ve yurt dışında temsilcilik açabilir. Yurt dışında dernek veya üst kuruluş kurabilir veya yurt dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara katılabilir.</p>
<p>Madde 34: Tüzük değişikliğinde aşağıdaki usul uygulanır;</p>
<ol>
<li>Tüzük değişikliği yapılacak Genel Kurul toplantısı, toplantıya katılma hakkı bulunan üyelerin dörtte üçünün katılımı ile yapılır. Yeter sayısı sağlanamaması durumunda olağan toplantı usulü uygulanır.</li>
<li>Genel Kurul toplantıya katılanların üçte ikisinin kabul oyu ile tüzük değişikliğine karar verilir.</li>
<p>Madde 35: Derneğin tasfiyesi için aşağıdaki usul takip edilir.</p>
<ol>
<li>Genel Kurul’a üyelerin dörtte üçünün katılması ve katılanların üçte iki çoğunluğunun kabul oyu ile feshe karar verilebilir. Birinci toplantıda üçte iki üye hazır bulunmaz ise toplantı ertelenir ve ikinci toplantıda katılan üyelerin üçte iki çoğunluğunun kabul oyu ile feshe karar verilebilir.</li>
<li>Feshedilir ise üç kişilik bir tasfiye kurulu oluşturulur. Tasfiye kurulu üç ay içinde gelir ve gider hesaplarını ve ödemeleri yapar. Mal varlığı, Genel Kurul’un karar vereceği bir dernek veya vakfa, yoksa Linux Kullanıcıları Derneği ile Ali İsmail Korkmaz Vakfı arasında pay edilerek bağışlanır.</li>
@ -1103,42 +638,43 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<pubDate>Mon, 01 Jan 0001 00:00:00 +0000</pubDate>
<guid>https://www.oyd.org.tr/uyelik/</guid>
<description>
<p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nde görev alarak çalışmalarımıza destek vermek veya özgür yazılım için mücadele etmek için üye olmanıza gerek yoktur. Özgür Yazılım Derneği; katılımcı, özyönetim temelli bir esas ile hareket eder. Bu bağlamda emeğini dernek için ayıran ve dernek için çalışan herkes dernekte söz sahibi olabilir. Bu sebepten ötürü, derneğin üyelik usulü zorlu ve uzun bir süreç olarak öngörülmüştür. Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nde esas olan ünvanlar değil emektir.</p>
<description><p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nde görev alarak çalışmalarımıza destek vermek veya özgür yazılım için mücadele etmek için üye olmanıza gerek yoktur. Özgür Yazılım Derneği; katılımcı, özyönetim temelli bir esas ile hareket eder. Bu bağlamda emeğini dernek için ayıran ve dernek için çalışan herkes dernekte söz sahibi olabilir. Bu sebepten ötürü, derneğin üyelik usulü zorlu ve uzun bir süreç olarak öngörülmüştür. Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nde esas olan ünvanlar değil emektir.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği, tüzüğü çerçevesinde üye kabul etmektedir. Derneğin 3 temel üyelik tipi bulunmaktadır. Bunlar;</p>
<ul>
<li><p>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir.</p></li>
<li><p>Üye: Dernek tüzüğünün <sup>5</sup>&frasl;<sub>1</sub> fıkrası uyarınca hukuken derneğin üyesi olan, Genel Kurulu oluşturan, dernek organlarını seçme ve organlarda görev alma hakkı bulunan üyelerdir.</p></li>
<li><p>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişiler arasından Genel Kurul kararı ile üyeliğe alınan üyelerdir. Onur üyelerinin aidat yükümlülüğü ve oy hakları yoktur.</p></li>
<li>
<p>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir.</p>
</li>
<li>
<p>Üye: Dernek tüzüğünün 5/1 fıkrası uyarınca hukuken derneğin üyesi olan, Genel Kurulu oluşturan, dernek organlarını seçme ve organlarda görev alma hakkı bulunan üyelerdir.</p>
</li>
<li>
<p>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişiler arasından Genel Kurul kararı ile üyeliğe alınan üyelerdir. Onur üyelerinin aidat yükümlülüğü ve oy hakları yoktur.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;ne destekçi üye olmak çok kolaydır, yalnızca bir SMS atarak destekçi üye olabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>&lsquo;e gönderip, dönen mesajı onayladığınız takdirde destekçi üyeliğinizi başlatmış olursunuz. Bu işlemlerin ardından, kişisel bilgilerinizi (İsim, E-posta, Cep telefonu) <strong>uye {güzela} oyd.org.tr</strong> adresine e-posta olarak gönderdiğinizde destekçi üye kaydınız tamamlanacaktır. Gönderdiğiniz tüm bilgiler, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında korumamız altındadır. Kişisel Veri Politikası için <a href="https://oyd.org.tr/kisisel-veri-politikasi.pdf">tıklayın.</a></p>
<h3 id="üyelik">Üyelik</h3>
<p>Gerçek kişiler için üyelik için usul aşağıdaki gibidir;</p>
<ul>
<li><p>Dernekte 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri bulunmaktadır. Bu kayıt dönemlerinden birinde veya herhangi bir zaman bir sonraki kayıt döneminde işleme alınmak üzere üyelik başvurusu yapılabilir.</p></li>
<li><p>Üyelik başvurusu yapan kişiye dernekte Başvuran ismi verilir.</p></li>
<li><p>Başvuran, üyelik formunu doldurarak derneğe elden getirebilir veya postalayabilir. Elden getirmeden önce iletişim kanallarımızdan haber vermenizi tavsiye ederiz, dernek merkezi her zaman açık olmayabilir. Başvurunuz üzerine 30 gün içinde dernek size cevap verecektir.</p></li>
<li><p>Başvuran, derneğin çalışmalarına kayıt dönemi itibari ile fiilen katılmakla yükümlüdür. Bu kapsamda tüzükçe yıllık faaliyetlerin beşte biri denilmekte olsa da bu konuda derneğin tüm paydaşlarının söz hakkı vardır. Katılım, aidiyetin bir göstergesi olarak üyelik sürecinin en önemli parçasıdır.</p></li>
<li><p>Başvuranlar, aynı zamanda destekçi üyeler için öngörülen aidat miktarında aidat ödemek zorundadır. Şayet öğrenci, işsiz, asgari ücretli, engelli veya benzeri gruplara mensup iseniz durumunuza göre Yönetim Kurulu tüzük çerçevesinde aidat indirimi sağlayabilir.</p></li>
<li><p>Bir yıllık başvuru sürecinin sonunda dernek üyelerinin dörtte birinin veya 10 üyenin teklifi ile başvuranlar üyeliğe aday gösterilirler ve bir sonraki Genel Kurulda üyelikleri oylanır. Genel Kurulca kabul ertesi başvuranlar üye olarak derneğe kabul edilirler.</p></li>
<li>
<p>Dernekte 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri bulunmaktadır. Bu kayıt dönemlerinden birinde veya herhangi bir zaman bir sonraki kayıt döneminde işleme alınmak üzere üyelik başvurusu yapılabilir.</p>
</li>
<li>
<p>Üyelik başvurusu yapan kişiye dernekte Başvuran ismi verilir.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuran, üyelik formunu doldurarak derneğe elden getirebilir veya postalayabilir. Elden getirmeden önce iletişim kanallarımızdan haber vermenizi tavsiye ederiz, dernek merkezi her zaman açık olmayabilir. Başvurunuz üzerine 30 gün içinde dernek size cevap verecektir.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuran, derneğin çalışmalarına kayıt dönemi itibari ile fiilen katılmakla yükümlüdür. Bu kapsamda tüzükçe yıllık faaliyetlerin beşte biri denilmekte olsa da bu konuda derneğin tüm paydaşlarının söz hakkı vardır. Katılım, aidiyetin bir göstergesi olarak üyelik sürecinin en önemli parçasıdır.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuranlar, aynı zamanda destekçi üyeler için öngörülen aidat miktarında aidat ödemek zorundadır. Şayet öğrenci, işsiz, asgari ücretli, engelli veya benzeri gruplara mensup iseniz durumunuza göre Yönetim Kurulu tüzük çerçevesinde aidat indirimi sağlayabilir.</p>
</li>
<li>
<p>Bir yıllık başvuru sürecinin sonunda dernek üyelerinin dörtte birinin veya 10 üyenin teklifi ile başvuranlar üyeliğe aday gösterilirler ve bir sonraki Genel Kurulda üyelikleri oylanır. Genel Kurulca kabul ertesi başvuranlar üye olarak derneğe kabul edilirler.</p>
</li>
</ul>
<p>Tüzel kişiler ve Onur üyeliği için dileyenler tüzüğümüzün ilgili maddelerini okuyabilirler.</p>
</description>
</item>
@ -1151,15 +687,14 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
@ -88,14 +88,10 @@ Madde 3: Dernek aşağıda sıralanan amaçları gerçekleştirmek amacı ile ç
<article>
<h1class="title">Özgür Yazılım Derneği Tüzüğü</h1>
<p><strong>Derneğin Adı ve Merkezi</strong></p>
<p>Madde 1: Derneğin adı Özgür Yazılım Derneği’dir. Kısaltması “ÖYD” olarak kullanılır.<br/>
<p>Madde 1: Derneğin adı Özgür Yazılım Derneği’dir. Kısaltması “ÖYD” olarak kullanılır.<br>
Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<p><strong>Derneğin Amaçları</strong></p>
<p>Madde 3: Dernek aşağıda sıralanan amaçları gerçekleştirmek amacı ile çalışmalarda bulunur ve insanları bir araya getirir:</p>
<ol>
<li>Özgür Yazılım ve GNU felsefesinin tanıtılmasını ve yaygınlaştırılmasını sağlamak ve destekleyen çalışmalar yapmak,</li>
<li>Türkiye’de ve dünyada bilişim okuryazarlığını artırmak için eğitimler ile seminerler düzenlemek, bu alanda içerik üretmek ve yayımlamak,</li>
@ -115,11 +111,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>İnternet kullanımı ve özgür yazılım alanlarında yaşanan ulusal ve genel sorunlara çözüm aramak,</li>
<li>Ulusal ve uluslararası kongre, konferans vb. etkinlikler düzenlemek, yapılan etkinliklere etkin katılım sağlamak,</li>
</ol>
<p><strong>Derneğin Çalışmaları</strong></p>
<p>Madde 4: Dernek, Madde 2′de belirlenen amaçlarına ulaşmak üzere aşağıdaki çalışmaları yapar;</p>
<ol>
<li>Faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar yapar,</li>
<li>Bilişim teknolojileri ile özgür yazılımın; tanıtımı, eğitimi ve yeni teknolojilerin tanıtılıp aktarılması, ortak kullanıcı sorunlarına çözüm bulunması amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde seminer, sergi, kurs, konferans, sempozyum vb. toplantılar düzenler, başka kişi ve kuruluşlar tarafından düzenlenmiş olanlarına temsilcileri aracılığı ile katılır,</li>
@ -140,45 +133,32 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Derneğin amacı ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, diğer derneklerle veya vakıf, sendika, siyasi partiler ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek için plâtformlar oluşturur,</li>
<li>Derneğin amacına ulaşmasını için gerekli olan olanakları sağlamak adına iktisadi işletme kurar,</li>
</ol>
<p><strong>Dernek Üyelik Tipleri</strong></p>
<p>Madde 5: Dernek üyelikleri aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Üye: Derneğin kuruluş amacı ve değerlerini benimseyen, çalışmalarına katılmak konusunda iradesi bulunan, kanuni gerekliliklere haiz, 6. maddede belirtilen üyelik usullerine ilişkin süreci tamamlamış olan gerçek ve tüzel kişiler.</li>
<li>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir. Destekçi üyeliğin koşulları Yönetim Kurulunca belirlenir ve Yönetim Kurulu kararıyla üyeliğe alınılır. Destekçi üyeler, onursal üye olarak kabul edilir.</li>
<li>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile Dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişilere Genel Kurul tarafından onursal üyelik unvanı verilebilir. Onursal üyeler Genel Kurulda oy kullanamazlar.</li>
</ol>
<p><strong>Dernek Üyelik Usulü</strong></p>
<p>Madde 6: Dernek üyelikleri aşağıdaki usulleri takip eder;</p>
<ol>
<li><p>Gerçek Kişiler</p>
<li>
<p>Gerçek Kişiler</p>
<p>Yönetim kurulu tarafından belirlendiyse ilgili tarihte, belirlenmediyse her yılın başlangıcından itibaren en fazla 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri oluşturulur. Başvuranların üyelik süreçleri başvuru tarihlerini takip eden dönem itibari ile başlatılır.</p>
<p>Başvuran, Derneğin Web sayfasında yayınlanan formları doldurarak Dernek merkezi veya temsilciliklere başvuruda bulunur. Kayıt dönemleri arasında yapılan başvurular Yönetim Kurulunca 30 gün içinde bir sonraki kayıt dönemi belirtilerek cevaplandırılır.</p>
<p>Başvurucunun kayıt tarihini takip eden bir yıl boyunca Dernek çalışmalarına bizzat katılması ve Dernek görevlerinde bulunması gereklidir. Yıl süresince yapılan çalışma ve toplantıların 5’te birine Yönetim Kurulunca kabul gören bir mazeret haricinde katılmayan katılımcıların katılım süreçleri sonlandırılır.</p>
<p>Başvuru sürecinin sonunda başvuranlar, çalıştıkları Dernek biriminde bulunan kişilerin salt çoğunluğu ile veya bulundukları ildeki/ilçedeki Dernek üyelerinin %25’inin ve her halde 10 Dernek üyesinin oyu ile üyeliğe teklif edilirler. Teklif, başvuranı teklif eden üyelerin yazılı imzası ile Genel Kurula sunulmak üzere Yönetim Kuruluna verilir.</p>
<p>Dernek üyeliğine teklif edilenler, başvuru sürecini takip eden ilk olağan veya olağanüstü Genel Kurulda gündeme alınır ve her Başvurana söz verilerek Genel kurulca nitelikli çoğunlukla oylanarak üyeliğe kabul edilir.</p></li>
<li><p>Tüzel Kişiler</p>
<p>Dernek üyeliğine teklif edilenler, başvuru sürecini takip eden ilk olağan veya olağanüstü Genel Kurulda gündeme alınır ve her Başvurana söz verilerek Genel kurulca nitelikli çoğunlukla oylanarak üyeliğe kabul edilir.</p>
</li>
<li>
<p>Tüzel Kişiler</p>
<p>Tüzel kişi Başvuran, Dernek amacı doğrultusundaki çalışmalarını veya bu yöndeki niyetlerini belirten yazılı bir mektup ile Derneğe üyelik için başvurur.</p>
<p>50.000 Türk Lirasından az olmayacak şekilde Yönetim Kurulunca belirlenen giriş ödentisinin başvuran tarafından kabulü ve yıllık olağan üyelik aidatının ödenmesi ile Genel Kurulda üyeliğe teklif edilir.</p></li>
<p>50.000 Türk Lirasından az olmayacak şekilde Yönetim Kurulunca belirlenen giriş ödentisinin başvuran tarafından kabulü ve yıllık olağan üyelik aidatının ödenmesi ile Genel Kurulda üyeliğe teklif edilir.</p>
</li>
</ol>
<p><strong>Dernek Üyeliğine İlişkin Genel Esaslar</strong></p>
<p>Madde 7: Üyelik aşağıdaki hükümlere tabidir;</p>
<ol>
<li>Her kişi sadece bir üyelik türüne dâhil olabilir.</li>
<li>Tüzel kişilerin temsilcileri, Derneğin gerçek kişi üyelerinden olamaz.</li>
@ -188,90 +168,75 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Engelleri sebebi ile 6. Maddede sayılan koşullara uyamayacak başvuranlara, talepleri doğrultusunda gerekli tüm kolaylık sağlanır.</li>
<li>Üyelik usulüne ilişkin detayları, madde hükümleri çerçevesinde gösterecek bir yönerge Yönetim Kurulunca hazırlanır.</li>
<p>Madde 8: Üyelikten ayrılmak için aşağıdaki usul takip edilir;</p>
<ol>
<li>Her üye, Yönetim Kurulu’na yazılı olarak bildirmek kaydıyla, Dernekten çıkabilir. Çıkan üyenin, birikmiş aidat borçlarını ödemesi ve Dernek mal varlığına verdiği bir zarar söz konusu ise tazmini ile üzerinde bulunan Dernek demirbaşlarını yönetime teslimi zorunludur.</li>
<li>Üyenin ücret karşılığı edinmiş olduğu kurumsal kimliği temsil eden eşyalar, kalan kullanım değerinin karşılığı Dernekçe ödenerek, ayrılan üyeden geri talep edilir. Derneğin teklif ettiği fiyatın kabulü zorunludur.</li>
<li>Üyelikten kendi talebi üzerine çıkan kişi talep etmesi durumunda üyelik statüsüne üyelik usulünde belirtilen koşullardan bağımsız olarak tekrar alınır.</li>
<li>Bir kurum veya kuruluştaki görevi nedeniyle “Onur Üyesi” olarak kabul edilen kişilerin, bu görevlerinin sona ermesi ile birlikte üyelikleri de kendiliğinden son bulur.</li>
<p>Madde 9: Aşağıdaki hallerde üye Dernekten çıkarılır;</p>
<ol>
<li><p>Yönetim Kurulunca yapılan soruşturma sonucunda Genel Kurulca kabul edilen Disiplin Yönergesine göre üyelikten çıkarmayı gerektiren disiplinsizliği tespit edilenler,</p></li>
<li><p>Genel Kurula iki kere, Genel Kurulca kabul edilecek geçerli bir nedenle ve 1 kere sebepsiz şekilde katılmayanlar,</p>
<p>Yönetim Kurulu kararı ile üyelikten çıkarılır.</p></li>
<li><p>Üyelikten çıkarılanlar Dernek mallarında hak iddia edemezler. Yönetim Kurulu kararları Denetim Kuruluna itiraza açıktır. Denetim kurulunun kararı Genel Kurula taşınabilir ve Genel kurul kararı Dernek bünyesinde bağlayıcı olup bu kararlara karşı genel mahkemelerde kanun yolu açıktır.</p></li>
<li><p>Mahkeme tarafından kararın iptali durumunda üye, çıkarma kararı hiç verilmemiş olarak üyeliğine devam eder.</p></li>
<li><p>Olağanüstü Genel Kurul kararı alındıktan sonra üye çıkarma işlemi yapılamaz.</p></li>
<li>
<p>Yönetim Kurulunca yapılan soruşturma sonucunda Genel Kurulca kabul edilen Disiplin Yönergesine göre üyelikten çıkarmayı gerektiren disiplinsizliği tespit edilenler,</p>
</li>
<li>
<p>Genel Kurula iki kere, Genel Kurulca kabul edilecek geçerli bir nedenle ve 1 kere sebepsiz şekilde katılmayanlar,</p>
<p>Yönetim Kurulu kararı ile üyelikten çıkarılır.</p>
</li>
<li>
<p>Üyelikten çıkarılanlar Dernek mallarında hak iddia edemezler. Yönetim Kurulu kararları Denetim Kuruluna itiraza açıktır. Denetim kurulunun kararı Genel Kurula taşınabilir ve Genel kurul kararı Dernek bünyesinde bağlayıcı olup bu kararlara karşı genel mahkemelerde kanun yolu açıktır.</p>
</li>
<li>
<p>Mahkeme tarafından kararın iptali durumunda üye, çıkarma kararı hiç verilmemiş olarak üyeliğine devam eder.</p>
</li>
<li>
<p>Olağanüstü Genel Kurul kararı alındıktan sonra üye çıkarma işlemi yapılamaz.</p>
</li>
</ol>
<p><strong>Üye Hak ve Yükümlülükleri</strong></p>
<p>Madde 10: Üye, Destekçi Üye ve Başvuran Hak ve Yükümlülükleri</p>
<ol>
<li><p><strong>Başvuran:</strong> Başvuran, Derneğe üye olmak amacı ile başvurmuş 6. maddedeki üyelik usulü sürecinde dahil olmuş, Derneğin değerlerini benimseyen ve çalışmalarına katılan kişiyi ifade eder.</p>
<li>
<p><strong>Başvuran:</strong> Başvuran, Derneğe üye olmak amacı ile başvurmuş 6. maddedeki üyelik usulü sürecinde dahil olmuş, Derneğin değerlerini benimseyen ve çalışmalarına katılan kişiyi ifade eder.</p>
<p>Başvuran, seçme ve seçilme hakkına sahip değildir.</p>
<p>Derneğin disiplin kuralları Başvurana uygulanabilir ve üyelikten çıkarma cezası olarak başvuranın başvuru sürecini sonlandırılabilir. Başvuran hakkında yapılan tüm işlemlere karşı Başvuran doğrudan Genel Kurulda şikâyet hakkına sahiptir.</p></li>
<li><p><strong>Üye:</strong> Dernek Tüzüğündeki tüm koşulları kabul eden, üyelik haklarından eşit olarak yararlanan, Derneğe ilişkin her türlü yükümlülüğü üstlenmiş gerçek ve tüzel kişidir.</p>
<p>Üyelerin yükümlülükleri; oluşturulan ya da oluşturulacak çalışma birimlerine, etkinliklere, eğitimlere katılarak etkin şekilde Dernek işlerinde yer almak, Genel Kurul toplantılarına katılmak ve oy kullanmak, aidatları zamanında ödemek, Dernek amaç ve hizmet konularına bağlı olarak gereken çabayı harcamak ile Derneğin toplum içindeki olumlu görüntüsünü sürdürmektir.</p></li>
<li><p><strong>Destekçi Üye:</strong> Destekçi üyeler, Derneğe göstermekle yükümlü oldukları desteği şartları uyarınca sürdürmekle ve Derneğin değerlerini topluluk içinde taşımakla yükümlüdürler.</p></li>
<p>Derneğin disiplin kuralları Başvurana uygulanabilir ve üyelikten çıkarma cezası olarak başvuranın başvuru sürecini sonlandırılabilir. Başvuran hakkında yapılan tüm işlemlere karşı Başvuran doğrudan Genel Kurulda şikâyet hakkına sahiptir.</p>
</li>
<li>
<p><strong>Üye:</strong> Dernek Tüzüğündeki tüm koşulları kabul eden, üyelik haklarından eşit olarak yararlanan, Derneğe ilişkin her türlü yükümlülüğü üstlenmiş gerçek ve tüzel kişidir.</p>
<p>Üyelerin yükümlülükleri; oluşturulan ya da oluşturulacak çalışma birimlerine, etkinliklere, eğitimlere katılarak etkin şekilde Dernek işlerinde yer almak, Genel Kurul toplantılarına katılmak ve oy kullanmak, aidatları zamanında ödemek, Dernek amaç ve hizmet konularına bağlı olarak gereken çabayı harcamak ile Derneğin toplum içindeki olumlu görüntüsünü sürdürmektir.</p>
</li>
<li>
<p><strong>Destekçi Üye:</strong> Destekçi üyeler, Derneğe göstermekle yükümlü oldukları desteği şartları uyarınca sürdürmekle ve Derneğin değerlerini topluluk içinde taşımakla yükümlüdürler.</p>
</li>
</ol>
<p><strong>Üyelerle İletişim</strong></p>
<p>Madde 11: Dernek, üyelerle kanuni zorunluluklar dahil olmak üzere tüm iletişimini aşağıdaki şekilde yapar;</p>
<ol>
<li>E-posta adresini Dernek ile paylaşan üyelere yapılacak bildirim ve yazışmalar öncelikli Dernekçe sağlanan kayıtlı e-posta adresinden yapılır ve üyenin paylaştığı e-posta adresinden durum kendisine bildirilir.</li>
<li>Telefon numarası ve e-posta adresi bulunan Dernek üyeleri ile idari konularda sözlü ve yazılı iletişim için söz konusu kanallar kullanılabilir. Kanuni zorunluluklar dahilinde yapılacak bildirimler sözlü olarak telefon ile yapılamaz</li>
<li>Kayıtlı yazışma adresi bulunan üyelerele, e-posta adresleri bulunmaması durumunda söz konusu adres üzerinden yazılı iletişim kurulabilir. Yazışma adresi ile kurulan her iletişim üyenin e-posta adresinin de bulunması durumunda e-posta ile de gönderilir lakin yazılı cevap esas kabul edilir.</li>
<li>Dernek üyesinin herhangi bir iletişim bilgisinin bulunmaması durumunda, Türkiye’de yayınlanan en yüksek tirajlı 3 gazeteden birinde ilan aracılığı ile bildirim yapılır.</li>
</ol>
<p><strong>Derneğin Organları</strong></p>
<p>Madde 12: Derneğin organları aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Genel Kurul</li>
<li>Yönetim Kurulu</li>
<li>Denetim Kurulu</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurul</strong></p>
<p>Madde 13: Genel kurul, Derneğin en yetkili karar organı olup; Derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel Kurul;</p>
<ol>
<li>Üç yılda bir Mart ayı içinde, Yönetim Kurulunca belirlenecek merkez ili dahilindeki bir yerde ve zamanda olağan olarak toplanır,</li>
<li>Yönetim kurulunca gerekli görülmesi veya üyelerin beşte birinin yazılı talebi üzerine olağanüstü olarak il merkezi dahilinde otuz gün içinde toplanır.</li>
<li>Genel Kurul, Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağrılmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine sulh hukuk hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.</li>
<li>Genel Kurul tarihi ve yapılacağı yer Derneğin Web sitesinde ilan edilir. Ayrı bir bölümde olmak üzere toplantılar kamuya ve basına açık olarak sürdürülür. Ses ve görüntü kaydı sadece toplantı açıldıktan sonra Genel Kurulca verilecek karar üzerine Dernekçe yapılır.</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurulun Yetki ve Görevleri</strong></p>
<p>Madde 14: Genel Kurulun görev ve yetkileri aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Dernek organlarının seçilmesi,</li>
<li>Dernek Tüzüğünün ve Disiplin Yönergesinin değiştirilmesi,</li>
@ -292,21 +257,15 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Derneğin fesih edilmesi,</li>
<li>Derneğin en yetkili organı olarak Derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işlerin görülmesi ve yetkilerin kullanılması,</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurula Çağrı</strong></p>
<p>Madde 15: Genel Kurul aşağıda yazılı usul üzerine toplanır;</p>
<ol>
<li>Genel Kurul toplantısına hazırlık olarak Yönetim Kurulu, toplantıya katılmaya hakkı olanları içeren bir liste düzenler. Toplantıdan en az otuz gün önce toplantının günü, saati, yeri ve toplantıya katılmaya hakkı olan üyelerin listesi üyelere bildirir.</li>
<li>Toplantıda çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantının, yedi günden erken olmaksızın altmış gün içinde olacak şekilde erteleneceği gün de belirtilir. İkinci toplantıda da toplantı yeter sayısının sağlanamaması durumunda mevcut üyeler ile toplantıya başlanır.</li>
<li>Toplantıda çoğunluk sağlanamaması dışında bir nedenle toplantı ertelenir ise erteleme nedeni ikinci bir ilan ile üyelere duyurulur. Yeni toplantı iki ay içerisinde yapılır.</li>
<p>Madde 16: Genel Kurul toplantıları aşağıdaki usulü takip eder;</p>
<ol>
<li>Genel Kurulu, Yönetim Kurulunun belirlediği yer ve zamanda bitiş saati olmaksızın toplanır.</li>
<li>Genel Kurula katılma hakkı olan üyelere ait liste görülür bir yere asılır ve bir nüshasına üyeler kimlik ibraz edip imza atmak sureti ile toplantı yerine alınır.</li>
@ -318,11 +277,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Genel Kurul toplantısı ancak, gündemde bulunan tüm konuların alınan sözlerin kullanılması üzerine karara bağlanması ile sona erer.</li>
<li>Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.</li>
</ol>
<p><strong>Toplantısız ve Çağrısız Alınan Kararlar</strong></p>
<p>Madde 17: Aşağıdaki usule uymak koşulu ile toplantısız ve çağrısız karar alınabilir.</p>
<ol>
<li>Türk Medeni kanunun ilgili maddesi uyarınca üyelerin bir araya gelmeksizin tamamının katılımı ile alınan yazılı kararlar geçerlidir.</li>
<li>Tüm üyelerin 1/30’unun başvurusu üzerine yazılı karar alınması için Yönetim Kurulunca harekete geçilir. Yazılı karar talep eden üyelerce, talep edilen karar ve gerekçeleri belirtilir. Belirtilen karar ve gerekçeleri tüm üyelere değiştirilmeden iletilir.</li>
@ -331,42 +287,30 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Tüm üyeler cevaplarını olumlu veya olumsuz olarak verilen süre içinde yazılı ve imzalı olarak Dernek merkezine iletir.</li>
<li>Alınan kararlar yönetim kurulunca derhal uygulamaya koyulur.</li>
</ol>
<p><strong>Oy kullanma ve Karar Alma</strong></p>
<p>Madde 18: Genel Kurulda aşağıdaki usul ile oy kullanılır ve karar alınır.</p>
<ol>
<li>Genel Kurulda, toplantıda özellikle aksi kararlaştırılmadıysa; katılan üyelerin sayısının yarısından bir fazla olumlu oy ile karar alınır.</li>
<li>Dernek organlarının seçimi çarşaf liste usulüne göre yapılır. Divan Heyetince kurullara aday olan üyelerin isimleri toplanır ve listeler herkesin görebileceği şekilde oylama öncesi ilan edilir.</li>
<li>Dernek organlara ilişkin oylama gizli oy ve açık sayımla yapılır. Aksine bir Genel Kurul kararı olmadıkça, diğer oylamalar açık olarak yapılır. Gizli oylar, toplantı başkanı tarafından mühürlenmiş kağıtların veya oy pusulalarının üyeler tarafından gereği yapıldıktan sonra içi boş bir kaba atılması ile toplanan ve oy vermenin bitiminden sonra açık dökümü yapılarak belirlenen oylardır.</li>
<li>Genel Kurul kararları, katılan üyelerin çoğunluğu ile alınır. Ancak Derneğin feshi ve tüzük değişikliği ile ilgili kararlar üçte iki çoğunlukla alınır.</li>
</ol>
<p><strong>Genel Kurul Sonuç Bildirimi</strong></p>
<p>Madde 19: Her Genel Kuruldan sonra aşağıdaki usulde sonuç bildirimi yapılır.</p>
<ol>
<li>Olağan veya olağanüstü Genel Kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, Yönetim ve Denetim Kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren Genel Kurul Sonuç Bildirimi mülki idare amirliğine verilir.</li>
<li>Genel Kurul toplantısında tüzük değişikliği yapılması halinde; Genel Kurul toplantı tutanağı, tüzüğün değişen maddelerinin eski ve yeni şekli, her sayfası Yönetim Kurulu üyelerinin salt çoğunluğunca imzalanmış Dernek tüzüğünün son şekli, bu fıkrada belirtilen süre içinde ve bir yazı ekinde mülki idare amirliğine verilir.</li>
</ol>
<p><strong>Yönetim Kurulu</strong></p>
<p>Madde 20: Yönetim Kurulunun Teşkili</p>
<ol>
<li>Yönetim Kurulu beş asıl ve beş yedek üye olarak genel kurulca seçilir. Seçilen üyelerden en yüksek oyu alan başkanlık görevini alır.</li>
<li>Yönetim Kurulu, seçimden sonraki ilk toplantısında bir kararla görev bölüşümü yaparak başkan yardımcısı, sekreter, sayman ve üye’yi belirler.</li>
<li>Yönetim Kurulu, tüm üyelerin üç gün önceden haber edilmesi şartıyla her üye tarafından toplantıya çağrılabilir. Üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alınır.</li>
<li>Yönetim Kurulu asıl üyeliğinde istifa veya başka sebeplerden dolayı boşalma olduğu taktirde Genel Kurulda aldığı oy sıralamasına göre yedek üyeler göreve çağrılır</li>
</ol>
<p><strong>Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri</strong></p>
<p>Madde 21: Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Genel Kurul’da alınan kararları yürütmek,</li>
<li>Derneği temsil etmek üzere bir veya birden fazla Yönetim Kurulu üyesine yetki vermek,</li>
@ -385,11 +329,8 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Dernek amacının gerektirdiği çalışmaları yapmak ve bu doğrultuda alınan kararları uygulamak,</li>
<li>Derneğe Destekçi ve Onur Üyesi alınması veya tüm üyelikten çıkarılma hususlarında karar vermek,</li>
<p>Madde 22: Yönetim Kurulu toplantısı aşağıdaki usulde toplanır ve yürütülür;</p>
<ol>
<li>Yönetim Kurulu gerekli gördüğü zamanlarda Dernek merkezinin il merkezi dâhilinde başka bir yerde toplanmaya gerek görmedikçe, Dernek merkezinde toplanır.</li>
<li>Üyelerden görüşülmesi istenen gündem toplantı zamanından en az 72 saat önce talep edilir. Toplantı yeri, zamanı ve gündemi en az 24 saat önceden üyelere bildirilir.</li>
@ -399,33 +340,23 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Toplantılar Dernek üyelerine açık olarak yapılır. Üyeler gündemler üzerine söz alabilir.</li>
<li>Toplantılar sadece üyelerin erişebileceği şekilde teknik imkânlarla yayınlanır ve kaydedilerek 5 yıl için arşivlenir.</li>
</ol>
<p><strong>Denetim Kurulu</strong></p>
<p>Madde 23: Denetim Kurulunun oluşumu aşağıdaki gibidir;</p>
<ol>
<li>Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur.</li>
<li>Denetim kurulu asıl üyeliğinde istifa veya başka sebeplerden dolayı boşalma olduğu taktirde Genel Kurulda aldığı oy sırasına göre yedek üyeler göreve çağrılır.</li>
</ol>
<p>Madde 24: Denetim Kurulunun Görev ve Yetkileri;</p>
<ol>
<li>Denetim Kurulu; Derneğin, tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve Dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, Dernek Tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna, toplandığında genel kurula ve talepleri üzerine üyelere sunar.</li>
<li>Denetleme Kurulu, tüzükle kendisine verilmiş olan şikayetleri kendisine yapılan başvuruyu takiben 30 gün içinde inceler ve karara bağlar. Sürenin yeterli olmaması durumunda 30 güne kadar daha süreyi uzatabilir ve başvurana uzatma sebebi ile uzatılan süreyi başvuru tarihinden 30 gün içinde yazılı olarak bildirir.</li>
<li>Denetim Kurulu üyelerinin istemi üzerine, her türlü bilgi, belge ve kayıtların, Dernek yetkilileri tarafından gösterilmesi veya verilmesi, yönetim yerleri, müesseseler ve eklentilerine girme isteğinin yerine getirilmesi zorunludur.</li>
<li>Denetim Kurulu, gerektiğinde Genel Kurulu toplantıya çağırır.</li>
</ol>
<p><strong>İç Denetim</strong></p>
<p>Madde 25: Denetim kurulu tarafından en geç yılda bir defa derneğin denetimi gerçekleştirilir. Dernekte iç denetim, Denetim Kurulunca yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da yaptırılabilir. Bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.</p>
@ -438,30 +369,21 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>Derneğin, amacını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu geliri temin etmek amacıyla giriştiği ticari faaliyetlerden elde edilen kazançlar,</li>
<li>Derneğin mal varlığından elde edilen gelirler,</li>
</ol>
<p><strong>Üyelik Aidatları</strong></p>
<p>Madde 27: Üyelik aidatlarının belirlenmesi ve toplanması aşağıdaki usule tabidir;</p>
<ol>
<li>Başvuranlar; üyeliğe kabul edilmeleri öncesinde destekçi üye aidatı, üye olmaları üzerine giriş ödentisi öderler. Ödenecek giriş ödentisi miktarı her olağan toplantıda Genel Kurulca bir sonraki olağan toplantıya kadar geçerli olmak üzere belirlenir.</li>
<li>Üyeler, yıllık olarak bir seferde veya 12 eşit taksit halinde her ayın 15’inde ödenmek üzere aidat öderler. Ödenecek aidat miktarı, Genel Kurulca her olağan toplantıda bir sonraki toplantıya kadar olmak üzere kararlaştırılır.</li>
<li>Yüksek öğrenim ve lise dengi okulların örgün programlarına devam eden öğrencilerin giriş ödentisi ve aidatları; talepleri üzerine, eğitimlerine devam ettikleri süre boyunca Genel Kurulca belirlenecek oranda Yönetim Kurulunca indirim yapılabilir. Bu haktan yararlanmak her yıl öğrenci üyelerin belgelendirmelerine bağlıdır.</li>
</ol>
<p><strong>Destekçi Üye Aidatları</strong></p>
<p>Madde 28: Destekçi üye ödentilerinin belirlenmesi ve toplanması aşağıdaki usule tabidir;</p>
<ol>
<li>Destekçi Üyeler, her ayın 15’inde olağan toplantıda Genel Kurulca belirlenen miktarın altında olmamak üzere düzenli olarak Derneğe ayni veya nakdi katkıda bulunur.</li>
<li>Destekçi üyelere verdikleri desteğin miktarına bağlı olarak Dernekçe çeşitli hizmet ve payeler verilebilir. Verileceklerin niteliği Yönetim Kurulunca belirlenir ve her olağan Genel Kurul toplantısında geriye dönük olarak onaylanır.</li>
</ol>
<p><strong>Dernek Defterleri</strong></p>
<p>Madde 29: Aşağıdaki defterler Dernekçe tutulur.</p>
<ol>
<li>Yönetim Kurulu karar defteri,</li>
<li>Üye kayıt defteri,</li>
@ -472,42 +394,27 @@ Madde 2: Özgür Yazılım Derneği’nin merkezi İstanbul’dur.</p>
<li>İşletme defteri,</li>
<li>Demirbaş defteri,</li>
</ol>
<p><strong>Dernek İktisadi İşletmesi</strong></p>
<p>Madde 30: Dernek Genel Kurul kararı ile yasa ve yönetmeliklere göre iktisadi ve işletme kurabilir.</p>
<p><strong>Sandık Kurulması</strong></p>
<p>Madde 31: Dernek, Genel Kurul kararı ile yasa ve yönetmeliklere göre sandık oluşturabilir.</p>
<p><strong>Temsilcilik</strong></p>
<p>Madde 32: Dernek gerekli gördüğü yerlerde Yönetim Kurulunun kararı ile Dernek faaliyetlerini yürütmek amacıyla temsilcilik açabilir.</p>
<ol>
<li>Temsilciliğin tüzel kişiliği ve organları yoktur.</li>
<li>Yönetim Kurulunca ilk temsilci atanır. Temsilciliklerde temsilciler, yapılan ilk atamanın ardından temsilcilik dahilinde bulunan üyelerin sayısının onu geçmesini müteakip temsilcilik dahilindeki üyelerce olağan Genel Kurul toplantısı tarihinden altmış gün önce yapılacak seçimle belirlenir.</li>
<li>Temsilciliğin adresi, Genel Kurulca atanan ilk temsilci tarafından temsilciliğin bulunduğu yerdeki mülki amirliğe otuz gün içinde yazılı olarak bildirilir.</li>
</ol>
<p><strong>Uluslararası Faaliyetler, Yabancı Dernek ve Kuruluşlarla İlişkiler</strong></p>
<p>Madde 33: Dernek, Tüzükte gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette veya işbirliğinde bulunabilir ve yurt dışında temsilcilik açabilir. Yurt dışında dernek veya üst kuruluş kurabilir veya yurt dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara katılabilir.</p>
<p><strong>Tüzük Değişikliği</strong></p>
<p>Madde 34: Tüzük değişikliğinde aşağıdaki usul uygulanır;</p>
<ol>
<li>Tüzük değişikliği yapılacak Genel Kurul toplantısı, toplantıya katılma hakkı bulunan üyelerin dörtte üçünün katılımı ile yapılır. Yeter sayısı sağlanamaması durumunda olağan toplantı usulü uygulanır.</li>
<li>Genel Kurul toplantıya katılanların üçte ikisinin kabul oyu ile tüzük değişikliğine karar verilir.</li>
</ol>
<p><strong>Tasfiye</strong></p>
<p>Madde 35: Derneğin tasfiyesi için aşağıdaki usul takip edilir.</p>
<ol>
<li>Genel Kurul’a üyelerin dörtte üçünün katılması ve katılanların üçte iki çoğunluğunun kabul oyu ile feshe karar verilebilir. Birinci toplantıda üçte iki üye hazır bulunmaz ise toplantı ertelenir ve ikinci toplantıda katılan üyelerin üçte iki çoğunluğunun kabul oyu ile feshe karar verilebilir.</li>
<li>Feshedilir ise üç kişilik bir tasfiye kurulu oluşturulur. Tasfiye kurulu üç ay içinde gelir ve gider hesaplarını ve ödemeleri yapar. Mal varlığı, Genel Kurul’un karar vereceği bir dernek veya vakfa, yoksa Linux Kullanıcıları Derneği ile Ali İsmail Korkmaz Vakfı arasında pay edilerek bağışlanır.</li>
<p>Özgür Yazılım Derneği’nde görev alarak çalışmalarımıza destek vermek veya özgür yazılım için mücadele etmek için üye olmanıza gerek yoktur. Özgür Yazılım Derneği; katılımcı, özyönetim temelli bir esas ile hareket eder. Bu bağlamda emeğini dernek için ayıran ve dernek için çalışan herkes dernekte söz sahibi olabilir. Bu sebepten ötürü, derneğin üyelik usulü zorlu ve uzun bir süreç olarak öngörülmüştür. Özgür Yazılım Derneği’nde esas olan ünvanlar değil emektir.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği’nde görev alarak çalışmalarımıza destek vermek veya özgür yazılım için mücadele etmek için üye olmanıza gerek yoktur. Özgür Yazılım Derneği; katılımcı, özyönetim temelli bir esas ile hareket eder. Bu bağlamda emeğini dernek için ayıran ve dernek için çalışan herkes dernekte söz sahibi olabilir. Bu sebepten ötürü, derneğin üyelik usulü zorlu ve uzun bir süreç olarak öngörülmüştür. Özgür Yazılım Derneği’nde esas olan ünvanlar değil emektir.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği, tüzüğü çerçevesinde üye kabul etmektedir. Derneğin 3 temel üyelik tipi bulunmaktadır. Bunlar;</p>
<ul>
<li><p>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir.</p></li>
<li><p>Üye: Dernek tüzüğünün <sup>5</sup>⁄<sub>1</sub> fıkrası uyarınca hukuken derneğin üyesi olan, Genel Kurulu oluşturan, dernek organlarını seçme ve organlarda görev alma hakkı bulunan üyelerdir.</p></li>
<li><p>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişiler arasından Genel Kurul kararı ile üyeliğe alınan üyelerdir. Onur üyelerinin aidat yükümlülüğü ve oy hakları yoktur.</p></li>
<li>
<p>Destekçi Üye: Derneğin faaliyetlerine destek olmak amacıyla maddi veya ayni yardımda bulunan üyelerdir.</p>
</li>
<li>
<p>Üye: Dernek tüzüğünün 5/1 fıkrası uyarınca hukuken derneğin üyesi olan, Genel Kurulu oluşturan, dernek organlarını seçme ve organlarda görev alma hakkı bulunan üyelerdir.</p>
</li>
<li>
<p>Onur Üyeliği: Derneğin amaçları için çalışmış, toplumda bu konuda saygı gören ve eserleri ile dernek amaçlarına katkısı bulunmuş kişiler arasından Genel Kurul kararı ile üyeliğe alınan üyelerdir. Onur üyelerinin aidat yükümlülüğü ve oy hakları yoktur.</p>
</li>
</ul>
<h3id="destekçi-üyelik">Destekçi üyelik</h3>
<p>Özgür Yazılım Derneği’ne destekçi üye olmak çok kolaydır, yalnızca bir SMS atarak destekçi üye olabilirsiniz. <strong>OYD</strong> yazıp <strong>8071</strong>‘e gönderip, dönen mesajı onayladığınız takdirde destekçi üyeliğinizi başlatmış olursunuz. Bu işlemlerin ardından, kişisel bilgilerinizi (İsim, E-posta, Cep telefonu) <strong>uye {güzela} oyd.org.tr</strong> adresine e-posta olarak gönderdiğinizde destekçi üye kaydınız tamamlanacaktır. Gönderdiğiniz tüm bilgiler, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında korumamız altındadır. Kişisel Veri Politikası için <ahref="https://oyd.org.tr/kisisel-veri-politikasi.pdf">tıklayın.</a></p>
<h3id="üyelik">Üyelik</h3>
<p>Gerçek kişiler için üyelik için usul aşağıdaki gibidir;</p>
<ul>
<li><p>Dernekte 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri bulunmaktadır. Bu kayıt dönemlerinden birinde veya herhangi bir zaman bir sonraki kayıt döneminde işleme alınmak üzere üyelik başvurusu yapılabilir.</p></li>
<li><p>Üyelik başvurusu yapan kişiye dernekte Başvuran ismi verilir.</p></li>
<li><p>Başvuran, üyelik formunu doldurarak derneğe elden getirebilir veya postalayabilir. Elden getirmeden önce iletişim kanallarımızdan haber vermenizi tavsiye ederiz, dernek merkezi her zaman açık olmayabilir. Başvurunuz üzerine 30 gün içinde dernek size cevap verecektir.</p></li>
<li><p>Başvuran, derneğin çalışmalarına kayıt dönemi itibari ile fiilen katılmakla yükümlüdür. Bu kapsamda tüzükçe yıllık faaliyetlerin beşte biri denilmekte olsa da bu konuda derneğin tüm paydaşlarının söz hakkı vardır. Katılım, aidiyetin bir göstergesi olarak üyelik sürecinin en önemli parçasıdır.</p></li>
<li><p>Başvuranlar, aynı zamanda destekçi üyeler için öngörülen aidat miktarında aidat ödemek zorundadır. Şayet öğrenci, işsiz, asgari ücretli, engelli veya benzeri gruplara mensup iseniz durumunuza göre Yönetim Kurulu tüzük çerçevesinde aidat indirimi sağlayabilir.</p></li>
<li><p>Bir yıllık başvuru sürecinin sonunda dernek üyelerinin dörtte birinin veya 10 üyenin teklifi ile başvuranlar üyeliğe aday gösterilirler ve bir sonraki Genel Kurulda üyelikleri oylanır. Genel Kurulca kabul ertesi başvuranlar üye olarak derneğe kabul edilirler.</p></li>
<li>
<p>Dernekte 4 aylık aralıklarla kayıt dönemleri bulunmaktadır. Bu kayıt dönemlerinden birinde veya herhangi bir zaman bir sonraki kayıt döneminde işleme alınmak üzere üyelik başvurusu yapılabilir.</p>
</li>
<li>
<p>Üyelik başvurusu yapan kişiye dernekte Başvuran ismi verilir.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuran, üyelik formunu doldurarak derneğe elden getirebilir veya postalayabilir. Elden getirmeden önce iletişim kanallarımızdan haber vermenizi tavsiye ederiz, dernek merkezi her zaman açık olmayabilir. Başvurunuz üzerine 30 gün içinde dernek size cevap verecektir.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuran, derneğin çalışmalarına kayıt dönemi itibari ile fiilen katılmakla yükümlüdür. Bu kapsamda tüzükçe yıllık faaliyetlerin beşte biri denilmekte olsa da bu konuda derneğin tüm paydaşlarının söz hakkı vardır. Katılım, aidiyetin bir göstergesi olarak üyelik sürecinin en önemli parçasıdır.</p>
</li>
<li>
<p>Başvuranlar, aynı zamanda destekçi üyeler için öngörülen aidat miktarında aidat ödemek zorundadır. Şayet öğrenci, işsiz, asgari ücretli, engelli veya benzeri gruplara mensup iseniz durumunuza göre Yönetim Kurulu tüzük çerçevesinde aidat indirimi sağlayabilir.</p>
</li>
<li>
<p>Bir yıllık başvuru sürecinin sonunda dernek üyelerinin dörtte birinin veya 10 üyenin teklifi ile başvuranlar üyeliğe aday gösterilirler ve bir sonraki Genel Kurulda üyelikleri oylanır. Genel Kurulca kabul ertesi başvuranlar üye olarak derneğe kabul edilirler.</p>
</li>
</ul>
<p>Tüzel kişiler ve Onur üyeliği için dileyenler tüzüğümüzün ilgili maddelerini okuyabilirler.</p>
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Açık kaynak neden özgür yazılımın özünü kaçırıyor? - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="“Özgür yazılım” ve “açık kaynak” terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.">
<h1class="title">Açık kaynak neden özgür yazılımın özünü kaçırıyor?</h1>
<p><em>Çeviri: Alper Atmaca</em></p>
<p>“Özgür yazılım” ve “açık kaynak” terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.</p>
<p>Bir yazılıma “özgür” dediğimizde, aslında o yazılımın kullanıcının; yazılımı çalıştırma, nasıl çalıştığını öğrenme ve değiştirme, değiştirilmiş veya değiştirilmemiş kopyalarını dağıtma gibi temel özgürlüklerine saygılı olduğunu ifade ederiz. Bu ücret değil bir özgürlük meselesidir. Bu yüzden yazılım özgürlüğünden bahsedildiğinde “fikir özgürlüğünü” koşullarında düşünmelisiniz.</p>
<p>Söz konusu özgürlükler hayati önemdedir. Sadece kullanıcıların bireysel koşulları için değil, bir bütün olarak toplumsal fayda için önemlidirler çünkü sosyal dayanışmayı desteklemekle paylaşımı ve imeceyi yaygınlaştırır. Bu özgürlükler kültürümüzün ve yaşamımızın giderek sayısallaştığı bir dünyada çok daha önemli olmaktadır. Sayısal sesler, görüntüler ve kelimeler dünyasında özgür yazılım artarak genel olarak özgürlük için elzem olmaktadır.</p>
<p>Dünya çapında yüz milyonlarca insan artık özgür yazılım kullanmakta. Hindistan'ın ve İspanya’nın belirli bölgelerindeki devlet okulları artık öğrencilerine özgür GNU/Linux işletim sisteminin nasıl kullanılacağını öğretmekte. Buna rağmen çoğu kullanıcı bu sistemi ve özgür yazılım topluluğunu oluşturmamıza sebep olan ahlaki sebepleri bilmemekte çünkü bu günlerde bu sistem ve topluluk sıklıkla “açık kaynak” olarak söz konusu özgürlüklerden neredeyse hiç bahsetmeyen bir felsefenin adı ile anılmakta.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi 1983’ten beri bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışmalarda bulunmakta. 1984’te özgür işletim sistemi GNU’nun çalışmalarını başlattık ki; kullanıcıların özgürlüklerini tanımayan özgür olmayan işletim sistemlerini kullanmaktan kaçınabilelim. 1980’ler boyunca işletim sisteminin çoğu temel parçasını geliştirdik ve yayınlamak için özellikle yazılımların kullanıcılarını özgürlüklerini koruyabilmesi için GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL)‘i geliştirdik.</p>
<p>Özgür yazılımın tüm kullanıcıları ve geliştiricileri özgür yazılım hareketinin hedefleri ile ortaklaşmış değildi. 1998’de özgür yazılım topluluğunun bir kısmı koparak “açık kaynak” ismi altında çalışmaya başladı. İfade aslen “özgür yazılım”(ingilizce free software- free bedava anlamına da gelmekte) ifadesindeki olası kavram karmaşasını atlatabilmek üzere önerilmişti fakat çok geçmeden özgür yazılım hareketinin felsefi görüşünden bir hayli farklı bir görüşün taraf ile ilişkilendi.</p>
<p>Açık kaynağın bazı destekçileri ifadeyi şirket yetkililerine yazılımın pratik faydalarını gösterip doğru ve yanlışlar üzerine duymak istemediklerini saklayarak hoşlarına gitmek üzere, özgür yazılım için bir “pazarlama” kampanyası olarak gördüler. Bazı diğer destekçiler ise dümdüz özgür yazılım hareketinin ahlaki ve sosyal değerlerini reddettiler. Görüşleri ne olursa olsun, “açık kaynak” için çalışırken kimse değerlere ne gönderme yaptı ne de savundu. “Açık kaynak” ifadesi hızla güçlü ve güvenilir yazılımlar geliştirmek gibi pratik faydalara ilişkin fikir ve iddialar ile ilişkilendi. Açık kaynağın çoğu destekçisi zamanla aynı çizgiye geldiler. “Açık kaynak” üzerine çoğu tartışma doğru ve yanlışa dikkat etmez, sadece yaygınlığa ve başarıya önem verir. Azınlıktaki bir grup açık kaynak destekçisi bu günlerde özgürlüğü mesele etmektedir fakat aksi görüşteki çoğunluğun içinde kaybolmaktadırlar.</p>
<p>İki görüşte neredeyse aynı tipte yazılımları tanımlamaktadır fakat onlar(açık kaynak) temel olarak farklı bir görüşün savunusunu yapmaktalar. Özgür yazılım hareketi için özgür yazılım bir ahlaki zorunluluktur ve kullanıcıların özgürlüğü için gereklidir. Aksine açık kaynağın felsefesi sorunu, yazılımı nasıl “daha iyi” yaparız yönüyle görmektedir. Bu bakımdan özgür olmayan yazılımları eldeki soruna yönelik yetersiz bir çözüm olarak tanımlamaktadırlar.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi için ise özgür olmayan yazılımlar sosyal bir problemdir ve çözümü kullanmayı bırakmak ve özgür yazılımlara geçmektir.</p>
<p>“Özgür yazılım” ve “açık kaynak” eğer aynı (neredeyse) yazılımı ifade ediyorsa hangisini kullandığımız fark eder mi? Evet eder çünkü farklı kelimeler farklı fikirleri iletir. Özgür bir yazılım herhangi bir ad altında size aynı özgürlükleri veriyor olsa da özgürlüğü kalıcı olarak sağlamak için gerekli olan insanlara özgürlüğün değerini öğretmektir. Eğer bu yolda yardımcı olmak istiyorsanız özgür yazılımdan bahsetmek elzemdir.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi olarak biz açık kaynağı düşman olarak görmüyoruz. Düşman mülk(özgür olmayan) yazılımlardır. Fakat insanların bizim özgürlükten yana durduğumuzu bilmesini istiyoruz ve yanlış şekilde açık kaynak destekçileri olarak anılmaya karşı çıkıyoruz. Bizim peşinde olduğumuz “açık kaynak” değil ve karşısında durduğumuz “kapalı kaynak” değildir. Altını çizmek için bu terimleri kullanmaktan kaçınıyoruz.</p>
<h2id="özgür-yazılım-ile-açık-kaynak-arasındaki-pratik-farklılıklar">Özgür yazılım ile açık kaynak arasındaki pratik farklılıklar</h2>
<p>Pratikte açık kaynak, özgür yazılıma göre daha biraz daha gevşek bir duruş sergilemekte. Bildiğimiz kadarı ile yayınlanmış olan tüm özgür yazılım kodları açık kaynak tanımına uymaktadır. Neredeyse tüm açık kaynak yazılımlar özgür yazılımdır fakat istisnalar bulunmakta. Öncelikle bazı açık kaynak lisansları çok kısıtlayıcı olduğundan özgür lisans olarak değerlendirilemezler. Örnekle, “Open Watcom” özgür değildir çünkü ruhsatı değiştirilmiş bir kopya üretmeye ve şahsi kullanımına izin vermemektedir. Talihimize çok az yazılım bu tip ruhsatlar kullanmaktadır.</p>
<p>Dahası bir programın kaynak kodu copyleft olmayan zayıf bir ruhsata tabi olduğunda programın çalıştırılabilir dosyaları başkaca özgür olmayan koşullar taşıyabilir. Örneğin Microsoft Visual Studio ile bunu yapmaktadır.</p>
<p>Eğer bu çalıştırılabilir dosyalar yayınlanan kaynak ile tamamen eşleşiyor ise açık kaynak olarak tanımlanabilmekte fakat özgür yazılım olamamakta. Lakin, bu durumda kullanıcı kaynak kodunu derleyerebilmekte ve özgür olarak derlediği çalıştırılabilir dosyayı dağıtabilmekte.</p>
<p>Son ve en mühim konu olarak pratikte bilgisayar içeren çoğu ürünün çalıştırılacak koda ilişkin kullanıcıları başkaca yazılım çalıştırmaktan men etmek üzere imza kontrolü yapması gelmekte. Sadece ayrıcalıkli tek bir şirket cihaz üzerinde çalışacak yazılım üretebilmekte ve cihazın tüm işlevlerine erişebilmekte. Biz bu tip cihazları “tiran” olarak anıyoruz ve uygulamaya ilk örneğini gördüğümüz üründen (TiVo) esinlenerek “tivolamak” (tivoization) diyoruz. Çalıştırılabilir dosyalar özgür kaynak kodundan elde edilmiş ve özgür bir lisansla yayında olsa bile kullanıcı değiştirilmiş versiyonlarını çalıştıramamakta ve hali ile çalıştırılabilir dosya de-facto özgür olmamakta.</p>
<p>Çoğu Android ürünü kaynak kodu GNU GPLv2 ile ruhsatlı olmasına rağmen özgür olmayan tivolanmış çalıştırılabilir Linux kodları içermektedir.</p>
<p>Açık kaynak için kaynak kodunun ruhsatından başka bir endişe kaynağı yoktur. Böylelikle açık kaynak ve özgür Linux’tan elde edilmiş kodla derlenen çalıştırılabilir dosyalar açık kaynaktır ama özgür değildir.</p>
<h1id="özgür-yazılım-ve-açık-kaynak-ile-ilgili-yanlış-bilinenler">“Özgür Yazılım” ve “Açık Kaynak” ile İlgili Yanlış Bilinenler</h1>
<p>“Özgür yazılım” ifadesi yanlış anlaşılmaya açıktır. Kullanılacak “bedelsizce alabileceğiniz yazılım” ifadesi ile amaçlanan “kullanıcıya belirli özgürlükleri veren yazılım” ifadesi aynı anda “özgür yazılım” teriminden çıkarılabilir(özgür kelimesi İngilizce’de bedava ile eş anlamlı olduğu için). Biz bu soruna özgür yazılımın tanımını yayınlayarak ve “özgür ifade gibi düşünün bedava bira gibi değil” diyerek çözümlüyoruz. Bu ideal bir çözüm değil ve sorunu kökünden çözmesi mümkün değil. Eğer başkaca bir soruna yol açmayacak olsaydı kesin ve doğru bir terim çok daha iyi olurdu.</p>
<p>Ne yazık ki İngilizde’deki diğer tüm ihtimaller kendince sorunlar içermekte. İnsanların önerdiği pek çok öneriyi değerlendirdik fakat hiç biri geçiş yapmak için açıkça “doğru” gelmedi. (Mesela, bazı bağlamlarda Fransızca ve İspanyolca olan “libre” kelimesi iyi olmakta fakat Hindistan’daki insanlar bu kelimeyi hiç tanımamakta.) “Özgür yazılım” için teklif edilen her değişiklik bir çeşit anlamsal sorun içermekte ve bu sorun “açık kaynak yazılım'ı” da içermekte.</p>
<p>“Açık kaynak yazılımın” resmi tanımı (Açık Kaynak Girişimi tarafından yayınlanan ve buraya eklemek için çok uzun olan) özgür yazılım için bizim belirlediğimiz kriterlerden doğrudan türetilmiştir. Aynısı değildir ama bazı yönlerden daha gevşektir. Yine de tanımları birçok noktada bizim tanımlarımız ile örtüşmektedir.</p>
<p>Ne var ki; “açık kaynak yazılım” tabirinden anlaşılan doğal anlam - ki pek çok insan bu anlama geldiğini düşünmekte- “kaynak koduna bakılabilmesidir”. Bu sınıflandırma özgür yazılım tanımından çok daha zayıftır, aynı zamanda açık kaynağın kendi tanımından da bir o kadar zayıftır. Bu tanım ne özgür ne de açık kaynak pek çok yazılımı kapsamaktadır.</p>
<p>“Açık kaynağın” bariz anlamı onu savunanların amaçladığından farklı olduğuna göre sonucun çoğu insan tarafından terimin yanlış anlaşılması şaşırtıcı değildir. Yazar Neal Stephenson’a göre herkesin kaynak kodunun bir kopyasını alabilmesinden ötürü “Linux ‘açık kaynak’ yazılımdır. Kanımca kendisi bilerek terimin resmi tanımının duruşuna karşı çıkmış veya eleştirmiş değildir. Düşünceme göre basitçe İngilizce dilinin basit bir dönüşümü ile terime anlam bulmuştur. Kansas(ABD) eyaleti de benzer bir tanım yayınlamıştır: “Açık kaynak yazılımlardan faydalanın(OSS). OSS, öznel ruhsat koşulları kod ile yapılabilecekleri belirlese bile kaynak kodu serbestçe ve açıkça elde edilebilen yazılımdır.”</p>
<p>New York Times bir makalesinde tanımı iyice esneterek, yazılımlara ön versiyonlarında beta test yaparak gizli geri dönüşler yapan kullanıcıları kapsayacacak şekilde genişletmiştir. Halbuki mülk yazılımlar bunu on yıllardır zaten yapmaktaydılar.</p>
<p>Terim, patentsiz yayınlanan donanım tasarımlarını kapsayacak kadar bile genişletilmiştir. Patentsiz donanım tasarımları topluma çok değerli katkılardır fakat “kaynak kod” bu tasarımların bir parçası değildir.</p>
<p>Açık kaynak destekçileri bu durumla mücadele etmek için resmi tanımlarına gönderme yapmakta fakat bu doğrulama çabası bizim için olduğundan daha etkisiz olmakta. “Özgür yazılım” terimi iki doğal anlama sahip. Biri kastedilen anlamı yani bir kişi bir kez “fikir özgürlüğü” ile “bedava bira” arasındaki fikir farklılığını kavradıktan sonra tanımı bir daha karıştırmayacaktır. Fakat “açık kaynak” terimi doğal olarak bir anlama gelmektedir ve o anlam da destekçilerinin amaçladığından farklıdır. Bu durumda remi tanımı haklı çıkarmak ve açıklamak için öz bir yol yoktur. Bu çok daha kötü bir kafa karışıklığı yaratmaktadır.</p>
<p>“Açık kaynağa” ilişkin bir başka yanlış anlaşılma da “GNU GPL kullanılmaması” olduğudur. Çoğunlukla bu durum bir başka yanlış anlaşılma olarak “özgür yazılımın”“GPL ile ruhsatlanmamış yazılım” olduğu yanılgısı ile birlikte gelmektedir. Bu ifadelerin ikiside yanılmaktadır çünkü GNU GPL açık kaynak ruhsatı olarak değerlendirilmekte ve çoğu açık kaynak ruhsatları da özgür yazılım ruhsatı sayılmaktadır. GNU GPL dışında pek çok özgür yazılım ruhsatı bulunmaktadır.</p>
<p>“Açık kaynak” tanımı yazılım ruhsatının konu olmadığı, kaynak kodun bir parçasını oluşturmadığı; devlet, eğitim ve bilim gibi alanlarda kullanılmakla daha da esnetilmiştir. Bu eylemler ile ortak bulunulan tek taraf bir şekilde insanların katılmaya davet edilmiş olmasıdır. Terimi öyle bir esnetmişlerdir ki; “katılımcı” veya “şeffaf” veya daha azı anlamına gelmeye başlamıştır. Daha kötüsü ifadesiz bir moda sözcüğe dönüşmüştür.</p>
<h2id="farlı-değerler-farklı-sonuçlara-çıkabilir---her-zaman-değil">Farlı Değerler Farklı Sonuçlara Çıkabilir - Her Zaman Değil</h2>
<p>1960’larda radikal gruplar fraksiyonlaşma ile tanırlardı. Bazı organizasyonlar strateji detayları üzerinden bölünmüş ve iki kardeş grup birbirlierine benzer hedef ve değerleri olmasına rağmen düşman kesilmişlerdir. Sağ siyaset bunu çokça sola karşı kullanmış ve eleştirilerine alet etmiştir.</p>
<p>Kimileri radikal grupların ayrılıkçılıklarını örnek verek özgür yazılım hareketini kötülemeye çalışmıştır. Kendileri durumu tersten anlamaktadır. Biz açık kaynak tarafı ile temel hedef ve değerler üzerinden anlaşamıyoruz fakat onların görüşü ile bizimki özgür yazılımların geliştirilmesine yönelik aynı pratik davranışları desteklemektedir.</p>
<p>Sonuç olarak özgür yazılım hareketi ve açık kaynak tarafı çoğunlukla yazılım geliştirmesi gibi pratik konularda birlikte çalışmaktadır. Farklı felsefi görüşlerin farklı insanların aynı projelerde birlikte çalışabilmesi dikkate değerdir. Her halde temelli olarak farklı görüşlerin çok farklı eylemlere yol açtığı durumlar da vardır.</p>
<p>Açık kaynağın arkasında durduğu fikir, kullanıcılarının yazılımları değiştirmesinin ve tekrar dağıtmasının yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılacağıdır. Fakat bu kesin değildir. Tüm mülk yazılımların geliştiricileri doğal olarak yetersiz değildir. Kimi zamanlar kullanıcı özgürlüğüne saygılı olmasalar da güçlü ve güvenilir yazılımlar üretmektedirler. Bu duruma özgür yazılım aktivistleri ve açık kaynak destekçileri çok farklı şekilde tepki vereceklerdir.</p>
<p>Özgür yazılım ideallerinden fazla etkilenmemiş, saf bir açık kaynak destekçisi şunu söyleyebilir: “bizim geliştirme modelimizi kullanmadan bu kadar iyi bir yazılım geliştirebilmene şaşırdım. Nasıl bir kopyasını alabilirim?” Bu tutum sadece özgürlüğü ortadan kaldıracak davranışları ödüllendirecektir.</p>
<p>Özgür yazılım aktivisti ise şunu diyecektir: “Yazılımın çok çekici fakat ben özgürlüğüme daha fazla değer veriyorum. Bu sebeple yazılımını reddediyorum. İşimi bir başka şekilde göreceğim ve özgür bir alternatif geliştirilmesine katkı sunacağım.” Eğer özgürlüğümüze değer veriyorsak bunu sürdürebilir ve savunabiliriz.</p>
<h2id="güçlü-güvenilir-yazılımlar-kötü-olabilir">Güçlü, Güvenilir Yazılımlar Kötü Olabilir</h2>
<p>Yazılımların güçlü ve güvenilir olmasının arkadaşında bulunan fikrimiz yazılımların kullanıcılarına hizmet etmesi gerekliliğine dayanmaktadır. Eğer yazılım güçlü ve güvenilir ise bu kullanıcılarına daha iyi hizmet edeceklerini ifade edecektir.</p>
<p>Fakat yazılım kullanıcılarının özgürlüğüne değer verdiği sürece onlara hizmet edebilir. Yazılım kullanıcıların esir etmek üzere tasarlandı is ene olacaktır? Bu durumda yazılımın güçlü olması zincirlerin daha dayanıklı, güvenilir olması da sökülmesinin daha zor olması anlamına gelecektir. Kullanıcılarını gözetlemek, kısıtlamak, arka kapılar ve zorlanmış güncellemeler gibi kötücül özellikler mülk yazılımlarda yaygın durumlardır ve bazı açık kaynak destekçileri de benzer uygulamaları açık kaynak yazılımlarda kullanmak istemektedirler.</p>
<p>Film ve müzik endüstrisinin baskısı altında bireysel kullanıma özgülenmiş yazılımlar giderek kullanıcılarını kısıtlamaya yönelmektedir. Bu kötücül özellik Dijital Kısıtlama Yönetimi (Digital Restrictions Management) (defectivebydesign.org) yani DRM olarak bilinir ve özgür yazılımın savunduğu özgürlük ruhunun antitezidir. Sadece ruhen değil aynı zamanda DRM’in amacı özgürlüğünüzü çiğnemek olduğundan DRM geliştiricileri DRM’i sağlayan yazılımların değiştirilmesini zor, imkansız ve hatta yasadışı kılmaya çalışır.</p>
<p>Yine de bazı açık kaynak destekçileri “açık kaynak DRM” diye bir yazılım teklif etmişlerdir. Sizin şifrelenmiş içeriğie erişiminizi kısıtlamak için tasarlanmış yazılımın kaynak kodunu yayınlamak ve değiştirilmesine izin vermekle sizin gibi kullanıcıları daha iyi kısıtlayacak yazılımlar elde edilmesi tekliflerinin temel fikridir. Daha sonra yazılım size değiştirmenize izin verilmeyen cihazlar içinde sunulacaktır.</p>
<p>Söz konusu yazılım açık kaynak olabilir ve geliştirme modeli açık kaynak esaslarına dayanabilir fakat bu onu özgür yazılım yapmayacaktır çünkü yazılımı çalıştıran kullanıcıların özgürlüğüne saygı duymamaktadır. Eğer açık kaynak geliştirme modeli bu tip bir yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılmakta başarıya ulaşırsa özgürlük konusu çok daha kötü olacaktır.</p>
<h2id="özgürlük-korkusu">Özgürlük Korkusu</h2>
<p>Özgür yazılım hareketinden ayrılan açık kaynak tarafının kararındaki temel motivasyon “özgür yazılım” fikrinin etik duruşunun bazı insanları rahatsız ettiği idi. Bu doğrudur: özgürlük gibi etik meseleleri gündem yapmak, rahatlık ve sorumluluklardan bahsetmek aslında insanlara gözardı etmeyi arzuladıkları davranışlarının etik duruşu gibi şeyleri düşünmeye sevk etmektir. Bu rahatsızlık yaratabilir ve kimi kimseler dümdüz bunu düşünmeyi reddedebilir. Bu durum bahsettiğimiz konular hakkında konuşmamıza mani değildir.</p>
<p>Açık kaynak liderlerinin yapmayı seçtiği ise tam olarak budur. Etik ve özgürlük konularında sessiz kalarak ve sadece belirli özgür yazılımların anlık pratik faydalarından bahsederek yazılımları şirketler gibi kimi kullanıcılara daha etkili bir şekilde “satabileceklerini” fark etmişlerdir.</p>
<p>Açık kaynak yandaşları yukarıdaki durumdan biraz daha derin düşündüklerinde genellikle açık kaynağı insanlığa bir “hediye” olarak sunmaktan bahsederler. Bunu bir hayır olarak sunmak ahlaki olarak gerekenin ötesindedir ve mülk yazılımları kaynak kodu olmadan dağıtmayı ahlaki olarak haklı olduğunu farzeder.</p>
<p>Bu yaklaşım kendi içinde etkili olmuş sayılır. Açık kaynak retoriği bir çok şirketi ve bireyi özgür yazılım kullanmaya ve geliştirmeye ikna etmiş fakat topluluğumuzu sadece yüzeysel ve pratik seviyede ilerletmiştir. Açık kaynağın sadece pratik değerler üzerine kurulu felsefesi, özgür yazılımın daha derin anlamlarına ket vurmaktadır. Çokça yeni kullanıcıyı topluluğumuza katmakta fakat onlara topluluğun nasıl savunulacağını öğretmemektedir. Bu gelişme bir bakıma iyi fakat özgürlüğü kalıcı kılmaya yeterli değil. Kullanıcıları özgür yazılıma çekmek, özgürlüklerini korumak adına harekete geçmelerinin sadece bir kısmıdır.</p>
<p>Bir noktada bu kullanıcılar kimi pratik faydalar için mülk yazılımlara geri dönmeye davet edileceklerdir. Sayısız şirket bu tip tekliflerle akıl çelmeye, hatta kimileri mülk yazılımlarını bilabedel sunmaktadır. Kullanıcılar neden bunu reddedsin ki? Keşke özgür yazılımın onlara verdiği özgürlüğün kendinden ve kendisi için olan değerinin önemini kimi pratik veya teknik rahatlıktan önemli olduğunu öğrenmiş olsalardı. Bu fikri yaymak için özgürlük üzerine daha çok konuşmalıyız. Topluluğun yararı adına bir miktar “sessizlik” şirketlere yanaşmak için faydalı olabilir ama özgürlüğe düşkün olmanın bir gariplik olmasına sebep olarak kadar yaygınca sessiz kalmak tehlikeli olacaktır.</p>
<p>Bu tehlike tam olarak içinde bulunduğumuz durumu ifade eder. Özellikle dağıtımcılar olmak üzere özgür yazılımla uğraşan çoğu insan özgürlük hakkında çok az konuşur çünkü şirketler tarafından “daha kabul edilebilir” olmak arzularıdır. Neredeyse tüm GNU/Linux işletim sistemi dağıtımları mülk paketleri temel olarak sistemlerine eklemekte ve kullanıcılarına bu durumu bir kusurdan ziyade avantaş olarak sunmaktadırlar.</p>
<p>Mülk eklentiler ile kısmen özgür olmayan GNU/Linux dağitimları kendilerine rahatça yol bulabilmekte çünkü topluluğumuz çoğu yazılımlarının özgürlüğü konusunda ısrarcı değildir. Bu rastgele olmuş değildir. Çoğu GNU/Linux kullanıcıları aramıza özgürlük adına tek kelime söylemeyen “açık kaynak” tartışmaları ile dahil olmuştur. Özgürlüğü el üstünde tutmayan çabalar ve özgürlük hakkında tek kelime etmeyen konuşmalar birlikte yol almaktadır. Bu eğilimi aşmak için daha az değil, daha çok özgürlük üzerine konuşmalıyız.</p>
<h2id="floss-ve-foss">“FLOSS” ve “FOSS”</h2>
<p>FLOSS ve FOSS (Özgür ve libre[1] açık kaynak yazılım ve özgür ve açık kaynak yazılım) terimleri özgür yazılım ile açık kaynak arasında olmak için kullanılmaktadır. Eğer tarafsızlık niyetiniz ise “FLOSS” ikisi arasında iyi olan tercihtir keza gerçekten tarafız bir ifadedir. Fakat özgürlüğün tarafında durak istiyorsanız tarafsız bir ifade kullanmak doğru sayılmaz. Özgürlüğük için mücadele etmek insanlara özgürlüğü desteklediğinizi de göstermeyi gerektirir.</p>
<h2id="tüketici-bilinci-için-mücadele">Tüketici Bilinci için Mücadele</h2>
<p>“Özgür” ve “açık” tüketicinin farkındalığı için rakiptirler. “Özgür yazılım” ve “açık kaynak” farklı fikirlerdir fakat yazılım üzerine düşünen çoğu insan için aynı kavramın farklı ifadeleridir. İnsanlar için “açık kaynak” düşünmeye alışılması, özgür yazılım hareketinin felsefesi üzerine düşünmeye ve algılamaya bir engel oluşturur. Eğer insanlar bizimle ve yazılımlarımız ile “açık” kelimesi ile tanıştıysalar, bizim aslında başka bir düşüncenin tarafında olduğumuzu algılamaları için onları entellektüel olarak sarsmamız gerekmekte. “Özgür” kelimesini içeren her etkinlik özgür yazılım hareketinin etrafına çekilmiş bu perdeyi daha da genişletmektedir.</p>
<p>Haliyle özgür yazılım aktivistleri kendine “açık” diyen her türlü çalışmayı reddetmelidir. Eğer bir etkinlik kendi içinde iyi ise de yapılan her katkı açık kaynak fikrini yayarak bir miktar da zarara yol açacaktır. Kendine “özgür” veya “libre” diyen pek çok iyi çalışma ve etkinlik vardır. Bu projelere yaplan her katkı aynı zamanda özgür yazılım fikri adına da fayda gösterir. Bunca yararlı proje içinden neden fazladan fayda göstere projeler seçilmesin ki?</p>
<h2id="sonuç">Sonuç</h2>
<p>Açık kaynak tarafı topluluğumuza yeni kullanıcılar çekerken biz özgür yazılım aktivistleri özgürlük meselesini onların dikkatine sunmanın yükü altına giriyoruz. Biz her zamankinden daha fazla ve yüksek sesle “Bu özgür yazılımdır ve size özgürlük sağlar!” demeliyiz. “Açık kaynak” yerine “özgür yazılım” dediğiniz her an amacımıza destek olmuş olursunuz.</p>
<p>Lakhani ve Wolf’un makalesine göre hatrı sayılır bir grup yazılım geliştiricisi özgür yazılımın temel özelliği olarak özgürlüğü görmektedir. Bu sonuç ahlaki olarak bir endişesi olmayan SourceForge gibi bir siteden geliyor olmasına rağmen ortaya çıkmıştır.</p>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Neden açık kaynak değil özgür yazılım? - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.">
<h1class="title">Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</h1>
<p><em>Özcan Oğuz</em></p>
<p>Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.</p>
<p>Yetmişli yıllarla birlikte bilişim dünyasındaki bütün yazılımlar mülk hale gelmişti. Seksenlere girilirken, bir bilişim sisteminin maliyetinin çoğunu artık yazılımlar oluşturmaktaydı. Dolayısıyla bilgisayarlar çoğunlukla şirketlerde ve üniversitelerde bulunmaktaydı. Burada “Ama benim Commodore 64'üm veya Amstrad'ım vardı” diyenleriniz olabilir, ama onlar “ev bilgisayarları” veya “mikrobilgisayarlar”, bahsettiğim konunun dışındalar.</p>
<p>Bu süreçte, binlerce dolar ödeyip satın aldığınızı düşündüğünüz yazılımları aslında satın almış olmuyordunuz, sadece yazılım size belirli koşullar altında kullanmanız için lisanslanıyordu. Yazılım artık ticari bir üründü, ama diğer ticari ürünlerden çok önemli bir farkı vardı. Elinizde 1 ton buğday olduğunu düşünün. Yaptığınız her satışta elinizdeki buğday azalacak ve en nihayetinde bitecektir. Bunun haricinde buğdayı elde etmek için yaptığınız elle tutulur masraflar vardır; traktörlerin ve biçerdöverlerin yaktığı mazot, tarlada çalışan tayfanın yevmiyeleri, buğdayın tarladan depoya ve depodan satılan yere nakliye hizmetleri, buğdayların konulduğu çuval…</p>
<p>Yazılım buradaki farkı şu, eğer elinizde bir tane yazılım varsa istediğiniz kadar satın elinizdeki yazılım “azalmayacaktır”. Depolaması ve nakliyesi ya masrafsız ya da birkaç disket kadar masrafa sahiptir. Ayrıca yazılımı oluştururken illa ki “tayfa” çalıştırmak zorunda değilsiniz, kendi başınıza da yazmış olabilirsiniz.</p>
<p>Ayrıca bir yazılımı temelde “sıfırdan oluşturmuş” olmanız mümkün değildir. Yazdığınız her yazılım, insanlığın ortak birikiminin bir ürünüdür. Bilgi, insanlık tarihi boyunca kümülatif olarak mevcut noktaya gelmiştir. Yazılımı geliştirirken de, bu birikimden faydalanırız; matematikten, fizikten, elektronikten ve bunların alt dallarından yazılımın yazıldığı donanımdan üzerinde geliştirildiği işletim sisteminden, yazılımın yazıldığı programlama diline ve onun derleyicisine kadar pek çok parça, çok ayrı zamanlarda çok ayrı insanlar ve topluluklar tarafından geliştirilmiştir. Bu koşullar altında yazılımın “yaratıcısı” olarak bu yazılımı “mülk edinmek” ve insanların yazılıma erişimini kısıtlamak ne kadar doğrudur?</p>
<p>1983 yılında Richard M. Stallman, MIT’deki ofislerinde bulunan bir yazıcıda yaşadığı bir kağıt sıkıştırması sorununu, yazıcının bellenim (firmware) yazılımı mülk olduğu için tüm imkanlara sahipken çözemedi ve bu noktadan hareketle özgür yazılım kavramını ortaya atmıştır. Ayrıca dönemin en yaygın kullanılan işletim sistemi olan UNIX’in, bire bir uyumlu bütünen özgür bir halini oluşturmak için GNU işletim sistemi projesini başlatmıştır. Çünkü kendi ifadesiyle “bir yazılımı sevdiyseniz onu başkalarıyla paylaşabilmeniz gerekir”.</p>
<p>Bu noktada yazılım özgürlüğü de ilk defa ifade edilmiştir. Bir yazılımın özgür olabilmesi için dört temel özgürlüğü sağlaması gerekir:</p>
<ul>
<li>Kullan: Yazılımı her koşulda kullanabilme özgürlüğü.</li>
<li>Araştır: Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirebilme özgürlüğü.</li>
<li>Paylaş: Yazılımı kopyalama ve paylaşma özgürlüğü.</li>
<li>Geliştir: Yazılımı değiştirip, değiştirilmiş ve geliştirilmiş hallerini dağıtma özgürlüğü.</li>
</ul>
<p>Bu noktadan itibaren yıllar içerisinde geliştirilmeye devam edilen GNU işletim sistemi, en nihayetinde 1991 yılında geliştirilmeye başlanan Linux çekirdeği ile bir araya geldi ve bugün kullandığımız GNU/Linux işletim sistemi ortaya çıktı. GNU/Linux başta olmak üzere bu süreçte geliştirilen bütün özgür yazılımlar tek bir ortak amaç doğrultusunda yazıldı: Kullanıcıların özgürlüğünü sağlamak.</p>
<p>Ancak özgürlük, kendi başına politik bir kavram olarak vardır. Bir tahakküm unsuruna karşı bir mücadele doğrultusunda var olur. Özgürlükten söz ettiğinizde, doğal olarak taraf olur ve özgürlüğünüzü elinizden almaya çalışan bir şeye karşı cephe alırsınız. Yazılım özgürlüğü özelinde bu durum bazı insanları rahatsız etmekteydi, çünkü yazılım özgürlüğü doğası ve karakteristiği gereği politik bir alan olarak var olmak durumundaydı ancak dönemin özgür yazılım topluluğu içerisinde apolitik olmak isteyen bir kitle mevcuttu. Bununla beraber, şirketler ve devletler “özgür yazılım” ifadesinden ve özgürlük felsefesinden pek hoşnut değildi.</p>
<p>Bu gelişmelerle birlikte 1998 yılında ilk defa “açık kaynak” tanımı “özgür yazılım” ifadesinin yerine ortaya atıldı. Açık kaynak, özgür yazılımın politik duruşu ve felsefik yaklaşımının aksine, kullanıcıların ve geliştiricilerin katılımını ve yazılımın oluşumu ve gelişimini, kalitesini ön plana alan pragmatik bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Başlarda bütünen özgür yazılımın yerini alması istense de, doğal olarak topluluk buna karşı çıktı. Çünkü topluluğun içerisinde konuyu yalnızca yazılım geliştirme olarak değil, bir özgürlük mücadelesi olarak addeden çok geniş bir kitle mevcuttu.</p>
<p>Bu noktada bir ayrımı daha yapmak gerekir, “açık kaynak” ve “açık kaynak kod” da birbirinden ayrı iki kavramdır. “Açık kaynak kodlu yazılım”, kaynak koduna erişebildiğiniz herhangi bir yazılım anlamına gelir. “Açık kaynak” ise, özgür yazılıma benzer şekilde kullanıcıların bazı “haklarını” tanımlar. Örneğin TrueCrypt ismindeki bir disk şifreleme yazılımı, “açık kaynak kodludur” ancak yazılımı çalıştırabilmek bazı koşullara bağlandığı için ve yazılımın kopyalanması hususunda bazı noktalara şerh düşüldüğü için “ne özgürdür ne de açık kaynaklıdır”.</p>
<p>Özgür yazılım ve açık kaynak arasındaki temel fark, yaklaşım farkıdır. Özgür yazılım kullanıcının özgürlüğünü esas alır, temel dayanağı budur. Mülk olanın ve mülk edinmeye çalışanın karşısında durur. Basın özgürlüğü gibi, ifade özgürlüğü gibi, düşünce özgürlüğü gibi bir özgürlük mücadelesidir. Açık kaynak ise bir yazılım geliştirme stratejisidir, yazılımın gelişmişliğini ön plana alır. Daha çok katılımcıya ulaşmaya ve daha kaliteli yazılımlar elde etmeye çalışır.</p>
<p>Eğer özgür olmak ve özgürlük sizin için önemliyse, özgür bir dünyada yaşama hayaliniz varsa “özgür yazılım” kavramını kullanın. Özgürlüğün kişisel tercihiniz olmadığını, ancak hepimiz özgür olmak için çabaladığımızda gerçekten özgür olabileceğimizi unutmayın.</p>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile “doğal” olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb… Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.">
<h1class="title">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</h1>
<p><em>Alper Atmaca</em></p>
<p>Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile “doğal” olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb… Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.</p>
<p>Tarih temelde ekonomik bir paylaşım sorununa kılıf yapılmış bu tip ideolojik ayrıcalıklara örneklerle doludur. Pratik karşılıkları olan bu ayrımcılık unsurları çoğunlukla tarafların kültürel, fiziksel veya fikirsel ayrımları üzerine konumlandırılır ve eşitsiz bir kaynak dağıtımına temel oluşturulur. Bir meşruiyet aracı ihtiyacından doğan bu “propoganda” unsurları kimi zaman durumun kaynağı gibi görünse de aslında sadece kılıftan ibarettir.</p>
<p>On dokuzuncu yüzyılda yeni dünyanın sömürüsünü ve kaynaklarının yağmasını şekillendiren işgal, katliamlar ve kölecilik temelde “medeniyet"siz olanlara medeniyet götürmek, feodal toprak ağalarının serflere karşı aristokrasi ve toprak mülkiyeti iddiaları, bugün dünyanın açlıktan ölen insanlarını sosyal darvinizm ile açıklamak gibi sayısız örnek tarihin sayfalarında yer almaktadır. Temelde olan ise hakim sınıfın bu “kılıfların” yaratıcısı ve kar edeni olmasıdır. Söz konusu ayrımın günlük yansımaları herkesin hayatında bugün dahi bulunmakta. Bu durumun bir şekilde “doğallaştırılmış” veya “meşrulaştırılmış” olması gerçekliği pek az değiştirmekte.</p>
<p>Eğitim temel bir hak ama parası olan daha iyisini alabilmekte, yaşamak için sağlıklı besin bir gereklilik ama zehirlenmiş tarım ürünerinin haricinde “organik” besin alabilen sadece küçük bir kesim, barınmak için gereken kamusal kaynakların çoğu bir avuç kişinin elinde toplanmışken sokakta yaşam mücadelesi veren insanlar var…. Bit bit kurduğumuz dijital ve gözetim toplumunda hayatta kalmak ve insanca bir yaşam sürmek için gereken bilgi, donanım ve imkana erişim ise göz ardı edilen bir alan olmasına rağmen pek farklı bir tablo çizmemekte.
IMAGE:abakus.eps:Ayrıcalıkları fark etmek iyi bir başlangıçtır.:center:h
Toplumun bir kısmının ayrıcalıklı olduğunu söyleyebilmek için belirli şartlar oluşmalıdır. Öncelikle bir kesimin ayrıcalıklı olarak yararlanabildiği toplumsal bir kaynağın var olması gerekir. Elbette bu kaynağın üretimi için gerekli olan üretim araçlarının tamamı veya önem arz edecek miktarının toplumun mülkiyetine ait olmaması, yani özel mülkiyette veya devlet özel mülkünde olması gereklidir. Böylece söz konusu kaynağın üretimi ve dağıtımı konusundaki kararların alınmasındaki süreçler toplumdan uzaklaştırılmış olur. Toplumsal örgütlenmeye hakim olan sınıf kaynağın yönetimine de sahip olduğu gibi doğal olarak bunu kendi lehine de kullanır.</p>
<p>Basit bir inceleme bugün yaşadığımız dijital dünyanın 21. yüzyıl demokrasilerinin mücadele ile kazanılmış sosyal demokrasi haklarından dahi ari olan vahşi orta çağ sömürüsü düzeninde olduğunu gözler önüne serecektir. Birkaç tane şirket (Microsoft, Oracle, Apple, Dell, Alphabet/Google, Amazon), dijital yaşantımıza ait kaynakların neredeyse tamamına hakimler. Sözleşmeler, ruhsatlar ve politik sermaye güçleri ile topluma bireylerin kullanım alışkanlıklarını yöneterek hakim oluyorlar. Bugün çağdaş yaşamda bilgisayarsız veya İnternetsiz yaşamak mümkün değilken bu yaşam kaynağına sahiplik(!) iddiası ile dünyayı şekillendiriyorlar. Bireylerin ve toplumların konuya ilişkin yapabilecekleri ise sınırlı durumda. Bahsedilen şirketlerin toplam sermayesi dünyadaki pek çok ülkenin toplamından bile fazla eder durumda. Bu şirketler toplumsal kaynakları sömürerek ve mahremiyet başta olmak üzere bireysel özgürlükleri talen ederek para kazanıyor ve tarihin diğer tüm sömüren sınıfları gibi üretim araçlarını ellerinde tutuyorlar. Bireylerin ise bu duruma karşı koyması için benzer şekilde sermaye ortaya koyması gerekiyor ve bu sermaye insanlar arasında eşit bulunan bir kaynak değil.</p>
<p>Bu noktada bir gerçeklik ortaya çıkmakta. Toplum ve üretim araçları hızla dijital yönelimde şekil değiştirken bu kaynağa erişim, yararlanma ve korunma imkanları da toplumun genel eşitsizlik düzenini yansıtan hatta katlayan bir nitelikte eşitsiz dağılmakta.</p>
<p>Dijital dünyanın uyumlu vatandaşının ilk sahip olması gereken şey bilgi. Bilişim sistemlerine ve kullanımına ilişkin bilgi. Bu konuda formal bir eğitim veya bazen İnternet üzerinden erişilebilen kaynaklara ulaşım bile dünyada yaygın olarak sahip olunulan bir durum değil ve sadece gelişmiş ülekeler çevresinde yaşan insanların ayrıcalığı durumunda ki buna bu ülkelerdeki gelir adeletsizliğinin getirdiği erişim kısıtları eklenirse bir homojenliğin söz konusu olmadığı görülebilir. Bu durumda eğitim farklılığının bireyler arasında doğurduğu farkın kapanmasının pek mümkün olmadığı söylenebilir.</p>
<p>Dijital dünyanın ikinci gerekliliklerinden biri donanım. Nihayetinde dijital bir donanım olmadan biz analog insanların bu yeni dünyaya bağlanamayacağımız aşikar. Fakat günümüzde WEB’in giderek JavaScriptler ile ağırlaştığı, yazılımların giderek daha fazla kaynak talep ettiği bir durumda kişilerin yeterli(!) bir bilişim aygıtına erişimini garanti edecek bir ortam bulunmamakta. Bir bilgisayar sahibi olmanın lüks olduğu yerler hala var ve sadece bilgisayarın var olması değil bunun modern anlamda kullanılabilir olması da gerekiyor.</p>
<p>Her üretim aracı gibi dijital araçlarımız da öğrenmek, etkin şekilde kullanabilmek ve gerektiğinde geliştirebilmek için emek ve hali ile zaman gerektiriyor. Belki bu anlamda bildiğimiz eski dünyanın her aracından daha fazlasını gerektiriyor. Zengin batı medeniyetlerine ait olup bu ülkelerin zengin kesimlerinde bulunmayanlar için emek ve zaman çoğunlukla fazlası bulunmayan bir kaynak olarak yaşamsal giderlere özgülenmek zorunda. Bu koşullarda bir bilgisayar sadece bir eğlence aracı olarak bile zahmetli, pahalı ve gereksiz konuma düşebilmekte.</p>
<p>Bu adaletsizlik her şekil ve koşulda kendini tüm toplumlarda göstermekte;</p>
<ul>
<li>Bilişim teknolojileri ile uğraşanlar toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yansıması olarak çoğunlukla erkek olmakta</li>
<li>Eğitime veya donanıma sahip olamayan kesimler dönüşümün dışında kalmakta</li>
<li>Dijital devrime son gençliklerinde yetişen kişiler bu alt kültürlere gençler kadar kolay dahil olamamakta, dolayısıyla kuşak farkı bir dezavantaj oluşturmakta</li>
<li>Temel bilişim ihtiyaçlarına gücü yetmeyen insanlar şirketlerin sömürüsüne özgür olmayan yazılım ve servisler aracılığı ile erişmeye çalışmakta</li>
<li>Mahremiyet şirketlerce pazarlanmaya (Apple) ve bir insan hakkı olmaktan bir meta olmaya sürüklenmekte, parası olmayanlar yaşam kaynaklarını hakları ile ödemek zorunda bırakılmakta</li>
<li>Özgür alternatiflerle bir dijital yaşam sahibi olmaya çalışmak; eğitim, emek ve kapital sermayesi gerektirmekte bunlara zamanında erişimi olmamış bireylerin dezavantajlı durumu asla kapanmamakta</li>
</ul>
<p>Dijitalleşme sadece üretim araçlarını değil aynı zamanda tüketim araçları ile sosyal araçları da kapsamakta. Bu anlamda sadece üretime değil tüketime katılmak için de benzer bir yabancılaşmanın kurbanı olmak mümkün. Koşulsal olarak mücadele imkanlarından son 30 yılda fazlasıyla arındırılmış insanlık için hiç kontrol sahibi olmadıkları bir toplum düzeninde bireyin güçlenmesine ilişkin hiç bir umut kalmamakta. Bu durumun pratik olarak fazlasıyla yansıması bulunmakta;</p>
<ul>
<li>Bu bakımdan pek çok yeni nesil dijital “hizmet” toplumsal araçları talan ederek eskiden pratik olarak var olmayan tekel aracılar haline gelmekte[1]. En temel insan ilişkileri bile tekelleşmekte[2].</li>
<li>İnsanlar dijital toplumun bir bileşeni olmaktan sadece tüketen ve sömürülen kaynaklar konumuna itilmekte[3].</li>
<li>Bu anlamda sınıfsal bir birliktelik altında dijital dünya vatandaşları bir araya gelememekte ve günümüzde sahip olunan sınır ayrımları teknolojik açıdan pekişmekte[4].</li>
<li>İnsanlar mahremiyetlerini kaybetmekte ve kişisel bilgileri üzerinden kitlesel bir manipülasyona maruz bırakılmakta[5].</li>
<li>Gig ekonomisi, dijital dönüşüm ile beslenen parça başı iş kavramı bir yaşantı halinde güvencesiz ve istikrarsız çalışmayı bir standart haline getirmekte.</li>
</ul>
<p>Dünyada pek çok kurum ve insan bu gidişata karşı direnmekte ve alternatifler dahil olmak üzere çözümler üretmekte. Tüm bu insanların belki de en ortak noktası teknolojik ayrıcalıkların sahibi olan sınıfa ait olmaları. Sınıf aidiyeti bir kabahat olmamakla birlikte sınıfsal nitelikleri aşan ilerici çalışmalar yaparken kişilerin sahip oldukları ayrıcalıkların “doğal” kabullerine saplanmaları mümkün. Dijital mahremiyet çalışmaları yaparken şifreleme teknolojilerini öne çıkarırken bu işlemin berim yükünü kaldıramayacak donanımarla hayatlarını geçiren binlerce insan unutulmakta çünkü çözümlerin üretildiği çevrelerdeki en basit elektronik aygıtın bile işlem gücü dünya nüfusunun pek çoğunun erişemediği kadar yüksek olabilmekte. Benzer şekilde tüm çalışmaların yayınlanması için web ve özgür olmayan bazı diğer hizmetlerden yararlanılırken dünyada hala 56k modem ile internet bağlantısı kurabilen hatrı sayılır miktardaki insana erişememe ihtimali göz ardı edilmekte[3].</p>
<p>Elbette bizi birbirimizden ayıran ayrıcalıkların farkına varmak mücadele için iyi bir başlangıç. Kimi mücadele alanları bu ayrıcalığın gölgesinde ilerlemek zorunda kalabilir, kimileri bu ayrıcalığın yarattığı sosyal çatışmaları doğrudan değiştirmeyi hedef alabilir. Önemli olan dijtal bir insan medeniyetinin kurulduğu bu ilk günlerde geleceğin temelinin birliktelik üzerine atılması. Gerçek birlikteliğin de mutlak özgürlük olmadan gerçekleşmeyeceğinin bilincine varılması.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: http://u.oyd.org.tr/zt0
2: http://u.oyd.org.tr/dtn
3: http://u.oyd.org.tr/D5Y
4: http://u.oyd.org.tr/xlc
5: http://u.oyd.org.tr/mhr
</code></pre>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0 - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak, dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.">
<h1class="title">Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</h1>
<p><em>Neslihan Turan</em></p>
<p>Bugün özgür yazılım her zamankinden daha da önemli[1]. İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak[2], dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler[3] doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.</p>
<p>Geleneksel okulunuzda sınıflarınıza dağılırken, her sabah kapıda bir şirketin sizi özgürlüklerinizi kısıtlayan bir lisans sözleşmesini imzalamaya mecbur bırakıldığınızı düşünün. Okul kitabınızı eve götürme, arkadaşlarınızla paylaşma, kitabınızın üstüne notlar alma, kitapta yazanları deftere geçme, kitabın bazı “yasaklanan” sayfalarını okuma veya sayfalarını yırtıp kağıttan uçak yapma özgürlüğünüzün bir şirketin tahakkümüne girdiğini düşünün. Bu kitabın yalnızca o şirket tarafından üretilen bir gözlükle okunabildiğini, içindeki bilgilerin de sizin haberiniz olmadan değiştirilebildiğini de bu kurguya ekleyin. Oldukça anlamsız görünüyor değil mi? Şimdi bunun eğitim hakkınıza uzaktan erişirken başınıza geldiğini hayal edin. Sistemde özgür olmayan yazılımların kullanılması, kullanılan içeriğin özgür lisanslanmaması, materyallerin özgür olmayan bir belge formatında bulunması veya DRM ile kısıtlanması[4] durumunda, bahsettiğimiz absürt kurgu, bizim yeni yakın geleceğimiz olabilir. En temel haklarınızdan birine erişebilmek için özgürlüğünüzü feda etmek zorunda bırakılmakla mücadele etmez miydiniz?</p>
<p>Krizler, farklı yıkıcılık ve etki alanlarıyla tarihin olağan parçaları olarak belirmeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz salgın, bulaşıcılık yönüyle sınıf bariyerini aşarak herkesi etkilemesi ve olumsuz sonuçlarını hızlı göstermesi sebebiyle, kapitalizm ve iklim krizinden farklı olarak, toplumun önlem mekanizmalarını harekete geçirebilmiş durumda. Bu devinim geleneksel üretim biçimlerini, sosyalleşme şekillerimizi, sanatı yapma ve aktarma yöntemlerimizi, yani yaşamın şeklini etkisi altına alırken; hayatta kalma arzusu, şirketlerin ekonomik çıkarlarını koruma kaygısıyla normalleştirilen kavramları alaşağı ediyor. Bu yüzdendir ki; New York valisinin, maske için öncekinden 10 kat daha fazla ödemesine tepkiyle, tıbbi malzeme üreten tüm şirketlerin kamulaştırması çağrısı yaptığı bir güne şahit olduk[5].</p>
<p>İnsanlığın ortak bilgisi üzerinde patentler aracılığıyla yasal bir tahakküm kurulmasının meşru olduğu ve bunun bilimsel gelişmeye ve topluma katkısı olacağı sanrısı kaybolmakta. Tekeller ve onların ticari çıkarları doğrultusunda hareket eden ilaç şirketlerinden kamu yararına hareket etmelerini neden bekliyoruz[6]? Büyük ilaç şirketleri çok kazanç sağlamayacakları ölümcül bulaşıcı hastalıklar üzerinde çalışmak yerine kazanç sağlayabilecekleri konulara, mesela kellik veya sivilce tedavisine, odaklanırlar[7]. Beklenen SARS-CoV-2 aşısı da bulunduğunda (tabi insanlığın virüslere dair biriktirdiği kolektif bilgisini kullanarak bulunmuş olacak), çok geçmeden yozlaşmış patent ızdırabıyla buluşacak ve tüm insanlığın geleceği bir ilaç şirketinin kar zarar eğrisi üzerinde kendi yerini bulacak.</p>
<p>Bilginin özgürlüğü için mücadele eden alt kültürler ise ivedilikle kamu yararına harekete geçiyorlar. Bu dayanışma duygusu, mevzubahis topluluklarda sıklıkla rastladığımız bir durum, örneğin 2010 Haiti depreminde, OpenStreetMap ile alanın gönüllülerce haritalanmasını hatırlayabiliriz. Virüs hakkında doğru bilgi kaynakları üretmek için emek haryacanlardan tutun da, üç boyutlu yazıcılar kullanılarak tıbbi techizat üretimi yapan ekiplere[9], becerileri dahilinde halkın bilgisini ona geri ödeyen topluluklar oluştu. Bu tıbbi techizat üretim çalışmaların bir kısmı şirketlerin kazançlarını azalttıkları ve tasarımı itibariyle kusurlu, kırılgan, patentlerinin ihlal edildiği bahanesiyle baltalanmaya çalışıldıysa da biliyoruz ki özgür yazılım gibi özgür donanım da özgür toplumun bileşenlerindendir. Nasıl ki çakmak taşıyla ateş yakmamız veya bir sopanın ucunu sivriltip onu alet olarak kullanmamız patentlerle engellenemezse, tıbbi araçların üretimi de diğer tüm araçlar gibi kimsenin tekelinde olamaz. Ne kadar karmaşık olursa olsun her donanım, kullanılan ilk alet gibi insanlığın ortak bilgisinin ürünüdür ve ona aittir. Salgın anında bu ihtiyacın su yüzüne çıktığı üzere dün, bugün ve yarın donanım özgürlüğünü tüm bilginin özgürlüğü ile birlikte savunuyoruz[10].</p>
<p>Devlet ve şirketlerin tüm kaynaklarına rağmen kifayetsizliği ortadayken, bu inisiyatiflerin acil duruma refleks gösterebilmelerinin sebebinin, olağan durumda da özgür bilgi için mücadele eden örgütlü yapıların varlığı olduğunu görmezden gelmemek gerekir. Acil bir durumda eğitim dijitalleşecekse, özgür bir eğitim yazılımı (örneğin Moodle), sağlık personeli için yüz kalkanları basılacaksa özgür belge formatları (örn. stl), virüsün yayılımının kalman filtresiyle tahmini yapılacaksa özgür bir programlama dili (örn. R), bir hastane bilgi sistemi gerekiyorsa özgür bir yazılım (örn. GNU Health) insanlığın ortak üretimi ve malı olarak özgürlüğümüzü ihlal etmeden kullanılabilir. Bu olağan dışı süreçte yine bilgi özgürlüğü adına gibi görünen, ancak aslında çok temelden özgürlükle çatışan, bir davranış daha gözlemliyoruz. Bazı akademik yayınlar, kabuklarına çekilen insanlar okuyabilsinler diye yayınlarını “açık erişime” açtılar[11]. Bu noktada bir soru beliriyor, bunca zaman, hayatlarımız olağan akışındayken, bu akademik yayınlara erişmemiz, onları okumamız istenmiyor muydu yani? Hal böyleyken açık erişim ağzınıza bir parmak bal çalıp, aynı zamanda özgürlüklerinizi de çalmaya devam etmektir. Bilim, insanlık tarafından ve insanlık içinken; bu yayınların bunca zaman erişim kısıtlamalarına tabi tutulması ile devletin bir web sitesini sansürlemesi arasında teknik olarak bir fark yoktur. İkisi de çoğunlukla yasaldır. Sorun meşru olmayışlarıdır.</p>
<p>Günlerdir yapılan #evdekal çağrısının sebebi, bu konunun yalnızca bizim bireysel sağlığımızla ilgili olmayışıdır. Evde kal çağrıları toplumun bütün olarak güvende kalabilmesi için bireysel fedakarlık talebinde bulunmakta ve “kişisel özgürlüğü” adına sokağa çıkanları herkesi tehlikeye attıkları gerçeği karşısında ayıplamaktadır. Özgür yazılımlar kullanmamaya tam da aynı sebeple, şahsi bir tercihmiş gibi yaklaşamayız[12]. Bu sözde şahsi tercih, diğer tüm insanların özgürlük hakkından çalmak anlamına gelir. İmkan varken özgür yazılımlar ve hizmetler kullanmayarak boyun eğdiğimiz haksızlıkları, içinde bulunduğumuz topluluklara bir virüs gibi bulaştırdığımızı söylersek, yersiz bir benzetme yapmış olamayız. Her yaygınlık kazanan özgür olmayan yazılım ve hizmet toplumun kaynaklarından ve özgürlüğünden çalmakta ve semirmekte. O yüzden ekliyoruz,<br>
#evdekalınveözgürleşin!</p>
<p>Çoğu sorun yaşantımızın günlük bir parçasıdır ancak bazı olaylar bizim dünyayı algılayış şeklimizi değiştirmek ve esas sorunları görünür kılmak gibi bir güce sahiptir. Yaşadığımız salgının ortak deneyimleri, yaygınlaşan dijital yaşamlarımızın getirdiği değişiklikleri belirginleştirdi. Dijital yaşamlarımızın en temel sınırları “mülkiyet” kavramları ile şekilleniyor. Bu noktada ortaklığı neredeyse olmayan patent, marka ve telif konularını hatalı bir şekilde kapsamaya çalışan sözde “fikri mülkiyet” şemsiyesini[13] tartışmalı, özgür yazılımlar, özgür donanımlar ve özgür belge biçimlerini konuşmalıyız.</p>
<p>Analog hayatlarımızla dijital yeni yaşantımız arasındaki sınırlar bulanıklaşırken eski hayatlarımızdaki haliyle özgürlük kavramının, dijital bir kopyasını oluşturmazsak absürtün olağanlaşmasını kanıksamak zorunda kalacağız. Tüm insanlığa ait olan bilgi, zincirlerinden kurtarılmalıdır. Kurtarılmalıdır ki; medeniyeti bugünlere getiren bilgi paylaşımı geleceğimizi de aydınlatsın. Yaşam konusu donanımların patent zincirlerine vurulduğu, bilimsel araştırmaların kar için yağmalandığı bir dünyanın geleceği olamaz. Dolayısıyla bu metin özgür yazılım ve tüm özgürlükler için bir mücadele çağrısıdır.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/fsmi
2: u.oyd.org.tr/aaot
3: u.oyd.org.tr/oy
4: u.oyd.org.tr/drm
5: u.oyd.org.tr/Xra
6: u.oyd.org.tr/qdY
7: u.oyd.org.tr/mw4
8: u.oyd.org.tr/MIJ
9: u.oyd.org.tr/Py6
10: u.oyd.org.tr/do
11: u.oyd.org.tr/l2d
12: u.oyd.org.tr/otd
13: u.oyd.org.tr/fm
</code></pre>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine.">
<metaname="twitter:description"content="İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.">
@ -84,38 +82,21 @@ O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanı
<divclass="page">
<article>
<h1class="title">"Dating" bir özgür yazılım problemidir</h1>
<p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<p>Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.</p>
<p>O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine. Sevgililer günü ise, bu düşüncelerimi insanlarla paylaşmak için çok iyi bir şans bence.</p>
<p>Pek çok tanışma sitesi mülk JavaScript’ler çalıştırıyor. JavaScript kodları, web sitelerinin çeşitli özellikler kazanabilmeleri için bilgisayarınızda çalıştırdığı yazılımlardır. Mülk JavaScript’ler, özgür bir sistem kullanmanızı engelleyen bir <strong>tuzaktır</strong>, ayrıca çeşitli güvenlik riskleri de içerir. Herhangi bir yazılım kötü amaçlı olabilir, ancak mülk JavaScript’ler bunu bir adım öteye taşıyor. Neredeyse tüm JavaScript’ler, siz bir siteye girdiğiniz anda otomatik olarak çalışır, bu da siz farkında bile olmadan sizi <strong>hedef haline getirebilir</strong>.</p>
<p>Mülk JavaScript, web sitelerini kullanabilmek için elbette tek yol değildir. Bir JavaScript kodu <strong>özgür de olabilir</strong>; LibreJS projesi, gereksiz veya mülk olan JavaScript’leri engelleyerek, yalnızca özgür ve gerekli olan JavaScript kodlarını çalıştırmanızı sağlar ve bu yolla <strong>özgürlüğünüzü korur</strong>.</p>
<p>Birçok müsakeşe uygulaması (Örn. Tinder) da mülk yazılımlardır, yalnızca Apple App Store ve Google Play Store’da bulunur. İki uygulama mağazası da mülk yazılım çalıştırmayı zorunlu tutar.</p>
<h2id="dışarı-çıkmak">Dışarı çıkmak</h2>
<p>Çevrimiçi tanıştığınız kişiyle yüzyüze buluşmak istediğinizde veya birlikte vakit geçirmek istediğinizde, dışarı da çıksanız, evde de otursanız daha fazla mülk yazılım sizi kollarına almak için sırada bekler. Birçok restoran ve otel, rezervasyonlarını mülk yazılımlar çalıştıran web siteleri üzerinden alır. (B)iTaksi veya Scotty gibi taksi uygulamaları da, kullanıcıları ve şoförlerini aynı risklerin altına sokmaktadır. Eğer evinizde romantik bir akşam geçirmeyi planlıyorsanız, yemek veya farklı ihtiyaçlarınızı dışarıdan söylemek istediğinizde Yemeksepeti’nin mülk uygulamaları veya Netflix gibi DRM içeren aktarım servisleri sizi cezbedebilir.</p>
<p>DRM; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir <strong>tahakküm aracıdır</strong>. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, araştırmanızı, paylaşmanızı veya geliştirmenizi kısıtlar. Bunun ötesinde, DRM’in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM’in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- TODO: seçenekler? --></p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- raw HTML omitted --></p>
<h1id="birkaç-önemli-nokta-daha">Birkaç önemli nokta daha</h1>
<p>İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.</p>
<p>Birbirimizle mülk yazılımlar üzerinden iletişim kurduğumuzda, aslında güvenmememiz gereken teknolojilere <strong>ilişkilerimizin ayrıntılarını, sırlarımızı, özel fotoğraflarımızı teslim etmiş oluruz</strong>. Yazılım özgürlüğü, bilişim teknolojileri ile aramızda bir güven oluşturmak için en temel adımlardan birisidir. Yazılımın aslında ne yaptığını bildiğimizde; hem yazılıma ve yazılımı yazan kişiye güvenebilir, hem de yazılımı kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme özgürlüklerimizi koruyabiliriz.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü, hayatımızın her alanında olduğu gibi ilişkilerimiz için de ziyadesiyle önemlidir. İlişkilerimiz içerisinde özgürlüğe önem vererek sadece kendimizin değil, karşımızdaki kişinin özgürlüğüne de saygı duymuş oluruz.</p>
<p><em><strong>Dipnot</strong>: Bu yazının yerelleştirilmesi sürecinde, “dating” kelimesinin Türkçe kullanımı üzerine yoğun tartışmalar yaşandı. Bazı öneriler şunlardı: randevulaşmak, buluşmak, sevişmek, flört etmek… Eğer bu konuda bir yorumunuz varsa lütfen bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bizimle paylaşın.</em></p>
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey… Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur.">
<metaname="twitter:description"content="Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey… Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir “şey”, bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.">
@ -83,42 +82,23 @@ Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, topl
<divclass="page">
<article>
<h1class="title">Donanım özgürlüğü nedir?</h1>
<p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<p>Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey… Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur. Bir şeyin yapılması için gerek ve merak var ise; o şey yapılır. Aracın karmaşıklaşması sadece toplumsal örgütlenmenin ilerlemesi ve insanlığın bilgi birikiminin artmasının bir sonucudur.</p>
<p>Artan örgütlenmenin ve yaşamımıza etki eden üretim biçimlerinin bireyler için giderek artan bir etkisi söz konusudur: Yabancılaşma. Bir çubuğun ucunu sivriltmek için gereken bilgi rahatlıkla aktarılabilecek bir bilgidir ve eylem de bir birey tarafından tekrar edilebilecek kolaylıktadır. Körelen çubuğunuzu tekrar bileyebilir, gerekirse kırılan çubuğunuzun yerine bir yenisini yapabilirsiniz. Fakat modern üretim araçlarının ve yaşam ihtiyaçlarının durumunun çok farklı olduğunu kabul etmek durumundayız.</p>
<p>Bu durum, sadece bu yazıyı okuduğunuz aracın karmaşık yapısından kaynaklanmamaktadır. Bu araçların üreticilerinin; aracın üretimine ve çalışmasına ilişkin sırları paylaşmamasından, keşfedilen yöntemleri engellemeye çalışmasından da kaynaklanmaktadır. Bir bilgisayar karmaşık bir nesne olabilir, ama tüm Dünya gezegeninde bunu bir araya getirebilecek sadece sınırlı sayıda insan yoktur; bahsedilen engeller nedeni ile şu anda bunu gerçekleştirebilecek sınırlı sayıda “şirket” vardır.</p>
<p>Tarihin, insanlar ve nesneler ile ilgili ortaya koyduğu bir diğer kavram ise mülkiyettir. Toplumsal veya bireysel olsun, üretim araçları bir aitlik ile birlikte gelir. Bu aitlik, hukukun tanımlandığı ilk günden beri belirli hakları da beraberinde getirir; kullanma, yararlanma ve semerelerinden faydalanma hakları. Şayet “sahip” olduğunuz bir şeyi dilediğiniz gibi kullanamıyor, istediğiniz gibi değiştiremiyor, bozulduğunda tamir edemiyorsanız o şeye; sivriltilmiş bir çubuktan daha az sahip olduğunuz gerçeğini de kabullenmeniz gerekir.</p>
<p><strong>Özgürlük bir bütün olarak gelir.</strong> Bir “şey”, bir kısım özgür bir kısım esir <strong>olamaz</strong>. Söz konusu haklar, şimdiye kadar sahip olduğumuz şeylerin o kadar ayrılmaz bir parçasıydı ki üzerine düşünmek bile yersiz kalmaktaydı. Fakat hayatımızın parçası ve hatta bazı durumlarda kendisi olan araçlarla aramıza giren onlarca engel, sadece araçları kullanma şeklimizi değil artık kültürümüzü ve kimliğimizi de şekillendirmektedir.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir. Yazılımın koştuğu donanımın özgürlüğü, iki kavramın da amacı için zorunludur.</p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80’lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983’te Richard M. Stallman’ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80’lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983’te Richard M. Stallman'ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Bilgisayarların kişisel kullanımı, 90’lara kadar çoğunlukla hobi kullanıcılarının garajlarında kalmış durumdaydı. Ev bilgisayarlarının patlama yaşadığı dönemde cihazlarında fiziksel değişiklikler yapanlar ve bunları arkadaşlarıyla paylaşan hackerlar ve onların oluşturduğu topluluklar; donanım tasarım ve protokollerinin giderek özgürlüğünü yitirmesi ile hack, tamir, değişiklik ve tekrardan oluşturma haklarından mahrum bırakıldılar.</p>
<p>1956’da IBM’in, ABD’nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM’in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD’deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <ahref="https://repair.org"><sup>1</sup></a><ahref="http://teyit.link/xjljauy"><sup>2</sup></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran “ekosistemi”<ahref="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><sup>3</sup></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple’ın eski model iPhone’ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <ahref="http://teyit.link/XaoTRaj"><sup>4</sup></a></p>
<p>1956’da IBM’in, ABD’nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM’in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD’deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <ahref="https://repair.org"><!-- raw HTML omitted -->1<!-- raw HTML omitted --></a><ahref="http://teyit.link/xjljauy"><!-- raw HTML omitted -->2<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran “ekosistemi”<ahref="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><!-- raw HTML omitted -->3<!-- raw HTML omitted --></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple'ın eski model iPhone’ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <ahref="http://teyit.link/XaoTRaj"><!-- raw HTML omitted -->4<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Özgür donanım ise giderek güçlenmekte ve geleceğin özgürlükte olduğunu küçük ama önemli örneklerle ortaya koymaktadır.</p>
<p>Özgür donanımın zaferine en basit iki örnek Arduino ve RepRap projeleridir. Arduino projesi, ilk günden itibaren donanım tasarımlarını ve yazılımlarını özgürleştirerek hack kültürüne ve özgürlük mücadelesine çok büyük katkıda bulundu. Bugün Arduino’nun sayısız çatallaması ve sınırsız hack kabiliyeti sayesinde, 3 yaşından başlayarak herkes elektronik programlamaya girişebiliyor. Bu bağlamda çıkan pek çok çalışma, hayatımızın içerisinde yer edinmiş durumda.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü <strong>dağıtılabilecekti</strong>. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: <strong>Patentler.</strong></p>
<p>2009 yılında RepRap’ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap’a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü **dağıtılabilecekti**. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: **Patentler.**</p>
<p>2009 yılında RepRap'ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap’a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<h3id="özgür-donanım-bize-ne-sağlıyor">Özgür donanım bize ne sağlıyor?</h3>
<p>Özgür yazılım ile insanlık olarak dijitale geçirebildiğimiz bilgilerimizi, özgür donanımlar ile hür olarak hayatımıza taşımamızı sağlıyor. Evimizde sıfırdan bir üç boyutlu yazıcı yapmak, kütüphanemizdeki kitapları otomatik bir şekilde tarayıp bilgisayara aktaran sistemler kurmak ya da çok basit bir şekilde, bir cumartesi günü evimiz için kartlı giriş sistemi yapabilmek, ürettiğimiz üç boyutlu yazıcı ile engelli bireyler için protez imal etmek… Bunlar özgür donanımın bize sağladığı şeylerdir, temel haklarımızdır.</p>
<p>*<em>Arge kelimesi başlangıçta bir kısaltma (araştırma-geliştirme) olarak var olmuş olsa da, biz artık kendisini dile yerleşmiş bir kelime olarak görüyor, bu yüzden herhangi bir kelime gibi yazmayı tercih ediyoruz.</em></p>
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="DRM tehlikesi - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya’dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan “sözleşmesinin bittiği” gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.">
<p>Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya’dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan “sözleşmesinin bittiği” gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.</p>
<p>Hayatlarımızı dijital dünyaya bu denli göç ettirmeden önce, medyaları çoğunlukla fiziksel olarak edinerek kullanmaktaydık. Örneğin müziklerimiz kasetlerde veya CD’lerde duruyordu, eğer müzik dinlemek istiyorsak ya bir dükkana gidip fiziksel olarak o albümün bir nüshasını alıp evdeki kasetçalarımıza takıp keyfimize bakmamız, ya da akşama kadar radyonun başında sevdiğimiz şarkının çalmasını beklememiz gerekiyordu. Filmler için de durum benzerdi, filmler VHS ya da Betamax gibi kaset medyalarda ya da DVD’lerde (bir dönem ise maalesef VCD’lerde) satılıyordu, filminizi alıp ya da kiralayıp, soğuk bir bira ve atıştırmalıklar eşliğinde istediğiniz gibi izleyebilirdiniz, eğer evinizde o medyayı oynatabilecek bir oynatıcı varsa tabi.</p>
<p>Müzik veya film gibi dijital medyalarda hep bir “format savaşı” [1] vardı, bir film Beta’ya çıkar sizde VHS vardır, MiniDisc oynatıcı almışsınızdır sevdiğiniz sanatçının sadece kaset albümü çıkmıştır, hayranlık duyarak aldığınız LaserDisc oynatıcınız için bir de bakmışsınız artık film çıkmıyor… Bu sorunları yaşamadığımız yegane medya ise kitaplar olmuştur, gözleriniz görüyorsa ve ortam yeteri kadar aydınlıksa kitap okumanızın önünde bir engel yoktur, hatta körler için Braille alfabesinde yazılan kitaplar vardır. Kitaplar optik ve bant medyalar gibi dayanıksız da değildir ayrıca, ciddi şekilde ıslanmadığı, “yakılmadığı” [2] veya gümüşçükler tarafından yenmediği sürece çoğunlukla dayanır, 20 sene öncesinden sorunsuz çalışan bir kaset bulmak imkansıza yakınken, 16. yüzyılda basılan kitaplar olduğu gibi durmaktadır.</p>
<p>Konu sadece dayanıklılıktan veya medyayı kullanabilme özgürlüğünden ibaret değildir, bir film, albüm veya kitap “nüshası” satın aldığınızda o nüsha artık sizindir. Aldığınız bir DVD filmi ister DVD oynatıcıya takarsınız, ister bilgisayarınızda izlersiniz; medyanın dayanıksızlığını göz önüne alıp “ripleyip” bilgisayarınıza kopyalayabilirsiniz, filmi izlemek isteyen bir arkadaşınıza verebilirsiniz, üzerine gülen suratlar çizebilirsiniz, en nihayetinde de eğer ondan kurtulmak istiyorsanız satabilirsiniz. Kitaplar için de durum çok benzerdir, istediğiniz yerde okuyabilir, fotokopisini çekebilir, kitabı tarayabilir, sandalye olarak kullanabilir, bir kütüphaneye bağışlayabilirsiniz. Çünkü kitabın veya DVD’nin içerisideki veri sizin olmasa bile, “nüshası” sizindir.</p>
<p>Ancak mevcuttaki dijitalleşme içerisinde, fiziksel medyalardan dijital akışlara doğru bir eğilim içerisindeyiz. Normalde fiziksel medyada istense de uygulanamayan özgürlük kısıtlamaları maalesef ki dijital mecralarda uygulanabilir hale geldi. Spotify’dan dinlediğiniz bir müziği, “Premium” aboneliğiniz bitince cihazınıza indirmiş olsanız dahi dinleyebilir misiniz? Netflix’te var olan bir diziyi video oynatma yeterliliğine sahip olsa bile “Netflix uygulaması” çalışmayan bir cihazda izleyebilir misiniz? İşte bunları yapmanızı engelleyen “teknoloji” DRM’dir.</p>
<p>DRM, orijinal açılımıyla “Dijital Haklar Yönetimi”, doğru ifadesiyle “Dijital Kısıtlamalar Yönetimi”; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir tahakküm aracıdır. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, kopyalamanızı, paylaşmanızı veya yedeklemenizi engeller. Bunun ötesinde, DRM’in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM’in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Amazon’dan bir e-kitap “satın aldığınızda”, ki kitabı aslında satın alamazsınız, yalnızca kitabı belirli koşullar dahilinde “okuma hakkını” [3] edinirsiniz, ilk paragrafta bahsedilen durumu canlı canlı yaşarsınız. Kitapları yalnızca Amazon’un ürettiği Kindle cihazlarında okuyabilir, onun istediği yerlere not alabilirsiniz. Hatta mahremiyetinize [4] de saygı gösterilmez, aldığınız notlar Amazon tarafından okunur.</p>
<p>Çok ironik bir biçimde, Amazon kullanıcıların “satın aldıklarını düşündükleri” George Orwell’in 1984 kitabını, kitabın yayıncısıyla olan sözleşmesinin bittiği gerekçesiyle uzaktan silmiştir [5]. Bu hissi anlamak için şöyle hayal edin, bir gece uyumadan önce 1984'ü okuyorsunuz, kitaplığınıza koyuyorsunuz, sabah kalktığınızda bulamıyorsunuz. Çiftartı iyi!</p>
<p>Hatta DRM marifetiyle özgürlüğümüzü ortadan kaldırmaya yemin etmiş bazı firmalar, kitaplarının “lisans sözleşmelerine” kitabı yüksek sesle okumanızın yasak olduğuna dair bir madde eklemekten bile utanmamışlardır.</p>
<p>Son tahlilde, DRM özgürlüğümüze düşman bir yapıdır, tasarımı gereği kusurludur [6]. Ancak elbette DRM olmadan dijital dünyadan faydalanmak da mümkündür, eskiden olduğu gibi fiziksel medyalar kullanarak, kullanıcılarını DRM’e zorlamayan hizmetleri tercih ederek [7], mümkün olmayan durumlarda ise bilgiyi ve veriyi “özgürleştirerek” DRM’siz yaşayabilir ve özgürlüğünüzü koruyabilirsiniz.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/UI9
2: 451°F
3: u.oyd.org.tr/JEy
4: u.oyd.org.tr/mhr
5: u.oyd.org.tr/wat
6: u.fsf.org/dbd
7: defectivebydesign.org/guide
</code></pre>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
Özgür Yazılım Derneği’nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00’da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)‘de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.
Bilgilerinize sunarız.
Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu
Gündem:
Açılış ve yoklama Divan seçimi Yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve yönetim kurulunun ibrası Organ seçimleri (Yönetim kurulu ve denetim kurulu) Yeni dernek tüzüğünün görüşülmesi ve oylanması Derneğin 2020-2021 yol haritasının görüşülmesi Dilek ve temenniler Kapanış ">
<metaname="twitter:description"content="Özgür Yazılım Derneği, 2. Olağanüstü Genel Kurulu’nu 28 Mart günü düzenleyecek.">
<h1class="title">Olağanüstü Genel Kurul'a çağrı</h1>
<p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu’ndan</strong><br/>
<p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu’ndan</strong><br>
<strong>Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Davet</strong></p>
<p>Özgür Yazılım Derneği’nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00’da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)‘de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.</p>
<p><strong>Eğer özgür yazılımla yeni tanışacaksanız veya soru işaretleriniz varsa,</strong></p>
<ul>
<li><ahref="../yazilar/ozgur-yazilim">Özgür yazılım nedir?</a> yazımızı okuyarak başlayabilirsiniz.</li>
<li><ahref="../yazilar/donanim-ozgurlugu">Donanım özgürlüğü</a>, <ahref="../yazilar/acik-kaynak">Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</a>, <ahref="../yazilar/ozgurluk-tercih-degildir">Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</a>, <ahref="../yazilar/drm">DRM tehlikesi</a>, <ahref="yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</a> yazılarımız ilginizi çekebilir.</li>
<li>Özellikle <ahref="../yazilar/bugun-ozgur-yazilim-neden-daha-onemli/">Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</a> yazımız, içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi sürecinde okunmaya değer bir yazı.</li>
</ul>
<h2id="tüm-yazılar">Tüm yazılar</h2>
<article>
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/genel-kurul-cagrisi/">Olağanüstü Genel Kurul'a çağrı</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/acik-kaynak-neden-ozgur-yazilimin-ozunu-kaciriyor/">Açık kaynak neden özgür yazılımın özünü kaçırıyor?</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Richard M. Stallman
</div>
<div><ahref="../categories/dernek">dernek</a>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Özgür Yazılım Derneği, 2. Olağanüstü Genel Kurulu'nu 28 Mart günü düzenleyecek.
"Özgür yazılım" ve "açık kaynak" terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/ozgurluk-tercih-degildir/">Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Alper Atmaca
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.
Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmektedir. O kadar çok cümle "benim özgürlüğüm" ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/kullanmaktan-kacinilmasi-gereken-kelimeler/">Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji/">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Alper Atmaca
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.
Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile "doğal" olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb... Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/sifre-degil-parola/">Neden "şifre değil parola"?</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/bugun-ozgur-yazilim-neden-daha-onemli/">Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Neslihan Turan
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli "şifre değil parola" diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden "şifre değil parola" diye söyleyip duruyoruz?
İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak, dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.
Dernek üyelerimizden Neslihan Turan'ın mentörlüğünde bir özgür yazılım Vikimaraton'u TAK Kadıköy'de düzenlendi.
Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya'dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan "sözleşmesinin bittiği" gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/dating/">"Dating" bir özgür yazılım problemidir</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/acik-kaynak/">Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Özcan Oğuz
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.
Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/genel-kurul-cagrisi/">Olağanüstü Genel Kurul'a çağrı</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
<div><ahref="../categories/dernek">dernek</a>
</div>
</div>
</header>
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey... Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir "şey", bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.
Özgür Yazılım Derneği, 2. Olağanüstü Genel Kurulu'nu 28 Mart günü düzenleyecek.
Özgür yazılım nedir, nereden çıktı, nasıl gelişti? Özgür yazılımı kim ortaya attı? Özgür yazılım satılabilir mi?
Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/yeni-site/">Derneğimizin web sitesi hakkında</a></h1>
<h1class="title"><ahref="../yazilar/kullanmaktan-kacinilmasi-gereken-kelimeler/">Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
</div>
<div><ahref="../categories/dernek">dernek</a>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.
Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.
<h1class="title"><ahref="../yazilar/sifre-degil-parola/">Neden "şifre değil parola"?</a></h1>
<divclass="meta">
<divclass="author">
Özcan Oğuz
</div>
<div><ahref="../categories/ozgurluk">ozgurluk</a>
</div>
</div>
</header>
Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli "şifre değil parola" diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden "şifre değil parola" diye söyleyip duruyoruz?
<description>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.</description>
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; terimleri neredeyse aynı yazılımları tanımlamaktadır. Fakat sözkonusu yazılımlar hakkında bambaşka değerler üzerinden bambaşka şeyleri ifade etmektedirler. Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışır ve özünde özgürlük ve adalet hareketidir. Aksine, açık kaynak ise pratik faydalar üzerine yoğunlaşır ve değerler üzerine söz söylemez. Bu yüzden biz açık kaynak ile ortaklaşmıyor ve bu terimi kullanmıyoruz.</p>
<p>Bir yazılıma &ldquo;özgür&rdquo; dediğimizde, aslında o yazılımın kullanıcının; yazılımı çalıştırma, nasıl çalıştığını öğrenme ve değiştirme, değiştirilmiş veya değiştirilmemiş kopyalarını dağıtma gibi temel özgürlüklerine saygılı olduğunu ifade ederiz. Bu ücret değil bir özgürlük meselesidir. Bu yüzden yazılım özgürlüğünden bahsedildiğinde &ldquo;fikir özgürlüğünü&rdquo; koşullarında düşünmelisiniz.</p>
<p>Söz konusu özgürlükler hayati önemdedir. Sadece kullanıcıların bireysel koşulları için değil, bir bütün olarak toplumsal fayda için önemlidirler çünkü sosyal dayanışmayı desteklemekle paylaşımı ve imeceyi yaygınlaştırır. Bu özgürlükler kültürümüzün ve yaşamımızın giderek sayısallaştığı bir dünyada çok daha önemli olmaktadır. Sayısal sesler, görüntüler ve kelimeler dünyasında özgür yazılım artarak genel olarak özgürlük için elzem olmaktadır.</p>
<p>Dünya çapında yüz milyonlarca insan artık özgür yazılım kullanmakta. Hindistan'ın ve İspanya&rsquo;nın belirli bölgelerindeki devlet okulları artık öğrencilerine özgür GNU/Linux işletim sisteminin nasıl kullanılacağını öğretmekte. Buna rağmen çoğu kullanıcı bu sistemi ve özgür yazılım topluluğunu oluşturmamıza sebep olan ahlaki sebepleri bilmemekte çünkü bu günlerde bu sistem ve topluluk sıklıkla &ldquo;açık kaynak&rdquo; olarak söz konusu özgürlüklerden neredeyse hiç bahsetmeyen bir felsefenin adı ile anılmakta.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi 1983&rsquo;ten beri bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için çalışmalarda bulunmakta. 1984&rsquo;te özgür işletim sistemi GNU&rsquo;nun çalışmalarını başlattık ki; kullanıcıların özgürlüklerini tanımayan özgür olmayan işletim sistemlerini kullanmaktan kaçınabilelim. 1980&rsquo;ler boyunca işletim sisteminin çoğu temel parçasını geliştirdik ve yayınlamak için özellikle yazılımların kullanıcılarını özgürlüklerini koruyabilmesi için GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL)&lsquo;i geliştirdik.</p>
<p>Özgür yazılımın tüm kullanıcıları ve geliştiricileri özgür yazılım hareketinin hedefleri ile ortaklaşmış değildi. 1998&rsquo;de özgür yazılım topluluğunun bir kısmı koparak &ldquo;açık kaynak&rdquo; ismi altında çalışmaya başladı. İfade aslen &ldquo;özgür yazılım&rdquo;(ingilizce free software- free bedava anlamına da gelmekte) ifadesindeki olası kavram karmaşasını atlatabilmek üzere önerilmişti fakat çok geçmeden özgür yazılım hareketinin felsefi görüşünden bir hayli farklı bir görüşün taraf ile ilişkilendi.</p>
<p>Açık kaynağın bazı destekçileri ifadeyi şirket yetkililerine yazılımın pratik faydalarını gösterip doğru ve yanlışlar üzerine duymak istemediklerini saklayarak hoşlarına gitmek üzere, özgür yazılım için bir &ldquo;pazarlama&rdquo; kampanyası olarak gördüler. Bazı diğer destekçiler ise dümdüz özgür yazılım hareketinin ahlaki ve sosyal değerlerini reddettiler. Görüşleri ne olursa olsun, &ldquo;açık kaynak&rdquo; için çalışırken kimse değerlere ne gönderme yaptı ne de savundu. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; ifadesi hızla güçlü ve güvenilir yazılımlar geliştirmek gibi pratik faydalara ilişkin fikir ve iddialar ile ilişkilendi. Açık kaynağın çoğu destekçisi zamanla aynı çizgiye geldiler. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; üzerine çoğu tartışma doğru ve yanlışa dikkat etmez, sadece yaygınlığa ve başarıya önem verir. Azınlıktaki bir grup açık kaynak destekçisi bu günlerde özgürlüğü mesele etmektedir fakat aksi görüşteki çoğunluğun içinde kaybolmaktadırlar.</p>
<p>İki görüşte neredeyse aynı tipte yazılımları tanımlamaktadır fakat onlar(açık kaynak) temel olarak farklı bir görüşün savunusunu yapmaktalar. Özgür yazılım hareketi için özgür yazılım bir ahlaki zorunluluktur ve kullanıcıların özgürlüğü için gereklidir. Aksine açık kaynağın felsefesi sorunu, yazılımı nasıl &ldquo;daha iyi&rdquo; yaparız yönüyle görmektedir. Bu bakımdan özgür olmayan yazılımları eldeki soruna yönelik yetersiz bir çözüm olarak tanımlamaktadırlar.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi için ise özgür olmayan yazılımlar sosyal bir problemdir ve çözümü kullanmayı bırakmak ve özgür yazılımlara geçmektir.</p>
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; eğer aynı (neredeyse) yazılımı ifade ediyorsa hangisini kullandığımız fark eder mi? Evet eder çünkü farklı kelimeler farklı fikirleri iletir. Özgür bir yazılım herhangi bir ad altında size aynı özgürlükleri veriyor olsa da özgürlüğü kalıcı olarak sağlamak için gerekli olan insanlara özgürlüğün değerini öğretmektir. Eğer bu yolda yardımcı olmak istiyorsanız özgür yazılımdan bahsetmek elzemdir.</p>
<p>Özgür yazılım hareketi olarak biz açık kaynağı düşman olarak görmüyoruz. Düşman mülk(özgür olmayan) yazılımlardır. Fakat insanların bizim özgürlükten yana durduğumuzu bilmesini istiyoruz ve yanlış şekilde açık kaynak destekçileri olarak anılmaya karşı çıkıyoruz. Bizim peşinde olduğumuz &ldquo;açık kaynak&rdquo; değil ve karşısında durduğumuz &ldquo;kapalı kaynak&rdquo; değildir. Altını çizmek için bu terimleri kullanmaktan kaçınıyoruz.</p>
<h2 id="özgür-yazılım-ile-açık-kaynak-arasındaki-pratik-farklılıklar">Özgür yazılım ile açık kaynak arasındaki pratik farklılıklar</h2>
<p>Pratikte açık kaynak, özgür yazılıma göre daha biraz daha gevşek bir duruş sergilemekte. Bildiğimiz kadarı ile yayınlanmış olan tüm özgür yazılım kodları açık kaynak tanımına uymaktadır. Neredeyse tüm açık kaynak yazılımlar özgür yazılımdır fakat istisnalar bulunmakta. Öncelikle bazı açık kaynak lisansları çok kısıtlayıcı olduğundan özgür lisans olarak değerlendirilemezler. Örnekle, &ldquo;Open Watcom&rdquo; özgür değildir çünkü ruhsatı değiştirilmiş bir kopya üretmeye ve şahsi kullanımına izin vermemektedir. Talihimize çok az yazılım bu tip ruhsatlar kullanmaktadır.</p>
<p>Dahası bir programın kaynak kodu copyleft olmayan zayıf bir ruhsata tabi olduğunda programın çalıştırılabilir dosyaları başkaca özgür olmayan koşullar taşıyabilir. Örneğin Microsoft Visual Studio ile bunu yapmaktadır.</p>
<p>Eğer bu çalıştırılabilir dosyalar yayınlanan kaynak ile tamamen eşleşiyor ise açık kaynak olarak tanımlanabilmekte fakat özgür yazılım olamamakta. Lakin, bu durumda kullanıcı kaynak kodunu derleyerebilmekte ve özgür olarak derlediği çalıştırılabilir dosyayı dağıtabilmekte.</p>
<p>Son ve en mühim konu olarak pratikte bilgisayar içeren çoğu ürünün çalıştırılacak koda ilişkin kullanıcıları başkaca yazılım çalıştırmaktan men etmek üzere imza kontrolü yapması gelmekte. Sadece ayrıcalıkli tek bir şirket cihaz üzerinde çalışacak yazılım üretebilmekte ve cihazın tüm işlevlerine erişebilmekte. Biz bu tip cihazları &ldquo;tiran&rdquo; olarak anıyoruz ve uygulamaya ilk örneğini gördüğümüz üründen (TiVo) esinlenerek &ldquo;tivolamak&rdquo; (tivoization) diyoruz. Çalıştırılabilir dosyalar özgür kaynak kodundan elde edilmiş ve özgür bir lisansla yayında olsa bile kullanıcı değiştirilmiş versiyonlarını çalıştıramamakta ve hali ile çalıştırılabilir dosya de-facto özgür olmamakta.</p>
<p>Çoğu Android ürünü kaynak kodu GNU GPLv2 ile ruhsatlı olmasına rağmen özgür olmayan tivolanmış çalıştırılabilir Linux kodları içermektedir.</p>
<p>Açık kaynak için kaynak kodunun ruhsatından başka bir endişe kaynağı yoktur. Böylelikle açık kaynak ve özgür Linux&rsquo;tan elde edilmiş kodla derlenen çalıştırılabilir dosyalar açık kaynaktır ama özgür değildir.</p>
<h1 id="özgür-yazılım-ve-açık-kaynak-ile-ilgili-yanlış-bilinenler">&ldquo;Özgür Yazılım&rdquo; ve &ldquo;Açık Kaynak&rdquo; ile İlgili Yanlış Bilinenler</h1>
<p>&ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ifadesi yanlış anlaşılmaya açıktır. Kullanılacak &ldquo;bedelsizce alabileceğiniz yazılım&rdquo; ifadesi ile amaçlanan &ldquo;kullanıcıya belirli özgürlükleri veren yazılım&rdquo; ifadesi aynı anda &ldquo;özgür yazılım&rdquo; teriminden çıkarılabilir(özgür kelimesi İngilizce&rsquo;de bedava ile eş anlamlı olduğu için). Biz bu soruna özgür yazılımın tanımını yayınlayarak ve &ldquo;özgür ifade gibi düşünün bedava bira gibi değil&rdquo; diyerek çözümlüyoruz. Bu ideal bir çözüm değil ve sorunu kökünden çözmesi mümkün değil. Eğer başkaca bir soruna yol açmayacak olsaydı kesin ve doğru bir terim çok daha iyi olurdu.</p>
<p>Ne yazık ki İngilizde&rsquo;deki diğer tüm ihtimaller kendince sorunlar içermekte. İnsanların önerdiği pek çok öneriyi değerlendirdik fakat hiç biri geçiş yapmak için açıkça &ldquo;doğru&rdquo; gelmedi. (Mesela, bazı bağlamlarda Fransızca ve İspanyolca olan &ldquo;libre&rdquo; kelimesi iyi olmakta fakat Hindistan&rsquo;daki insanlar bu kelimeyi hiç tanımamakta.) &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; için teklif edilen her değişiklik bir çeşit anlamsal sorun içermekte ve bu sorun &ldquo;açık kaynak yazılım'ı&rdquo; da içermekte.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynak yazılımın&rdquo; resmi tanımı (Açık Kaynak Girişimi tarafından yayınlanan ve buraya eklemek için çok uzun olan) özgür yazılım için bizim belirlediğimiz kriterlerden doğrudan türetilmiştir. Aynısı değildir ama bazı yönlerden daha gevşektir. Yine de tanımları birçok noktada bizim tanımlarımız ile örtüşmektedir.</p>
<p>Ne var ki; &ldquo;açık kaynak yazılım&rdquo; tabirinden anlaşılan doğal anlam - ki pek çok insan bu anlama geldiğini düşünmekte- &ldquo;kaynak koduna bakılabilmesidir&rdquo;. Bu sınıflandırma özgür yazılım tanımından çok daha zayıftır, aynı zamanda açık kaynağın kendi tanımından da bir o kadar zayıftır. Bu tanım ne özgür ne de açık kaynak pek çok yazılımı kapsamaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynağın&rdquo; bariz anlamı onu savunanların amaçladığından farklı olduğuna göre sonucun çoğu insan tarafından terimin yanlış anlaşılması şaşırtıcı değildir. Yazar Neal Stephenson&rsquo;a göre herkesin kaynak kodunun bir kopyasını alabilmesinden ötürü &ldquo;Linux &lsquo;açık kaynak&rsquo; yazılımdır. Kanımca kendisi bilerek terimin resmi tanımının duruşuna karşı çıkmış veya eleştirmiş değildir. Düşünceme göre basitçe İngilizce dilinin basit bir dönüşümü ile terime anlam bulmuştur. Kansas(ABD) eyaleti de benzer bir tanım yayınlamıştır: &ldquo;Açık kaynak yazılımlardan faydalanın(OSS). OSS, öznel ruhsat koşulları kod ile yapılabilecekleri belirlese bile kaynak kodu serbestçe ve açıkça elde edilebilen yazılımdır.&rdquo;</p>
<p>New York Times bir makalesinde tanımı iyice esneterek, yazılımlara ön versiyonlarında beta test yaparak gizli geri dönüşler yapan kullanıcıları kapsayacacak şekilde genişletmiştir. Halbuki mülk yazılımlar bunu on yıllardır zaten yapmaktaydılar.</p>
<p>Terim, patentsiz yayınlanan donanım tasarımlarını kapsayacak kadar bile genişletilmiştir. Patentsiz donanım tasarımları topluma çok değerli katkılardır fakat &ldquo;kaynak kod&rdquo; bu tasarımların bir parçası değildir.</p>
<p>Açık kaynak destekçileri bu durumla mücadele etmek için resmi tanımlarına gönderme yapmakta fakat bu doğrulama çabası bizim için olduğundan daha etkisiz olmakta. &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; terimi iki doğal anlama sahip. Biri kastedilen anlamı yani bir kişi bir kez &ldquo;fikir özgürlüğü&rdquo; ile &ldquo;bedava bira&rdquo; arasındaki fikir farklılığını kavradıktan sonra tanımı bir daha karıştırmayacaktır. Fakat &ldquo;açık kaynak&rdquo; terimi doğal olarak bir anlama gelmektedir ve o anlam da destekçilerinin amaçladığından farklıdır. Bu durumda remi tanımı haklı çıkarmak ve açıklamak için öz bir yol yoktur. Bu çok daha kötü bir kafa karışıklığı yaratmaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynağa&rdquo; ilişkin bir başka yanlış anlaşılma da &ldquo;GNU GPL kullanılmaması&rdquo; olduğudur. Çoğunlukla bu durum bir başka yanlış anlaşılma olarak &ldquo;özgür yazılımın&rdquo; &ldquo;GPL ile ruhsatlanmamış yazılım&rdquo; olduğu yanılgısı ile birlikte gelmektedir. Bu ifadelerin ikiside yanılmaktadır çünkü GNU GPL açık kaynak ruhsatı olarak değerlendirilmekte ve çoğu açık kaynak ruhsatları da özgür yazılım ruhsatı sayılmaktadır. GNU GPL dışında pek çok özgür yazılım ruhsatı bulunmaktadır.</p>
<p>&ldquo;Açık kaynak&rdquo; tanımı yazılım ruhsatının konu olmadığı, kaynak kodun bir parçasını oluşturmadığı; devlet, eğitim ve bilim gibi alanlarda kullanılmakla daha da esnetilmiştir. Bu eylemler ile ortak bulunulan tek taraf bir şekilde insanların katılmaya davet edilmiş olmasıdır. Terimi öyle bir esnetmişlerdir ki; &ldquo;katılımcı&rdquo; veya &ldquo;şeffaf&rdquo; veya daha azı anlamına gelmeye başlamıştır. Daha kötüsü ifadesiz bir moda sözcüğe dönüşmüştür.</p>
<h2 id="farlı-değerler-farklı-sonuçlara-çıkabilir---her-zaman-değil">Farlı Değerler Farklı Sonuçlara Çıkabilir - Her Zaman Değil</h2>
<p>1960&rsquo;larda radikal gruplar fraksiyonlaşma ile tanırlardı. Bazı organizasyonlar strateji detayları üzerinden bölünmüş ve iki kardeş grup birbirlierine benzer hedef ve değerleri olmasına rağmen düşman kesilmişlerdir. Sağ siyaset bunu çokça sola karşı kullanmış ve eleştirilerine alet etmiştir.</p>
<p>Kimileri radikal grupların ayrılıkçılıklarını örnek verek özgür yazılım hareketini kötülemeye çalışmıştır. Kendileri durumu tersten anlamaktadır. Biz açık kaynak tarafı ile temel hedef ve değerler üzerinden anlaşamıyoruz fakat onların görüşü ile bizimki özgür yazılımların geliştirilmesine yönelik aynı pratik davranışları desteklemektedir.</p>
<p>Sonuç olarak özgür yazılım hareketi ve açık kaynak tarafı çoğunlukla yazılım geliştirmesi gibi pratik konularda birlikte çalışmaktadır. Farklı felsefi görüşlerin farklı insanların aynı projelerde birlikte çalışabilmesi dikkate değerdir. Her halde temelli olarak farklı görüşlerin çok farklı eylemlere yol açtığı durumlar da vardır.</p>
<p>Açık kaynağın arkasında durduğu fikir, kullanıcılarının yazılımları değiştirmesinin ve tekrar dağıtmasının yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılacağıdır. Fakat bu kesin değildir. Tüm mülk yazılımların geliştiricileri doğal olarak yetersiz değildir. Kimi zamanlar kullanıcı özgürlüğüne saygılı olmasalar da güçlü ve güvenilir yazılımlar üretmektedirler. Bu duruma özgür yazılım aktivistleri ve açık kaynak destekçileri çok farklı şekilde tepki vereceklerdir.</p>
<p>Özgür yazılım ideallerinden fazla etkilenmemiş, saf bir açık kaynak destekçisi şunu söyleyebilir: &ldquo;bizim geliştirme modelimizi kullanmadan bu kadar iyi bir yazılım geliştirebilmene şaşırdım. Nasıl bir kopyasını alabilirim?&rdquo; Bu tutum sadece özgürlüğü ortadan kaldıracak davranışları ödüllendirecektir.</p>
<p>Özgür yazılım aktivisti ise şunu diyecektir: &ldquo;Yazılımın çok çekici fakat ben özgürlüğüme daha fazla değer veriyorum. Bu sebeple yazılımını reddediyorum. İşimi bir başka şekilde göreceğim ve özgür bir alternatif geliştirilmesine katkı sunacağım.&rdquo; Eğer özgürlüğümüze değer veriyorsak bunu sürdürebilir ve savunabiliriz.</p>
<h2 id="güçlü-güvenilir-yazılımlar-kötü-olabilir">Güçlü, Güvenilir Yazılımlar Kötü Olabilir</h2>
<p>Yazılımların güçlü ve güvenilir olmasının arkadaşında bulunan fikrimiz yazılımların kullanıcılarına hizmet etmesi gerekliliğine dayanmaktadır. Eğer yazılım güçlü ve güvenilir ise bu kullanıcılarına daha iyi hizmet edeceklerini ifade edecektir.</p>
<p>Fakat yazılım kullanıcılarının özgürlüğüne değer verdiği sürece onlara hizmet edebilir. Yazılım kullanıcıların esir etmek üzere tasarlandı is ene olacaktır? Bu durumda yazılımın güçlü olması zincirlerin daha dayanıklı, güvenilir olması da sökülmesinin daha zor olması anlamına gelecektir. Kullanıcılarını gözetlemek, kısıtlamak, arka kapılar ve zorlanmış güncellemeler gibi kötücül özellikler mülk yazılımlarda yaygın durumlardır ve bazı açık kaynak destekçileri de benzer uygulamaları açık kaynak yazılımlarda kullanmak istemektedirler.</p>
<p>Film ve müzik endüstrisinin baskısı altında bireysel kullanıma özgülenmiş yazılımlar giderek kullanıcılarını kısıtlamaya yönelmektedir. Bu kötücül özellik Dijital Kısıtlama Yönetimi (Digital Restrictions Management) (defectivebydesign.org) yani DRM olarak bilinir ve özgür yazılımın savunduğu özgürlük ruhunun antitezidir. Sadece ruhen değil aynı zamanda DRM&rsquo;in amacı özgürlüğünüzü çiğnemek olduğundan DRM geliştiricileri DRM&rsquo;i sağlayan yazılımların değiştirilmesini zor, imkansız ve hatta yasadışı kılmaya çalışır.</p>
<p>Yine de bazı açık kaynak destekçileri &ldquo;açık kaynak DRM&rdquo; diye bir yazılım teklif etmişlerdir. Sizin şifrelenmiş içeriğie erişiminizi kısıtlamak için tasarlanmış yazılımın kaynak kodunu yayınlamak ve değiştirilmesine izin vermekle sizin gibi kullanıcıları daha iyi kısıtlayacak yazılımlar elde edilmesi tekliflerinin temel fikridir. Daha sonra yazılım size değiştirmenize izin verilmeyen cihazlar içinde sunulacaktır.</p>
<p>Söz konusu yazılım açık kaynak olabilir ve geliştirme modeli açık kaynak esaslarına dayanabilir fakat bu onu özgür yazılım yapmayacaktır çünkü yazılımı çalıştıran kullanıcıların özgürlüğüne saygı duymamaktadır. Eğer açık kaynak geliştirme modeli bu tip bir yazılımı daha güçlü ve güvenilir kılmakta başarıya ulaşırsa özgürlük konusu çok daha kötü olacaktır.</p>
<p>Özgür yazılım hareketinden ayrılan açık kaynak tarafının kararındaki temel motivasyon &ldquo;özgür yazılım&rdquo; fikrinin etik duruşunun bazı insanları rahatsız ettiği idi. Bu doğrudur: özgürlük gibi etik meseleleri gündem yapmak, rahatlık ve sorumluluklardan bahsetmek aslında insanlara gözardı etmeyi arzuladıkları davranışlarının etik duruşu gibi şeyleri düşünmeye sevk etmektir. Bu rahatsızlık yaratabilir ve kimi kimseler dümdüz bunu düşünmeyi reddedebilir. Bu durum bahsettiğimiz konular hakkında konuşmamıza mani değildir.</p>
<p>Açık kaynak liderlerinin yapmayı seçtiği ise tam olarak budur. Etik ve özgürlük konularında sessiz kalarak ve sadece belirli özgür yazılımların anlık pratik faydalarından bahsederek yazılımları şirketler gibi kimi kullanıcılara daha etkili bir şekilde &ldquo;satabileceklerini&rdquo; fark etmişlerdir.</p>
<p>Açık kaynak yandaşları yukarıdaki durumdan biraz daha derin düşündüklerinde genellikle açık kaynağı insanlığa bir &ldquo;hediye&rdquo; olarak sunmaktan bahsederler. Bunu bir hayır olarak sunmak ahlaki olarak gerekenin ötesindedir ve mülk yazılımları kaynak kodu olmadan dağıtmayı ahlaki olarak haklı olduğunu farzeder.</p>
<p>Bu yaklaşım kendi içinde etkili olmuş sayılır. Açık kaynak retoriği bir çok şirketi ve bireyi özgür yazılım kullanmaya ve geliştirmeye ikna etmiş fakat topluluğumuzu sadece yüzeysel ve pratik seviyede ilerletmiştir. Açık kaynağın sadece pratik değerler üzerine kurulu felsefesi, özgür yazılımın daha derin anlamlarına ket vurmaktadır. Çokça yeni kullanıcıyı topluluğumuza katmakta fakat onlara topluluğun nasıl savunulacağını öğretmemektedir. Bu gelişme bir bakıma iyi fakat özgürlüğü kalıcı kılmaya yeterli değil. Kullanıcıları özgür yazılıma çekmek, özgürlüklerini korumak adına harekete geçmelerinin sadece bir kısmıdır.</p>
<p>Bir noktada bu kullanıcılar kimi pratik faydalar için mülk yazılımlara geri dönmeye davet edileceklerdir. Sayısız şirket bu tip tekliflerle akıl çelmeye, hatta kimileri mülk yazılımlarını bilabedel sunmaktadır. Kullanıcılar neden bunu reddedsin ki? Keşke özgür yazılımın onlara verdiği özgürlüğün kendinden ve kendisi için olan değerinin önemini kimi pratik veya teknik rahatlıktan önemli olduğunu öğrenmiş olsalardı. Bu fikri yaymak için özgürlük üzerine daha çok konuşmalıyız. Topluluğun yararı adına bir miktar &ldquo;sessizlik&rdquo; şirketlere yanaşmak için faydalı olabilir ama özgürlüğe düşkün olmanın bir gariplik olmasına sebep olarak kadar yaygınca sessiz kalmak tehlikeli olacaktır.</p>
<p>Bu tehlike tam olarak içinde bulunduğumuz durumu ifade eder. Özellikle dağıtımcılar olmak üzere özgür yazılımla uğraşan çoğu insan özgürlük hakkında çok az konuşur çünkü şirketler tarafından &ldquo;daha kabul edilebilir&rdquo; olmak arzularıdır. Neredeyse tüm GNU/Linux işletim sistemi dağıtımları mülk paketleri temel olarak sistemlerine eklemekte ve kullanıcılarına bu durumu bir kusurdan ziyade avantaş olarak sunmaktadırlar.</p>
<p>Mülk eklentiler ile kısmen özgür olmayan GNU/Linux dağitimları kendilerine rahatça yol bulabilmekte çünkü topluluğumuz çoğu yazılımlarının özgürlüğü konusunda ısrarcı değildir. Bu rastgele olmuş değildir. Çoğu GNU/Linux kullanıcıları aramıza özgürlük adına tek kelime söylemeyen &ldquo;açık kaynak&rdquo; tartışmaları ile dahil olmuştur. Özgürlüğü el üstünde tutmayan çabalar ve özgürlük hakkında tek kelime etmeyen konuşmalar birlikte yol almaktadır. Bu eğilimi aşmak için daha az değil, daha çok özgürlük üzerine konuşmalıyız.</p>
<h2 id="floss-ve-foss">&ldquo;FLOSS&rdquo; ve &ldquo;FOSS&rdquo;</h2>
<p>FLOSS ve FOSS (Özgür ve libre[1] açık kaynak yazılım ve özgür ve açık kaynak yazılım) terimleri özgür yazılım ile açık kaynak arasında olmak için kullanılmaktadır. Eğer tarafsızlık niyetiniz ise &ldquo;FLOSS&rdquo; ikisi arasında iyi olan tercihtir keza gerçekten tarafız bir ifadedir. Fakat özgürlüğün tarafında durak istiyorsanız tarafsız bir ifade kullanmak doğru sayılmaz. Özgürlüğük için mücadele etmek insanlara özgürlüğü desteklediğinizi de göstermeyi gerektirir.</p>
<h2 id="tüketici-bilinci-için-mücadele">Tüketici Bilinci için Mücadele</h2>
<p>&ldquo;Özgür&rdquo; ve &ldquo;açık&rdquo; tüketicinin farkındalığı için rakiptirler. &ldquo;Özgür yazılım&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak&rdquo; farklı fikirlerdir fakat yazılım üzerine düşünen çoğu insan için aynı kavramın farklı ifadeleridir. İnsanlar için &ldquo;açık kaynak&rdquo; düşünmeye alışılması, özgür yazılım hareketinin felsefesi üzerine düşünmeye ve algılamaya bir engel oluşturur. Eğer insanlar bizimle ve yazılımlarımız ile &ldquo;açık&rdquo; kelimesi ile tanıştıysalar, bizim aslında başka bir düşüncenin tarafında olduğumuzu algılamaları için onları entellektüel olarak sarsmamız gerekmekte. &ldquo;Özgür&rdquo; kelimesini içeren her etkinlik özgür yazılım hareketinin etrafına çekilmiş bu perdeyi daha da genişletmektedir.</p>
<p>Haliyle özgür yazılım aktivistleri kendine &ldquo;açık&rdquo; diyen her türlü çalışmayı reddetmelidir. Eğer bir etkinlik kendi içinde iyi ise de yapılan her katkı açık kaynak fikrini yayarak bir miktar da zarara yol açacaktır. Kendine &ldquo;özgür&rdquo; veya &ldquo;libre&rdquo; diyen pek çok iyi çalışma ve etkinlik vardır. Bu projelere yaplan her katkı aynı zamanda özgür yazılım fikri adına da fayda gösterir. Bunca yararlı proje içinden neden fazladan fayda göstere projeler seçilmesin ki?</p>
<h2 id="sonuç">Sonuç</h2>
<p>Açık kaynak tarafı topluluğumuza yeni kullanıcılar çekerken biz özgür yazılım aktivistleri özgürlük meselesini onların dikkatine sunmanın yükü altına giriyoruz. Biz her zamankinden daha fazla ve yüksek sesle &ldquo;Bu özgür yazılımdır ve size özgürlük sağlar!&rdquo; demeliyiz. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; yerine &ldquo;özgür yazılım&rdquo; dediğiniz her an amacımıza destek olmuş olursunuz.</p>
<p>Lakhani ve Wolf&rsquo;un makalesine göre hatrı sayılır bir grup yazılım geliştiricisi özgür yazılımın temel özelliği olarak özgürlüğü görmektedir. Bu sonuç ahlaki olarak bir endişesi olmayan SourceForge gibi bir siteden geliyor olmasına rağmen ortaya çıkmıştır.</p>
</content>
</item>
<item>
<title>Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</title>
<description>Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmektedir. O kadar çok cümle &ldquo;benim özgürlüğüm&rdquo; ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.</description>
<p>Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmekte. O kadar çok cümle &ldquo;benim özgürlüğüm&rdquo; ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.</p>
<p>Özgürlük pek çok şey gibi diyalektik eşi ile tanımlanır. Gölgenin ışık olmadan var olamaması gibi özgürlük de baskının olmadığı durumda var olmaz. Eğer &ldquo;özgür olunacak&rdquo; bir baskı ortada olmazsa özgürlük diye bir kavramı tanımlamaya ne gerek olur ki? Bask bir kişiden, kurumdan hatta yerçekimi gibi fiziğin kendisinden dahi gelebilir. Bu konuda bir ayrım yok. Kamusal bir kural tarafından sınırlandırılmak ile yerçekiminin etkisi arasında bir fark yok; sonuçta tam olarak özerklik gösteremezsiniz. Bu özgürlüğü toplumsal olarak hepimizin paylaştığı ve birlikte ilerlettiği bir kaynak yapar.</p>
<p>Yerçekimi hepimizin ayrımsız paylaştığı bir baskı. Yerçekimi yüzünden dilediğimiz kadar zıplayamıyor veya kayarsak düşüyoruz. Sadece bir kimsenin Dünya&rsquo;nın bir yerinde uçakla uçuyor olması o kişinin yerçekimine karşı bir çeşit kişisel özgürlüğü olduğu anlamına gelmiyor. Uçaktaki kişi yerçekimine; hava kirliliği, uçağı imal eden işçileirn sömürüsü ve sınırlı hava sahası gibi yerdeki tüm insanların olan ortak kaynakları tüketerek erişiyor.</p>
<p>Özgürlük fikri homo sapiens sapiens&rsquo;in içkin bir özelliğidir. İnsanlık, tarihinde ürettiği aletleri uzaydan gelmiş siyah bir blok sebebi ile değil, doğanın kötü hava, yırtıcılar gibi tüm baskılarına karşı koymanın saf ihtiyacı ile yaptı. Bu araçlar insanlın özgürlüğünü kısıtlayan tüm doğa etmenleri ile mücadele etmek ve insanlığı bugünlere getirimek için kullanıldı. Bu sebeptendir ki hapis edilmek bir cezadır ve köle kılınmaya hiç bir zaman gerçekten rıza verilmemiştir.</p>
<p>Mülk yaılımlar ve hizmetler kullanmak adına bir özgürlüğünüz yok! Sayısal ve bugün neredeyse fiziksel efendilerimize kendinizi köle kılmak için size verilmiş şahsi bir hakkınız yok. Aksini iddia etmek ya cehalet ya da homo sapiens sapiens olmamakla eşdeğerdir. Gerçekten kabul edilebilir alternatiflerin olmadığı durumda özgür irade yoktur ve neredeyse her koda ve cihaza bir avuç şirket tarafından hükmedildiği bir durumda siz özgürce karar veremezsiniz.</p>
<p>Eğer sayısal köleliğe bir alternatif olduğu gerçeğinden habersizseniz bu tartışmadan muafsınız fakat özgür yazılımın, özgür donanımın, tamir etme hakkı hareketinin varlığından ve kendi kaderini tayin ve gücü halka nasıl geri iade etmeye uğraştıklarını biliyorsanız köleliği seçemezsiniz! Bir alternatifi varken yüklediğiniz her mük yazılım, üye olduğunuz her özgür olmayan hizmet, kullandığınız kamu kaynağı emen aracı ile aslında dünyadaki diğer tüm insanlardan bir parça özgürlük çalıyorsunuz, efendilerinize besliyorsunuz ve tabakta kalanlarını da kendi bencil ihtiyaçlarınız için kullanıyorsunuz!</p>
<p>Bu gerçeğin ne inkarı ne de etrafından dolanmanın bir yolu var. Bu, insanlık tarihinde daha önce yaşandı. İnsanlar yaşamları için ayaklandı ve bugün özgürlük ile haklar olarak bildiğimiz herşey onların mücadelesi ve acılarının üzerine kuruldu. Eğer özgürlüğünüzden vazgeçmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olduğunun farkında olmanız gereklidir.</p>
</content>
</item>
<item>
<title>Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</title>
<description>Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile &ldquo;doğal&rdquo; olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb&hellip; Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.</description>
<p>Kapitalist üretim ve bununla birlikte gelen kapitalist sosyal düzen neredeyse her köşesinde ayrımcılıkla, daha doğru bir ifade ile kimi insanların meşru bir dayanağı olmayan ayrıcalıkları ile doludur. Ayrıcalıklı olunan alanlar çoğu zaman kişilerin o günün hakim ideolojisi etkisi ile &ldquo;doğal&rdquo; olarak görülen içkin durumlara dayalıdır. Milliyet, ten rengi, sosyal sınıf, medeniyet vb&hellip; Bu ayrıcalıklı kesimlerin var olan kaynaklar ve sosyal düzen getirilerinden adaletsizce daha fazla yararlandıkları bilinen ve fazlaca çalışılmış bir gerçek.</p>
<p>Tarih temelde ekonomik bir paylaşım sorununa kılıf yapılmış bu tip ideolojik ayrıcalıklara örneklerle doludur. Pratik karşılıkları olan bu ayrımcılık unsurları çoğunlukla tarafların kültürel, fiziksel veya fikirsel ayrımları üzerine konumlandırılır ve eşitsiz bir kaynak dağıtımına temel oluşturulur. Bir meşruiyet aracı ihtiyacından doğan bu &ldquo;propoganda&rdquo; unsurları kimi zaman durumun kaynağı gibi görünse de aslında sadece kılıftan ibarettir.</p>
<p>On dokuzuncu yüzyılda yeni dünyanın sömürüsünü ve kaynaklarının yağmasını şekillendiren işgal, katliamlar ve kölecilik temelde &ldquo;medeniyet&quot;siz olanlara medeniyet götürmek, feodal toprak ağalarının serflere karşı aristokrasi ve toprak mülkiyeti iddiaları, bugün dünyanın açlıktan ölen insanlarını sosyal darvinizm ile açıklamak gibi sayısız örnek tarihin sayfalarında yer almaktadır. Temelde olan ise hakim sınıfın bu &ldquo;kılıfların&rdquo; yaratıcısı ve kar edeni olmasıdır. Söz konusu ayrımın günlük yansımaları herkesin hayatında bugün dahi bulunmakta. Bu durumun bir şekilde &ldquo;doğallaştırılmış&rdquo; veya &ldquo;meşrulaştırılmış&rdquo; olması gerçekliği pek az değiştirmekte.</p>
<p>Eğitim temel bir hak ama parası olan daha iyisini alabilmekte, yaşamak için sağlıklı besin bir gereklilik ama zehirlenmiş tarım ürünerinin haricinde &ldquo;organik&rdquo; besin alabilen sadece küçük bir kesim, barınmak için gereken kamusal kaynakların çoğu bir avuç kişinin elinde toplanmışken sokakta yaşam mücadelesi veren insanlar var&hellip;. Bit bit kurduğumuz dijital ve gözetim toplumunda hayatta kalmak ve insanca bir yaşam sürmek için gereken bilgi, donanım ve imkana erişim ise göz ardı edilen bir alan olmasına rağmen pek farklı bir tablo çizmemekte.
IMAGE:abakus.eps:Ayrıcalıkları fark etmek iyi bir başlangıçtır.:center:h
Toplumun bir kısmının ayrıcalıklı olduğunu söyleyebilmek için belirli şartlar oluşmalıdır. Öncelikle bir kesimin ayrıcalıklı olarak yararlanabildiği toplumsal bir kaynağın var olması gerekir. Elbette bu kaynağın üretimi için gerekli olan üretim araçlarının tamamı veya önem arz edecek miktarının toplumun mülkiyetine ait olmaması, yani özel mülkiyette veya devlet özel mülkünde olması gereklidir. Böylece söz konusu kaynağın üretimi ve dağıtımı konusundaki kararların alınmasındaki süreçler toplumdan uzaklaştırılmış olur. Toplumsal örgütlenmeye hakim olan sınıf kaynağın yönetimine de sahip olduğu gibi doğal olarak bunu kendi lehine de kullanır.</p>
<p>Basit bir inceleme bugün yaşadığımız dijital dünyanın 21. yüzyıl demokrasilerinin mücadele ile kazanılmış sosyal demokrasi haklarından dahi ari olan vahşi orta çağ sömürüsü düzeninde olduğunu gözler önüne serecektir. Birkaç tane şirket (Microsoft, Oracle, Apple, Dell, Alphabet/Google, Amazon), dijital yaşantımıza ait kaynakların neredeyse tamamına hakimler. Sözleşmeler, ruhsatlar ve politik sermaye güçleri ile topluma bireylerin kullanım alışkanlıklarını yöneterek hakim oluyorlar. Bugün çağdaş yaşamda bilgisayarsız veya İnternetsiz yaşamak mümkün değilken bu yaşam kaynağına sahiplik(!) iddiası ile dünyayı şekillendiriyorlar. Bireylerin ve toplumların konuya ilişkin yapabilecekleri ise sınırlı durumda. Bahsedilen şirketlerin toplam sermayesi dünyadaki pek çok ülkenin toplamından bile fazla eder durumda. Bu şirketler toplumsal kaynakları sömürerek ve mahremiyet başta olmak üzere bireysel özgürlükleri talen ederek para kazanıyor ve tarihin diğer tüm sömüren sınıfları gibi üretim araçlarını ellerinde tutuyorlar. Bireylerin ise bu duruma karşı koyması için benzer şekilde sermaye ortaya koyması gerekiyor ve bu sermaye insanlar arasında eşit bulunan bir kaynak değil.</p>
<p>Bu noktada bir gerçeklik ortaya çıkmakta. Toplum ve üretim araçları hızla dijital yönelimde şekil değiştirken bu kaynağa erişim, yararlanma ve korunma imkanları da toplumun genel eşitsizlik düzenini yansıtan hatta katlayan bir nitelikte eşitsiz dağılmakta.</p>
<p>Dijital dünyanın uyumlu vatandaşının ilk sahip olması gereken şey bilgi. Bilişim sistemlerine ve kullanımına ilişkin bilgi. Bu konuda formal bir eğitim veya bazen İnternet üzerinden erişilebilen kaynaklara ulaşım bile dünyada yaygın olarak sahip olunulan bir durum değil ve sadece gelişmiş ülekeler çevresinde yaşan insanların ayrıcalığı durumunda ki buna bu ülkelerdeki gelir adeletsizliğinin getirdiği erişim kısıtları eklenirse bir homojenliğin söz konusu olmadığı görülebilir. Bu durumda eğitim farklılığının bireyler arasında doğurduğu farkın kapanmasının pek mümkün olmadığı söylenebilir.</p>
<p>Dijital dünyanın ikinci gerekliliklerinden biri donanım. Nihayetinde dijital bir donanım olmadan biz analog insanların bu yeni dünyaya bağlanamayacağımız aşikar. Fakat günümüzde WEB&rsquo;in giderek JavaScriptler ile ağırlaştığı, yazılımların giderek daha fazla kaynak talep ettiği bir durumda kişilerin yeterli(!) bir bilişim aygıtına erişimini garanti edecek bir ortam bulunmamakta. Bir bilgisayar sahibi olmanın lüks olduğu yerler hala var ve sadece bilgisayarın var olması değil bunun modern anlamda kullanılabilir olması da gerekiyor.</p>
<p>Her üretim aracı gibi dijital araçlarımız da öğrenmek, etkin şekilde kullanabilmek ve gerektiğinde geliştirebilmek için emek ve hali ile zaman gerektiriyor. Belki bu anlamda bildiğimiz eski dünyanın her aracından daha fazlasını gerektiriyor. Zengin batı medeniyetlerine ait olup bu ülkelerin zengin kesimlerinde bulunmayanlar için emek ve zaman çoğunlukla fazlası bulunmayan bir kaynak olarak yaşamsal giderlere özgülenmek zorunda. Bu koşullarda bir bilgisayar sadece bir eğlence aracı olarak bile zahmetli, pahalı ve gereksiz konuma düşebilmekte.</p>
<p>Bu adaletsizlik her şekil ve koşulda kendini tüm toplumlarda göstermekte;</p>
<ul>
<li>Bilişim teknolojileri ile uğraşanlar toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yansıması olarak çoğunlukla erkek olmakta</li>
<li>Eğitime veya donanıma sahip olamayan kesimler dönüşümün dışında kalmakta</li>
<li>Dijital devrime son gençliklerinde yetişen kişiler bu alt kültürlere gençler kadar kolay dahil olamamakta, dolayısıyla kuşak farkı bir dezavantaj oluşturmakta</li>
<li>Temel bilişim ihtiyaçlarına gücü yetmeyen insanlar şirketlerin sömürüsüne özgür olmayan yazılım ve servisler aracılığı ile erişmeye çalışmakta</li>
<li>Mahremiyet şirketlerce pazarlanmaya (Apple) ve bir insan hakkı olmaktan bir meta olmaya sürüklenmekte, parası olmayanlar yaşam kaynaklarını hakları ile ödemek zorunda bırakılmakta</li>
<li>Özgür alternatiflerle bir dijital yaşam sahibi olmaya çalışmak; eğitim, emek ve kapital sermayesi gerektirmekte bunlara zamanında erişimi olmamış bireylerin dezavantajlı durumu asla kapanmamakta</li>
</ul>
<p>Dijitalleşme sadece üretim araçlarını değil aynı zamanda tüketim araçları ile sosyal araçları da kapsamakta. Bu anlamda sadece üretime değil tüketime katılmak için de benzer bir yabancılaşmanın kurbanı olmak mümkün. Koşulsal olarak mücadele imkanlarından son 30 yılda fazlasıyla arındırılmış insanlık için hiç kontrol sahibi olmadıkları bir toplum düzeninde bireyin güçlenmesine ilişkin hiç bir umut kalmamakta. Bu durumun pratik olarak fazlasıyla yansıması bulunmakta;</p>
<ul>
<li>Bu bakımdan pek çok yeni nesil dijital &ldquo;hizmet&rdquo; toplumsal araçları talan ederek eskiden pratik olarak var olmayan tekel aracılar haline gelmekte[1]. En temel insan ilişkileri bile tekelleşmekte[2].</li>
<li>İnsanlar dijital toplumun bir bileşeni olmaktan sadece tüketen ve sömürülen kaynaklar konumuna itilmekte[3].</li>
<li>Bu anlamda sınıfsal bir birliktelik altında dijital dünya vatandaşları bir araya gelememekte ve günümüzde sahip olunan sınır ayrımları teknolojik açıdan pekişmekte[4].</li>
<li>İnsanlar mahremiyetlerini kaybetmekte ve kişisel bilgileri üzerinden kitlesel bir manipülasyona maruz bırakılmakta[5].</li>
<li>Gig ekonomisi, dijital dönüşüm ile beslenen parça başı iş kavramı bir yaşantı halinde güvencesiz ve istikrarsız çalışmayı bir standart haline getirmekte.</li>
</ul>
<p>Dünyada pek çok kurum ve insan bu gidişata karşı direnmekte ve alternatifler dahil olmak üzere çözümler üretmekte. Tüm bu insanların belki de en ortak noktası teknolojik ayrıcalıkların sahibi olan sınıfa ait olmaları. Sınıf aidiyeti bir kabahat olmamakla birlikte sınıfsal nitelikleri aşan ilerici çalışmalar yaparken kişilerin sahip oldukları ayrıcalıkların &ldquo;doğal&rdquo; kabullerine saplanmaları mümkün. Dijital mahremiyet çalışmaları yaparken şifreleme teknolojilerini öne çıkarırken bu işlemin berim yükünü kaldıramayacak donanımarla hayatlarını geçiren binlerce insan unutulmakta çünkü çözümlerin üretildiği çevrelerdeki en basit elektronik aygıtın bile işlem gücü dünya nüfusunun pek çoğunun erişemediği kadar yüksek olabilmekte. Benzer şekilde tüm çalışmaların yayınlanması için web ve özgür olmayan bazı diğer hizmetlerden yararlanılırken dünyada hala 56k modem ile internet bağlantısı kurabilen hatrı sayılır miktardaki insana erişememe ihtimali göz ardı edilmekte[3].</p>
<p>Elbette bizi birbirimizden ayıran ayrıcalıkların farkına varmak mücadele için iyi bir başlangıç. Kimi mücadele alanları bu ayrıcalığın gölgesinde ilerlemek zorunda kalabilir, kimileri bu ayrıcalığın yarattığı sosyal çatışmaları doğrudan değiştirmeyi hedef alabilir. Önemli olan dijtal bir insan medeniyetinin kurulduğu bu ilk günlerde geleceğin temelinin birliktelik üzerine atılması. Gerçek birlikteliğin de mutlak özgürlük olmadan gerçekleşmeyeceğinin bilincine varılması.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: http://u.oyd.org.tr/zt0
2: http://u.oyd.org.tr/dtn
3: http://u.oyd.org.tr/D5Y
4: http://u.oyd.org.tr/xlc
5: http://u.oyd.org.tr/mhr
</code></pre></content>
</item>
<item>
<title>Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</title>
<description>İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak, dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.</description>
<p>Bugün özgür yazılım her zamankinden daha da önemli[1]. İnsanlar olarak fiziksel hayatlarımızdan çekilerek, eğer yeterince ayrıcalıklıysak[2], dijital hayatlarımıza taşındığımız kitlesel bir göç yaşıyoruz. Evlerimize çekilmiş; film seyrederken, uzaktan eğitim alırken, iş toplantılarımıza katılırken veya sosyalleşirken kullandığımız yazılımlar, bu yazılımların tanıdığı özgürlükler[3] doğrudan bizim özgürlük meselemizdir. Şu anda yaşanılan kitlesel dijitalleşme ile birlikte her zaman olduğundan daha hissedilir şekilde, toplumun özgürlüğünün meselesidir.</p>
<p>Geleneksel okulunuzda sınıflarınıza dağılırken, her sabah kapıda bir şirketin sizi özgürlüklerinizi kısıtlayan bir lisans sözleşmesini imzalamaya mecbur bırakıldığınızı düşünün. Okul kitabınızı eve götürme, arkadaşlarınızla paylaşma, kitabınızın üstüne notlar alma, kitapta yazanları deftere geçme, kitabın bazı &ldquo;yasaklanan&rdquo; sayfalarını okuma veya sayfalarını yırtıp kağıttan uçak yapma özgürlüğünüzün bir şirketin tahakkümüne girdiğini düşünün. Bu kitabın yalnızca o şirket tarafından üretilen bir gözlükle okunabildiğini, içindeki bilgilerin de sizin haberiniz olmadan değiştirilebildiğini de bu kurguya ekleyin. Oldukça anlamsız görünüyor değil mi? Şimdi bunun eğitim hakkınıza uzaktan erişirken başınıza geldiğini hayal edin. Sistemde özgür olmayan yazılımların kullanılması, kullanılan içeriğin özgür lisanslanmaması, materyallerin özgür olmayan bir belge formatında bulunması veya DRM ile kısıtlanması[4] durumunda, bahsettiğimiz absürt kurgu, bizim yeni yakın geleceğimiz olabilir. En temel haklarınızdan birine erişebilmek için özgürlüğünüzü feda etmek zorunda bırakılmakla mücadele etmez miydiniz?</p>
<p>Krizler, farklı yıkıcılık ve etki alanlarıyla tarihin olağan parçaları olarak belirmeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz salgın, bulaşıcılık yönüyle sınıf bariyerini aşarak herkesi etkilemesi ve olumsuz sonuçlarını hızlı göstermesi sebebiyle, kapitalizm ve iklim krizinden farklı olarak, toplumun önlem mekanizmalarını harekete geçirebilmiş durumda. Bu devinim geleneksel üretim biçimlerini, sosyalleşme şekillerimizi, sanatı yapma ve aktarma yöntemlerimizi, yani yaşamın şeklini etkisi altına alırken; hayatta kalma arzusu, şirketlerin ekonomik çıkarlarını koruma kaygısıyla normalleştirilen kavramları alaşağı ediyor. Bu yüzdendir ki; New York valisinin, maske için öncekinden 10 kat daha fazla ödemesine tepkiyle, tıbbi malzeme üreten tüm şirketlerin kamulaştırması çağrısı yaptığı bir güne şahit olduk[5].</p>
<p>İnsanlığın ortak bilgisi üzerinde patentler aracılığıyla yasal bir tahakküm kurulmasının meşru olduğu ve bunun bilimsel gelişmeye ve topluma katkısı olacağı sanrısı kaybolmakta. Tekeller ve onların ticari çıkarları doğrultusunda hareket eden ilaç şirketlerinden kamu yararına hareket etmelerini neden bekliyoruz[6]? Büyük ilaç şirketleri çok kazanç sağlamayacakları ölümcül bulaşıcı hastalıklar üzerinde çalışmak yerine kazanç sağlayabilecekleri konulara, mesela kellik veya sivilce tedavisine, odaklanırlar[7]. Beklenen SARS-CoV-2 aşısı da bulunduğunda (tabi insanlığın virüslere dair biriktirdiği kolektif bilgisini kullanarak bulunmuş olacak), çok geçmeden yozlaşmış patent ızdırabıyla buluşacak ve tüm insanlığın geleceği bir ilaç şirketinin kar zarar eğrisi üzerinde kendi yerini bulacak.</p>
<p>Bilginin özgürlüğü için mücadele eden alt kültürler ise ivedilikle kamu yararına harekete geçiyorlar. Bu dayanışma duygusu, mevzubahis topluluklarda sıklıkla rastladığımız bir durum, örneğin 2010 Haiti depreminde, OpenStreetMap ile alanın gönüllülerce haritalanmasını hatırlayabiliriz. Virüs hakkında doğru bilgi kaynakları üretmek için emek haryacanlardan tutun da, üç boyutlu yazıcılar kullanılarak tıbbi techizat üretimi yapan ekiplere[9], becerileri dahilinde halkın bilgisini ona geri ödeyen topluluklar oluştu. Bu tıbbi techizat üretim çalışmaların bir kısmı şirketlerin kazançlarını azalttıkları ve tasarımı itibariyle kusurlu, kırılgan, patentlerinin ihlal edildiği bahanesiyle baltalanmaya çalışıldıysa da biliyoruz ki özgür yazılım gibi özgür donanım da özgür toplumun bileşenlerindendir. Nasıl ki çakmak taşıyla ateş yakmamız veya bir sopanın ucunu sivriltip onu alet olarak kullanmamız patentlerle engellenemezse, tıbbi araçların üretimi de diğer tüm araçlar gibi kimsenin tekelinde olamaz. Ne kadar karmaşık olursa olsun her donanım, kullanılan ilk alet gibi insanlığın ortak bilgisinin ürünüdür ve ona aittir. Salgın anında bu ihtiyacın su yüzüne çıktığı üzere dün, bugün ve yarın donanım özgürlüğünü tüm bilginin özgürlüğü ile birlikte savunuyoruz[10].</p>
<p>Devlet ve şirketlerin tüm kaynaklarına rağmen kifayetsizliği ortadayken, bu inisiyatiflerin acil duruma refleks gösterebilmelerinin sebebinin, olağan durumda da özgür bilgi için mücadele eden örgütlü yapıların varlığı olduğunu görmezden gelmemek gerekir. Acil bir durumda eğitim dijitalleşecekse, özgür bir eğitim yazılımı (örneğin Moodle), sağlık personeli için yüz kalkanları basılacaksa özgür belge formatları (örn. stl), virüsün yayılımının kalman filtresiyle tahmini yapılacaksa özgür bir programlama dili (örn. R), bir hastane bilgi sistemi gerekiyorsa özgür bir yazılım (örn. GNU Health) insanlığın ortak üretimi ve malı olarak özgürlüğümüzü ihlal etmeden kullanılabilir. Bu olağan dışı süreçte yine bilgi özgürlüğü adına gibi görünen, ancak aslında çok temelden özgürlükle çatışan, bir davranış daha gözlemliyoruz. Bazı akademik yayınlar, kabuklarına çekilen insanlar okuyabilsinler diye yayınlarını &ldquo;açık erişime&rdquo; açtılar[11]. Bu noktada bir soru beliriyor, bunca zaman, hayatlarımız olağan akışındayken, bu akademik yayınlara erişmemiz, onları okumamız istenmiyor muydu yani? Hal böyleyken açık erişim ağzınıza bir parmak bal çalıp, aynı zamanda özgürlüklerinizi de çalmaya devam etmektir. Bilim, insanlık tarafından ve insanlık içinken; bu yayınların bunca zaman erişim kısıtlamalarına tabi tutulması ile devletin bir web sitesini sansürlemesi arasında teknik olarak bir fark yoktur. İkisi de çoğunlukla yasaldır. Sorun meşru olmayışlarıdır.</p>
<p>Günlerdir yapılan #evdekal çağrısının sebebi, bu konunun yalnızca bizim bireysel sağlığımızla ilgili olmayışıdır. Evde kal çağrıları toplumun bütün olarak güvende kalabilmesi için bireysel fedakarlık talebinde bulunmakta ve &ldquo;kişisel özgürlüğü&rdquo; adına sokağa çıkanları herkesi tehlikeye attıkları gerçeği karşısında ayıplamaktadır. Özgür yazılımlar kullanmamaya tam da aynı sebeple, şahsi bir tercihmiş gibi yaklaşamayız[12]. Bu sözde şahsi tercih, diğer tüm insanların özgürlük hakkından çalmak anlamına gelir. İmkan varken özgür yazılımlar ve hizmetler kullanmayarak boyun eğdiğimiz haksızlıkları, içinde bulunduğumuz topluluklara bir virüs gibi bulaştırdığımızı söylersek, yersiz bir benzetme yapmış olamayız. Her yaygınlık kazanan özgür olmayan yazılım ve hizmet toplumun kaynaklarından ve özgürlüğünden çalmakta ve semirmekte. O yüzden ekliyoruz,<br>
#evdekalınveözgürleşin!</p>
<p>Çoğu sorun yaşantımızın günlük bir parçasıdır ancak bazı olaylar bizim dünyayı algılayış şeklimizi değiştirmek ve esas sorunları görünür kılmak gibi bir güce sahiptir. Yaşadığımız salgının ortak deneyimleri, yaygınlaşan dijital yaşamlarımızın getirdiği değişiklikleri belirginleştirdi. Dijital yaşamlarımızın en temel sınırları &ldquo;mülkiyet&rdquo; kavramları ile şekilleniyor. Bu noktada ortaklığı neredeyse olmayan patent, marka ve telif konularını hatalı bir şekilde kapsamaya çalışan sözde &ldquo;fikri mülkiyet&rdquo; şemsiyesini[13] tartışmalı, özgür yazılımlar, özgür donanımlar ve özgür belge biçimlerini konuşmalıyız.</p>
<p>Analog hayatlarımızla dijital yeni yaşantımız arasındaki sınırlar bulanıklaşırken eski hayatlarımızdaki haliyle özgürlük kavramının, dijital bir kopyasını oluşturmazsak absürtün olağanlaşmasını kanıksamak zorunda kalacağız. Tüm insanlığa ait olan bilgi, zincirlerinden kurtarılmalıdır. Kurtarılmalıdır ki; medeniyeti bugünlere getiren bilgi paylaşımı geleceğimizi de aydınlatsın. Yaşam konusu donanımların patent zincirlerine vurulduğu, bilimsel araştırmaların kar için yağmalandığı bir dünyanın geleceği olamaz. Dolayısıyla bu metin özgür yazılım ve tüm özgürlükler için bir mücadele çağrısıdır.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/fsmi
2: u.oyd.org.tr/aaot
3: u.oyd.org.tr/oy
4: u.oyd.org.tr/drm
5: u.oyd.org.tr/Xra
6: u.oyd.org.tr/qdY
7: u.oyd.org.tr/mw4
8: u.oyd.org.tr/MIJ
9: u.oyd.org.tr/Py6
10: u.oyd.org.tr/do
11: u.oyd.org.tr/l2d
12: u.oyd.org.tr/otd
13: u.oyd.org.tr/fm
</code></pre></content>
</item>
<item>
<title>DRM tehlikesi</title>
<link>https://www.oyd.org.tr/yazilar/drm/</link>
<pubDate>12 Mar 37 338:00 +0300</pubDate>
<guid>https://www.oyd.org.tr/yazilar/drm/</guid>
<description>Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya&rsquo;dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan &ldquo;sözleşmesinin bittiği&rdquo; gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.</description>
<p>Favori kitabevinizden satın aldığınız bir kitabı, yalnızca evinizin salonunda bulunmak zorunda olan, Kardeşler Mobilya&rsquo;dan alınma bir koltuğa oturarak okuyabildiğinizi ve üzerine de Portakal Kalem üretimi siyah renk bir kalemle not alabildiğinizi hayal edin. Bunun haricinde yapacağınız her türlü okumanın da yasak olduğunu. Bu kitabı sadece Gomore marka bir kitaplığa koyabildiğinizi, hatta bir sabah kalktığınızda kitabın kitaplığınızdan &ldquo;sözleşmesinin bittiği&rdquo; gerekçesiyle yok olduğunu. Saçma gibi geliyor değil mi? Ama artık bu bir gerçek, DRM yüzünden.</p>
<p>Hayatlarımızı dijital dünyaya bu denli göç ettirmeden önce, medyaları çoğunlukla fiziksel olarak edinerek kullanmaktaydık. Örneğin müziklerimiz kasetlerde veya CD&rsquo;lerde duruyordu, eğer müzik dinlemek istiyorsak ya bir dükkana gidip fiziksel olarak o albümün bir nüshasını alıp evdeki kasetçalarımıza takıp keyfimize bakmamız, ya da akşama kadar radyonun başında sevdiğimiz şarkının çalmasını beklememiz gerekiyordu. Filmler için de durum benzerdi, filmler VHS ya da Betamax gibi kaset medyalarda ya da DVD&rsquo;lerde (bir dönem ise maalesef VCD&rsquo;lerde) satılıyordu, filminizi alıp ya da kiralayıp, soğuk bir bira ve atıştırmalıklar eşliğinde istediğiniz gibi izleyebilirdiniz, eğer evinizde o medyayı oynatabilecek bir oynatıcı varsa tabi.</p>
<p>Müzik veya film gibi dijital medyalarda hep bir &ldquo;format savaşı&rdquo; [1] vardı, bir film Beta&rsquo;ya çıkar sizde VHS vardır, MiniDisc oynatıcı almışsınızdır sevdiğiniz sanatçının sadece kaset albümü çıkmıştır, hayranlık duyarak aldığınız LaserDisc oynatıcınız için bir de bakmışsınız artık film çıkmıyor&hellip; Bu sorunları yaşamadığımız yegane medya ise kitaplar olmuştur, gözleriniz görüyorsa ve ortam yeteri kadar aydınlıksa kitap okumanızın önünde bir engel yoktur, hatta körler için Braille alfabesinde yazılan kitaplar vardır. Kitaplar optik ve bant medyalar gibi dayanıksız da değildir ayrıca, ciddi şekilde ıslanmadığı, &ldquo;yakılmadığı&rdquo; [2] veya gümüşçükler tarafından yenmediği sürece çoğunlukla dayanır, 20 sene öncesinden sorunsuz çalışan bir kaset bulmak imkansıza yakınken, 16. yüzyılda basılan kitaplar olduğu gibi durmaktadır.</p>
<p>Konu sadece dayanıklılıktan veya medyayı kullanabilme özgürlüğünden ibaret değildir, bir film, albüm veya kitap &ldquo;nüshası&rdquo; satın aldığınızda o nüsha artık sizindir. Aldığınız bir DVD filmi ister DVD oynatıcıya takarsınız, ister bilgisayarınızda izlersiniz; medyanın dayanıksızlığını göz önüne alıp &ldquo;ripleyip&rdquo; bilgisayarınıza kopyalayabilirsiniz, filmi izlemek isteyen bir arkadaşınıza verebilirsiniz, üzerine gülen suratlar çizebilirsiniz, en nihayetinde de eğer ondan kurtulmak istiyorsanız satabilirsiniz. Kitaplar için de durum çok benzerdir, istediğiniz yerde okuyabilir, fotokopisini çekebilir, kitabı tarayabilir, sandalye olarak kullanabilir, bir kütüphaneye bağışlayabilirsiniz. Çünkü kitabın veya DVD&rsquo;nin içerisideki veri sizin olmasa bile, &ldquo;nüshası&rdquo; sizindir.</p>
<p>Ancak mevcuttaki dijitalleşme içerisinde, fiziksel medyalardan dijital akışlara doğru bir eğilim içerisindeyiz. Normalde fiziksel medyada istense de uygulanamayan özgürlük kısıtlamaları maalesef ki dijital mecralarda uygulanabilir hale geldi. Spotify&rsquo;dan dinlediğiniz bir müziği, &ldquo;Premium&rdquo; aboneliğiniz bitince cihazınıza indirmiş olsanız dahi dinleyebilir misiniz? Netflix&rsquo;te var olan bir diziyi video oynatma yeterliliğine sahip olsa bile &ldquo;Netflix uygulaması&rdquo; çalışmayan bir cihazda izleyebilir misiniz? İşte bunları yapmanızı engelleyen &ldquo;teknoloji&rdquo; DRM&rsquo;dir.</p>
<p>DRM, orijinal açılımıyla &ldquo;Dijital Haklar Yönetimi&rdquo;, doğru ifadesiyle &ldquo;Dijital Kısıtlamalar Yönetimi&rdquo;; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir tahakküm aracıdır. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, kopyalamanızı, paylaşmanızı veya yedeklemenizi engeller. Bunun ötesinde, DRM’in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM’in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Amazon&rsquo;dan bir e-kitap &ldquo;satın aldığınızda&rdquo;, ki kitabı aslında satın alamazsınız, yalnızca kitabı belirli koşullar dahilinde &ldquo;okuma hakkını&rdquo; [3] edinirsiniz, ilk paragrafta bahsedilen durumu canlı canlı yaşarsınız. Kitapları yalnızca Amazon&rsquo;un ürettiği Kindle cihazlarında okuyabilir, onun istediği yerlere not alabilirsiniz. Hatta mahremiyetinize [4] de saygı gösterilmez, aldığınız notlar Amazon tarafından okunur.</p>
<p>Çok ironik bir biçimde, Amazon kullanıcıların &ldquo;satın aldıklarını düşündükleri&rdquo; George Orwell&rsquo;in 1984 kitabını, kitabın yayıncısıyla olan sözleşmesinin bittiği gerekçesiyle uzaktan silmiştir [5]. Bu hissi anlamak için şöyle hayal edin, bir gece uyumadan önce 1984'ü okuyorsunuz, kitaplığınıza koyuyorsunuz, sabah kalktığınızda bulamıyorsunuz. Çiftartı iyi!</p>
<p>Hatta DRM marifetiyle özgürlüğümüzü ortadan kaldırmaya yemin etmiş bazı firmalar, kitaplarının &ldquo;lisans sözleşmelerine&rdquo; kitabı yüksek sesle okumanızın yasak olduğuna dair bir madde eklemekten bile utanmamışlardır.</p>
<p>Son tahlilde, DRM özgürlüğümüze düşman bir yapıdır, tasarımı gereği kusurludur [6]. Ancak elbette DRM olmadan dijital dünyadan faydalanmak da mümkündür, eskiden olduğu gibi fiziksel medyalar kullanarak, kullanıcılarını DRM&rsquo;e zorlamayan hizmetleri tercih ederek [7], mümkün olmayan durumlarda ise bilgiyi ve veriyi &ldquo;özgürleştirerek&rdquo; DRM&rsquo;siz yaşayabilir ve özgürlüğünüzü koruyabilirsiniz.</p>
<pre><code>Referanslar:
1: u.oyd.org.tr/UI9
2: 451°F
3: u.oyd.org.tr/JEy
4: u.oyd.org.tr/mhr
5: u.oyd.org.tr/wat
6: u.fsf.org/dbd
7: defectivebydesign.org/guide
</code></pre></content>
</item>
<item>
<title>Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</title>
<description>Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.</description>
<p>Her özgür yazılım açık kaynaktır ancak her açık kaynak özgür yazılım değildir. Bunu daha doğru anlayabilmek için özgür yazılımın tarihine biraz göz atmak gerekir. Özgürlük kavramı, ancak ortada bir tahakküm aracı mevcut olduğunda anlam kazanır; nasıl ki binlerce yıl önce ortada hiçbir devlet yokken ve mülkiyet tanımlanmamışken toplumsal bir özgürlük mücadelesi ve dahi özgürlük kavramının kendisi söz konusu değilse, mülk yazılımlar ortaya çıkmadan önce de özgür yazılım kavramına ihtiyaç duyulmamıştı.</p>
<p>Yetmişli yıllarla birlikte bilişim dünyasındaki bütün yazılımlar mülk hale gelmişti. Seksenlere girilirken, bir bilişim sisteminin maliyetinin çoğunu artık yazılımlar oluşturmaktaydı. Dolayısıyla bilgisayarlar çoğunlukla şirketlerde ve üniversitelerde bulunmaktaydı. Burada &ldquo;Ama benim Commodore 64'üm veya Amstrad'ım vardı&rdquo; diyenleriniz olabilir, ama onlar &ldquo;ev bilgisayarları&rdquo; veya &ldquo;mikrobilgisayarlar&rdquo;, bahsettiğim konunun dışındalar.</p>
<p>Bu süreçte, binlerce dolar ödeyip satın aldığınızı düşündüğünüz yazılımları aslında satın almış olmuyordunuz, sadece yazılım size belirli koşullar altında kullanmanız için lisanslanıyordu. Yazılım artık ticari bir üründü, ama diğer ticari ürünlerden çok önemli bir farkı vardı. Elinizde 1 ton buğday olduğunu düşünün. Yaptığınız her satışta elinizdeki buğday azalacak ve en nihayetinde bitecektir. Bunun haricinde buğdayı elde etmek için yaptığınız elle tutulur masraflar vardır; traktörlerin ve biçerdöverlerin yaktığı mazot, tarlada çalışan tayfanın yevmiyeleri, buğdayın tarladan depoya ve depodan satılan yere nakliye hizmetleri, buğdayların konulduğu çuval&hellip;</p>
<p>Yazılım buradaki farkı şu, eğer elinizde bir tane yazılım varsa istediğiniz kadar satın elinizdeki yazılım &ldquo;azalmayacaktır&rdquo;. Depolaması ve nakliyesi ya masrafsız ya da birkaç disket kadar masrafa sahiptir. Ayrıca yazılımı oluştururken illa ki &ldquo;tayfa&rdquo; çalıştırmak zorunda değilsiniz, kendi başınıza da yazmış olabilirsiniz.</p>
<p>Ayrıca bir yazılımı temelde &ldquo;sıfırdan oluşturmuş&rdquo; olmanız mümkün değildir. Yazdığınız her yazılım, insanlığın ortak birikiminin bir ürünüdür. Bilgi, insanlık tarihi boyunca kümülatif olarak mevcut noktaya gelmiştir. Yazılımı geliştirirken de, bu birikimden faydalanırız; matematikten, fizikten, elektronikten ve bunların alt dallarından yazılımın yazıldığı donanımdan üzerinde geliştirildiği işletim sisteminden, yazılımın yazıldığı programlama diline ve onun derleyicisine kadar pek çok parça, çok ayrı zamanlarda çok ayrı insanlar ve topluluklar tarafından geliştirilmiştir. Bu koşullar altında yazılımın &ldquo;yaratıcısı&rdquo; olarak bu yazılımı &ldquo;mülk edinmek&rdquo; ve insanların yazılıma erişimini kısıtlamak ne kadar doğrudur?</p>
<p>1983 yılında Richard M. Stallman, MIT&rsquo;deki ofislerinde bulunan bir yazıcıda yaşadığı bir kağıt sıkıştırması sorununu, yazıcının bellenim (firmware) yazılımı mülk olduğu için tüm imkanlara sahipken çözemedi ve bu noktadan hareketle özgür yazılım kavramını ortaya atmıştır. Ayrıca dönemin en yaygın kullanılan işletim sistemi olan UNIX&rsquo;in, bire bir uyumlu bütünen özgür bir halini oluşturmak için GNU işletim sistemi projesini başlatmıştır. Çünkü kendi ifadesiyle &ldquo;bir yazılımı sevdiyseniz onu başkalarıyla paylaşabilmeniz gerekir&rdquo;.</p>
<p>Bu noktada yazılım özgürlüğü de ilk defa ifade edilmiştir. Bir yazılımın özgür olabilmesi için dört temel özgürlüğü sağlaması gerekir:</p>
<ul>
<li>Kullan: Yazılımı her koşulda kullanabilme özgürlüğü.</li>
<li>Araştır: Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirebilme özgürlüğü.</li>
<li>Paylaş: Yazılımı kopyalama ve paylaşma özgürlüğü.</li>
<li>Geliştir: Yazılımı değiştirip, değiştirilmiş ve geliştirilmiş hallerini dağıtma özgürlüğü.</li>
</ul>
<p>Bu noktadan itibaren yıllar içerisinde geliştirilmeye devam edilen GNU işletim sistemi, en nihayetinde 1991 yılında geliştirilmeye başlanan Linux çekirdeği ile bir araya geldi ve bugün kullandığımız GNU/Linux işletim sistemi ortaya çıktı. GNU/Linux başta olmak üzere bu süreçte geliştirilen bütün özgür yazılımlar tek bir ortak amaç doğrultusunda yazıldı: Kullanıcıların özgürlüğünü sağlamak.</p>
<p>Ancak özgürlük, kendi başına politik bir kavram olarak vardır. Bir tahakküm unsuruna karşı bir mücadele doğrultusunda var olur. Özgürlükten söz ettiğinizde, doğal olarak taraf olur ve özgürlüğünüzü elinizden almaya çalışan bir şeye karşı cephe alırsınız. Yazılım özgürlüğü özelinde bu durum bazı insanları rahatsız etmekteydi, çünkü yazılım özgürlüğü doğası ve karakteristiği gereği politik bir alan olarak var olmak durumundaydı ancak dönemin özgür yazılım topluluğu içerisinde apolitik olmak isteyen bir kitle mevcuttu. Bununla beraber, şirketler ve devletler &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesinden ve özgürlük felsefesinden pek hoşnut değildi.</p>
<p>Bu gelişmelerle birlikte 1998 yılında ilk defa &ldquo;açık kaynak&rdquo; tanımı &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesinin yerine ortaya atıldı. Açık kaynak, özgür yazılımın politik duruşu ve felsefik yaklaşımının aksine, kullanıcıların ve geliştiricilerin katılımını ve yazılımın oluşumu ve gelişimini, kalitesini ön plana alan pragmatik bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Başlarda bütünen özgür yazılımın yerini alması istense de, doğal olarak topluluk buna karşı çıktı. Çünkü topluluğun içerisinde konuyu yalnızca yazılım geliştirme olarak değil, bir özgürlük mücadelesi olarak addeden çok geniş bir kitle mevcuttu.</p>
<p>Bu noktada bir ayrımı daha yapmak gerekir, &ldquo;açık kaynak&rdquo; ve &ldquo;açık kaynak kod&rdquo; da birbirinden ayrı iki kavramdır. &ldquo;Açık kaynak kodlu yazılım&rdquo;, kaynak koduna erişebildiğiniz herhangi bir yazılım anlamına gelir. &ldquo;Açık kaynak&rdquo; ise, özgür yazılıma benzer şekilde kullanıcıların bazı &ldquo;haklarını&rdquo; tanımlar. Örneğin TrueCrypt ismindeki bir disk şifreleme yazılımı, &ldquo;açık kaynak kodludur&rdquo; ancak yazılımı çalıştırabilmek bazı koşullara bağlandığı için ve yazılımın kopyalanması hususunda bazı noktalara şerh düşüldüğü için &ldquo;ne özgürdür ne de açık kaynaklıdır&rdquo;.</p>
<p>Özgür yazılım ve açık kaynak arasındaki temel fark, yaklaşım farkıdır. Özgür yazılım kullanıcının özgürlüğünü esas alır, temel dayanağı budur. Mülk olanın ve mülk edinmeye çalışanın karşısında durur. Basın özgürlüğü gibi, ifade özgürlüğü gibi, düşünce özgürlüğü gibi bir özgürlük mücadelesidir. Açık kaynak ise bir yazılım geliştirme stratejisidir, yazılımın gelişmişliğini ön plana alır. Daha çok katılımcıya ulaşmaya ve daha kaliteli yazılımlar elde etmeye çalışır.</p>
<p>Eğer özgür olmak ve özgürlük sizin için önemliyse, özgür bir dünyada yaşama hayaliniz varsa &ldquo;özgür yazılım&rdquo; kavramını kullanın. Özgürlüğün kişisel tercihiniz olmadığını, ancak hepimiz özgür olmak için çabaladığımızda gerçekten özgür olabileceğimizi unutmayın.</p>
<description>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan
Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Davet
Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00&rsquo;da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)&lsquo;de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.
Bilgilerinize sunarız.
Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu
Gündem:
Açılış ve yoklama Divan seçimi Yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve yönetim kurulunun ibrası Organ seçimleri (Yönetim kurulu ve denetim kurulu) Yeni dernek tüzüğünün görüşülmesi ve oylanması Derneğin 2020-2021 yol haritasının görüşülmesi Dilek ve temenniler Kapanış </description>
<content><p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan</strong><br />
<description>Özgür Yazılım Derneği, 2. Olağanüstü Genel Kurulu&rsquo;nu 28 Mart günü düzenleyecek.</description>
<content><p><strong>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu&rsquo;ndan</strong><br>
<strong>Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına Davet</strong></p>
<p>Özgür Yazılım Derneği&rsquo;nin 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 28 Mart 2020 Cumartesi günü, saat 13:00&rsquo;da Tasarım Atölyesi Kadıköy (Duatepe Sk. No:61 Yeldeğirmeni/Kadıköy/İstanbul)&lsquo;de aşağıda yer alan gündem ile halka açık olarak yapılacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, bir sonraki toplantı 11 Nisan 2020 günü aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.</p>
<p>Bilgilerinize sunarız.</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği Yönetim Kurulu</p>
<description>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu.</description>
<description>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.</description>
<content><p>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu. Mahremiyet tam olarak bu olguların özel kalmasının konusu.</p>
<p>Mahremiyeti örneklemek gerekirse; Bir kimsenin kabaca tuvalette ne yaptığı tahmin edilebilir. Yine de tuvaletin kapısı kapatılır çünkü gerçekte neler olabileceği bilinse bile bunun gözler önünde olması arzulanmaz. Fakat tuvalete gidildiği gerçeği gizlenmeye gerek duyulmaz, mahremiyet arzulanır yani &ldquo;kimse ben bir mutfakta su içeyim&rdquo; diyerek tuvelete usulca kaçmaz. Latince özel anlamına gelen &ldquo;privatus&rdquo; kelimesinin 12. yüzyılda Fransızca&rsquo;da &ldquo;privé&rdquo; olarak tuvalet anlamında kullanılması hali ile şaşırtıcı değildir.</p>
<p>Gizlilik ise mahremiyetten farklı olarak açıkça bir olgunun gizlenmesi amacını gerektirir. Bu bir kasa ile örneklenebilir. Kasanın içinde ne olduğunu bilemezsiniz. Kasaya bir şey koyan da kasanın bunu koruması kadar gizlemesini de arzular. Hali ile şeffaf kasalarımız olmadığı gibi kasaların içinde genel olarak ne olduğuna dair bir fikrimiz de yoktur.</p>
<p>Nihayetinde tüm benliğimiz ve sosyal yapımız insanların kendilerine ait yaşantıları olmasına dayalı. Porno izlediğiniz tahmin edilebilir ama ne izlediğinizin bilinmesi gerekmez, nerelerden alışveriş yaptığınız bilinebilir ama bunu ne sıklıkla yaptığınızın bilinmesi gerekmez, bedeninizden memnun olmadığınız düşünülebilir ama bununla ilgili endişelerinizin tüm açıklığı ile bilinmesi gerekmez. Örnekler sürdürülebilir ama mahremiyet bir lüks değil bir haktır, varoluş halidir ve bugün tüm insanlığın elinden hızla alınmaya çalışılmakta.</p>
<p>Elbette mahremiyetin bir kavram olarak var olması bunun karşısında bir güç olduğunun da kanıtı. Devletler, şirketler, insanlar&hellip; İnsanların mahremiyetine karşı tüm bu tehditlere rağmen bireyler hakkında ulaşılabilecek bilgi bir yüz yıl önce oldukça azdı. Bugün ise sayısal teknolojilerin ve İnternet&rsquo;in imkanlarının büyümesi ile korkutucu miktarda veriyi çok uzun süreler saklayabiliyor, bunları kolaylıkla işleyip sonuç çıkarabiliyoruz. Bu gerçekliğin etrafına kümelenmiş bi grup şirket ve devletin durumu kar ve kontrol arzusu ile daha da körüklemesi insanlık için durumu çok daha kötü hale getirmekte.</p>
<p>Mahremiyete yönelen saldırı ve insanların inkarı sadece soyut bir gözlem değil. Bugün gözün görebildiği neredeyse her yerde bir zamanlar insanların lehine çalışan sistemler giderek onların aleyhine güç sahiplerine çalışmaya başlamış durumda. <a href="https://www.eff.org/deeplinks/2019/08/amazons-ring-perfect-storm-privacy-threats">Amazon Ring Kapı Kameraları</a>, <a href="https://www.eff.org/wp/law-enforcement-use-face-recognition">Çevrimiçi Reklamcılık</a>, <a href="https://apnews.com/9156fb1226356ac0953598fddc878d1b">Yüz Tanıma Sistemleri</a>&hellip;</p>
<p>İnsanların mahremiyetinin kenara itilmesi, toplumsal tepkinin yeterince gösterilmemesi, insanlara &ldquo;saklayacak bir şeyleri&rdquo; olmadığına, saklayacak şeyleri olmayanların da &ldquo;korkmak&rdquo; için bir sebebi olmadığına dair bir inancın aşılanması ile durum giderek kötüleşmekte. Her türlü verinizi çalan cep telefonları, en basit işlevi kişisel verilerinizi talep etmeden yapmayan yazılımlar, şehirleri sarmış kamera sistemleri, yüz tanıma sistemleri ile giderek belirsizleşen bir &ldquo;suçlunun&rdquo; takibi, sosyal puanlama ile toplum kontrolü&hellip; Tüm bunlar bir distopya denemesi değil bugün yaşanan gerçekler!</p>
<p><strong>Mahremiyet tali değil aslidir!</strong></p>
<p>-Kendiniz dahil herkesin mahremiyetinine önem vermek kişisel bir tercih değil toplumsal bir gerekliliktir.</p>
<p>-Saklayacak bir şeyiniz yoksa bile mahremiyetinizin olmadığı bir dünyada muktedirler tarafından sizi korkutacak bir şey yaratılabilir.</p>
<p>-Hayatınızın her köşesinin izlenmesine bugün razı gelirseniz ileride istemediğinizde geç olacaktır.</p>
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br />
Özgür yazılım kullanın.<br />
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br />
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br />
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br>
Özgür yazılım kullanın.<br>
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br>
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br>
Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna olmayın.</p>
</content>
</item>
@ -91,88 +296,46 @@ Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna o
<description>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.
Açık Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, &ldquo;özgür&rdquo; yerine &ldquo;açık&rdquo; ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını &ldquo;özgürlük&rdquo; noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür &ldquo;x&rdquo; veya &ldquo;x özgürlüğü&rdquo; ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz.</description>
<content>
<p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<description>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</description>
<content><p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<h3 id="açık">Açık</h3>
<p>Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, &ldquo;özgür&rdquo; yerine &ldquo;açık&rdquo; ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını &ldquo;özgürlük&rdquo; noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür &ldquo;x&rdquo; veya &ldquo;x özgürlüğü&rdquo; ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz. Bu yüzden <strong>&ldquo;açık kaynak&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür yazılım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık donanım&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür donanım&rdquo;</strong>, <strong>&ldquo;açık belge&rdquo;</strong> yerine <strong>&ldquo;özgür belge&rdquo;</strong> ifadelerini kullanmak daha doğru olacaktır.</p>
<h3 id="bayan">Bayan</h3>
<p>Kadınlardan bahsederken lütfen &ldquo;bayan&rdquo; ifadesini kullanmayın. Kadın kadındır.</p>
<p>Dünyanın neredeyse bütün dillerine &ldquo;ücretsiz&rdquo; ve &ldquo;özgür&rdquo; iki ayrı kelimeyle ifade edilirken, maalesef ki _lingua franca_mız İngilizce&rsquo;de ikisi aynı kelimeyle ifade ediliyor. Bu da, İngilizce&rsquo;den çevirilen metinlerde, &ldquo;free software&rdquo; ifadesinin hem &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; hem de &ldquo;özgür yazılım&rdquo; olarak çevirilebilmesine olanak sağlıyor. &ldquo;Free software&rdquo; ifadesi, yalnızca yazılımın özgürlüğüne vurgu yapar, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin &ldquo;ücretsiz&rdquo; anlamıyla bir ilgisi yoktur.</p>
<h3 id="bulut">Bulut</h3>
<p>&ldquo;Bulut (bilişim)&rdquo; veya &ldquo;cloud (computing)&rdquo; ifadeleri, temelde anlamı açık olmayan ifadelerdir. İnternet&rsquo;e bağlı olmak veya İnternet üzerinden iletişim kurmak haricinde birbiriyle ilgisi olmayan birçok alan için ortak olarak kullanılmakta, bu da kavramsal bir karmaşaya sebebiyet vermektedir. Bulut denilen şey temelde uzakta bulunan bir bilgisayar veya bilgisayarlardan ibarettir, ancak kelimenin kendisi (özellikle de serverless gibi yeni kelimelerin de etkisiyle) kullanıcının üzerinde sanki karşı tarafta bir bilgisayar yokmuş gibi bir algı yaratır.</p>
<p>Hazır veri depolama sunucusu hizmetleri de, SaaSS sistemleri de, uzak VPS sunucular da, Nextcloud gibi kendi sunucularınızı kurabileceğiniz yapılar da ortak olarak bulut ifadesini kullanmaktadır. Bunlardan özellikle hazır veri depolama sunucuları (Örn: Google Drive, Yandex.Disk veya OneDrive gibi) ve SaaSS&rsquo;lar birer gözetim aracıdır ve mahremiyet düşmanı haline gelebilir.</p>
<p>Bulut yerine &ldquo;uzak sunucu&rdquo;, &ldquo;depolama sunucusu&rdquo; veya &ldquo;VPS&rdquo; gibi amacına uygun kelimeler kullanmayı tercih edebilirsiniz.</p>
<p>Creative Commons, basitçe yazılım olmayan içerikler için kullanılan bir lisans grubudur. Creative Commons lisanslarından bazıları özgür, bazıları ise değildir. Bir medya için &ldquo;Creative Commons ile lisanslı&rdquo; ifadesini kullandığınızda, özgür olup olmadığına dair herhangi bir ifade kullanmış olmazsınız. Çünkü CC lisanslarından yalnızca üç tanesi (CC0, CC BY, CC BY-SA) özgür lisanslardır, diğerleri ise <strong>mülktür</strong>.</p>
<p>Bu sebepten, eğer özgür bir CC lisansı ile lisanlanmış bir içeriğin özgür olduğunu ifade etmek istiyorsanız, &ldquo;özgür CC lisanslı&rdquo; veya örneğin &ldquo;CC BY-SA lisanslı&rdquo; ifadelerini kullanmanız daha doğru olacaktır.</p>
<p>DRM, sadece kullanıcılar üzerinde tahakküm kurmak ve kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir yöntemdir. DRM&rsquo;in açılımındaki &ldquo;haklar&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Rights Management) ifadesi, sadece kara propaganda amacıyla kullanılmaktadır, gerçeklikle örtüşmemektedir. Bu yüzden, tepkinizi göstermenizi ve DRM için gerçekten bir açılıma ihtiyacınız varsa &ldquo;Dijital Kısıtlamalar Yönetimi&rdquo; (<em>İng.</em> Digital Restrictions Management) ifadesini kullanmak duruma daha uygun olacaktır.</p>
<p>Özgür yazılım topluluğu veya özgür yazılımları bir &ldquo;ekosistem&rdquo; olarak tanımlamak yanlıştır. Çünkü ekosistem, özgür iradenin ve etik anlayışın yokluğunu, güçlü olanın zayıf olanı, büyüğün küçüğü yemesini ifade eder. Doğada hayvanların birbirini yemesi olağandır, ancak özgür yazılım topluluğunda &ldquo;barış içerisinde bir arada bulunmak&rdquo; esastır, güçlü zayıfı ez(e)mez. Bu sebepten lütfen özgür yazılıma ve ilintili konulara &ldquo;ekosistem&rdquo; etiketini yapıştırmayın.</p>
<h3 id="erişim">Erişim</h3>
<p>Erişim, özellikle de &ldquo;açık erişim&rdquo;, açık kaynaktan daha tehlikeli ifadelerdir. Genellikle akademi çevresinden olan insanların kullanırken &ldquo;ağız alışkanlığı&rdquo; olarak tanımladığı &ldquo;açık erişim&rdquo; ifadesi, özgür yazılım felsefesinin getirdiği temel özgürlükleri hiçe sayar, yalnızca yazılıma veya veriye ulaşabilmeyi hedefler. Örneğin Vikipedi&rsquo;yi özgür yapan şey, üzerindeki maddelerin ve diğer içeriğin 4 temel özgürlüğü sağlamasıdır, açık erişim ise ilgili veriyi yalnızca okuyabilmeyi (eyes only) savunmaktadır. Bu yüzden &ldquo;açık erişimli yazılım&rdquo; veya &ldquo;erişilebilir yazılım&rdquo; gibi ifadeler yerine &ldquo;özgür yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak daha doğrudur.</p>
<p>Bir web araması yaparken kullanabileceğimiz tek arama motoru Google değildir. <a href="https://duckduckgo.com">DuckDuckGo</a> gibi mahremiyetinize saygı gösteren arama motorları da vardır. Bu sebeple web aramasından bahsederken &ldquo;web&rsquo;de aramak&rdquo; veya sadece &ldquo;arama yapmak&rdquo; ifadelerini kullanmak daha uygundur.</p>
<h3 id="kapalı">Kapalı</h3>
<p>Özgür olmayan yazılımlar, <strong>mülk yazılımlardır</strong>; mülk yazılımları &ldquo;kapalı&rdquo; ifadesiyle nitelemek, açık kaynağa bir referans vermektedir. Bu yüzden doğru ifade &ldquo;mülk yazılım&rdquo; (<em>İng.</em> proprietary software) olacaktır.</p>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, &ldquo;Linux, Apache, MySQL, PHP&rdquo;dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım &ldquo;GLAMP&rdquo; (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, &ldquo;Linux, Apache, MySQL, PHP&quot;dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım &ldquo;GLAMP&rdquo; (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<h3 id="linux-işletim-sistemi">Linux işletim sistemi</h3>
<p>Linux, 1991 yılında Linus Torvalds tarafından geliştirilmeye başlanan yekpare (monolitik) bir işletim sistemi çekirdeğidir. Linux, yanında bir işletim sistemi olmadan hiçbir işe yaramaz, ayrıca işletim sisteminin görece küçük bir parçasıdır. İşletim sisteminin adı GNU&rsquo;dur, GNU ve Linux çekirdeği bir araya gelerek GNU/Linux işletim sistemini oluşturur. Bu yüzden, hem GNU projesinin itibarı için hem de işletim sisteminin kalanını çekirdekten ayırmak için <strong>GNU/Linux</strong> ifadesini kullanmanızı tavsiye ederiz.</p>
<h3 id="foss">FOSS</h3>
<p>FOSS ifadesi, özgür yazılım ve açık kaynak arasında orta yolculuk görevini üstlenmesi amacıyla uydurulmuş bir kelimedir. Açılımı &ldquo;Free and open source software&rdquo; (<em>Trk.</em> Özgür ve açık kaynak yazılım) olsa da, &ldquo;free&rdquo; kelimesinin İngilizce&rsquo;de hem özgür hem de bedava anlamına gelmesinden mütevellit maalesef ki genelde &ldquo;Ücretsiz ve açık kaynaklı yazılım&rdquo; olarak algılanmaktadır.</p>
<p>Eğer orta yolcu olmak istiyorsanız, FOSS yerine FLOSS ifadesini kullanmanız bir miktar daha doğru olacaktır (Free, libre and open source software). Ancak özgürlüğün tarafındaysanız, en doğrusu <strong>özgür yazılım</strong> demenizdir.</p>
<h3 id="pc">PC</h3>
<p>PC ile bu noktada kastedilen elbette ki &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamındaki &ldquo;PC&rdquo; değil, Windows çalıştıran makineler için &ldquo;PC&rdquo; ifadesini kullanmaktır. Bunu en çok, bir yazılımı kendi sitesinden indirirken &ldquo;PC/Mac/Linux&rdquo; şeklinde görürsünüz. PC, üzerinde çalışan işletim sisteminden bağımsız olarak &ldquo;kişisel bilgisayar&rdquo; anlamına gelmektedir.</p>
<p>Windows çalıştıran bilgisayarlar için &ldquo;WC&rdquo; ifadesini öneriyoruz.</p>
<p>Microsoft PowerPoint, sunum hazırlamak için kullanılan tek program değildir, LibreOffice Impress veya LaTeX&rsquo;te beamer sınıfı gibi farklı özgür sunum yazılımları da vardır. Bu yüzden sunum hazırlama yazılımları ve sunular için lütfen &ldquo;PowerPoint&rdquo; ifadesini kullanmayın.</p>
<p>Çevrimiçi görüntülü görüşme için &ldquo;skype yapmak&rdquo; ifadesi ziyadesiyle yaygınlık kazanmıştır. Ancak Skype, Microsoft tarafından geliştirilen mülk bir yazılım, aynı zamanda kullanıcılarını gözetleyen bir mahremiyet düşmanıdır. Skype için bir alternatif arıyorsanız, <a href="https://meet.jit.si/">Jitsi</a> öneriyoruz.</p>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için gereken ilk özgürlük, yazılımı her koşulda çalıştırabilme özgürlüğüdür. Dolayısıyla, özgür bir yazılım <strong>ticari amaçlarla da kullanılabilir</strong>. Ayrıca ticari kullanım için hazırlanmış bir yazılım (Ör: GNU Health, GNU Cash, GNU Taler vb.) bütünen özgür olabilir. Bu yüzden, özgür olmayan yazılımları tanımlamak için &ldquo;ticari yazılım&rdquo; ifadesini kullanmak yanlıştır. Ayrıca özgür ticari yazılımlar topluluğumuza ve kültürümüze çok önemli bir katkıdır, bu sebeple özgür ticari yazılımları desteklememiz gerekir.</p>
</content>
</item>
@ -183,34 +346,21 @@ Açık Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bah
<description>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.
Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?
Şifre (İng. cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir.</description>
<content><p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<description>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz?</description>
<p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden &ldquo;şifre değil parola&rdquo; diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki &ldquo;şifre&rdquo; diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p>Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?</p>
<p><strong>Şifre</strong> (<em>İng.</em> cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir. Örneğin, &ldquo;Özgür yazılım, özgür toplum&rdquo; mesajını <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/AES">AES-256</a> algoritması ile şifrelediğimizde aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz:</p>
<p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
</code></pre><p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
<p><strong>Parola</strong> (<em>İng.</em> password), bir sisteme veya alana girmek veya tanımlanmak için kullanılan sırra verilen isimdir. Örneğin misafirliğe gittiğiniz evin kablosuz ağının <strong>parolasını</strong> istersiniz, <strong>şifresini değil</strong>. Ancak yönlendirici ile bilgisayarınız arasındaki iletişim <strong>şifreli</strong> iletişimdir.</p>
<p>Bu noktada akıllarda temel bir soru oluşuyor: <em>Ha parola demişim ha şifre ne fark eder ki?</em></p>
<p>Evet; özgür yazılım felsefesi ve kültürü ile tanışmamış olan, hack kültürü ile uzaktan yakından bağlantısı olmayan insanlar için muhtemelen fark etmeyecektir. Ancak özgür yazılım <strong>altkültürü</strong> içerisinde bu durum böyle değildir.</p>
<p>Dil, iletişimimizin ve kültürümüzün en temel araçlarından biridir. Her altkültür, kendi <strong>jargonunu</strong> taşır. Jargon, altkültürün üyelerini birbirine bağlayan yegane unsurdur ve üyelerin birbirileriyle aynı noktadan iletişim kurmalarını sağlar. &ldquo;Şifre değil parola&rdquo;, &ldquo;Linux değil GNU/Linux&rdquo;, &ldquo;Gizlilik değil mahremiyet&rdquo; gibi sürekli kullanılan ifadeler, genelde altkültüre dahil olmaya çalışan yeni insanlara işbu jargon nesnelerini kazandırabilmek için bu kadar sık kullanılır. Ayrıca pek çok noktada kavram kargaşasını da engeller.</p>
<p>Örneğin, &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken şifreyi açacak şifreyi unutmuşum.&rdquo; ifadesinin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu fark ettiniz mi? Ancak bu cümle şöyle olsaydı çok daha anlaşılır olacaktı: &ldquo;Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken anahtarı açacak parolayı unutmuşum.&rdquo;</p>
<p>Olması gereken yerde &ldquo;şifre&rdquo; yerine &ldquo;parola&rdquo; ifadesini kullanmak bir jargon nesnesi olduğu gibi, aynı zamanda dilin doğru ve etkin kullanımına da olanak sağlayacaktır.</p>
<description>16 Şubat 2020 Pazar günü, Tasarım Atölyesi Kadıköy&lsquo;de dernek üyemiz Neslihan Turan&lsquo;ın mentörlüğünde &ldquo;Vikimaraton Özgür Yazılım&rdquo; etkinliği düzenlendi.
Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından Türkçe Vikipedi&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise Vikiproje Özgür Yazılım için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.
Etkinlikte;
6 yazar olarak çalışıldı. 5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.</description>
<description>Dernek üyelerimizden Neslihan Turan'ın mentörlüğünde bir özgür yazılım Vikimaraton&rsquo;u TAK Kadıköy&rsquo;de düzenlendi.</description>
<content><p>16 Şubat 2020 Pazar günü, <a href="https://takortak.org">Tasarım Atölyesi Kadıköy</a>&lsquo;de dernek üyemiz <a href="https://twitter.com/neslihannturan">Neslihan Turan</a>&lsquo;ın mentörlüğünde &ldquo;Vikimaraton Özgür Yazılım&rdquo; etkinliği düzenlendi.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <a href="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:ÖY">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <a href="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>&lsquo;ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:%C3%96Y">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlikte;</p>
<ul>
<li>6 yazar olarak çalışıldı.</li>
<li>5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül&rsquo;ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons&rsquo;a yüklendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül'ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons&rsquo;a yüklendi.</li>
<li>Etkinlik bilgi kutusu şablonu oluşturuldu.</li>
<li>Dört kullanıcı kutusu, bir de Vikimaraton özel şablonu oluşturuldu.</li>
<p>Etkinliğin hedeflerinden biri olan seçkin madde oluşturma hedefi ise maalesef tutturulamamıştır.</p>
<p>Etkinlikten bir kare:</p>
<p><img src="../images/vmoy.jpg" alt="Vikimaraton Özgür Yazılım'dan bir kare" /><br />
<p><img src="../images/vmoy.jpg" alt="Vikimaraton Özgür Yazılım&rsquo;dan bir kare"><br>
<a href="https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Vikimaraton_%C3%96zg%C3%BCr_Yaz%C4%B1l%C4%B1m_16_%C5%9Eubat_2020.jpg"><em>Farklı çözünürlükler için Commons</em></a></p>
<description>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan
Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine.</description>
<content>
<p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<description>İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.</description>
<content><p><em>Yazar: Molly de Blanc Yerelleştirme: Özcan</em></p>
<p>Birkaç ay önce, aslında her şeyin bir özgür yazılım sorunu olduğu argümanını kafamda oluşturmaya başlamıştım. Kasım ayında düzenlenen SeaGL ve SFSCon konferanslarında, özellikle de mülk teknolojilerin müsakeşe ve duygusal ilişkiler yürütmek noktasında çıkardığı sorunlar üzerine konuşma şansı bulabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.</p>
<p>O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanışmak, buluşmak ve insanlara aşık olmak için kullanırken karşılaştığımız özgürlük ihlalleri ve sorunları üzerine. Sevgililer günü ise, bu düşüncelerimi insanlarla paylaşmak için çok iyi bir şans bence.</p>
<p>Pek çok tanışma sitesi mülk JavaScript&rsquo;ler çalıştırıyor. JavaScript kodları, web sitelerinin çeşitli özellikler kazanabilmeleri için bilgisayarınızda çalıştırdığı yazılımlardır. Mülk JavaScript&rsquo;ler, özgür bir sistem kullanmanızı engelleyen bir <strong>tuzaktır</strong>, ayrıca çeşitli güvenlik riskleri de içerir. Herhangi bir yazılım kötü amaçlı olabilir, ancak mülk JavaScript&rsquo;ler bunu bir adım öteye taşıyor. Neredeyse tüm JavaScript&rsquo;ler, siz bir siteye girdiğiniz anda otomatik olarak çalışır, bu da siz farkında bile olmadan sizi <strong>hedef haline getirebilir</strong>.</p>
<p>Mülk JavaScript, web sitelerini kullanabilmek için elbette tek yol değildir. Bir JavaScript kodu <strong>özgür de olabilir</strong>; LibreJS projesi, gereksiz veya mülk olan JavaScript&rsquo;leri engelleyerek, yalnızca özgür ve gerekli olan JavaScript kodlarını çalıştırmanızı sağlar ve bu yolla <strong>özgürlüğünüzü korur</strong>.</p>
<p>Birçok müsakeşe uygulaması (Örn. Tinder) da mülk yazılımlardır, yalnızca Apple App Store ve Google Play Store&rsquo;da bulunur. İki uygulama mağazası da mülk yazılım çalıştırmayı zorunlu tutar.</p>
<p>Çevrimiçi tanıştığınız kişiyle yüzyüze buluşmak istediğinizde veya birlikte vakit geçirmek istediğinizde, dışarı da çıksanız, evde de otursanız daha fazla mülk yazılım sizi kollarına almak için sırada bekler. Birçok restoran ve otel, rezervasyonlarını mülk yazılımlar çalıştıran web siteleri üzerinden alır. (B)iTaksi veya Scotty gibi taksi uygulamaları da, kullanıcıları ve şoförlerini aynı risklerin altına sokmaktadır. Eğer evinizde romantik bir akşam geçirmeyi planlıyorsanız, yemek veya farklı ihtiyaçlarınızı dışarıdan söylemek istediğinizde Yemeksepeti&rsquo;nin mülk uygulamaları veya Netflix gibi DRM içeren aktarım servisleri sizi cezbedebilir.</p>
<p>DRM; indirilebilir, çevrimiçi veya aktarılan medya içeriklerinde kullanılan bir <strong>tahakküm aracıdır</strong>. Satın aldığınız, parasını ödediğiniz medyayı, kendiniz için bile olsa kullanmanızı, araştırmanızı, paylaşmanızı veya geliştirmenizi kısıtlar. Bunun ötesinde, DRM&rsquo;in pratik zararları şunlar olabilir; bir filmi izlemek için erişilebilirlik araçlarına ihtiyaç duyuyorsanız bunları kullanamayabilirsiniz, sahibi olduğunuz medyaya istediğiniz zaman istediğiniz şekilde erişemeyebilirsiniz; türetimin ve hacklemenin doğasından gelen yaratıcılığınız, bu kısıtlamalardan dolayı yontulabilir. Hepsinden önce, DRM&rsquo;in beraberinde getirdiği tahakküm mekanizmaları bireysel özgürlüklerinizi ihlal eder.</p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- TODO: seçenekler? --></p>
<p>Ama elbette DRM içermeyen seçenekler de mevcuttur. Film izlemek, müzik dinlemek, birbirinize sokulup kitap okumak istediğinizde; özgürlüklerinizden ödün vermeden kullanabileceğiniz seçenekleriniz de vardır. <!-- raw HTML omitted --></p>
<h1 id="birkaç-önemli-nokta-daha">Birkaç önemli nokta daha</h1>
<p>İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.</p>
<p>Birbirimizle mülk yazılımlar üzerinden iletişim kurduğumuzda, aslında güvenmememiz gereken teknolojilere <strong>ilişkilerimizin ayrıntılarını, sırlarımızı, özel fotoğraflarımızı teslim etmiş oluruz</strong>. Yazılım özgürlüğü, bilişim teknolojileri ile aramızda bir güven oluşturmak için en temel adımlardan birisidir. Yazılımın aslında ne yaptığını bildiğimizde; hem yazılıma ve yazılımı yazan kişiye güvenebilir, hem de yazılımı kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme özgürlüklerimizi koruyabiliriz.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü, hayatımızın her alanında olduğu gibi ilişkilerimiz için de ziyadesiyle önemlidir. İlişkilerimiz içerisinde özgürlüğe önem vererek sadece kendimizin değil, karşımızdaki kişinin özgürlüğüne de saygı duymuş oluruz.</p>
<p><em><strong>Dipnot</strong>: Bu yazının yerelleştirilmesi sürecinde, &ldquo;dating&rdquo; kelimesinin Türkçe kullanımı üzerine yoğun tartışmalar yaşandı. Bazı öneriler şunlardı: randevulaşmak, buluşmak, sevişmek, flört etmek&hellip; Eğer bu konuda bir yorumunuz varsa lütfen bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bizimle paylaşın.</em></p>
</content>
</item>
@ -300,44 +422,24 @@ O günden beridir bu konu üzerine düşünüyorum; teknolojiyi insanlarla tanı
<description>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu!
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey&hellip; Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur.</description>
<content>
<p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<description>Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey&hellip; Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir &ldquo;şey&rdquo;, bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.</description>
<content><p>İnsanlığı tanımlayan nesnel bir şey var ise o da doğayı ihtiyaçlarımıza ve arzularımıza göre şekillendirme talebidir. Homo sapiens sapiens olarak, Dünya gezegeninin her köşesine yayılmış ve bildiğimiz kadarı ile evrenin sırlarına en çok yaklaşmış canlılarız, <strong>ve tüm bunları başlatmamıza ucunu sivrilttiğimiz bir çubuk sebep oldu</strong>!</p>
<p>Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey&hellip; Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Bir antilopu avlamak için sivriltilmiş çubuk ile yörüngeye yerleştirilecek bir uydu arasında insan hüneri açısından hiçbir fark yoktur. Bir şeyin yapılması için gerek ve merak var ise; o şey yapılır. Aracın karmaşıklaşması sadece toplumsal örgütlenmenin ilerlemesi ve insanlığın bilgi birikiminin artmasının bir sonucudur.</p>
<p>Artan örgütlenmenin ve yaşamımıza etki eden üretim biçimlerinin bireyler için giderek artan bir etkisi söz konusudur: Yabancılaşma. Bir çubuğun ucunu sivriltmek için gereken bilgi rahatlıkla aktarılabilecek bir bilgidir ve eylem de bir birey tarafından tekrar edilebilecek kolaylıktadır. Körelen çubuğunuzu tekrar bileyebilir, gerekirse kırılan çubuğunuzun yerine bir yenisini yapabilirsiniz. Fakat modern üretim araçlarının ve yaşam ihtiyaçlarının durumunun çok farklı olduğunu kabul etmek durumundayız.</p>
<p>Bu durum, sadece bu yazıyı okuduğunuz aracın karmaşık yapısından kaynaklanmamaktadır. Bu araçların üreticilerinin; aracın üretimine ve çalışmasına ilişkin sırları paylaşmamasından, keşfedilen yöntemleri engellemeye çalışmasından da kaynaklanmaktadır. Bir bilgisayar karmaşık bir nesne olabilir, ama tüm Dünya gezegeninde bunu bir araya getirebilecek sadece sınırlı sayıda insan yoktur; bahsedilen engeller nedeni ile şu anda bunu gerçekleştirebilecek sınırlı sayıda &ldquo;şirket&rdquo; vardır.</p>
<p>Tarihin, insanlar ve nesneler ile ilgili ortaya koyduğu bir diğer kavram ise mülkiyettir. Toplumsal veya bireysel olsun, üretim araçları bir aitlik ile birlikte gelir. Bu aitlik, hukukun tanımlandığı ilk günden beri belirli hakları da beraberinde getirir; kullanma, yararlanma ve semerelerinden faydalanma hakları. Şayet &ldquo;sahip&rdquo; olduğunuz bir şeyi dilediğiniz gibi kullanamıyor, istediğiniz gibi değiştiremiyor, bozulduğunda tamir edemiyorsanız o şeye; sivriltilmiş bir çubuktan daha az sahip olduğunuz gerçeğini de kabullenmeniz gerekir.</p>
<p><strong>Özgürlük bir bütün olarak gelir.</strong> Bir &ldquo;şey&rdquo;, bir kısım özgür bir kısım esir <strong>olamaz</strong>. Söz konusu haklar, şimdiye kadar sahip olduğumuz şeylerin o kadar ayrılmaz bir parçasıydı ki üzerine düşünmek bile yersiz kalmaktaydı. Fakat hayatımızın parçası ve hatta bazı durumlarda kendisi olan araçlarla aramıza giren onlarca engel, sadece araçları kullanma şeklimizi değil artık kültürümüzü ve kimliğimizi de şekillendirmektedir.</p>
<p>Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir. Yazılımın koştuğu donanımın özgürlüğü, iki kavramın da amacı için zorunludur.</p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80&rsquo;lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983&rsquo;te Richard M. Stallman&rsquo;ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Özgür yazılım ile özgür donanımın yakın zamanlarda ortaya çıkması ve her ikisinin de 80&rsquo;lerin sonu itibari ile konu olması tesadüf değildir. Keza; mülkiyete ilişkin kısıtlama uğraşları bilişim teknolojilerinin gelişimi ile imkan kazanmış, donanımlara erişim kısıtı yazılımlardan başlamış ve hala yazılımın özgürlüğü donanım özgürlüğünün öncülü durumdadır. <strong>Bu bakımdan 1983&rsquo;te Richard M. Stallman'ın sorun yaşadığı Xerox 9700 yazıcı ile başlayan özgür yazılım hareketi sadece bir yazılım problemi değil, aynı zamanda bir donanım problemi olarak da değerlendirilmelidir.</strong></p>
<p>Bilgisayarların kişisel kullanımı, 90&rsquo;lara kadar çoğunlukla hobi kullanıcılarının garajlarında kalmış durumdaydı. Ev bilgisayarlarının patlama yaşadığı dönemde cihazlarında fiziksel değişiklikler yapanlar ve bunları arkadaşlarıyla paylaşan hackerlar ve onların oluşturduğu topluluklar; donanım tasarım ve protokollerinin giderek özgürlüğünü yitirmesi ile hack, tamir, değişiklik ve tekrardan oluşturma haklarından mahrum bırakıldılar.</p>
<p>1956&rsquo;da IBM&rsquo;in, ABD&rsquo;nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM&rsquo;in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD&rsquo;deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <a href="https://repair.org"><sup>1</sup></a><a href="http://teyit.link/xjljauy"><sup>2</sup></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran &ldquo;ekosistemi&rdquo; <a href="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><sup>3</sup></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple&rsquo;ın eski model iPhone&rsquo;ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <a href="http://teyit.link/XaoTRaj"><sup>4</sup></a></p>
<p>1956&rsquo;da IBM&rsquo;in, ABD&rsquo;nin anti-tröst yasaları kapsamında, kullanılmış donanım satışına ve bağımsız tamire izin vermeye zorlanması bilişim çağının ilk <strong>donanım özgürlüğü zaferi</strong> olarak adlandırılabilir. Taşıtların aksamlarının da giderek bilgisayarlarla donanması ile motorlu taşıt sektörü de IBM&rsquo;in yolundan giderek, bu araçların tamirlerini yetkisiz(!) kişilerden sınırlama çabasına girişmiş ve bu kavga en yüksek noktası ile hala ABD&rsquo;deki çiftçiler tarafından traktörleri için sürdürülmektedir. <a href="https://repair.org"><!-- raw HTML omitted -->1<!-- raw HTML omitted --></a><a href="http://teyit.link/xjljauy"><!-- raw HTML omitted -->2<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Günümüzde konuya bilişim ile ilgili örnek bulmak çok kolay olsa da, muhtemelen beyaz bir hapishaneyi andıran &ldquo;ekosistemi&rdquo; <a href="https://www.gnu.org/philosophy/words-to-avoid.en.html#Ecosystem"><!-- raw HTML omitted -->3<!-- raw HTML omitted --></a> ile Apple şirketinden daha iyisi bulunmaz. Yazılım özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi Apple, donanımlarının tamir edilmesine, yapıştırıcılar, özel vidalama araçları gibi fiziki engeller ile elinden geldiğince engel olmaya çalışmaktadır. Bunun kullanıcılarının refahı ile açıklanması ise, Apple'ın eski model iPhone&rsquo;ların kapanmasını engellemek için yazılım güncellemesi ile batarya kapasitesini sınırlandırması gerçeği karşısında erimektedir. <a href="http://teyit.link/XaoTRaj"><!-- raw HTML omitted -->4<!-- raw HTML omitted --></a></p>
<p>Özgür donanım ise giderek güçlenmekte ve geleceğin özgürlükte olduğunu küçük ama önemli örneklerle ortaya koymaktadır.</p>
<p>Özgür donanımın zaferine en basit iki örnek Arduino ve RepRap projeleridir. Arduino projesi, ilk günden itibaren donanım tasarımlarını ve yazılımlarını özgürleştirerek hack kültürüne ve özgürlük mücadelesine çok büyük katkıda bulundu. Bugün Arduino&rsquo;nun sayısız çatallaması ve sınırsız hack kabiliyeti sayesinde, 3 yaşından başlayarak herkes elektronik programlamaya girişebiliyor. Bu bağlamda çıkan pek çok çalışma, hayatımızın içerisinde yer edinmiş durumda.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü <strong>dağıtılabilecekti</strong>. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: <strong>Patentler.</strong></p>
<p>2009 yılında RepRap&rsquo;ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap&rsquo;a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<p>Yirmi birinci yüzyılı sarsan bir diğer özgür donanım projesi ise RepRap projesidir. 2005 yılında başlayan RepRap projesi, o zamana kadar sadece pahalı arge* laboratuvarlarında görülebilen üç boyutlu yazdırma teknolojisini özgürleştirmek için yola koyuldu. RepRap projesinin en önemli özelliklerinden biri ise, kendi parçalarının bazılarını kendi başına üretebilmesiydi. Dolayısıyla bir RepRap yazıcı imal edildikten sonra, bu üretim özgürlüğü **dağıtılabilecekti**. Ancak 2009 yılına kadar yaygınlık kazanamadı, çünkü önünde çok önemli bir engel vardı: **Patentler.**</p>
<p>2009 yılında RepRap'ın dayandığı üç boyutlu yazdırma teknolojilerinin patentlerinin süresi doldu ve RepRap, birçok çatallama ve geliştirme ile birlikte yaygınlık kazandı. Bugün yaygın olarak kullanılan üç boyutlu yazıcıların hemen hemen hepsi RepRap&rsquo;a dayanmaktadır. RepRap, patent sisteminin özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını ve <strong>neden kültürümüzü ilerletmek yerine yerinde saydırdığını</strong> göstermesi açısından da çok önemli bir örnektir. Özgür donanım bize bunu sağlar: Var olan teknolojileri kendi ihtiyaçlarımıza istediğimiz gibi uyarlayabilmemizi ve eğer varsa kendi imkanlarımızla özgürce üretebilmemizi.</p>
<h3 id="özgür-donanım-bize-ne-sağlıyor">Özgür donanım bize ne sağlıyor?</h3>
<p>Özgür yazılım ile insanlık olarak dijitale geçirebildiğimiz bilgilerimizi, özgür donanımlar ile hür olarak hayatımıza taşımamızı sağlıyor. Evimizde sıfırdan bir üç boyutlu yazıcı yapmak, kütüphanemizdeki kitapları otomatik bir şekilde tarayıp bilgisayara aktaran sistemler kurmak ya da çok basit bir şekilde, bir cumartesi günü evimiz için kartlı giriş sistemi yapabilmek, ürettiğimiz üç boyutlu yazıcı ile engelli bireyler için protez imal etmek&hellip; Bunlar özgür donanımın bize sağladığı şeylerdir, temel haklarımızdır.</p>
<p>*<em>Arge kelimesi başlangıçta bir kısaltma (araştırma-geliştirme) olarak var olmuş olsa da, biz artık kendisini dile yerleşmiş bir kelime olarak görüyor, bu yüzden herhangi bir kelime gibi yazmayı tercih ediyoruz.</em></p>
</content>
</item>
@ -348,47 +450,28 @@ Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, topl
<description>Özgür yazılım nereden çıktı? Doğrusunu söylemek gerekirse özgür yazılım, özel mülk yazılımlardan daha önceden vardı.
Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &ldquo;At yarışı kuponu&rdquo; benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal &ldquo;1&rdquo; delinmeyen kısımlar ise mantıksal &ldquo;0&rdquo; anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve &ldquo;kaynak koduna&rdquo; erişebilmekteydi.</description>
<content>
<h3 id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<description>Özgür yazılım nedir, nereden çıktı, nasıl gelişti? Özgür yazılımı kim ortaya attı? Özgür yazılım satılabilir mi?</description>
<content><h3 id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<p>Doğrusunu söylemek gerekirse özgür yazılım, <strong>özel mülk</strong> yazılımlardan daha önceden vardı.</p>
<p>Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &ldquo;At yarışı kuponu&rdquo; benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal &ldquo;1&rdquo; delinmeyen kısımlar ise mantıksal &ldquo;0&rdquo; anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve &ldquo;kaynak koduna&rdquo; erişebilmekteydi. Bu yüzden, yapılan bir yazılım her koşulda özgürdü. Yazılıma baktığınızda <em>nasıl çalıştığını anlayabiliyor, onu değiştirebiliyor veya yeni bir karta kolayca delikleri geçirip onu kopyalayabiliyordunuz.</em> Ayrıca yazılımı <em>değiştirip dağıtmanızda</em> da hiçbir engel yoktu elbette.</p>
<p>Ardından geçen birçok yılın ardından, teknoloji ilerlemiş ve C dili ortaya çıkmıştı. Ayrıca bilgisayarlar birkaç &ldquo;0 veya 1&rdquo; ile değil, yüz binlerle ifade edilen &ldquo;0 veya 1&rdquo; lerle çalışır hale gelmişti. Ayrıca yazdığınız bir C kodu, <strong>derleme</strong> adı verilen bir işlemden geçiriliyor ve bu işlemin sonucunda 0-1&rsquo;lere yani makina diline dönüşüyordu. Bu işlemin ise geri döndürülmesi çok zordu. Dolayısıyla derlenmiş bir C programının yanında kaynak kodu verilmez ise ilgili yazılımın nasıl çalıştığını anlamak veya onu değiştirmeye çalışmak imkansız hale gelmişti. Yazılım geliştiricileri de artık yazılımları birer <strong>meta</strong> olarak görmekteydi. Yazılımların yalnızca çalıştırılabilir &ldquo;binary&rdquo; dosyaları, birçok kısıtlama ile birlikte kullanıcıya veriliyordu. Yazılımlar üzerinde çalışmak, değişiklik yapmak <strong>yazılım lisanslarına göre</strong> suçtu.</p>
<p>MIT&rsquo;de ise, 70&rsquo;lerden o zamana kadar devam eden <strong>hacker</strong> kültürü bir nebze sekteye uğramıştı. MIT AI laboratuvarında çalışan <strong>hacker</strong>&lsquo;ların önemli bir kısmı yazılım firmaları için çalışmaya başlamıştı.</p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox&rsquo;a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman&rsquo;ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman&rsquo;ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox&rsquo;a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman'ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman'ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bahsedilen dönemde, bilgisayarların büyük çoğunluğu UNIX adı verilen bir işletim sistemini çalıştırmaktaydı. UNIX işletim sistemi de, Amerikan telekomünikasyon şirketi olan AT&amp;T&rsquo;nin mülküydü. Fahiş lisans ücretleri altında dağıtıldığı için çoğu bir kişinin UNIX&rsquo;e erişimi yoktu. UNIX, yüksek oranda ancak büyük kurumların bilgisayarlarında kullanılabiliyordu.</p>
<p>27 Kasım 1983&rsquo;te Richard M. Stallman, UNIX&rsquo;in Usenet haber gruplarına <strong>Free Unix!</strong> başlıklı bir duyuru gönderdi. Bu duyuru ile dünya ilk defa <strong>özgür yazılım</strong> kavramıyla tanışıyordu.</p>
<p>Richard M. Stallman, dönemin popüler özel mülk işletim sistemi UNIX ile birebir uyumlu bir işletim sistemi geliştirmeye başladı. Bu işletim sisteminin adı ise <strong>GNU</strong> idi. <strong>GNU</strong>, özgür olarak dağıtılacaktı.</p>
<h3 id="özgür-yazılım-nedir">Özgür yazılım nedir?</h3>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için sağlaması gereken dört temel özgürlük vardır.</p>
<ol>
<ol start="0">
<li>Yazılımı herhangi bir amaç için herhangi bir koşulda çalıştırma özgürlüğü. (Kullan)</li>
<li>Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirme özgürlüğü. (Araştır)</li>
<li>Yazılımı kopyalama ve dağıtma özgürlüğü. (Paylaş)</li>
<li>Yazılımın değiştirilmiş ve geliştirilmiş kopyalarını dağıtma özgürlüğü. (Geliştir)</li>
</ol>
<p>Bu dört özgürlüğün tamamını sağlayan yazılımlar, özgür yazılımlardır.</p>
<p>Özgürlük, para ile ilişkili değildir. Özgür yazılım, &ldquo;ticari olmayan yazılım&rdquo; veya &ldquo;ücretsiz yazılım&rdquo; anlamına gelmez. Özgür yazılımlar <strong>ticari amaçlarla kullanılabilir</strong>, ayrıca kopyaları ücret karşılığında <strong>satılabilir</strong>. Yazılımı nasıl edindiğiniz bu konuda hiçbir şey değiştirmez, satın aldığınız bir özgür yazılımı ücretsiz veya ücretli olarak dağıtabilirsiniz.</p>
<p>Özgür bir yazılım, kopyalarını edinen tüm kullanıcılara dört temel özgürlüğü sağlamalıdır. &ldquo;Kübalılar ve Kuzey Koreliler bu yazılımı kullanamaz&rdquo;, &ldquo;bu yazılım yalnızca araştırma amaçlı kullanılabilir&rdquo;, &ldquo;bu yazılımı yalnızca geliştiricisine yıllık 2000 Türk lirası öderseniz kullanılabilir&rdquo; gibi durumlar içeren yazılımlar <strong>özgür değildir</strong>.</p>
</content>
</item>
@ -399,24 +482,15 @@ Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &
Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.
R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse&rsquo;ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz.</description>
<description>Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.</description>
<content><p>Herkese merhabalar,</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse&rsquo;ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse&rsquo;ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan &ldquo;özgün&rdquo; bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse&rsquo;ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika&rsquo;yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse&rsquo;in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse'ün web sitesini &ldquo;çaldığımız&rdquo; veya &ldquo;bir web sitesi bile oturup yapamamışlar&rdquo; gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse'ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan &ldquo;özgün&rdquo; bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse'ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika&rsquo;yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>Bu iki açıdan bizim için önemliydi: Birincisi, boşa emek harcamak yerine zaten var olan birikimi kullanmak; ikincisi ise <strong>özgür yazılım kültürünü</strong> anlatacak çok temel bir örnek oluşturmak. Çünkü özgür yazılım kültürünün temeli, paylaşma ve türetmeye dayanır. Bildiğimiz birçok özgür yazılım, başka özgür yazılımlar üzerinde yükselir, hatta bazı özel mülk yazılımlar bile. Maalesef ki içinde yaşadığımız toplumda, toplum normlarına göre özgün olmayan üretimler veya türetimler değer görmemekte, hatta toplum nezdinde aşağı görülmektedir. Bu özgünlük sevdası maalesef ki her türlü alanda bize yalnızca prangalar vuruyor. İnsanlığın ortak birikiminden faydalanmadan herhangi bir çıktı üretebilmek mümkün müdür?</p>
<p>Sitemiz hala geliştiriliyor, önümüzdeki birkaç ay muhtemelen ufak tefek eklemeler çıkarmalarla rayına oturmuş olacaktır. Gördüğünüz bir sorun olursa, bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bize bildirmeyi unutmayın.</p>
Açık Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, “özgür” yerine “açık” ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını “özgürlük” noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür “x” veya “x özgürlüğü” ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz.">
<metaname="twitter:description"content="Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.">
@ -83,86 +82,45 @@ Açık Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bah
<divclass="page">
<article>
<h1class="title">Kullanmaktan kaçınılması gereken kelimeler</h1>
<p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<p>Özgür yazılım ve özgürlük üzerine konuşurken, bazı kelimeler konuştuğumuz konuyu bağlamından çıkartabilmekte ve bizi yanılgıya düşürebilmektedir. Bu tarz kullanımdan kaçınılması gereken veya kullanılırken dikkatli olunması gereken kelimeleri listeledik.</p>
<h3id="açık">Açık</h3>
<p>Özgür bir yazılımdan, donanımdan, sanat eserinden ya da belgeden bahsederken, “özgür” yerine “açık” ifadesini kullanmak, bahsedilen şeyin bağlamını “özgürlük” noktasından çıkartarak farklı bir yöne sürüklemektedir. Özgür yazılım, daha doğrusu özgür “x” veya “x özgürlüğü” ifadeleri, var olan şeyin özgürlüğüne vurgu yaparak tarihsel süreçleri ve birikimleri olan bir hak mücadelesine referans verirken, açık ifadesini kullandığımızda bütün bu kümülatif birikimi hiçe saymış oluruz. Bu yüzden <strong>“açık kaynak”</strong> yerine <strong>“özgür yazılım”</strong>, <strong>“açık donanım”</strong> yerine <strong>“özgür donanım”</strong>, <strong>“açık belge”</strong> yerine <strong>“özgür belge”</strong> ifadelerini kullanmak daha doğru olacaktır.</p>
<h3id="bayan">Bayan</h3>
<p>Kadınlardan bahsederken lütfen “bayan” ifadesini kullanmayın. Kadın kadındır.</p>
<h3id="bedava-ücretsiz">Bedava / Ücretsiz</h3>
<h3id="bedava--ücretsiz">Bedava / Ücretsiz</h3>
<p>Dünyanın neredeyse bütün dillerine “ücretsiz” ve “özgür” iki ayrı kelimeyle ifade edilirken, maalesef ki _lingua franca_mız İngilizce’de ikisi aynı kelimeyle ifade ediliyor. Bu da, İngilizce’den çevirilen metinlerde, “free software” ifadesinin hem “ücretsiz yazılım” hem de “özgür yazılım” olarak çevirilebilmesine olanak sağlıyor. “Free software” ifadesi, yalnızca yazılımın özgürlüğüne vurgu yapar, “free” kelimesinin “ücretsiz” anlamıyla bir ilgisi yoktur.</p>
<h3id="bulut">Bulut</h3>
<p>“Bulut (bilişim)” veya “cloud (computing)” ifadeleri, temelde anlamı açık olmayan ifadelerdir. İnternet’e bağlı olmak veya İnternet üzerinden iletişim kurmak haricinde birbiriyle ilgisi olmayan birçok alan için ortak olarak kullanılmakta, bu da kavramsal bir karmaşaya sebebiyet vermektedir. Bulut denilen şey temelde uzakta bulunan bir bilgisayar veya bilgisayarlardan ibarettir, ancak kelimenin kendisi (özellikle de serverless gibi yeni kelimelerin de etkisiyle) kullanıcının üzerinde sanki karşı tarafta bir bilgisayar yokmuş gibi bir algı yaratır.</p>
<p>Hazır veri depolama sunucusu hizmetleri de, SaaSS sistemleri de, uzak VPS sunucular da, Nextcloud gibi kendi sunucularınızı kurabileceğiniz yapılar da ortak olarak bulut ifadesini kullanmaktadır. Bunlardan özellikle hazır veri depolama sunucuları (Örn: Google Drive, Yandex.Disk veya OneDrive gibi) ve SaaSS’lar birer gözetim aracıdır ve mahremiyet düşmanı haline gelebilir.</p>
<p>Bulut yerine “uzak sunucu”, “depolama sunucusu” veya “VPS” gibi amacına uygun kelimeler kullanmayı tercih edebilirsiniz.</p>
<p>Creative Commons, basitçe yazılım olmayan içerikler için kullanılan bir lisans grubudur. Creative Commons lisanslarından bazıları özgür, bazıları ise değildir. Bir medya için “Creative Commons ile lisanslı” ifadesini kullandığınızda, özgür olup olmadığına dair herhangi bir ifade kullanmış olmazsınız. Çünkü CC lisanslarından yalnızca üç tanesi (CC0, CC BY, CC BY-SA) özgür lisanslardır, diğerleri ise <strong>mülktür</strong>.</p>
<p>Bu sebepten, eğer özgür bir CC lisansı ile lisanlanmış bir içeriğin özgür olduğunu ifade etmek istiyorsanız, “özgür CC lisanslı” veya örneğin “CC BY-SA lisanslı” ifadelerini kullanmanız daha doğru olacaktır.</p>
<p>DRM, sadece kullanıcılar üzerinde tahakküm kurmak ve kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir yöntemdir. DRM’in açılımındaki “haklar” (<em>İng.</em> Digital Rights Management) ifadesi, sadece kara propaganda amacıyla kullanılmaktadır, gerçeklikle örtüşmemektedir. Bu yüzden, tepkinizi göstermenizi ve DRM için gerçekten bir açılıma ihtiyacınız varsa “Dijital Kısıtlamalar Yönetimi” (<em>İng.</em> Digital Restrictions Management) ifadesini kullanmak duruma daha uygun olacaktır.</p>
<h3id="ekosistem">Ekosistem</h3>
<p>Özgür yazılım topluluğu veya özgür yazılımları bir “ekosistem” olarak tanımlamak yanlıştır. Çünkü ekosistem, özgür iradenin ve etik anlayışın yokluğunu, güçlü olanın zayıf olanı, büyüğün küçüğü yemesini ifade eder. Doğada hayvanların birbirini yemesi olağandır, ancak özgür yazılım topluluğunda “barış içerisinde bir arada bulunmak” esastır, güçlü zayıfı ez(e)mez. Bu sebepten lütfen özgür yazılıma ve ilintili konulara “ekosistem” etiketini yapıştırmayın.</p>
<h3id="erişim">Erişim</h3>
<p>Erişim, özellikle de “açık erişim”, açık kaynaktan daha tehlikeli ifadelerdir. Genellikle akademi çevresinden olan insanların kullanırken “ağız alışkanlığı” olarak tanımladığı “açık erişim” ifadesi, özgür yazılım felsefesinin getirdiği temel özgürlükleri hiçe sayar, yalnızca yazılıma veya veriye ulaşabilmeyi hedefler. Örneğin Vikipedi’yi özgür yapan şey, üzerindeki maddelerin ve diğer içeriğin 4 temel özgürlüğü sağlamasıdır, açık erişim ise ilgili veriyi yalnızca okuyabilmeyi (eyes only) savunmaktadır. Bu yüzden “açık erişimli yazılım” veya “erişilebilir yazılım” gibi ifadeler yerine “özgür yazılım” ifadesini kullanmak daha doğrudur.</p>
<h3id="google-lamak">Google’lamak</h3>
<h3id="googlelamak">Google’lamak</h3>
<p>Bir web araması yaparken kullanabileceğimiz tek arama motoru Google değildir. <ahref="https://duckduckgo.com">DuckDuckGo</a> gibi mahremiyetinize saygı gösteren arama motorları da vardır. Bu sebeple web aramasından bahsederken “web’de aramak” veya sadece “arama yapmak” ifadelerini kullanmak daha uygundur.</p>
<h3id="kapalı">Kapalı</h3>
<p>Özgür olmayan yazılımlar, <strong>mülk yazılımlardır</strong>; mülk yazılımları “kapalı” ifadesiyle nitelemek, açık kaynağa bir referans vermektedir. Bu yüzden doğru ifade “mülk yazılım” (<em>İng.</em> proprietary software) olacaktır.</p>
<h3id="lamp-lemp">LAMP / LEMP</h3>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, “Linux, Apache, MySQL, PHP”dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım “GLAMP” (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<h3id="lamp--lemp">LAMP / LEMP</h3>
<p>LAMP, genellikle sistem yönetimine yeni başlayan kişilerin ilk tanıştığı kişiler tarafından, GNU/Linux sunucuların üzerine hızlıca web sunucusu ve veritabanı kurmayı salayan bir araçlar bütünüdür. Açılımı, “Linux, Apache, MySQL, PHP"dir. Ancak Linux çekirdeği tek başına bir anlam ihtiva etmediği için ve işletim sistemimiz GNU işletim sistemi olduğu içim, doğru kullanım “GLAMP” (GNU, Linux, Apache, MySQL, PHP)</p>
<h3id="linux-işletim-sistemi">Linux işletim sistemi</h3>
<p>Linux, 1991 yılında Linus Torvalds tarafından geliştirilmeye başlanan yekpare (monolitik) bir işletim sistemi çekirdeğidir. Linux, yanında bir işletim sistemi olmadan hiçbir işe yaramaz, ayrıca işletim sisteminin görece küçük bir parçasıdır. İşletim sisteminin adı GNU’dur, GNU ve Linux çekirdeği bir araya gelerek GNU/Linux işletim sistemini oluşturur. Bu yüzden, hem GNU projesinin itibarı için hem de işletim sisteminin kalanını çekirdekten ayırmak için <strong>GNU/Linux</strong> ifadesini kullanmanızı tavsiye ederiz.</p>
<h3id="foss">FOSS</h3>
<p>FOSS ifadesi, özgür yazılım ve açık kaynak arasında orta yolculuk görevini üstlenmesi amacıyla uydurulmuş bir kelimedir. Açılımı “Free and open source software” (<em>Trk.</em> Özgür ve açık kaynak yazılım) olsa da, “free” kelimesinin İngilizce’de hem özgür hem de bedava anlamına gelmesinden mütevellit maalesef ki genelde “Ücretsiz ve açık kaynaklı yazılım” olarak algılanmaktadır.</p>
<p>Eğer orta yolcu olmak istiyorsanız, FOSS yerine FLOSS ifadesini kullanmanız bir miktar daha doğru olacaktır (Free, libre and open source software). Ancak özgürlüğün tarafındaysanız, en doğrusu <strong>özgür yazılım</strong> demenizdir.</p>
<h3id="pc">PC</h3>
<p>PC ile bu noktada kastedilen elbette ki “kişisel bilgisayar” anlamındaki “PC” değil, Windows çalıştıran makineler için “PC” ifadesini kullanmaktır. Bunu en çok, bir yazılımı kendi sitesinden indirirken “PC/Mac/Linux” şeklinde görürsünüz. PC, üzerinde çalışan işletim sisteminden bağımsız olarak “kişisel bilgisayar” anlamına gelmektedir.</p>
<p>Windows çalıştıran bilgisayarlar için “WC” ifadesini öneriyoruz.</p>
<h3id="powerpoint">PowerPoint</h3>
<p>Microsoft PowerPoint, sunum hazırlamak için kullanılan tek program değildir, LibreOffice Impress veya LaTeX’te beamer sınıfı gibi farklı özgür sunum yazılımları da vardır. Bu yüzden sunum hazırlama yazılımları ve sunular için lütfen “PowerPoint” ifadesini kullanmayın.</p>
<h3id="skype-yapmak">Skype yapmak</h3>
<p>Çevrimiçi görüntülü görüşme için “skype yapmak” ifadesi ziyadesiyle yaygınlık kazanmıştır. Ancak Skype, Microsoft tarafından geliştirilen mülk bir yazılım, aynı zamanda kullanıcılarını gözetleyen bir mahremiyet düşmanıdır. Skype için bir alternatif arıyorsanız, <ahref="https://meet.jit.si/">Jitsi</a> öneriyoruz.</p>
<h3id="ticari-yazılım">Ticari yazılım</h3>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için gereken ilk özgürlük, yazılımı her koşulda çalıştırabilme özgürlüğüdür. Dolayısıyla, özgür bir yazılım <strong>ticari amaçlarla da kullanılabilir</strong>. Ayrıca ticari kullanım için hazırlanmış bir yazılım (Ör: GNU Health, GNU Cash, GNU Taler vb.) bütünen özgür olabilir. Bu yüzden, özgür olmayan yazılımları tanımlamak için “ticari yazılım” ifadesini kullanmak yanlıştır. Ayrıca özgür ticari yazılımlar topluluğumuza ve kültürümüze çok önemli bir katkıdır, bu sebeple özgür ticari yazılımları desteklememiz gerekir.</p>
<metaname="twitter:title"content="Mahremiyet nedir? - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu.">
<metaname="twitter:description"content="Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir.">
<p>Mahremiyet, gizlilik ile eş anlamlı değildir. Mahremiyet, yapılan veya bilinen şeyin ne olduğu bilinse bile içeriğinin gözlenmemesidir. Bu bakımdan çok temel, insan olmanın neredeyse yapı taşı olan bir beklentidir. Homo Sapiens Sapiens olarak gelişimimizi borçlu olduğumuz etkenlerden biri dedikodu yapmamızdır. Bir topluluk içindeki ilişki dinamiklerinin tespitine yarayan bu özellik topluluğun faydasına ama bireylerin olasılıkla zararına çalışan bir mekanizma. Nihayetinde herkesin sır olarak gördüğü veya varlığı tahmin edilse bile kesinlik kazanması istenmeyen olgular insanlar olarak bizimle hep var oldu. Mahremiyet tam olarak bu olguların özel kalmasının konusu.</p>
<p>Mahremiyeti örneklemek gerekirse; Bir kimsenin kabaca tuvalette ne yaptığı tahmin edilebilir. Yine de tuvaletin kapısı kapatılır çünkü gerçekte neler olabileceği bilinse bile bunun gözler önünde olması arzulanmaz. Fakat tuvalete gidildiği gerçeği gizlenmeye gerek duyulmaz, mahremiyet arzulanır yani “kimse ben bir mutfakta su içeyim” diyerek tuvelete usulca kaçmaz. Latince özel anlamına gelen “privatus” kelimesinin 12. yüzyılda Fransızca’da “privé” olarak tuvalet anlamında kullanılması hali ile şaşırtıcı değildir.</p>
<p>Gizlilik ise mahremiyetten farklı olarak açıkça bir olgunun gizlenmesi amacını gerektirir. Bu bir kasa ile örneklenebilir. Kasanın içinde ne olduğunu bilemezsiniz. Kasaya bir şey koyan da kasanın bunu koruması kadar gizlemesini de arzular. Hali ile şeffaf kasalarımız olmadığı gibi kasaların içinde genel olarak ne olduğuna dair bir fikrimiz de yoktur.</p>
<p>Nihayetinde tüm benliğimiz ve sosyal yapımız insanların kendilerine ait yaşantıları olmasına dayalı. Porno izlediğiniz tahmin edilebilir ama ne izlediğinizin bilinmesi gerekmez, nerelerden alışveriş yaptığınız bilinebilir ama bunu ne sıklıkla yaptığınızın bilinmesi gerekmez, bedeninizden memnun olmadığınız düşünülebilir ama bununla ilgili endişelerinizin tüm açıklığı ile bilinmesi gerekmez. Örnekler sürdürülebilir ama mahremiyet bir lüks değil bir haktır, varoluş halidir ve bugün tüm insanlığın elinden hızla alınmaya çalışılmakta.</p>
<p>Elbette mahremiyetin bir kavram olarak var olması bunun karşısında bir güç olduğunun da kanıtı. Devletler, şirketler, insanlar… İnsanların mahremiyetine karşı tüm bu tehditlere rağmen bireyler hakkında ulaşılabilecek bilgi bir yüz yıl önce oldukça azdı. Bugün ise sayısal teknolojilerin ve İnternet’in imkanlarının büyümesi ile korkutucu miktarda veriyi çok uzun süreler saklayabiliyor, bunları kolaylıkla işleyip sonuç çıkarabiliyoruz. Bu gerçekliğin etrafına kümelenmiş bi grup şirket ve devletin durumu kar ve kontrol arzusu ile daha da körüklemesi insanlık için durumu çok daha kötü hale getirmekte.</p>
<p>Mahremiyete yönelen saldırı ve insanların inkarı sadece soyut bir gözlem değil. Bugün gözün görebildiği neredeyse her yerde bir zamanlar insanların lehine çalışan sistemler giderek onların aleyhine güç sahiplerine çalışmaya başlamış durumda. <ahref="https://www.eff.org/deeplinks/2019/08/amazons-ring-perfect-storm-privacy-threats">Amazon Ring Kapı Kameraları</a>, <ahref="https://www.eff.org/wp/law-enforcement-use-face-recognition">Çevrimiçi Reklamcılık</a>, <ahref="https://apnews.com/9156fb1226356ac0953598fddc878d1b">Yüz Tanıma Sistemleri</a>…</p>
<p>İnsanların mahremiyetinin kenara itilmesi, toplumsal tepkinin yeterince gösterilmemesi, insanlara “saklayacak bir şeyleri” olmadığına, saklayacak şeyleri olmayanların da “korkmak” için bir sebebi olmadığına dair bir inancın aşılanması ile durum giderek kötüleşmekte. Her türlü verinizi çalan cep telefonları, en basit işlevi kişisel verilerinizi talep etmeden yapmayan yazılımlar, şehirleri sarmış kamera sistemleri, yüz tanıma sistemleri ile giderek belirsizleşen bir “suçlunun” takibi, sosyal puanlama ile toplum kontrolü… Tüm bunlar bir distopya denemesi değil bugün yaşanan gerçekler!</p>
<p><strong>Mahremiyet tali değil aslidir!</strong></p>
<p>-Kendiniz dahil herkesin mahremiyetinine önem vermek kişisel bir tercih değil toplumsal bir gerekliliktir.</p>
<p>-Saklayacak bir şeyiniz yoksa bile mahremiyetinizin olmadığı bir dünyada muktedirler tarafından sizi korkutacak bir şey yaratılabilir.</p>
<p>-Hayatınızın her köşesinin izlenmesine bugün razı gelirseniz ileride istemediğinizde geç olacaktır.</p>
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br/>
Özgür yazılım kullanın.<br/>
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br/>
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br/>
<p>Mahremiyetinize sahip çıkın!<br>
Özgür yazılım kullanın.<br>
Sizi takip eden hizmetleri kullanmayın.<br>
Verilerinizi korumanın hem sizin hem de çevrenizdekiler için önemli olduğunu bilin.<br>
Bir kişisel verinizin neden kullanılacağını hep sorgulayın ve kolay ikna olmayın.</p>
Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, “At yarışı kuponu” benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal “1” delinmeyen kısımlar ise mantıksal “0” anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve “kaynak koduna” erişebilmekteydi.">
<metaname="twitter:description"content="Özgür yazılım nedir, nereden çıktı, nasıl gelişti? Özgür yazılımı kim ortaya attı? Özgür yazılım satılabilir mi?">
@ -83,45 +82,27 @@ Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, &
<divclass="page">
<article>
<h1class="title">Özgür yazılım nedir?</h1>
<h3id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<h3id="özgür-yazılım-nereden-çıktı">Özgür yazılım nereden çıktı?</h3>
<p>Doğrusunu söylemek gerekirse özgür yazılım, <strong>özel mülk</strong> yazılımlardan daha önceden vardı.</p>
<p>Eskiden bilgisayarlar, delikli kartlar ile programlanıyordu. Delikli kartlar, “At yarışı kuponu” benzeri üzerinde delinecek noktalar olan kartondan kartlardı. Delinen her nokta mantıksal “1” delinmeyen kısımlar ise mantıksal “0” anlamına geliyordu. Ayrıca kartın üzerinde hangi deliğin ne anlama geldiğini gösteren bir tablo da mevcuttu (aynı ÖSYM optik formlarındaki gibi). Dolayısıyla yazılımın kendisi aslında o kart olduğundan, karta bakan herhangi biri yazılımın nasıl çalıştığını anlayabilmekte ve “kaynak koduna” erişebilmekteydi. Bu yüzden, yapılan bir yazılım her koşulda özgürdü. Yazılıma baktığınızda <em>nasıl çalıştığını anlayabiliyor, onu değiştirebiliyor veya yeni bir karta kolayca delikleri geçirip onu kopyalayabiliyordunuz.</em> Ayrıca yazılımı <em>değiştirip dağıtmanızda</em> da hiçbir engel yoktu elbette.</p>
<p>Ardından geçen birçok yılın ardından, teknoloji ilerlemiş ve C dili ortaya çıkmıştı. Ayrıca bilgisayarlar birkaç “0 veya 1” ile değil, yüz binlerle ifade edilen “0 veya 1” lerle çalışır hale gelmişti. Ayrıca yazdığınız bir C kodu, <strong>derleme</strong> adı verilen bir işlemden geçiriliyor ve bu işlemin sonucunda 0-1’lere yani makina diline dönüşüyordu. Bu işlemin ise geri döndürülmesi çok zordu. Dolayısıyla derlenmiş bir C programının yanında kaynak kodu verilmez ise ilgili yazılımın nasıl çalıştığını anlamak veya onu değiştirmeye çalışmak imkansız hale gelmişti. Yazılım geliştiricileri de artık yazılımları birer <strong>meta</strong> olarak görmekteydi. Yazılımların yalnızca çalıştırılabilir “binary” dosyaları, birçok kısıtlama ile birlikte kullanıcıya veriliyordu. Yazılımlar üzerinde çalışmak, değişiklik yapmak <strong>yazılım lisanslarına göre</strong> suçtu.</p>
<p>MIT’de ise, 70’lerden o zamana kadar devam eden <strong>hacker</strong> kültürü bir nebze sekteye uğramıştı. MIT AI laboratuvarında çalışan <strong>hacker</strong>‘ların önemli bir kısmı yazılım firmaları için çalışmaya başlamıştı.</p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox’a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman’ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman’ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<p>Bir gün, MIT AI laboratuvarındaki <strong>hacker</strong>lardan biri olan <strong>Richard M. Stallman</strong>, orada bulunan bir Xerox yazıcının kağıt sıkıştırdığını fark etti ve Xerox ile iletişime geçti. Xerox’a hatayı kendinin çözebileceğini, ancak yazıcıda çalışan yazılımın kaynak koduna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Xerox, bu yazılımın kendilerine ait olduğunu söyleyip, Stallman'ın talebini reddetti.</p>
<p>Bu olay, Stallman'ın kafasında bir fikir oluşturmuştu: <strong>Özgür yazılım.</strong></p>
<h3id="ilk-duyuru">İlk duyuru</h3>
<p>Bahsedilen dönemde, bilgisayarların büyük çoğunluğu UNIX adı verilen bir işletim sistemini çalıştırmaktaydı. UNIX işletim sistemi de, Amerikan telekomünikasyon şirketi olan AT&T’nin mülküydü. Fahiş lisans ücretleri altında dağıtıldığı için çoğu bir kişinin UNIX’e erişimi yoktu. UNIX, yüksek oranda ancak büyük kurumların bilgisayarlarında kullanılabiliyordu.</p>
<p>27 Kasım 1983’te Richard M. Stallman, UNIX’in Usenet haber gruplarına <strong>Free Unix!</strong> başlıklı bir duyuru gönderdi. Bu duyuru ile dünya ilk defa <strong>özgür yazılım</strong> kavramıyla tanışıyordu.</p>
<p>Richard M. Stallman, dönemin popüler özel mülk işletim sistemi UNIX ile birebir uyumlu bir işletim sistemi geliştirmeye başladı. Bu işletim sisteminin adı ise <strong>GNU</strong> idi. <strong>GNU</strong>, özgür olarak dağıtılacaktı.</p>
<h3id="özgür-yazılım-nedir">Özgür yazılım nedir?</h3>
<p>Bir yazılımın özgür yazılım olabilmesi için sağlaması gereken dört temel özgürlük vardır.</p>
<ol>
<olstart="0">
<li>Yazılımı herhangi bir amaç için herhangi bir koşulda çalıştırma özgürlüğü. (Kullan)</li>
<li>Yazılımın nasıl çalıştığını anlama ve onu değiştirme özgürlüğü. (Araştır)</li>
<li>Yazılımı kopyalama ve dağıtma özgürlüğü. (Paylaş)</li>
<li>Yazılımın değiştirilmiş ve geliştirilmiş kopyalarını dağıtma özgürlüğü. (Geliştir)</li>
</ol>
<p>Bu dört özgürlüğün tamamını sağlayan yazılımlar, özgür yazılımlardır.</p>
<p>Özgürlük, para ile ilişkili değildir. Özgür yazılım, “ticari olmayan yazılım” veya “ücretsiz yazılım” anlamına gelmez. Özgür yazılımlar <strong>ticari amaçlarla kullanılabilir</strong>, ayrıca kopyaları ücret karşılığında <strong>satılabilir</strong>. Yazılımı nasıl edindiğiniz bu konuda hiçbir şey değiştirmez, satın aldığınız bir özgür yazılımı ücretsiz veya ücretli olarak dağıtabilirsiniz.</p>
<p>Özgür bir yazılım, kopyalarını edinen tüm kullanıcılara dört temel özgürlüğü sağlamalıdır. “Kübalılar ve Kuzey Koreliler bu yazılımı kullanamaz”, “bu yazılım yalnızca araştırma amaçlı kullanılabilir”, “bu yazılımı yalnızca geliştiricisine yıllık 2000 Türk lirası öderseniz kullanılabilir” gibi durumlar içeren yazılımlar <strong>özgür değildir</strong>.</p>
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin! - Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmektedir. O kadar çok cümle “benim özgürlüğüm” ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.">
<h1class="title">Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</h1>
<p><em>Alper Atmaca</em></p>
<p>Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmekte. O kadar çok cümle “benim özgürlüğüm” ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.</p>
<p>Özgürlük pek çok şey gibi diyalektik eşi ile tanımlanır. Gölgenin ışık olmadan var olamaması gibi özgürlük de baskının olmadığı durumda var olmaz. Eğer “özgür olunacak” bir baskı ortada olmazsa özgürlük diye bir kavramı tanımlamaya ne gerek olur ki? Bask bir kişiden, kurumdan hatta yerçekimi gibi fiziğin kendisinden dahi gelebilir. Bu konuda bir ayrım yok. Kamusal bir kural tarafından sınırlandırılmak ile yerçekiminin etkisi arasında bir fark yok; sonuçta tam olarak özerklik gösteremezsiniz. Bu özgürlüğü toplumsal olarak hepimizin paylaştığı ve birlikte ilerlettiği bir kaynak yapar.</p>
<p>Yerçekimi hepimizin ayrımsız paylaştığı bir baskı. Yerçekimi yüzünden dilediğimiz kadar zıplayamıyor veya kayarsak düşüyoruz. Sadece bir kimsenin Dünya’nın bir yerinde uçakla uçuyor olması o kişinin yerçekimine karşı bir çeşit kişisel özgürlüğü olduğu anlamına gelmiyor. Uçaktaki kişi yerçekimine; hava kirliliği, uçağı imal eden işçileirn sömürüsü ve sınırlı hava sahası gibi yerdeki tüm insanların olan ortak kaynakları tüketerek erişiyor.</p>
<p>Özgürlük fikri homo sapiens sapiens’in içkin bir özelliğidir. İnsanlık, tarihinde ürettiği aletleri uzaydan gelmiş siyah bir blok sebebi ile değil, doğanın kötü hava, yırtıcılar gibi tüm baskılarına karşı koymanın saf ihtiyacı ile yaptı. Bu araçlar insanlın özgürlüğünü kısıtlayan tüm doğa etmenleri ile mücadele etmek ve insanlığı bugünlere getirimek için kullanıldı. Bu sebeptendir ki hapis edilmek bir cezadır ve köle kılınmaya hiç bir zaman gerçekten rıza verilmemiştir.</p>
<p>Mülk yaılımlar ve hizmetler kullanmak adına bir özgürlüğünüz yok! Sayısal ve bugün neredeyse fiziksel efendilerimize kendinizi köle kılmak için size verilmiş şahsi bir hakkınız yok. Aksini iddia etmek ya cehalet ya da homo sapiens sapiens olmamakla eşdeğerdir. Gerçekten kabul edilebilir alternatiflerin olmadığı durumda özgür irade yoktur ve neredeyse her koda ve cihaza bir avuç şirket tarafından hükmedildiği bir durumda siz özgürce karar veremezsiniz.</p>
<p>Eğer sayısal köleliğe bir alternatif olduğu gerçeğinden habersizseniz bu tartışmadan muafsınız fakat özgür yazılımın, özgür donanımın, tamir etme hakkı hareketinin varlığından ve kendi kaderini tayin ve gücü halka nasıl geri iade etmeye uğraştıklarını biliyorsanız köleliği seçemezsiniz! Bir alternatifi varken yüklediğiniz her mük yazılım, üye olduğunuz her özgür olmayan hizmet, kullandığınız kamu kaynağı emen aracı ile aslında dünyadaki diğer tüm insanlardan bir parça özgürlük çalıyorsunuz, efendilerinize besliyorsunuz ve tabakta kalanlarını da kendi bencil ihtiyaçlarınız için kullanıyorsunuz!</p>
<p>Bu gerçeğin ne inkarı ne de etrafından dolanmanın bir yolu var. Bu, insanlık tarihinde daha önce yaşandı. İnsanlar yaşamları için ayaklandı ve bugün özgürlük ile haklar olarak bildiğimiz herşey onların mücadelesi ve acılarının üzerine kuruldu. Eğer özgürlüğünüzden vazgeçmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olduğunun farkında olmanız gereklidir.</p>
</article>
<asideclass="sidebar">
<h2class="title">Etkinlikler</h2>
<divclass="event">
<ahref="../../yazilar/genel-kurul/">ÖYD 2. Olağanüstü Genel Kurulu</a>
<address>28 Mart 13:00 TAK, Kadıköy</address>
<p>Özgür Yazılım Derneği 2. Olağanüstü Genel Kurulu halka açık olarak gerçekleştirilecektir.
<metaname="description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur."/>
<metaproperty="og:site_name"content="Özgür Yazılım Derneği"/>
<metaname="twitter:card"content="summary"/>
<metaname="twitter:site"content="@oydorgtr"/>
<metaname="twitter:title"content="Özgür Yazılım Derneği">
<metaname="twitter:description"content="Özgür Yazılım Derneği, özgür yazılım hareketini ve tüm insanların modern dünyadaki özgürlüklerini savunan bir topluluktur.">
<p><strong>Eğer özgür yazılımla yeni tanışacaksanız veya soru işaretleriniz varsa,</strong></p>
<ul>
<li><ahref="../../../yazilar/ozgur-yazilim">Özgür yazılım nedir?</a> yazımızı okuyarak başlayabilirsiniz.</li>
<li><ahref="../../../yazilar/donanim-ozgurlugu">Donanım özgürlüğü</a>, <ahref="../../../yazilar/acik-kaynak">Neden açık kaynak değil özgür yazılım?</a>, <ahref="../../../yazilar/ozgurluk-tercih-degildir">Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!</a>, <ahref="../../../yazilar/drm">DRM tehlikesi</a>, <ahref="yazilar/bir-ayricalik-araci-olarak-teknoloji">Bir ayrıcalık aracı olarak teknoloji</a> yazılarımız ilginizi çekebilir.</li>
<li>Özellikle <ahref="../../../yazilar/bugun-ozgur-yazilim-neden-daha-onemli/">Bugün özgür yazılım her zamankinden daha önemli v2.0</a> yazımız, içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi sürecinde okunmaya değer bir yazı.</li>
İnsanların cinsel, romantik, ailevi ve hatta platonik ilişkileri ile ilgili olarak kullandıkları pek çok bilişim teknolojisi vardır. Birbirilerine çiçek gönderirler, hediyeler satın alırlar, birbirileriyle iletişim kurmak için her gün WhatsApp, Facebook Messenger, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalar kullanırlar. Bu araçlar mülk yazılımlardır, bu araçları kullanmak özgürlüğümüzü farklı yönlerden kısıtlar.
Aletler, bizi tanımlayan her şeyin aracıdır. Yaşamımız, üretimimiz, toplumsal yapılanmamız, kültür olarak adlandırdığımız her şey... Hepsi elimizdeki araçların bizi getirdiği noktaların yaratısıdır. Özgürlük bir bütün olarak gelir. Bir "şey", bir kısım özgür bir kısım esir olamaz. Yazılım özgürlüğü; donanımın tanınmadığı, tamir hakkının elden alındığı, kullanımının kısıtlandığı ve hukukun bireylere karşı silaha dönüştüğü bir ortamda var olamaz. Özgür donanım, aynı özgür yazılım gibi hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir mücadelesidir.
<footer>
<timedatetime="2019-12-2">2019/12/02</time>
</footer>
</div>
</article>
<article>
<divclass="article-body">
<header>
<h1class="title"><ahref="../../../yazilar/ozgur-yazilim/">Özgür yazılım nedir?</a></h1>
Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.
Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?
Şifre (İng. cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir.">
<metaname="twitter:description"content="Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli “şifre değil parola” diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden “şifre değil parola” diye söyleyip duruyoruz?">
@ -84,31 +82,20 @@ Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz
<divclass="page">
<article>
<h1class="title">Neden "şifre değil parola"?</h1>
<p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli “şifre değil parola” diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden “şifre değil parola” diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki “şifre” diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p><em>Özcan Oğuz</em></p>
<p>Özgür yazılım veya hack kültürü ile ilgili bir ortama girdiğinizde, sürekli “şifre değil parola” diye birilerinin uyarıldığını duyarsınız. Peki neden “şifre değil parola” diye söyleyip duruyoruz? Bu ifadeyi ilk defa duyanlar, bazen hatalı olarak sanki “şifre” diye bir şey hiç yokmuş gibi düşünebiliyor. Ancak durum biraz daha farklı.</p>
<p>Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var: Neden domatese patates demiyoruz?</p>
<p><strong>Şifre</strong> (<em>İng.</em> cipher), bir verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesi anlamına gelir. Örneğin, “Özgür yazılım, özgür toplum” mesajını <ahref="https://tr.wikipedia.org/wiki/AES">AES-256</a> algoritması ile şifrelediğimizde aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz:</p>
<p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
</code></pre><p>Bu şifreyi çözmek için, bir <strong>anahtara</strong> ihtiyaç duyarız. Bu anahtar farklı şekillerde olabileceği gibi, bir <strong>parola</strong> da olabilir.</p>
<p><strong>Parola</strong> (<em>İng.</em> password), bir sisteme veya alana girmek veya tanımlanmak için kullanılan sırra verilen isimdir. Örneğin misafirliğe gittiğiniz evin kablosuz ağının <strong>parolasını</strong> istersiniz, <strong>şifresini değil</strong>. Ancak yönlendirici ile bilgisayarınız arasındaki iletişim <strong>şifreli</strong> iletişimdir.</p>
<p>Bu noktada akıllarda temel bir soru oluşuyor: <em>Ha parola demişim ha şifre ne fark eder ki?</em></p>
<p>Evet; özgür yazılım felsefesi ve kültürü ile tanışmamış olan, hack kültürü ile uzaktan yakından bağlantısı olmayan insanlar için muhtemelen fark etmeyecektir. Ancak özgür yazılım <strong>altkültürü</strong> içerisinde bu durum böyle değildir.</p>
<p>Dil, iletişimimizin ve kültürümüzün en temel araçlarından biridir. Her altkültür, kendi <strong>jargonunu</strong> taşır. Jargon, altkültürün üyelerini birbirine bağlayan yegane unsurdur ve üyelerin birbirileriyle aynı noktadan iletişim kurmalarını sağlar. “Şifre değil parola”, “Linux değil GNU/Linux”, “Gizlilik değil mahremiyet” gibi sürekli kullanılan ifadeler, genelde altkültüre dahil olmaya çalışan yeni insanlara işbu jargon nesnelerini kazandırabilmek için bu kadar sık kullanılır. Ayrıca pek çok noktada kavram kargaşasını da engeller.</p>
<p>Örneğin, “Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken şifreyi açacak şifreyi unutmuşum.” ifadesinin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu fark ettiniz mi? Ancak bu cümle şöyle olsaydı çok daha anlaşılır olacaktı: “Geçen GnuPG ile şifrelediğim dosya için gereken anahtarı açacak parolayı unutmuşum.”</p>
<p>Olması gereken yerde “şifre” yerine “parola” ifadesini kullanmak bir jargon nesnesi olduğu gibi, aynı zamanda dilin doğru ve etkin kullanımına da olanak sağlayacaktır.</p>
Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından Türkçe Vikipedi‘ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise Vikiproje Özgür Yazılım için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.
Etkinlikte;
6 yazar olarak çalışıldı. 5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.">
<metaname="twitter:description"content="Dernek üyelerimizden Neslihan Turan'ın mentörlüğünde bir özgür yazılım Vikimaraton’u TAK Kadıköy’de düzenlendi.">
<p>16 Şubat 2020 Pazar günü, <ahref="https://takortak.org">Tasarım Atölyesi Kadıköy</a>‘de dernek üyemiz <ahref="https://twitter.com/neslihannturan">Neslihan Turan</a>‘ın mentörlüğünde “Vikimaraton Özgür Yazılım” etkinliği düzenlendi.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <ahref="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>‘ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <ahref="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:ÖY">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlik öncesinde hazırlanan madde listesi, katılımcılar tarafından <ahref="https://tr.wikipedia.org">Türkçe Vikipedi</a>‘ye kazandırılmaya çalışıldı, listenin etkinlikte tamamlanamayan geri kalan maddelerinin ise <ahref="https://tr.wikipedia.org/wiki/VPR:%C3%96Y">Vikiproje Özgür Yazılım</a> için temel oluşturması planlandı. 10 saat süren etkinlikte, katılımcılar ekolojik bir yaşam hedefi için tek kullanımlık ürünler kullanmak yerine kendi bardak ve çatallarını getirdiler.</p>
<p>Etkinlikte;</p>
<ul>
<li>6 yazar olarak çalışıldı.</li>
<li>5 madde oluşturuldu, 11 madde düzenlendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül’ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons’a yüklendi.</li>
<li>9 görsel (Biri Mustafa Akgül'ün portresi olmak üzere) Wikimedia Commons’a yüklendi.</li>
<li>Etkinlik bilgi kutusu şablonu oluşturuldu.</li>
<li>Dört kullanıcı kutusu, bir de Vikimaraton özel şablonu oluşturuldu.</li>
<li>Toplam 55.7 kB düzenleme yapıldı.</li>
<li>53 kaynak eklendi.</li>
</ul>
<p>Etkinliğin hedeflerinden biri olan seçkin madde oluşturma hedefi ise maalesef tutturulamamıştır.</p>
<p>Etkinlikten bir kare:</p>
<p><imgsrc="../../images/vmoy.jpg"alt="Vikimaraton Özgür Yazılım'dan bir kare"/><br/>
<p><imgsrc="../../images/vmoy.jpg"alt="Vikimaraton Özgür Yazılım’dan bir kare"><br>
<ahref="https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Vikimaraton_%C3%96zg%C3%BCr_Yaz%C4%B1l%C4%B1m_16_%C5%9Eubat_2020.jpg"><em>Farklı çözünürlükler için Commons</em></a></p>
Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.
R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse’in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse’ün web sitesini “çaldığımız” veya “bir web sitesi bile oturup yapamamışlar” gibi ifadeler olacaktır şüphesiz.">
<metaname="twitter:description"content="Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.">
@ -85,20 +83,13 @@ R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse’in web
<article>
<h1class="title">Derneğimizin web sitesi hakkında</h1>
<p>Herkese merhabalar,</p>
<p>Özgür Yazılım Derneği olarak yaptığımız kuruluş ve örgütlenme çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Derneğimizin web sitesi ihtiyacı bir süredir çözmeye çalıştığımız bir konuydu. Sıfırdan tasarım yapmakla uğraştık, çeşitli şablonlar denedik ancak istediğimiz noktaya gelemedik. Ta ki bu web sitesini oluşturana kadar.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse’in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse’ün web sitesini “çaldığımız” veya “bir web sitesi bile oturup yapamamışlar” gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse’ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan “özgün” bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse’ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>R programlayan dostlarımız, web sitesine girdiklerinde Tidyverse’in web sitesi ile benzerliğini fark edecektir. Akıllarda oluşan ilk soru neden Tidyverse'ün web sitesini “çaldığımız” veya “bir web sitesi bile oturup yapamamışlar” gibi ifadeler olacaktır şüphesiz. Bu sorulara bir açıklık getirelim.</p>
<p>Tidyverse'ün web sitesine baktığımızda ilk aklımıza gelen bize ne kadar da uygun bir site olduğuydu. Tasarımı uysa da, sitenin çok fazla bize göre gereksiz veya hantal kısmı vardı. Onur Çelik ile el ele verip siteyi şu anki haline dönüştürdük. Peki neden sıfırdan “özgün” bir şey yapmak yerine bu siteyi dönüştürdük?</p>
<p>Web sitesine baktığımızda, lisansının Creative Commons BY-SA 4.0 olduğunu gördük. Web sitesi özgür yazılımdı, dolayısla Tidyverse'ün geliştiricileri bize <strong>kullanma, araştırma, paylaşma ve geliştirme</strong> özgürlüğünü vermişti zaten. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok elbette, web sitesini kendi ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre değiştirip kullanabilirdik.</p>
<p>Bu iki açıdan bizim için önemliydi: Birincisi, boşa emek harcamak yerine zaten var olan birikimi kullanmak; ikincisi ise <strong>özgür yazılım kültürünü</strong> anlatacak çok temel bir örnek oluşturmak. Çünkü özgür yazılım kültürünün temeli, paylaşma ve türetmeye dayanır. Bildiğimiz birçok özgür yazılım, başka özgür yazılımlar üzerinde yükselir, hatta bazı özel mülk yazılımlar bile. Maalesef ki içinde yaşadığımız toplumda, toplum normlarına göre özgün olmayan üretimler veya türetimler değer görmemekte, hatta toplum nezdinde aşağı görülmektedir. Bu özgünlük sevdası maalesef ki her türlü alanda bize yalnızca prangalar vuruyor. İnsanlığın ortak birikiminden faydalanmadan herhangi bir çıktı üretebilmek mümkün müdür?</p>
<p>Sitemiz hala geliştiriliyor, önümüzdeki birkaç ay muhtemelen ufak tefek eklemeler çıkarmalarla rayına oturmuş olacaktır. Gördüğünüz bir sorun olursa, bilgi {güzela} oyd.org.tr adresinden bize bildirmeyi unutmayın.</p>