Özgürlüğü kişisel tercihiniz olarak görmekten vazgeçin!
Alper Atmaca
Özgürlük ile ilgili yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Neredeyse herkes özgürlüğün onlara ait(!) bir şey olduğunu düşünmekte. O kadar çok cümle “benim özgürlüğüm” ifadesini içermekte ki neredeyse herkesin bir miktar özgürlüğü cüzdanında harcamak üzere taşıdığına inanılabilir.
Özgürlük pek çok şey gibi diyalektik eşi ile tanımlanır. Gölgenin ışık olmadan var olamaması gibi özgürlük de baskının olmadığı durumda var olmaz. Eğer “özgür olunacak” bir baskı ortada olmazsa özgürlük diye bir kavramı tanımlamaya ne gerek olur ki? Bask bir kişiden, kurumdan hatta yerçekimi gibi fiziğin kendisinden dahi gelebilir. Bu konuda bir ayrım yok. Kamusal bir kural tarafından sınırlandırılmak ile yerçekiminin etkisi arasında bir fark yok; sonuçta tam olarak özerklik gösteremezsiniz. Bu özgürlüğü toplumsal olarak hepimizin paylaştığı ve birlikte ilerlettiği bir kaynak yapar.
Yerçekimi hepimizin ayrımsız paylaştığı bir baskı. Yerçekimi yüzünden dilediğimiz kadar zıplayamıyor veya kayarsak düşüyoruz. Sadece bir kimsenin Dünya’nın bir yerinde uçakla uçuyor olması o kişinin yerçekimine karşı bir çeşit kişisel özgürlüğü olduğu anlamına gelmiyor. Uçaktaki kişi yerçekimine; hava kirliliği, uçağı imal eden işçileirn sömürüsü ve sınırlı hava sahası gibi yerdeki tüm insanların olan ortak kaynakları tüketerek erişiyor.
Özgürlük fikri homo sapiens sapiens’in içkin bir özelliğidir. İnsanlık, tarihinde ürettiği aletleri uzaydan gelmiş siyah bir blok sebebi ile değil, doğanın kötü hava, yırtıcılar gibi tüm baskılarına karşı koymanın saf ihtiyacı ile yaptı. Bu araçlar insanlın özgürlüğünü kısıtlayan tüm doğa etmenleri ile mücadele etmek ve insanlığı bugünlere getirimek için kullanıldı. Bu sebeptendir ki hapis edilmek bir cezadır ve köle kılınmaya hiç bir zaman gerçekten rıza verilmemiştir.
Mülk yaılımlar ve hizmetler kullanmak adına bir özgürlüğünüz yok! Sayısal ve bugün neredeyse fiziksel efendilerimize kendinizi köle kılmak için size verilmiş şahsi bir hakkınız yok. Aksini iddia etmek ya cehalet ya da homo sapiens sapiens olmamakla eşdeğerdir. Gerçekten kabul edilebilir alternatiflerin olmadığı durumda özgür irade yoktur ve neredeyse her koda ve cihaza bir avuç şirket tarafından hükmedildiği bir durumda siz özgürce karar veremezsiniz.
Eğer sayısal köleliğe bir alternatif olduğu gerçeğinden habersizseniz bu tartışmadan muafsınız fakat özgür yazılımın, özgür donanımın, tamir etme hakkı hareketinin varlığından ve kendi kaderini tayin ve gücü halka nasıl geri iade etmeye uğraştıklarını biliyorsanız köleliği seçemezsiniz! Bir alternatifi varken yüklediğiniz her mük yazılım, üye olduğunuz her özgür olmayan hizmet, kullandığınız kamu kaynağı emen aracı ile aslında dünyadaki diğer tüm insanlardan bir parça özgürlük çalıyorsunuz, efendilerinize besliyorsunuz ve tabakta kalanlarını da kendi bencil ihtiyaçlarınız için kullanıyorsunuz!
Bu gerçeğin ne inkarı ne de etrafından dolanmanın bir yolu var. Bu, insanlık tarihinde daha önce yaşandı. İnsanlar yaşamları için ayaklandı ve bugün özgürlük ile haklar olarak bildiğimiz herşey onların mücadelesi ve acılarının üzerine kuruldu. Eğer özgürlüğünüzden vazgeçmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olduğunun farkında olmanız gereklidir.